Bir saldırı daha

Titanların kalesinde karara vardık.Yeni bir saldırı daha.Bu sefer daha çok ordu ve güç kullancaktık.Ve bazı kurallar aldık bunlar:
(sizinde uymanız gereken kurallar var)
1-Savaşta yaralanan kişiler (arthur,maya vs.) saldırıya katılamayacak.
2-Eğer karşı taraftan bir tanrı/tanrıça savaşa katılırsa titanlarda katılır(hepsi katılır ayrıca savaşı yönetme izinleri var)
3- Saldırı zamanlı olacak, aralarda 5-6 saatlik mola olacak.
4- 4. kural yoktur.
5- 4. kuralı değiştirmek isteyenleri öldürürüm.
6- saldırı saatini beirleyeceğim
7-Saldırı sırasında esir olarak melez alabilirim.(bu kural çok iyi oldu )
vs. vs.
Saldırı için orduları hazırladım.Toplam 34 normal ordu vardı.16 öze ordu, 10 hava ordusu, 12 tanede yer delici ordu(bu orduyu merak edeceksiniz) vardı.ayrıca her türlü ihtimale karşı yedek ordular vardı.Saldırı için hazırlandık.Tüm ordular hareket etti.Titanlar sağolsun özellikleri ile orduları ışınladı.En son ben ve birkaç kişi daha vardı.O sırada Kronos banna seslendi:
Komutan Lelouch huzuruma gel!Sana söyliyeceklerim var. dedi ve yanına gittim.
Lelocuh silahını çıkar! dedi ve kılıcımı çıkardım.Titan ,özelliği ile kılıcı havaya kaldırdı.Ve kılıcı yoketti.şaşırdım.ama tepki göstermedim.Sonra kılıcım geri geldi.Kılıcım şekil değiştirmişti.Üstünde 3 farklı renk vardı. Ve 3 farklı bölge.1. bölge alev kırmızısı ,2.bölge siyah, 3. bölge ise gri rengindeydi.Titan şöyle dedi:
Bu kılıç normalden farklı bir kılıctır.Üstündeki renklere yoğunlaşısan yada dokunursan kılıç farklı özellikler kazanır.Eğer kırmızı renge dokunursan kılıç alevlenir ve etrafa alev saçar.Eğer siyaha dokunursan kılıç görünmez olur ve özelliğini daha güçü kullanabilirsin.Eğer gri renge dokunursan zamanı 1 mil çapa kadar yavaşatabilir ve kendini daha hızlı yapabilirsin Lelouch.
Lordum bu kılıcı ben üstlenemem çok güçlü bir kılıç bu!
Lelouch yeni silahın al!Bu bir emirdir.
Ve kılıcı elime aldım.Çok daha hafifti.Ve daha keskin.
Lelouch bu kılıç hem insanlara hem melezlere hemde tanrılara karşı işler!Bu kılıcı dikkatli kullanmalısın!
Teşekkür ederim Lordum!! İzniniz ile savaşa gitmek istiyorum
Tabi Lelouch!Gidebilirsin. dedi ve oradan ayrıldım.
Titan sayesinde kolayca savaş alanına gittim.Daha hiçbir şey başlamamıştı.Yeni bir planım vardı.Yunan ateşleri ile kampı yakmak.Tabi ilk başta sınırları geçmek sorundu.Bunun için bir plan geliştirdim.Drakonlara sessizce yunan ateşlerini yerleştirmelerini söyledim.Sonrada bir düzünek yapmalarını.Düzenek şöyle ki: Eğer canavarlar sınırı geçemiyorsa ve sınıra girdiği zaman geri tepiyorsa bir canavarı yunan atşleriyle beraber sınıra koymak.Böylece ya sınır yok olcak yada sınır yanacaktı.Tek kaybım 2-3 drakon olcaktı.Sorun değil.Drakonlar yerleşti.Ve yunan ateşlerini onlara verdik.Sınıra çarpınca geçemeyeceği için sınıra tırmandı(nasıl olacak derseniz bir kubbe düşünün.sonuçta içine giremiyorsunuz.Böylece en tepeye kadar çıkabilir düşmeden (hafif hayalperestlik) )ve onları patlattık.Bazı canavarlarda yunan ateşi atıyordu.Sınır yanmaya başladı.Bunu gören melezler hemen sınıra koştu.Ne olduğunu anlamışlardı.Bende canavarlar komut verdim.Ön ordu ve 1-2-3-4-5 adlı orduları savaşa hazırlandı.ön orduda 300 zırhlı ve pegasuslu drakon, elinde av tüfeği olan 100 telekeni,150 tane cehennem tazısı üstünde drakonlar vardı.1. orduda 5 hidra,10 mantikor,15 ejderha, 40 phoenix(nihahahha bunlar herkesi kül edecek), 1 doktor diken(yeniden canlandırdım kendisini), 1 tane de nemea aslanı (Herakles'in öldürdüğü aslan).
2-3-4-5. orduda ise toplamda 1200 zırhlı pegasuslu drakon,450 av tüfekli telekeni, 2 ölümsüz gorgon, 15 dev,75 phoenix, 1 Feniks Ejderhası(nihahahaha dünyada 1 tane var araştırın bakın),300 cehennem tazısı üstünde drakon,10 hidra vardı.Daha saldırı emri vermedim.Ama verecektim.Karşıdan gelen melezleri gördüm.6 orduyada saldırı emri verdim.Ve savaş başladı...

(isteyen rpyi yazabilir zaman başladı)

Yanıma Dan ve Cole'u alıp savaşa koştum şu ada durdurulamazdık.Ben ve Dan savaşta iyiyidik ama Cole...vay canına.
Cole neredeyse herşeyde çok güçlüydü.Neneleri zekasıyla hareket ettirebiliyor ve elektriği kontrol ediyordu.

-Cole özel silahımız sensin sadece benim dediklerimi yap ve şu ezik orduya günlerini gösterelim.

Cole bana baktı ve kafasını salladı savaşın içine doğru ses çıkarmayan bir kedi gibi ilerledik.En sonunda savaşın olduğu düzlüğe vardık.Savaş çoktan başlamıştı heryerde kaos vardı.Bir ağacın üstüne çıktık ve doğrulduk.Cole ve Dan'e döndüm.

-Dan sen Cole a güç ver bende ona yardım edeceğim!

Dan , Cole'un koluna dokundu ve odaklandı.Bende Cole a döndüm ve başımı salladım...
Cole işareti almıştı...

-Cehennem olun pislikler

Ve Cole odaklanarak orduya baktı...Bir an herşey dondu...
Ve birkaç saniye sonra etrafta çok fazla canavar dumanı vardı...
Ama hala hepsi ölmemişti...

Yeni gelen melez baya güçlüydü.Birkaç canavarımı haklamıştı.Onu durdurmam gerekiyordu.Kılıcımı çektim.Daha doğrusu yeni kılıcımı.Aleve yoğunlaştım.kılıcım alevlendi.Kırmızı kırmızı parlıyordu(ışıl ışıl ) ve savurdum.Belki Cole'a gelmedi ama bir iki melez yere düştü ve alev aldı.Sonra hidra ve phoenixlere emir verdim.Bir iki melezi saf dışı bırakmak için.15 hidra ve 115 phoenix aynı anda saldırdı.Saldırdıkları yer eridi.kayalar,ağaçlar ve 2-3 melez.Onlara acıyorum.Cesetleri bile kalmadı.Yeni komutlar veriyordum.Hidra,ejderha ve phoenixler aynı anda saldırıyor ve etrafı eritiyordu.Bu taktik iyi işliyordu.Sonra ki hedefleri canavarlarımı yok eden Cole'du.115 phoenix,15 hidra aynı anda Cole saldırdı.Ne yaptığını bilmem ama galiba eridi.Yazık oldu.Belkide son anda kaçmıştır kim bilir.Drakonlara oklarını çıkarmasını söyledim.1400 drakon aynı anda Apollon çocuklarına ok attı.
Evet çoğunu erittiler ama bazıları onlara denk geldi.Medusaara komut verdim.Bir periyi heykel yaptılar.İyi birr bahçe süsü olurdu.Mantikorlara emir verdim.İğne atmaları için.Bazı melezlere saplandı.Sonra özel ejderham olan Feniks'i çağırdım ve sırtına atladım.Sonra melezlerin yanına gittim.Feniks alevler atıyordu.Sonra kılıcımın gri yerine yoğunlaştım ve zamanı durdurdum.Feniks'den atlayıp melezlerin yanına gittim.Ve bir melezin kafasını kestim.Diğerininde boğazını.Sonra Feniks' e binip uzaklastım.Zaman normale dönünce ölen 2 meleze baktılar.Çoğu yaralanmıştı.Ve savaş devam ediyordu....

(ölenler sahte (fake,epic fake) oyunculardır.)

edit...

Cole gitmemişti bizi yeraltında oyuk açıp içine atmış sonrada kendiside içeri atlayıp oyuğu kapatmıştı.

-Plan nedir Kev ?
-Hmmm sen Athena oğlusun stratejiyi sen yap!

Kaşlarını çattı ve düşünmeye başladı.Daha 2 saniye zor geçmiştiki Dan ve bana döndü

-Şimşek ve ateş fırtınası!
-Nasıl yani ?
-Ben şimşeği indireceğim sende ateşi sanırım bir fırtına oluşturabiliriz dedi gülümseyerek
-Fena plan değil hadi deneyelim Dan sen bize güç ver!
-Tamamdır.

Birden düşünmeye başladım...derin bir iç çektim.Bu işi toprak altından yönetir ve daha güvenli bir şekilde tamamlıyabilirdik.Ama bu yukarda duran bazı melezlerin ölmesi demekti.Yada yukarı çıkar ve nişan alıp bu işi yapabilirdik.ve böylece hiçbir melez yaralanmazdı.
Karma anı:Benim yaşamımmı daha önemli yoksa melez arkadaşlarımın mı ?
...
Birkez daha iç çektim

-Cole...Bizi yukarı çıkar!

molanın bitiş saatini de belirteceğim burada saat 9 gbi biter yaklaşık

(mola bitmiştir rp yazılabilir)

Ordumu tekrar komuta ettim.Aklımda farklı bir plan vardı.Eğer zemini çok sıcak yada lavlarla kaplayabilsem, melezler hiçbir şey yapamaz.Bu plan iyiydi.Ejderha,hidra ve phoenixlere komuta verdim.Zemini alevlerle kaplıyorlardı.Bende geriye kalan ordumun tepeye çıkmasını söyledim.Zemin hem lav hemde alevlerle kaplıydı.Melezler kendini korumak için ya ağacın tepesine yada kampa geri dönüyordu.Bu sırada ölmemiş olan Cole'u gördüm.Vay daha ölmemişti.Ama şimdi ölecekti.Medusaya komut verdim.Ya onu taşa çevirsin yada ona ağ atıp lavların içine atsın.Medusa ağını çıkardı.Ve fırlattı.Cole'un ayağına denk geldi.Ve ağı kampa doğru fırlattı.Cole duvara çarparak durdu.Neden medusa istediğimi yapmadı ki?neyse
Sonra drakonlara komut verdim.Oklarla melezleri vursun diye.Sonra da devlere.Büyük toprak parçaları alıp fırlatıyorlardı.Telekeniler ise silahla ateş ediyorlardı.şimdilik iyi gidiyordu savaş.
Ve bitmesi de mümkün değildi...

O lavlar yüzünden aşağı inemiyordum ben de çareyi ağaca çıkmakta bulmuştum. Oysa ne güzel en az 30 tane canavarı elmaya dönüştürmüştüm. Hatta bir tanesini yerim diye yanıma bile almıştım. Sonra ağaca başka birinin tırmandığını hissettim. Ve yılan tıslamalarını.. Medusa beni öldürmek için ağaca mı çıkyordu?! Ceketimin cebine koyduğum elmayı çıkarıp baktım ne yazık ki yanılmamıştım. Elmayı tutmaya devam ederek tırmanmaya başladım. Ağaçta çiçekler açtırarak onun yavaşlamasını sağlıyordum. Elmaya bir kez daha baktım ve aklıma bir fikir geldi. Bir dalda durdum ve elmayı medusa'yı gösterecek şekilde ayarladım. Medusa yakınıma yaklaştığı anda hançerimi çıkarttım ve başını kestim. Bu medusaya yazıktı aslında hep başını kaybediyordu gorgoncağız. Bedeni düşerken gözlerine bakmamaya çalışarak başını tuttum. "Iyy" desem de ceketimi çıkarttım ve elmamı dala koydum. Çiçekler açıp düşmemesini sağladım. Gorgonun başını ceketime koyduktan sonra ellerimi ağaca koydum ve ölümlü ölümsüz kimsenin bana saldıramayacağı bir yer oluşturdum. Sonra şu lavlar geçene ve yeniden savaşana kadar orada kalmaya karar verdim. Ağaçta savaşmak yerde savaşmaktan çok daha zordu.

Lavların bana bir yan etkisi olmuştu.Bir melez medusayı lavlara attı.Önemli değil sonuçta ölümlü gorgonu attı.Ama bunu ödeyecekti.Hidra ve phoenixlere komut verdim.O melezin olduğu yere saldırmaya başladılar.Lav ve alevle saldırıyorlardı.Melez kendini korumak için bir yere gitmiştir.diye düşündüm.Sonra ağacı alevlerle yaktık.Sonra drakonlara ok atmaları için emir verdim.Biraz etraf neşelen sin diye.Bir iki melez oklara denk geldi.Ve lavlara düştü.Aldığım habere göre hava ordusu 1-2 gelmişti.Ordu da 300 mekanik ejderha, 200 basit uçaklı drakon,
200 pegasuslu drakon,200 pegasuslu telekeni, 50 ejderhalı drakon,1 ejderhalı gorgon vardı.Tam zamanında gelmiştiler.Zeminde lav olunca havadan geçeceklerdi.Saldırmaya başladılar.2 melezi daha lava attılar.Savaş devam ediyordu...

(ölenler fake dir)

Savaştan sağ çıkabilmek gerçekten zordu.Ama çıkacakda vardı.kardeşlerimi aldım.Ve bildiğim gizli bir yere gittim.Onlara baktım benim yaşlarımdaydılar.Ama ben buraya onlar önce gelmiştim.Onlara kıyamazdım.

''Kardeşlerim siz burda kalın!''

Dedim.Kardeşlerimin bunu kabul etmeyeceğini biliordum.Yinede şansımı denemeliydim.Hepsi bir arada konuşmaya başladılar.Daha sonra dayanamadım.

''Tamam,tamam gelin!''

Hep berarber Thalia ağacına yaklaştık.Özel gücümü kullanarak etrafın dikkatini dağıtıyordum.Avvcılarda onları vuruyordu.Birden kardeşim Alex'in başının tehlikede olduğunu farkettim.

Yine mi afrodit çocukları?Her saldırıda birisini yaralamak gerekiyor.Bu sefer gözüme birini kestirdim.Uçan medusaya komut verdim.Ağ atıp onu yakalaması için.Ve yakaladı.Sonra medusa yanıma geldi.Melezi yere atıp savaşa geri döndü.Sonra kılıcımı çıkardım.Ve aleve yoğunlaştım.Kılıcım alevlendi.Sonra ise meleze sapladım.Karnına saplayınca yanmaya başladı.Sonra ise göğsüne sapladım.Yanmaya başladı.Sonra ise onu lavlara doğru fırlattım.Sonra komutlar vermeye başladım.Kestiğim melez kurtulmuştu.Galiba kardeşi onu yakalamıştı.Ne şanslı.Sonra phoenixler kampın sınırlarını yakmaya başladı.Yeni farkettim ki Thalia ağacı tutuşmaya başlamıştı.Eğer ağaç yanarsa sınırlardı yanardı.Şansları giderek azalıyordu...

edit...

(mola bitmiştir yazacağım rp ile yazabileceksiniz)

Ordumu toparladım.Ve plan yaptım.Yeni gelen 5-6-7-8-9 ordum savaşa hazırlandı.Orduda toplam 1000 zırhlı drakon,700 silahlı telekeni,15 hidra,80 phoenix,10 ejderha,,600 cehennem tazısı,20 dev,50 mantikor vardı.Bu çok iyi olmuştu.Çoğu canavarum yok olmuştu zaten.Savaş için planı anlattım.Ve savaş başladı....

Verdiğim konutlarda ilk başta phoenix,hidralar ve jderhalar yer alıyor.Yapacakları etrafı alev ve lavlarla kaplamak.Böylece çoğu melez saldırımayacaktı.Lavlar etrafı kaplamaya başladı.Sonra hidralar ağaç ve tepeleri yakmaya başladı.Böylece korunacak yerleride olmıyacaktı.Sonraki komut 2500 e yakın drakonun oklarla etrafı kuşatması oldu.Bu okların çoğu isabet etti.İki melez 5 yerinden oklarla öldü.Çoğu da yaralandı.Sonraki komut ise minotor ve devlerle ilgiliydi.Devler ve minotor büyük toprak parçaları alıp top haline getiriyor.Ejderha ve pohenixler topları alevlendiriyor.Sonrada dev ve minotor topları atıyorlardı.Etraf toz içinde kalıyordu.Melezler saldırıya geçti ama nafile.Bazıları ok atıyordu.Kılıç ve hançerli olanlar ise bir şey yapamıyorlardı.Birden lavlar azalmaya başladı.Bazı melezler suyu kontrol edip lavları söndürüyordu.Bu kötüye işaretti.Phoenixler saldırıya geçti.Ama pek bir şey yapamadılar.Lav ve alevler söndü.Ve melezler saldırıya geçti.En önden cehennem tazıları ilerliyordu.Hızlı gittikleri için melezlere çarpıp onları uçuruyordu.Drakonlar ok fırlatıyor,uçan canavarar ise yunan ateşi atıp etrafı patlatıyordu.
Bir anlık olayla canavarlar toza döndü.Ne oluyordu?Apollon çocukları ok atıyordu.Her attıklarında 100 e yakın drakon ölüyordu.Fazla canavar kaybetmeye başladım.Yeni destek ordumun gelmesini bekledim.O sırada bana doğru gelen melezi gördüm.Kılıcımı çıkardım.Onun elinde bır hançer vardı.İlk olarak şöyle dedi:

Neden Melez Kampı'na saldırıyorsun?Sonuçta sende zamanında oradaydın?
Kendimce sebeplerim var melez.
dedim ve aleve yoğunlaştım.Kılıcım alevlendi.Meleze bir daha bakınca onun çok küçük olduğunu anladım.Ya 12-13 yaşındaydı.Theia'dan beni ışınlamasını istedim.Yoksa orada o melezi öldürebilirdim.Beni farklı bir tepeye ışınladı.Ve o melez savaşmaya başladı.Onu durdurmam gerekiyordu yoksa ölecekti.Aklımdan ne kadar da merhametli olduğum geçti.Neyse ölürse de ölsün.Ama ordumu oradan çekmeliydin.Orduyu sola saldırmaları için komut verdim.Ve sonra beklediğim ek destek geldi.Titanların onu nereden bulduğunu bilmiyordum.Şimdi onların gücünü dahi iyi anlamıştım.Bir savaş arabası.Size basit gelebilir ama savaş arabasını Diomedes'in kısrakları diye adlandırılan 4 adet at, çekiyordu.Bu atları birini Herakles bile kontrol edememişti.İnsan yiyan bu atlar muhteşem görünüşlere sahipti.Bu atlar melezlerin sonu olacaktı...

Ağaç yanmaya başladığında içimden kampta bu kadar çok ağaç olmasına ne kadar sevindiğimi fark ettim. Kökü yandığında ağaç devrilirken ben de atlayıp bir başka ağaca geçtim. O sırada bana saldıran canavarları meyveye dönüştürüyordum. Kamp sınırlarına bilmem kaçıncı atlayışta ulaştım artık ayaklarım ağrıyordu. Kısa süre dinlenmek için köşeye geçip oturdum. Ne kadar süre geçti bilmiyorum ama ayaklarımın ağrısı geçmişti. At kişnemesi ve canavarların seslerini duydum. Pegasuslardır diye baktım ama onlar yerine et yiyen atları gördüm. Bir bunlar eksikti diye düşündüm. Ayağa kalktım ve bize doğru koşan canavarların çiçekler açtırarak düşmelerini sağladım. Düşen canavarlardan sınıra yakın olanları koşup meyveye çeviriyordum ama atlardan uzak duruyordum. Bir canavarı daha öldürdükten sonra sınırdan kampa girdim, en azından güvendeydim..

(at yiyen at çok mantıklı )
Kapana kıstırdığımı düşündüğüm melez ağaçtan atlayıp başka bir ağaça geçmişti.Böyle yapa yapa kampa ulaştı.Kurtulmuş oldu.Diomedes'in kısrakların çektiği savaş arabasını aldım.Yanıma bir düzüne ok kullanan drakonda aldım.Ve sınırlara doğru uçtum.Atları gören melezler kaçmaya başladı.Ama atlar bir melezi yakaladı.Atlar melezden bir ziyafet çıkardılar.Yenien melezi görenler kampın sınırlarına kaçtı.Atlar uysallaştı.Daha sakin oldular.Sonraki komutum yerdelici orduya oldu.Yapmaları gereken,burdan yeri delip kampın içine geçen bir yol yapmaktı.Yerdelici olarak köstebek,yer delici araçları vardı.Şimdilik iyi gidiyorlardı.Bir sorun yoktu.Eğer tüneli yaparlarsa o zaman Melez Kampı savunmasız kalacaktır.Tüm ordumla beraber kampa direk girebiliecektim.Bu da onların sonu olurdu...

(melez yiyen yazacağııma öyle yazmışım editleyeyim

1 aydır avcılar ile takılıyordum kampa saldırı olduğunu duyunca avdan ayrıldım ve kampa gelmek için yolla düştüm. Kampa geldiğimde harap olmuş çevreyi gördüm. Gözümden bir yaş damla süzülünce hemen sildim ve toplanan konseyin yanına gittim. Herkes olayın içinden nasıl çıkacakları hakkında konuşuyorlardı. En sonunda sinirlenip ayağa kalktım

''Şimdi gidip o sisbozuntusuna hadini göstericem!!'' diyip sinirle dışarı çıktım. Arkamdan hayırdiye bağırışları umursamadan çıktım. Ve kulübeme gittim. Üzerime zırhımı giydim.Bilekliğimi ve yüzüğümü takıp savaş alanına gittim. Önüme ne gelirse ne görürsem kesmeye başladım. Sonra küçük bir melezi yakaladım.

''Git ve o sis bozuntusunu onu düello'a davet ettiğimi söyle'' çocuk yalpalayarak koşup gitti.

Küçük bir melez benim yanıma geldi.Birisi beni çağırıyormuş ama kim?Nerede olduğunu gösterdi.Teşekkür edip onu yolladım.Eğer ordumun başından ayrılcaksam bir süreliğime ordumu birine devretmeliydim.Ama kime?Bu işi en iyi Prometheus yapardı.Ona haber gönderdim.Çok kısa bir sürede geldi.Olanları anlattım.Dikkatli olmamı söyledi.Ve bana her türlü ihtimale karşı bir şey verdi.Bu bir kolye idi.Kolye kırmızı renk ve üzerinde anka kuşu vardı.Sadece bir kere kullabilirdim.Kolyeye dokunduğum zaman bir phoenix ortaya çıkıyordu.Bu çok iyiydi.Her türlü ihtimale karşı.Prometheus'a teşekkür edip oradan ayrıldım.Gölge kolyesine dokundum ve kalkanım çıktı.Kronos'un verdiği kılıcıda çıkardım.Şimdilik iyiydi.Gittiğim zaman onu gördüm.Yaklaşık benimle aynı boyda,domuz kabartmalı bir kalkanı,einde bir de mızrağı vardı.O Ares'in kızıydı belli.Her türlü ihtimale karşın bazı yerlere keskin nişançı(sniperlı telekeniler,iyi ok kulanan drakonlar) koymuştum.Onun yanına gittim.Ve şöyle dedim:
Kim beni hangi cüretle çağırıyor!!? ...

Elimdeki mızrağı ve kalkanı yok ettim sonra alaycı bir ifade ile

'' Benim, Klozet kafa halla başın kokuyor!! '' Bir kaç canavar ve melez sırıttı. Lulu onlara bakınca hepsi mum kesildi.

''Ne istiyorsun?'' Kılıcım Digory'i göstererek seslendim

''Sana bir düello teklif ediyorum!! '' kendindinden emin olarak güldü

''O kadar emin olma hala çaylaksın sis bozuntusu ''

Evet ondan intikamımı alacaktım.Hemde şimdi.Bende kılıcımı gösterdim.Ve aleve yoğunlaştım.Kılıcım alevlendi.Hermia kılıca dikkatlice baktı.Sonra kalkanımı dokundum ve açıldı.Düello başlıyordu...
İlk hamleyi o yaptı.Soldan bir kılıç hamesi yaptı.Hemem kalkanım ile saldırıyı savuşturdum.Kalkanım güç emmişti.Süreki saldırıyordu.ve kalkanım onun saldırısını emiyordu.Sonra ben saldırmaya başladım.Kılıcımı savurdum ve bir çizgi halinde alev ona geldi.Zırhının kenarları alev aldı.Çok hasar almamıştı.Hemen alevi söndürdü.Bende bunu fırsat bilerek saldırdım.Gölgeye yoğunlaştım.Kılıcım siyah siyah(ışıl ışıl) parladı.Kolundaki zırh parçalandı.Ama yine hasar almadı.Düello hala devam ediyordu...

O sisin çocuğuydu. Gözlerimi kapatarak yoğunlaştım. Etrafı dinledim sonra kılıcımı zırhı ile kaplı göğsüne dayadım. Bunun aptalca olduğunu düşündü ama ben kılıcımın elektrik gücünü aktfleştirince geriye sendeleyip düştü.

''Dedim ya ÇAYLAKSIN'' Minferimi çıkardım. Ve üzerine attım. Arkemı döndüm. Daha adım atmamıştım ki sırtıma doğru hamle yaptı. Eğildim.Üzerimden geçen görünmez olsada havanın akımından hissettiğim kılıcını hemen boştan atıp tekrar saldırdı. Kalkanımla geri karşıladım. Ve sol koluna doğru Hamle yaptım ama hemen geri çekip bacaklarına yöneldim. Geri çekilsede yavaştı birazcık kesildi.

''Ahhh!!'' diye bağırınca bir adım geri çekildim kendisini toplamasına izin verdim. Sonra hızla saldırırdı.Eğildim ve göğüsüne güştü bir dirsek attım.

Ares kızı bana sertçe bir dirsek attı ve yere düştüm.Ne yapacağıma karar veriyordum.Ve buldum. Kılıcım daki gri bölgeye yoğunlaştım.Ve zamanı yavaşlattım.Bu benim için fırsattı.Hızlıca ondan kurtulup ayağa kalktım.Ve anka kuşu kolyeme dokundum.Hızlı bir şekilde phoenix ortaya çıktı.Ares kızı ne olup bittiğini pek anlamadı.Ama işler onun lehineydi.Anka kuşuna saldırmasını emrettim.Hem daha yavaş olduğu için kaçması zor olacaktı.Phoenix ağzından alevlerle kızı sardı.Etrafı alevler kaplandı.Oradan nasıl kurtulacağını merak ediyordum.Ne olduysa oldu yere düştüm.Ah şu köstebekler tüneli yanlış yapmışlar.Yere düştüğüm için zaman normale döndü.Tabi Hermia ne olduğunu anladı.Kalkanı ile korunmaya çalışıyordu.Sonra bir melez suyu kontrol ederek alevi söndürdü.Bunlar çok sinir bozucuydu.
Hala düello devam ediyordu.Ve devam edecekti...

Yaptığı şey hoşuma gitmedi. Beni çok sinirlendirmişti ve ben sinirlenince babam oluyorum ondan farksız. Rose sağ olsun alevlerden kurtulmuştum. Sinirle art arda kılıç darbeleri buruyordum. Karşılık veriyordu ama fazla hızlıydım. Geri geri gidiyordu sonra bir anlığına o da hızlandı. Melezlerden ve canavarlardan oluşan bir hakanın içinde olmak beni sitrese soksada konsantre oldum ve sadece bir sonraki hamlemin ne olucağını kestirmeye çalışıp karşılık veriyordum.

''Pes et Mia sadece Kronos'u daha çok kızdırıyorsun'' İçimden Kronos'a söverken bir yandanda saldırı ve savunma yapıyordum. Bir an ayağımın altına bir taş geldi ve dengem kayboldu. Düştüm. Kılıcım bir yana savruldu ve bir melez onu ayağının altında tuttu.Lulu sırtıp kılıcı bana dikey tuttu.

''Sonun geldi Ares kızı '' Kılıcı hızlıca aşağı indirdi. Hemen yana yuvarlandım. Ve ona çelme taktım. Düştü ve minferi çıktı. Hemen kalkıp Kılıcımı elimde düşündüm. Elimde Digory olunca hemen boğazına götürdüm. Biraz ittim. Yüzünü ekşitti. Ölümsüzdü ama şimdi onu kılıçtan geçirsem bir süre başımızda olmazdı. Evet yapabilirdim. Kılıcı daha ittim hafifçe kan aktı.


'' Ben bu değilim çaylak ben melez öldürmem şimdi ordularını çek yoksa ordunu katletmekten çekinmem'' Kılıcımı çektim. Havaya attım. Elime yüzük olarak düşünce takıp arkamı döndüm ve yürüdüm.

(artist melezler çok arttı)
Kılıcını boğazıma dayadı ve ordularını çek dedi.Zaten fazla hasar vermiştim.Şimdilik yeterdi.
Ama yapmam gereken bir iki iş vardı.Hermia arkasını dönüp yürümeye başladı.Bana kimse bakmazken köstebek ve yer delicilerin yaptığı tünele girdim.Tünelle birlikte melez kampının içine girdim.Eve yapmam gerekeni yaptım.Thalia ağacındaki Altın Post'a doğru yürüdüm.Ve altın post'u alıp tünele geri döndüm.Ağaç ve çimenler solmaya başladı.Ama herkes savaşa odaklanmıştı.Tünelden çıkıp tepeye doğru yöneldim.Savaşa biraz baktım ve bir telekeniyi yanıma çağırdım.Ona bir melezi gösterip onu vurmasını istedim.O melez Afrodit kızıydı.Her zaman birileriyle uğraşmak gerekir değil mi?Telekeniler silahla onu vurdu.Melez yere düştü.Belinden aldığı 2 kurşunla yere düştü.Ve bayıldı.Ne de güçsüz oluyorlar değil mi?
Sonra ordulara geri çekilme emri verdim.Sonrada Prometheus'a teşekkür ettim.Artık Manhattan da değil Titanların Kalesindeydim.Bugünlük bu kadar yeter dedim.Sonra altın lahite yaklaştım.Titan Kronos'un parçaları oradaydı.Altın postu lahitin içine attım.Işıl ışıl parlamaya başladı.Titan Kronos bana tesekkür etti.Sonra bende odama çekildim.Dinlenmem gerekiyordu...

Rp bitmiştir....