Öğlen vakti kulübeden dışarı çıkmış kahve tozu almak için kamp marketine gitmeye karar vermiştim.Üstümde her zaman giydiğim kısa şortum ve pembe askılı tişörtüm vardı.Yaylana yaylana markete giderken bir kızla çarpıştım.Yere düşmüştüm.Bacağım gerçekten de çok acıyordu neyse ki ellerimle düşüş hızımı yavaşlatmıştım.Zar zor ayağa kalkma çabaları gösterirken bana çarpan kız "Özür dilerim.Bu kampta yeniyim ve marketi bulmaya çabalıyordum." dedi elindeki haritayı göstererek.Sonra bana elini uzattı,ben de elinden güç alarak doğrulmayı başarabildim.Üstüm toz toprak olmuştu.Bacağım da çizilmişti ama kan yoktu.Üstümü silkeledim ve "Önemli değil.Ben de dikkatli olabilirdim." dedim gülümseyerek,ardından devam ettim "Sen yeni çaylak,pardon kız olmalısın." Kız 'O kadar da yeni değilim' der gibi baktı."Bilanca." dedi."Ben de Thalia,ama herkes Thay der" dedim ve elimi uzattım.Elimi sıkmadı.Ben de geri çektim."Sen şu evlenecek olan Afrodit kızı olmalısın." dedi bana gülerek.Benim evliliğim hakkında konuşurken yürümeye başladık.Sonunda bir kulübenin önünde durduk.Amphitrite kulübesi.Kulübeyi süzdüm ve "Sen Amphitrite kızı mısın,Ares kızına daha çok benziyorsun sanki." dedim ve kıkırdadım.Gözlerini devirdi.Bunu çok az kişi söylemiş olmalıydı."İstersen konuşmaya odamda devam edelim." dedi ve kapıyı açtı.İçeri geçti,ben de peşinden onun odasına gittim.Etraf maviydi,çok mavi.Odasından içeri girdik.Odası değişikti,bol bol poster vardı ve hakim renk maviydi elbette.Su yeşili bir puf vardı odasında.Kendisini onun üstüne attı ve bende pufun karşısındaki tek kişilk koltuğa oturdum.Sonra ayağa kalktı ve bana kahve isteyip istemediğimi sordu.Kabul ettim.Zaten markete kahve yapmak için toz almaya gidiyordum,neden hayır diyeyim ki?Sonra bana kahvemi getirdi ve tekrardan pufa oturdu.Sonra evliliğim ve Aldrick hakkında konuşmaya devam ettik.