Suya bir taş daha fırlattım.Sonra bir tane daha,ve bir tane daha.Nedenini bilmediğim bir öfke kabarıyordu içimde.Elime büyükçe bir taş alıp hışımla suya fırlattım yine oturduğum kumsaldan.O sırada suda bir yüz belirdi.Ardından netleşti,sonra da suyun içinden güzel bir kadın çıktı.Kim olduğunu nasıl bildim bilmiyordum fakat bu kadın kesinlikle Amphitrite idi.Biliyordum,hissediyordum.Bana ifadesini anlayamadığım bir şekilde baktı."Hıncını sudan,kumdan, çıkarma tatlım." dedi yumuşak ve pürüzsüz bir sesle.Sesi insanı rahatlatıyordu.Oysa bunu başkası söyleseydi,bu şekilde söyleseydi kızabilirdim."Ö...Özür dilerim." dedim şaşkınlığımı gizlemeye gerek duymadan."Hıh.Teşekkürler." dedi yine aynı ses tonuyla.Evet,dedim içimden.Başkası söyleseydi kesinlikle çok kızardım.Amphitrite başka bir söz söylemeden geldiği yere geri döndü,suya.Ağzım açık kalmış olanlara bakıyordum hala.Gerçi neyine şaşırmıştım bilmiyordum,sonuçta bu olası bir şey.Ellerimden güç alarak kumdan ayağa kalktım ve kulübemin yolunu tuttum.Dünün yorgunluğunu hala atlatamamıştım,erken uyusam iyi olacaktı.Gerçi bu saatte uyuyarak Nyks çocuklarından farkım pek kalmayacaktı ama yine de bizi zor günlerin beklediğinden emindim.Erken yatmak,başka alemlere dalmak kulağa oldukça hoş geliyordu benim için.Zaten Amphitrite'nin sakin ses tonu benim uykumu getirmişti.Not etsem iyi olacak : Amphitrite'yi pek dinleme.Neyse ki tanrıçanın albümü yok,eğer olsaydı o yaptı diye alırdım.Gerçi uyurken dinlerdim,sesi ninni gibi sonuçta.