İşim gücüm olmayan birgün bulmak benim için çok zordur. Ama bulabildiğim günlerde vardır. Mesela bugün. Kampa geldiği ilk gün tanıştığımız Leo'yu ziyaret edecektim. Onunla hiç macera yaşamamıştık ama oturup sohbet etmişliğimiz vardır. Aslında anlatılacak çok şey var ama buna vaktim yok. Kapıyı çalıp birinin açmasını bekledim. Birkaç saniye sonra kapıyı kıvırcık saçlı benim yaşlarımda olan, Leo açtı. Kenara çekilip "İçeri girsene kanka."dedi. İçeri girip etrafa bakındım. Daha doğrusu birşeyler görmeye çalıştım çünkü etraf karanlıktı. Nyks çocuğuyla takılıyorum ne bekliyorum ki? Koltuğa oturup "Kanka, sizin kulübe hep bu kadar ürkütücümüdür?"dedim. Gülerek yanıma oturup "Genelde evet. Doğamız gereği karanlığı seviyoruz. Sizin kulübe nasıl?"dedi. Umarım bir yerden biri fırlamaz düşüncesini kenara bırakıp "Burdan daha aydınlık olduğu kesin."dedim. "Ama denetlemeden denetleme temizlik yaparız. O yüzden kulübeye girdiğin andan itibaren mayın tarlasında dolaşıyormuş gibi dikkatli olacaksın. Yoksa birşeyleri ezebilir, kırabilir vb. olaylar yaşayabilirsin. Boş zamanında uğra görürsün."
Leo kaşlarını kaldırıp "Sizin kulübeye gelmeden önce sağlık sigortası falan yaptırmalıyım anlaşılan."dedi. Gülerek "Bunu zifiri karanlıkta yaşayan biri mi söylüyor? Bu karanlıkta düşüp bir yerimi kırsam yeridir."dedim.