Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Hephaistos'un Kılıcı

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Katherina Zoey Night
Nyks'in Çocuğu
Nyks'in Çocuğu
Katherina Zoey Night


Mesaj Sayısı : 181
Kayıt tarihi : 02/02/11

Hephaistos'un Kılıcı Empty
MesajKonu: Hephaistos'un Kılıcı   Hephaistos'un Kılıcı Icon_minitimePerş. Haz. 30, 2011 12:13 am

Saat gecenin biriydi. Plajda, kumların üzerinde oturuyor ve hafif esinti yüzümü okşarken duyduğum dedikodular ile ilgili ne yapabileceğimi düşünüyordum. Bir şey yapmak zorunda değildim elbette, ama kampta boş oturmak canımı sıkmıştı. Hephaistos’un kılıcı ile ilgili bazı dedikodular duymuştum. Gözlerimi kapattım ve sesli bir şekilde düşünmeye başlayarak “Kılıcı kendi hurdalığında tutuyor, orada saklıyor olmalı. Kılıcın ne işe yaradığını bilmiyorum, ama çok güçlü bir savaş aleti olduğuna eminim. Muhtemel olarak çok iyi koruyordur kılıcı. Güçlü bir silah olduğu için var oluşu bile gizli tutulmalı aslında. Ama kılıcın orada kullanılmamış bir şekilde durması çok saçma geliyor. Değerini bilen bir sahibin elinde olsa daha iyi olmaz mıydı? Mesela… Benim.” dedim. Dudaklarımın hafif bir tebessüm ile yukarı doğru kıvrıldığını hissedebiliyordum. Hah, emindim ki şu anda Titan Kralı Kronos gibi kurnaz görünüyordum. Zihnimde bir ses “Çok bencilce davranıyorsun!” diye haykırdı. Umursamadım. Ama tam arkamdan gelen sesi umursamamak kolay değildi. “Ne kılıcından bahsediyorsun Katherina?” Hızla arkamı döndüm. Kardeşim Leo orada durmuş, elleri cebinde benden bir cevap bekliyordu. Gözlerimi kıstım ve “Beni mi dinliyordun sen?” diye sordum. Leo sorusunu tekrar etti “Ne kılıcından bahsediyorsun?”. Gözlerimi gözlerine dikerek “Hiçbir şey.” dedim. “Sadece kendi kılıcım ile ilgili saçma sapan bir şeyler söylüyordum.” Leo inanmadığını belli edecek şekilde başını salladı ve “Hephaistos’un kılıcından bahsediyordun, değil mi? Hani şu son günlerde kampta dedikodu malzemesi olan.” dedi fakat cevap beklemeden ekledi “Kılıcı çalmayı planlıyorsun. Söylediğin şey buydu. Bunu tek başına yapabileceğine gerçekten inanıyor musun? Ben de seninle geleceğim.” Ona şaşkınlıkla baktım. Bir süre sonra şaşkınlığım öfkeye dönüştü. Ayağa kalkarak plajın ortasında ona “Bana bak, hem beni gizlice dinliyorsun hem de benimle gelmek istiyorsun… Bu hakkı kendinde nasıl buluyorsun?!” diye bağırmaya başladım. Bunu yaparken aynı zamanda kılıcı çalmayı (ödünç almak desek daha doğru olur.) planladığımı kabulleniyordum. Leo da bana bağırmaya başladı. “Kaç gündür bu kampta tıkılıyım ve artık birkaç macera yaşamak istiyorum. Sen bu hakkımı elimden alamazsın!” İkimiz de kumların üzerinde haykırarak birbirimizi azarlıyorduk. Leo beni duymuştu ve benimle birlikte Hephaistos’un hurdalığına gelme kararından vazgeçmeyeceğini biliyordum. Ama ben de kılıcı almaya karar vermiştim ve ne olursa olsun onu alacaktım.





Spoiler:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Leo von Dorff
Nyks'in Çocuğu
Nyks'in Çocuğu
Leo von Dorff


Mesaj Sayısı : 753
Kayıt tarihi : 31/05/11

Hephaistos'un Kılıcı Empty
MesajKonu: Geri: Hephaistos'un Kılıcı   Hephaistos'un Kılıcı Icon_minitimePerş. Haz. 30, 2011 1:29 am

Saat gecenin biriydi.Gece tanrıçasının çocuğu iseniz geceleri gezmeniz daha uygun olur.Şuan kampta canım çok sıkılıyordu.Plaja indim.Katherina'yı görebiliyordum.Yine kendi kendine konuşuyordu.Yanına gidip dinlemeye başladım.Aslında dediği çoğu kelimeyi unuttum.En son duyduğum cümle yeni bir maceraya gideceğimin başlangıcıydı.“Kılıcı kendi hurdalığında tutuyor, orada saklıyor olmalı. Kılıcın ne işe yaradığını bilmiyorum, ama çok güçlü bir savaş aleti olduğuna eminim. Muhtemel olarak çok iyi koruyordur kılıcı. Güçlü bir silah olduğu için var oluşu bile gizli tutulmalı aslında. Ama kılıcın orada kullanılmamış bir şekilde durması çok saçma geliyor. Değerini bilen bir sahibin elinde olsa daha iyi olmaz mıydı? Mesela… Benim.” dedi.Hemen atıldım."Katherina kılıcı çalmak üzere olduğunu biliyorum.Kampta sıkıştım.Ben de seninle geliyorum." dedim.Sonra biraz bağırdı çağırdı ama kabul etti.Konuşmaya başladım."Bize bir ekip lazım.Tanıdığın ne kadar kız varsa çağır.Bende Percy ve Ares kulübesine yeni gelen çocuğu çağıracağım.Anlaştıkmı?.Yarın öğlen saatlerinde burada buluşuruz." dedim.Kulübeme doğru gittim.Merdivenlerine oturup yarını düşünmeye başladım.Çok heycan verici ve çok macera dolu olcaktı.Ama bunu tanrıça Athena duymamalıydı.Yoksa bir hafta boyu ceza yerdik ve anne babalarımıza söyliyceği için bir don fırça yerdik.Yaklaşık dört saat düşündükten sonru tuvaletlerin boş olduğu zamanda gittim.İhtiyacımı giderdikten sonra kulübeye uyumaya gittim.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://blgsyrs.sozlukspot.com/
Katherina Zoey Night
Nyks'in Çocuğu
Nyks'in Çocuğu
Katherina Zoey Night


Mesaj Sayısı : 181
Kayıt tarihi : 02/02/11

Hephaistos'un Kılıcı Empty
MesajKonu: Geri: Hephaistos'un Kılıcı   Hephaistos'un Kılıcı Icon_minitimePerş. Haz. 30, 2011 2:04 am

Leo’ya benimle gelmesini kabul ettiğimi söyledim. Ama bunu o kadar sinirli bir şekilde söylemiştim ki anlatamam. Leo “Bize bir ekip lazım. Tanıdığın ne kadar kız varsa çağır. Ben de Percy ve Ares Kulübesi’ne yeni gelen çocuğu çağıracağım. Anlaştık mı? Yarın öğle saatlerinde buluşuruz.” Diyerek cevap beklemeden yanımdan ayrıldı. Arkasından sinirli bir şekilde baktım. Saat gecenin biriydi, ama arkadaşlarımı çağırmak için bundan uygun zaman bulamayacağımı düşünüyordum. Çünkü sabahları hep çevremizde melezler olurdu ve bu da konuyu onlara açıklamamı zorlaştırırdı. Bu düşünceyle birlikte Bilanca’nın kulübesine doğru yürümeye başladım. İçeri nasıl girecektim? Bu soru aklımı kurcalarken birden aklıma kılıcım geldi. Kilidi kırabilirdim. Fakat bunu yaparsam Bilanca’dan bir ton azar işitirdim ki bu da umurumda değildi. Yüzüğümü çıkararak kılıca dönüşmesini bekledim ve kapının kilidine hızla savurdum. Kilit hızlı ve sesli bir şekilde kırılınca ürkerek birinin beni duyma ihtimaline karşın çevreme bakındım. Kimse beni duymamıştı. Rahatlayarak Amphitrite kulübesinden içeri süzüldüm. Neyseki Bilanca odasını bana önceden göstermişti ve şimdi yolu bulmakta zorluk çekmeyecektim. Yürürken birkaç kitabı ve bir vazoyu yere düşürmekten kıl payı kurtuldum. Bilanca’nın odasına vardığımda içeriden fısıltılar duydum, ama içeride birilerinin olduğunu anladığım zaman çok geçti, çoktan içeri girmiştim bile. İki çift göz bana dikildi. Bilanca bir pufta oturuyordu ve yanında da elinde kahve ile duran Afrodit Kızı Thay vardı!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Thalia A. Carter
Afrodit'in Çocuğu
Afrodit'in Çocuğu
Thalia A. Carter


Mesaj Sayısı : 2000
Kayıt tarihi : 02/02/11

Hephaistos'un Kılıcı Empty
MesajKonu: Geri: Hephaistos'un Kılıcı   Hephaistos'un Kılıcı Icon_minitimePerş. Haz. 30, 2011 2:35 am

Öğlen vakti kulübeden dışarı çıkmış kahve tozu almak için kamp marketine gitmeye karar vermiştim.Üstümde her zaman giydiğim kısa şortum ve pembe askılı tişörtüm vardı.Yaylana yaylana markete giderken bir kızla çarpıştım.Yere düşmüştüm.Bacağım gerçekten de çok acıyordu neyse ki ellerimle düşüş hızımı yavaşlatmıştım.Zar zor ayağa kalkma çabaları gösterirken bana çarpan kız "Özür dilerim.Bu kampta yeniyim ve marketi bulmaya çabalıyordum." dedi elindeki haritayı göstererek.Sonra bana elini uzattı,ben de elinden güç alarak doğrulmayı başarabildim.Üstüm toz toprak olmuştu.Bacağım da çizilmişti ama kan yoktu.Üstümü silkeledim ve "Önemli değil.Ben de dikkatli olabilirdim." dedim gülümseyerek,ardından devam ettim "Sen yeni çaylak,pardon kız olmalısın." Kız 'O kadar da yeni değilim' der gibi baktı."Bilanca." dedi."Ben de Thalia,ama herkes Thay der" dedim ve elimi uzattım.Elimi sıkmadı.Ben de geri çektim."Sen şu evlenecek olan Afrodit kızı olmalısın." dedi bana gülerek.Benim evliliğim hakkında konuşurken yürümeye başladık.Sonunda bir kulübenin önünde durduk.Amphitrite kulübesi.Kulübeyi süzdüm ve "Sen Amphitrite kızı mısın,Ares kızına daha çok benziyorsun sanki." dedim ve kıkırdadım.Gözlerini devirdi.Bunu çok az kişi söylemiş olmalıydı."İstersen konuşmaya odamda devam edelim." dedi ve kapıyı açtı.İçeri geçti,ben de peşinden onun odasına gittim.Etraf maviydi,çok mavi.Odasından içeri girdik.Odası değişikti,bol bol poster vardı ve hakim renk maviydi elbette.Su yeşili bir puf vardı odasında.Kendisini onun üstüne attı ve bende pufun karşısındaki tek kişilk koltuğa oturdum.Sonra ayağa kalktı ve bana kahve isteyip istemediğimi sordu.Kabul ettim.Zaten markete kahve yapmak için toz almaya gidiyordum,neden hayır diyeyim ki?Sonra bana kahvemi getirdi ve tekrardan pufa oturdu.Sonra evliliğim ve Aldrick hakkında konuşmaya devam ettik.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Hephaistos'un Kılıcı
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Frostmourne Kılıcı
» Hephaistos Kılıcı (2)
» Hephaistos'un Kılıcı (3)

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Plaj-
Buraya geçin: