Ne güzel bir gün değil mi?Kimi kandırıyorum.Her zamanki günlerden biri işte bu günde...Çalar saatim çalıyor ve hızlıca yataktan fırlıyorum.Karşımda annem var.
-"Günaydın Hector nasıl uyudun?"
-"Her zamanki gibi anne.Peki sen nasıl uyudun?"
Bu arada annemin adı Bella asılanda Isabella ama annem Bella'yı kullanıyor.
-"Fena sayılmaz uykucu bey.Hemen üzerini giy ve kahvaltını yap.Okula gitmek için on beş dakikan var".
Hızlıca yataktan fırladım.Elimi, yüzümü yıkadım ve mutfağa indim.Annem:
-"Hector proje ödevini yaptın mı"?
O an sanki zaman durdu.Bu gün proje ödevlerimizi teslim edecektik.Anneme yalan söylemek zorunda kaldım.
-"Tabikide yaptdım anne".
Annemin yüzünde mutlu olduğunu belirten bir gülüş vardı.Annem bu yalanı öğrenince neler olacağını tahmin bile edemem.Anneme fark ettirmemek için normal davrandım.Annem:
-"Hector 5 dakikan var".
Bu sözü duyar duymaz dışarıya fırladım.Şansım vardı ki tarih öğretmenim Bay John'a rastladım.Bu arada Bay John yürüyemiyor.Bay John'un Yanına giderek:
-"Günaydın Bay John bu gün nasılsınız?" dedim.
-"Günaydın Hector.Her zamanki gibiyim".
-"Size yardım etmemi ister misiniz Bay John?"
-"Zahmet olmazsa lütfen Hector."
Şans eseri Bay John'a rastlamam harika olmuştu.En azından geç kalma cezasından kurtulmuştum.Hala bir sorunum vardı.Proje ödevim bu gün teslim ediliyordu oysa ki ben daha hiç başlamamıştım.Yolda Kıvırcık'a rastladım.O benim en iyi arkadaşım fakat koltuk değnekleri ile yürüyor.
-"Merhaba Hec."
-"Nasılsın Kıvırcık."
-"Fena Sayılmaz."
Bir süre konuştuktan sonra Bay John:
-"Hadi ama okula geç kalıyoruz."
O bunu der demez, ikimizde sustuk.Birkaç yüz adım sonra okula vardık ve vardığımız gibi o berbat zil çaldı.İlk ders fizik ve proje ödevlerimizi teslim edeceğiz.Fizik öğretmenim Hector Lightning deyince hızlıca ayağa kalktım.
-"Henüz bitirmedim efendim."
Fizik öğretmenim kütüphaneye diye bağırdı ve arkandan geldi.Arkamı döndüm ve Fizik öğretmenim canavara dönüşmüştü.Üzerime uçtu ben onu savurdum.Bay John ve Kıvırcık geldi ve canavara tehtitler savurmaya başladı.Canavar hemen kaçtı.Bir süre kendi aralarında konuştular.Sonra Bay John bana bir kolye verdi
-"İyi bir silahtır," dedi.
O an içimden kahkahalar atmak geldi ama yapamadım.Kıvırcıkla birlikte eve gittik.Kıvırcık anneme:
-Bella Hector buradan gitmeli hemen dedi.
Annem telaşla fırladı.Kıvırcık'a
-"Bu olanları biri bana açıklasın", dedim.
-"Vakit yok Hector".
Arabayla kampa giderken Kıvırcık bana olanları anlattı.Eğer onlar doğruysa ben kimin oğluydum.Kıvırcık:
-"Saldıran canavara bakılırsa sen büyük bir tanrının oğlusun dostum."
O gün kampa varana kadar bir kaç canavarın saldırısına uğradık.Kıvırcık doğa güçleri ile onları alt etti.Bende Bay John'un verdiği kolyeyi kullandım.Kolye Düşüncelerim ile açılıyor ve çok yoğun ışık saçıyor.
Kampa vardık ve Kıvırcık beni hızla büyük bir eve götürdü.Orada Bay D. ile konuştuk.Kherion'u bulmak için yemekhaneye koştuk.Tam kapıdan girerken üzerime bir şimşek çaktı ve Kıvırcık kenara uçtu.Yemekhaneden herkes dışarı çıktı ve önümde eğildi.Başımda bir şimşek amblemi vardı.O an anladım ki ben Zeus'un oğluyum.