Maria Musica Rp 2

Gerçekten nereden başlayacağımı bilmiyorum.Çünkü hala kendime gelemedim.Ama ayrıntıları atlamadan ve konuya direk dalarak başlayacağım sanırım.
Okuldaydım,yanımda da kendimi bildim bileli arkadaşım olan Tüylü vardı.Biraz çekingendi,ama her sorunuma çözüm bulurdu,bana işkence gibi gelen derslerimde rehber olurdu.Derse birkaç dakika vardı ve biz sohbet ediyorduk.Tabii ki Yunan Tanrıları,ne bileyim,Medusa hakkında falan hikayeler anlatıyorduk.Tüylü her zaman hassas koku almıştır.O yüzden ben tam Artemis'ten bahsederken yüzünü buruşturdu ve iyice yanıma kaykıldı.Ben olayı yanlış anladığımdan hemen ''Ne oldu Artemis'ten mi korktun?''diye dalga geçtim.Ama fark etmediğim bir şey vardı,sevimsiz ingilizce öğretmenimiz gelmişti ve ben ayağa kalkmamıştım.Öğretmen tam söze başlayacakken Tüylü beni kurtardı ve ''Midem bulanıyor,Maria ile ben hastayız,tuvalete gidebilir miyiz?'' dedi.Ben de öğretmenin ikna olmamış halini görüp''Kusacağım galiba!''dedim ve midemin olduğu yeri ovuşturup kendime acınacak bir hal verdim.Öğretmen başıyla kapıyı işaret etti ve çantasını sandalyeye koydu.Tüylü o sırada beni kolumdan tutup kapıya doğru çekti.
Gerçekten midesinin bulandığını sanıyordum,ama inanılmaz bir hızla okul çıkışına kaçınca onu takip etmem gerektiğini anladım.Tüylü'nün bir tür kas sorunu var,yürüyemiyor,ama çok hızlı koşuyor.Koşması da zıplamaya benziyor.Bir kovalamadan sonra sonunda aklıma ''Ne yapıyorsun?!''diye bağırmak geldi.Ama Tüylü buna SUS işareti yaparak karşılık verdi.Okul dışındaydık.Tüylü bir motosiklete atladı ve sürmeye başladı.Tabii ben de yanındaydım.Tüylü motosikletten indi ve bana zümrüt işlemeli bir taç verdi.''Ortasındaki zümrüte bas!''diye bağırdı ve beni bunu yapmaya zorladı.Ve o an onu gördüm,Hydra'yı.Dosdoğru bana geliyordu.Elimdeki tacın bir hançere dönüştüğünü anlamam dakikalaramı alsa da tokamla yüzüme bir mendil tutuşturmak aklıma geldi.Başlarından biri bana yaklaşınca hiç yapmamam gerekeni yaptım:BAŞINI KESTİM!
Tüylü kavalını çıkardı ve bir tarz büyü yaptı.Yerde ateşler yanmaya başladı ve bir meşale ortaya çıktı.Ve ben de hikayeyi hatırlayıp her kestiğim başların yerini ateş ile yakıp zar zor Hydra'yı etkisiz bıraktım.Son başı da halledince canvar yemyeşil bir toz bulutuna dönüşüp yok oldu.Ama daha maceralar bitmemişti,çünkü üç yaşlı kadın yoktan var olup bir anda kocaman bir elma ağacını sulamaya başladılar.Ağaçta çok büyük ve güzel bir elma vardı.Kadınların en yaşlısı çantasından bir budama makası çıkardı ve elmayı kesti.Makasın sesi çok yüksekti,sanki bütün dünyaya yayılacakmış gibi.Tüylü Yunanca bir şeyler söyleyip bir belediye otobüsünü işaret etti.Gözlerimi açtığımda ise en güzel kamptaydım.Sonrası ise...
Burası İşte!Melezler kampı...

*Bu rp ile puanını arttıramam, üzgünüm. 70.