Bugünün bir rüyadan ibaret olmasını isterdim ama değil işte ne yapalım? Okulun bahçesinde bir canavarla savaştığınızı düşünün. Ama ona bakamıyorsunuz. Baktığınız an taşa dönüşeceksiniz. Eh, benim yerimde olmak istemezdiniz değil mi? Derste olmam gereke yerde bir canavar tarafından kovlanıyordum. Ne güzel değil mi? Bakalım bu sefer okulu nasıl havaya uçuracağım. Ha , tabi yanımda birde arkadaşım Randy var. Çok garip yürür kendisi ama koşmaya gelince geçebilene aşk olsun. Ve birde sürekli
'Aaaaaaaa!' diye bağırıp kafamı ütülüyor. Neyseki bana bir saat verdi. Ne işe yarıyacak bu dediğimde zamanı gelince görürüsün dedi. O yüzden biraz kafadan çatlak olduğunu düşünürüm. Ama o saati sükli taktım nede olsa zamanı gösteriyor değil mi? Bir canavarla savaşırken gerçekten ihtiyacım olacak.
Randy sürekli
'Saatin düğmesine bas!' diyordu. Ama ben duymamazlıktan geliyordum. Canavara az fark atmıştık. Çok tehlikeli olsada okuldan içeri girdim ve lavaboya doğru koşmaya başladım. E tabi Randy de. Canavarın Medusa olduğunu söylemişti Randy. Yunan mitolojisini severdim. Onuda oradan tanıyordum. Sürekli
'Bana bak tatlım .!' diyordu. Ona bakmamak için kendimi zor tutuyordum. Lavaboya girdim. İçeride bir çocuk vardı. Medusa arkamızdan iöçeri girdi. Ne yazık ki çocuk ona baktı ve taşa çevrildi. Çocuğa yazık oldu diye düşündüm. Medusa sevinçli görünüyordu. Derken Rany yanıma geldi ve saatimin düğmesine basıverdi. Saat birden çok güzel bir kılıca dönüştü. Kılıçtan medusa'nın yüzünü gördüm. Gerçekten iğrençti. Saçları yerine yılanlar vardı. Iyyy ! Kusacağım galiba.
'Telefonunu çıkar.' dedi Randy. 'Arka kapağından ona bakarak savaşabilirsin.'
Telefonumu çıkarttım. Gerçektende güzel bir fikirdi. Medusa çocuğu süzerken bir tuvalete girdi. Okulda her zaman yaptığım şaklabanlığı yaparak musluğa bastım duvara tutunup duvarın üstüne çıktım.Telefonla Medusa'ya iyice baktım. Daha sonra gözlerimi kapatop Medusa'ya doğru atladım ve kılıcımı savurdum. 'Ahhhhh!' diye bir feryat koptu. Arkamı döndüm gözlerimi açıp telefonla ortalığı süzdüm. Medusa'dan hiçbir iz yoktu.
'Aferin Leo !' dedi Randy. 'Haydi beni takip et.'
Lavabodan ve okuldan çıktık. Daha sonra annemin arabasınyla bizi beklediğini gördüm.,
'Haydi atlayın.' dedi. 'Sizi kampa bırakacağım. Leo Randy'nin sözünü dinle.'
Arabaya bindik. Annem bizi ormanlık bir yerde indirdi. Beni öptü ve gitti. Randy'yi takip ettim. Bir tabelayla Melez Kampı yazan bir yere geldik. Ve oradan geçen bir çocuk bana
'Melez Kampına Hoşgeldin!' dedi.