Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Kristen Reneé Dawson
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Kristen Reneé Dawson


Mesaj Sayısı : 394
Kayıt tarihi : 05/11/10

Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson Empty
MesajKonu: Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson   Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson Icon_minitimeSalı Haz. 21, 2011 7:12 am

İşte İtalya! Burada doğmuş olabilirim ama burayı o kadar da tanıdığım söylenemez. İşte bu yüzden burada bulunuyorum. Abim ve ben buraya geldik. Beni burayla tanıştıracak. Başkente, Roma’ya gitmemeyi özellikle istemedim. Orada Roma Kampı var ve orasını hiç sevmiyorum. Biraz tırsınç. Havaalanından indiğimizde bizi Bradley karşıladı. Brad, abimin çocukluk arkadaşıymış. Anlattığına göre, ben doğmadan abim, onu sadece kafası dışarıda kalacak şekilde toprağa gömülü olarak bulmuş bir ormanda. Onu oradan çıkarmak için epeyce uğraşmış ama polise ya da annesine haber vermemiş. Çocuk istememiş aslında. Nihayet onu yerden çıkardığında onu evimize kadar taşımış. Annem onu hemen içeri almış. Onu temizlerken kim olduğunu, bunu ona kimin yaptığını sormuş; ama çocuk bilmiyormuş. Hiçbir şey bilmiyormuş kendisi hakkında. Matt’de ona Bradley adını vermiş... Çok garip bir hikayesi var Brad’in. Onu ai-lemizden biri olarak görüyoruz. Eh, tabi şimdi baya büyüdü, İtalya’daki evimize o bakıyor. Arada bir biz onu ziyarete geleceğiz. Şimdi de bir nevi öyle oldu. Matt ve Bradley selamlaştıktan sonra Bradley’e sarıldım. Ne de olsa onunla uzun süredir konuşmamıştık, nerederse abim kadar uzun bir süre…
“Ee..Nereden başlıyoruz? Madem San Marino’dayız, o zaman oranın en güzel yerine götürün beni. En sevdiğin yer neresi, Bradley? Oradan başlayalım, sonra da tek tek bütün yerleri gezeriz. Ne de olsa 1 ay buradayım.” Dedim Brad’in kaslı gövgesinden ayrılarak.
“Hım…Küçük hanım , bence en iyisi önce eve uğramak. Yoksa yorgun değil misin?” dedi abim araya kaynayarak. İtiraz etmek için ağzımı açtım; ama Matt ağzımı kapadı ve gıdıklamaya başladı. 16 yaşında olabilirim ama bu gıdıklanmayacağım ya da eğlenmeyeceğim anlamına gelmez.
Araya Bradley de katıldı ve eskisi gibi yine şirket kurup beni gıdıklamaya başladı. Beni bıraktıklarında en yakın banka oturduk. Eski günleri ne çok özlemişim… Keşke melez olmasaydım. Keşke melez diye bir şey olmasaydı… O zaman abilerimle yaşayacak, asla ayrılmayacaktık. Bunları düşünerek ağlamaya başladım; fakat yanımda Matt ve Bradley’nin olduğunu anımsayınca hemen gözyaşlarımı sildim onlar beni görmeden.
“Ben yorgun falan değilim. Senin de olmadığını biliyorum Matt. Yalan söyleme. Bu yüzden şimdi en yakın alışveriş merkezine gidiyor ve annem ve yeni babamıza hediyelik eşya alacağız. Sonra da birkaç mağaza gezeceğiz, ayrıca bir CD’ciye gitmemiz gerekiyor. Paramore ve Avril Lavigne’nin yeni albümü çıkmış. Onları almam gerek. Oradan birkaç korku filmi de alırız. Ondan sonra da sinemaya gideriz. Akşama doğru eve gider ve belki dinleniriz. Garajdaki baterileriniz falan duruyor değil mi? Eğer duruyorsa yarın da biraz ortalığı dağıtırız. VCDleri de yarın akşam izleriz. Ayrıca artık büyüdüm." anlattıktan sonra derin bir nefes aldım. Bütün nefesimi tüketmiştim. Şimdi de iyi bir cevap beklercesine ve en kararlı halimle gözlerimi Bradley’nin gözlerine, sonra da Matt’in gözlerine sırayla dikiyordum. Sonunda Bradley konuştu:
“Tamam. Buraya gelen sensin,biz de yaparız, değil mi Matt? Hemen taksiyi arıyorum. Gelip bizi San Marino’nun en iyi alışveriş merkezine götürsün.” Matt bitkin bir şekilde ona baktı. Bradley de “ne” anlamında kafasını salladı. “bu onun günü!” diyordu gözleri, bu kadarını anlamıştım. Sonra da cep telefonundan taksiyi aradı. Bir süre konuştular sonra da bize dönüp “15 dakikaya gelir.” Dedi. Kafamı salladım ve havaya sıçrayarak ellerimi iki kere çırptım. “Yaşasın!” O sırada Matt beni bir kenara çekti ve “Kılıcın yanında mı Ren? Burası İtalya. Canavarlar olabilir. Ne de olsa Roma kampı da çok uzak sayılmaz.” Diye fısıldadı. “Kılıç taşımama gerek yok diye düşündüm. Bavulun içinde. Onun yerine eldivenlerim cebimde. “ dedim yine fısıldayarak. “İyi de niye fısıldıyoruz? Brad bilmiyor mu?” “Çünkü burada da canavarlar olabilir.” Kafamı salladım ve ne olur ne olmaz diye eldivenlerimi giydim. Taksi gelmişti.
Bavullarımızı içeriye bırakmışlardı. Onları aldık ve taksiye bindik. Taksiciye evin adresini verdik ve bavullarımızı oraya göndermesini istedik. Bizi de alışveriş merkezine götürecekti. Parasını verdik ve sonunda alışveriş merkezinin önünde indik.
Eve geldiğimizde yorgunluktan ölüyordum! Tam 12 mağaza! İlk defa böyle alışveriş yapmıştım! İnanamıyorum! Kalan sinema, filmler, gitar, parti… hepsi yarına kaymıştı… Aslında bu da benim işime gelmişti. Bunların hepsini yarın Ayleyda geldiğinde yapabilirdik. Gerçi…abimin veya Brad’in bundan haberi yoktu ki bu pek de büyük bir sorun değil. Sahiden Ayleyda nerede kalmıştı? Onu beklerken mutfaktan bize içecek soğuk bir şeyler falan getirdim. Salondaki sehpanın üzerine koyduktan sonra kendimi koltuğa attım. Matt ve Bradley uyumuştu, konuşmalarımızı da dinleyemeyeceklerdi…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ayleyda Laurana Falls
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Ayleyda Laurana Falls


Mesaj Sayısı : 647
Kayıt tarihi : 15/10/10

Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson   Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson Icon_minitimeSalı Haz. 21, 2011 7:35 am

Ren’in yanına gideceğimden dolayı çok heyecanlıydım. Ren’i de özlemiştim ama en çok İtalya’yı görebileceğim için heyecanlıydım. Kulübemdeki eşyaları hızlıca bavuluma tıkıştırdım ve koşarak dışarı çıktım. Pegasusumun o kadar yolu gidemeyeceğini biliyordum. Bu yüzden Ren bana –biraz zor olsa da- bir uçak bileti ayarlamıştı. Al işte, geç kalıyordum! Pegasus ahırlarına doğru fark ettirmeden ilerlemeye çalıştım ama yanlışlıkla birine çarptım. “Pardon,” diye kestirip attım. Hiçbir şey olmamış gibi ilerlemeye çalışırken çarptığım kişi bavuluma basarak beni durdurdu. “Nereye gidiyorsun?” Biraz duraksadıktan sonra cevap verdim. “Eee… Ben şey…” Baskıcı bakışlarına dayanamayarak ağzımdan kaçırdım. “Krist’in yanına, İtalya’ya gidiyorum.” Kamptan tanıdığım biri değildi ama yüzünden Krist’i tanıdığını anlayabilmiştim. O düşünürken ben hızla pegasus ahırına daldım. Phoenix beni görünce kişnedi ve yeri tepti. “Sakin ol oğlum,” dedim yalvarırcasına, iyice geç kalmıştım. “Ren beni öldürücek…” diye sayıklarken bavulumu Phoenix’in sırtına yerleştirdim. Biraz ağır olmalı ki rahatsız olmuş gibiydi. Biniş takımını bile takamamıştım zaten. Hızla havalandık ve kısa sürede kampı geride bıraktık.
Phoenix’i havaalanının yanındaki bir yerde serbest bıraktım ve o da kampa geri döndü. Yani sanırım. Hızla içeri girdim ve görevliye biletimi verdim. “Üzgünüz ama gişeler kapanmış durumda,” dedi kadın monoton bir ses tonuyla. “Uçağın kalkmamış olduğunu görebiliyorum…” dedim alay edercesine. “Hadi, lütfen!” Kadının yüzündeki umursamaz ifadeyi görmezden gelerek. “Niye izin vereyim ki?” Güldü. Cebimden altın drahmileri çıkardım ve poşeti kadına verdim. Birden gözleri parladı ve hızla kapıyı açarak geçmeme izin verdi. Şeridin altından geçtim ve hızlıca drahmi torbasını kadının elinden çektim. “Hey!” diye bağırdı ama çok geçti, kapılardan geçmiştim bile. Hızla biletimi okuyarak yerimi buldum ve oturdum. Derin bir nefes aldım, artık koşturmaca yoktu, sadece huzur vardı. Ama bu uzun sürmedi. Yan sıradaki koltuklardan birine çok şüpheli bir görünüşü olan uzun bir ceket ve siyah gözlükler takan biri oturdu. Yüzüne bir dergi çekerek arkasına yaslandı. “Affedersiniz, sizi tanıyor muyum?” dedim kaşlarımı çatarak. “Yo, yo! Ben tanımıyor sizi.” dedi ve kafasını iki yana salladı. Anlaşılan İtalyan değildi, o da benim gibi bir turisstti. Biraz baktıktan sonra omuz silktim. Kısa bir süre sonra kalkış yaptık.
Uçaktan indiğimde sersemlemiştim. Zaten saat oldukça geçti. Ama emindim ki Krist hala ayaktaydı ve beni bekliyordu. Bir taksi çevirdim ve bavulumu bagaja koyarak yerime oturdum. “San Marino, Valdragone, lütfen.” Dedim. Ama bir şey dikkatimi çekti. Şoför aynı uçaktaki adama benziyordu. Acaba o da şu İyi Kimseler’den biri falan mıydı? Ama yine kafaya takmadım, hemen Ren’i görmek istiyordum. Şoför Ren’in evinin önüne geldi. “Ben burada iniyorum,” dedim ve adama birkaç kağıt bırakarak bavulumu aldım. Ren beni camda bekliyordu...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kristen Reneé Dawson
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Kristen Reneé Dawson


Mesaj Sayısı : 394
Kayıt tarihi : 05/11/10

Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson   Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson Icon_minitimeSalı Haz. 21, 2011 10:29 am

Ayleyda'yı görür görmez camdan ayrıldım ve kapıyı sessizce açtım. "Ayley! Tam vaktinde. Hadi, içeri geçelim; yalnız abimler uyuyor. Sessiz ol." dedim fısıldayarak. Onu omuzlarından tutarak salonun en rahat koltuğuna yerleştirdim, ona ne içeceğini, aç olup olmadığını ve gecenin bu yarısında gelen misafirlerimin-hele ta melez kampından gelenlerin- özel ilgiye ihtiyacı olduğunu söyledim. "Hayır teşekkür ederim, aç değilim Ren. Ama biraz soğuk biraya hayır da demem." dedi sırıtarak. Bunun karşılığında ben de güldüm ve ikimize de birer bira aldıktan sonra kanepeye geçtim. "Eee? Neler oldu yolda, kimse seni gördü mü? Anlatsana?" dedim biradan bir yudum aldıktan sonra.
"Evet aslında birisi gördü beni..." diye anlatmaya başladı. Buraya gelene kadar çok olay yaşamıştı, umarım yine de fark edilmez. Onu gören kişinin tipini sordum, Mantalon'muş. O bizi söylemezdi.
"Yine de tedbirli olmalıyız. Yarın eğlenmek istiyorum ben..." dedim sonunda. "Hadi uyuyalım yatağın hazır."
"Tamam."

***

Sabah olduğunda Matt beni uyandırmak için kapımı tıklatıp içeri girdiğinde Ayleyda'yı gördü. Bana bakıp gülümsedi ve "Ne zaman geldi arkadaşın? Neden bize söylemedin? Ama bu gün çok eğleneceğiz..." tarzındaydı bu gülümseme. Mışıl mışıl uyuyan Ayley'e baktım ve abime "Geliyoruz. Kahvaltı hazır mı?" derken Ayley'e bakıyordum hala. Kafasını salladı ve dışarı çıktı. Hemen yataktan kalktım ve Ayley'nin yatağına zıpladım. Birden yataktan fırladı ve çığlık attı. "Günaydın Ay, omletin nasıl olsun?" dedim ve gülmeye başladım. "Kalk üstümden, seni pislik!" dedi ve o da gülmeye başladı. Bir yandan da yastığıyla bana vuruyordu.
"Tamam, tamam... Şaka yaptım, hadi giyin, kahvaltı vakti, sonra uyursun." dedim, olmayan ciddiyetimi takınarak, onun yatağından atlıyordum. "Off tamam, geliyorum." dedi yataktan kalkarken. Ben de üstümü değiştirdim ve elimi yüzümü yıkayıp onu beklemeye koyuldum.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ayleyda Laurana Falls
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Ayleyda Laurana Falls


Mesaj Sayısı : 647
Kayıt tarihi : 15/10/10

Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson   Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson Icon_minitimePerş. Tem. 07, 2011 5:58 am

Krist'in verdiği bira ile kendime geldim. Aslında buraya gelirken endişelerimi de yanımda getirmiştim ve Ren de bunu fark etmiş gibiydi. Sabah başımda zıpladığında aniden uyandım ve en sert vuruşumla yastığımı fırlattım. Krist'in İtalya'yı ne kadar çok sevdiğini biliyordum. Kamptayken sürekli İtalya'dan bahsediyordu. Birden aklıma kamp geldi. Acaba Krist'in arkadaşı Mantalon'dan başka beni gören olmuş muydu? Krist, Mantalon'un bizi satmayacağından emin olduğunu söylemişti ama ben o kadar da emin değildim. O her yerde önüme çıkan garip adam oldukça ona benziyor gibiydi... Acaba... Aceleyle başımı iki yana salladım. Sanırım fazla film izliyordum. Gülümsedim ve ayağa kalktım. Krist'in ağabeyi olduğunu düşündüğüm çocuğa gülümsedim ve elimi ona doğru uzattım. "Selam, ben Ayleyda. Sen de Ren'in ağabeyi olmalısın," dedim neşeyle. "Merhaba, ben de Matt." Başımı salladım. O anda öteki odadan, yaklaşık Matt ile aynı yaşta olan bir çocuk çıktı. Çocuğun kim olduğunu çıkaramamıştım. "Günaydın Krist, günaydın Matt," dedi esneyerek. Daha sonra beni fark ederek sendeledi. "Sen de kimsin?" Ren ağzımdan lafı alıp hızla konuştu. "Bu arkadaşım Ayleyda. Dün gece geldi ve ona gelmesini ben söyledim." Daha sonra derin bir nefes aldı ve gülümsedi. "Eee, ne zaman gidiyoruz, Bradley?" Böylece daha tam olarak tanıyamadığım çocuğun Ren'in sürekli bahsettiği Bradley olduğunu anladım. O gerçek ağabeyi değildi ama ona ağabeyi gibi güvenirdi. Bradley'nin sesi ile irkildim. "Ne bu acele, daha kahvaltı etmedik ve ben çok açım." Karnını tuttu ve Matt'i de yanında sürükleyerek mutfağa gitti. Ren sıkıntılı bir nefes verip bana baktı. "Doğru ya, daha kahvaltı edeceğiz." Gülümsedim. "Sanırım çok uzun bir gün olacak," dedim. Ren başıyla onayladı.

Yarım saat sonra Bradley ve Matt her şeyi hazırlamışlardı. Ren ondan beklenmeyen bir hızla yemeğini bitirdi ve beni de yanında sürükleyerek kapıya yöneldi. Konu İtalya olunca, enerjisine hayran kalıyordum. Hızla "Rock Hala Yaşıyoré yazan ceketini giydi ve birlikte kapıda beklemeye başladık. Aslında Ren ile vakit geçirirken hiç sıkılmıyordum. Sonuçta ikimiz de neşeli ve enerjktik. Ren'e göz kırptım ve o da bana gülümsedi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Kristen Reneé Dawson
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Kristen Reneé Dawson


Mesaj Sayısı : 394
Kayıt tarihi : 05/11/10

Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson   Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson Icon_minitimeCuma Tem. 15, 2011 1:13 pm

İtalya'ya geldikten 2 hafta sonra Roma hariç bütün şehirleri gezmiştik. Gerçi Roma'yı tanımasam daha iyi olurdu... Ama-garip bir gerçek- şu işe bakın ki Matt orasını pek hatırlamıyor! Mecbur gidecektik. Yola çılmadan önce Ayleyda'ya yanında taşıyabilecği bir silah almasını söyledim. Ben de yanıma eldivenlerimi alacaktım.
Sonunda oraya vardığımızda Ayleyda hızla arabadan indi. "İçimde kötü bir his var Ren... Dikkatli olalım. Bize saldıracak olan canavarlar değil bu... Başka bir şey..." Matt ve Bradley yanımıza gelince hızla gülümsemeye çalıştı ve "İlk olarak ne yapıyoruz?" dedi. Ben de hemen öne atıldım. "Bence yemek yiyelim. Ben çok açım!" dedim gözlerimi sonuna kadar açarak... Bradley saçlarımla oynadı ve "Şu bakışlarından vazgeç ufaklık!"
"Ben ufaklık değilim! 15 yaşındayım ben!" dedim bağırarak. Tekrar arkamı döndüğümde Ayleyda gülüyordu. "Öhöm.. yani... Ben hiç sinirlenmem canım!" dedim sonra... Matt bize en yakın pizzacıyı gösterdi ve oraya doğru ilerlemeye başladık. Siparişlerimizi verdikten sonra ellemi yüzümü yıkamaya gittim ve döndüğümde Matt ve Bradleyin başı eğikti Fazlasıyla Üzgündüler. Sonra Ayleyda'ya bakmak için bakışlarımı çevirdim ama Ayley yoktu. Yoksa... Sinirle Ayleyda nerede?" dedim. Bir süre sessizlik oldu. Sonunda Matt kafasını kaldırdı ve "Onu götürdüler. Kamptan kaçtığını farketmişler ve... Bizi bulmuşlar işte.."
"Peki ya ben? Beni neden götürmediler? Ben de buradaydım!" dedim burnumdan soluyarak. Bradley başı eğik bir biçimde "O senin bizim yanımızda olmadığını, kaybolduğunu söyledi."
"NEEEE?!? Bunu nasıl yapar! O giderse ben de kampa dönerim!!" dedim. Bradley'nin tek cevabı ise şuydu: "Reneé... Yapma...Eğer şimdi oraya gidersen sana ceza verebilirler. Biraz beklemen gerekiyor."

Hdi Ayley, Sana son post, bunu da yaz, gizebilirsin... Very Happy
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Ayleyda Laurana Falls
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Ayleyda Laurana Falls


Mesaj Sayısı : 647
Kayıt tarihi : 15/10/10

Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson Empty
MesajKonu: Geri: Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson   Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson Icon_minitimePaz Tem. 17, 2011 10:54 pm

Bradley ve Matt ile pizzacıda bekliyorduk. Ren birkaç dakika önce ellerini yıkamaya gitmişti ama sanırım içeride biraz oyalanıyordu. Pizzacının geniş camından dışarı baktım. İtalya oldukça güzel bir yerdi. Yolları düzgündü ve hiçbir yerde çöp yoktu. Burada olduğum için mutluydum. Dışarı bakarken birden iki kişi dikkatimi çekti. Sanki onları daha önce de görmüştüm... Garip yürüyüşleri vardı, sanki ayaklarının yerinde... Ah, olamaz. İki satir pizzacıya girdiler. Bir tanesi hemen yanıma gelip bir kolumdan tuttu. "Bizimle gelmelisiniz, kamptan kaçtığınız için ikiniz de ceza alacaksınız." Diğeri de yanıma geldi. "Öbür kız etrafta değil. Nerede olduğunu biliyorsundur herhalde değil mi?" dedi etrafı kontrol eden diğeri. Hemen bir şeyler yapmalıydım yoksa Ren'i de götürecekelrdi. Zaten buraya gelmeleri benim suçumdu. Ren kendini fark ettirmeden gelmişti ama ben görülmüştüm... Kafamı iyice toparladıktan sonra inandırıcı bir tonda konuştum. "Kristen burada değil. Onu boşuna aramayın. İki gündür biz de onu arıyoruz ama şu ana kadar onu bulamadık." dedim bir çırpıda. Bradley ve Matt de ne yapacaklarını bilemedikleri için sadece kafa salladılar. Yutmuş gibi gözüken satirler beni çekiştirerek dışarı çıkarttılar. Eski model ve biraz da 'döküntü' olan bir arabaya bindik ve kampa doğru yola çıktık. Son bir kez arkama baktım. Umarım Ren kendi paçasını kurtarabilirdi. Bu da İtalya rüyamın sonu oldu.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Beklenmedik İhanet/Ayleyda Laura McCall~Kristen Reneé Dawson
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Kristen Reneé Dawson
» Ayleyda Laura McCall ---> Görevler.
» Beklenmedik ihanet
» İhanet eden kardeşe ağır ceza
» Bendis Reneé Oktavianus

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Dünya Kültür Başkentleri :: Roma-
Buraya geçin: