Normal bir gün gibi başlamıştı bu günde kalkıp giyindikten sonra çantama birkaç koku bombası ve kütüphaneden yürüttüğüm böcek anatomisi kitabı(içinde gerçek kurutulmuş böcekler var) aldım.Mutfağa giderken çantamı kenara fırlattım. Ve mutfak masasına oturup mısır gevreği ile sütü kaseye boşalttım.Kaşıklamaya başlamıştım ki annem içeri girip
‘’10-9-8-7…’’diye başladı.Ağzıma son sürat kaşığı tıkmaya başladım.
‘’2-1-0..’’dedi ve cama baktı. ‘’ Düt-düüt’’diye bir ses gelince bana dönüp gülümsedi.
‘’Pek dakikimdir’’güldüm.Tabağımdaki sütü kafama dikip,annemin elindeki peçeteyi aldım.Koşup çantamı koluma taktım , kapıyı açıp servise doğru koştum.annem kapıda durup
‘’Normal ol söz verdin’’diye bağırıp gülümsedi.
‘’Denerim’’dedim ama aklımdan ne sinsilikler geçiyordu.Jake’in yanına oturdum okulun yarısında gelmişti şakalarımı kaldırabilen tek çocuk olarak gözüme girmişti.Okulda hem sevilen hemde nefret edilen bir kimse olmak herkesin boyunun borcu değildir.(övünmek gibi olmasın)
‘’Hey bir numaralı conconum ne haber?’’gülümsedi.Ama tedirgindi sanki pekte gülesi yoktu.
‘’Eh’’ dedi. Omuzuna yumruk atıp
‘’Hadi ama gülümse dostum!’’ parmaklarımla ağzını yukarıya doğru gerdim.Kızıp;
‘’Uff yapma Coco’’dedi.Omuzlarımı silkip koltuğa yaslandım.Bugün normal olmak zorundaydım.Annem müdürle konuşmuştu eğer bu gün uslu durursam beni okuldan atmazlarmış.Ama bugün Lady Martha’yı kudurtmam şarttı.Sonra saçıyla oynayan Martha’ya baktım.Kız tam kokonaydı süslü,şımarık,popüler ve zengin.Kalktım ve marthaya doğru yürüdüm.Alice’nin meyve suyunu aldım itiraz edecek gibi oldu ama göz kırptım. Sustu. Marta’nın yanına geldiğimde
‘’Selam layd’im naber?’’ somurtkan ve küçümseyici bir bakışla
‘’İyim, sen nasılsın ezik’’ Gülümsedim.
‘’İyidir ne olsun elbisende pek güzelmiş’’
‘’Ah saol işte…’’ Diye övünmeye başlayınca sadece hıhı diğe savuşturdum ve hadi diye mırıldandım. Ve işte o an Her gün geçtiğimiz o tümsek gene vardı ve elimdeki meyve suyunu hoplattı. Şlap Lady’nin üzerine
‘’Ah çok özür dilerim tatlım şu kahrolası tümsek işte’’ yerime gittim. Jack’in yüzüne mutluluk geldi.Okula varmıştık evet şaka maka maskara…
------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Tüm gün azar işittim. Ve doğru bildiniz kapı dışarı edildim. Sıkılmıştım ve annemin o hüzünlü bakışlarını çekesim yoktu. En sevdiğim yer şehrin hemen dışında eski bir rasathane vardı. İskeleye oturup sesizliği dinlemek hoşuma gidiyordu. Tam arkama yaslandım ki Önce adım sesleri ile sonrada Bir ses ile irkildim
‘’Hey, coco’’ Jack’ ti bu gözlerimi açtım. İki toynak yukarıya doğru çıktım kıllı bacaklar ve
‘’ Oha bu ne dostum’’ bir suskunluk ‘’ he anladım bunu bayan Julia görse bayılır dehşet olmuş.’’Sonra yanında ki somurtan kızı gördüm.
‘’Bir dakika sen gizli yerimize yabancımı getirdin. Yeminini bozan denize atıllır’’ Ellerimi ovuşturdum. Kıza dönüp bakınca açıklama yapmasını anladı bezgin halde
‘’Selam ben mia, ee seni bir kampa götürmemiz istendi ve şey hızlı olmamız gerek’’ Kamp mı kamptan nefret ederim.Beni tüm yaz iyi çocuk yaparlar. Kızda Jack ‘te çok heycanlıydılar sürekli etraflarına bakıyorlardı.
‘’Ne oluyor ‘’ dedim sonunda ikiside birbirine bakıp
‘’ Bak Coco nasıl desem çok zaman yok''
‘’ Bak Coco baban ne öldü ne de kayıp falan sizide terk etmedi’’
‘’Vay süper şaka ama daha inandırıcı olun lütfen beni üzüyorsunuz bakın gülmüyorum’’
‘’Bizi dinlemiyorsun !! sen bizim gibisin melesin ! ‘’
‘’Ha tabi babam ile ilgi önemli gerçek buydu babam bir zenci ee haliyle annem beyaz olunca bende melez oluyorum değil mi bana kalırsa siz kafayı yemişsiniz ne benim ne de senin meleze benzer yanımız yok çünkü..’’
‘’Öyle değil kapa çeneni de dinle ‘’ Jack’e dönüp
‘’Bu kesinlikle Afrodit kızıdır çeneye bak papuç gibi’’ sonra geri bana döndü
‘’ Hani yunan tanrıları vardır Zeus Poseidon Hera Athena falan’’
‘’He he anladım Latince dersin de işitmiştim ama ya uyuyordum yada dışarı falan atılmıştım’’
‘’Bak anlaşıyoruz işte şimdi de büyük gerçek onların hepsi gerçek ve ımm onlardan biri baban ha birde peşimizde tam 2 tane telekine var hem senle hemde onlarla ilgilenemem çaylak siz şimdi uslu uslu kampa gidin bende onları tartarusa gönderip geleceğim’’ bana bir dizk attı. Ortasında bir taş vardı. Taşa dokundum ve disk kılıca dönüştü. Önce kılıca sonra onlara baktım
‘’Aman tanrım siz..’’
‘’Evet siz Jake ile gidiniz bende canavar öldüreyim ‘’
‘’Her neyse kampta görüşürüz Tanrılar sizinle olsun!!’’ dedi ve arkasını dönüp gitti. Jake elimden tutup iskelenin kumsal tarafına doğru atladı.
‘’Delirdin mi sen’’ suya indiğimizde bele kadar su vardı. Koşmaya başladık ve karaya çıktığımızda
‘’ Yavaş ol dostum bu ne hız?’’ Jack beni duymamazlıktan geldi. Koşmaya davam etti taki karşımıza pekte şeker olmayan bir köpek çıkıncaya kadar
‘’Mee cehennem tazısı!!’’ Dehşet dolu bakışlarla bana baktı. Benimde dilim damağım kurudu. Mia‘nın bana verdiği disk sanki ısınıyordu. Sonra diskin taşına dokundum. Elimde bir kılıç oluvermişti. Korkuyordum ki ( Aslında eğlenceli ve Adrenalin doluydu.) Köpek Jake’in üzerine atladı.
‘’Git Coco koşşş’’ Diye bağırdı. Gözümden gelen yaşlara engel olamadım. O an gelen bir cesaretle kılıcı cehennem tazısına doğru fırlattım. Jake şok olmuş bana bakarken burnumu çekip
‘’Dostum bu harikaydı hadi bir daha yapalım’’ Güldü. Mia yanımıza nefes nefese geldi.
‘’Vay be off yoruldum hadi gidelim ‘’ Elini kemerinde asılı duran bir keseden drahmi (O derste uyumamışım) çıkarıp kaldırıma attı.
‘’Kız kardeşler taxi hizmetinizde’’ Önümüze gri duman gibi bir taxi geldi. Arabayı garip olsada pek aldırmadığım 3 cadı kullanıyordu. Sonra uykuya daldım.
Kampa geldiğimizde büyülendim.