Öğle vakitlerinde canım sıkıldı ve kampa yeni gelip yaşadığı olayı atlatamayan kuzenimin yanına gittim. Amphitrite kulübesinin kapısını Zell açtı ve beni içeriye aldı. David'in odasının nerde olduğunu sordum ve de bana üst katta 14 numaralı oda olduğunu söyledi. Merdivenleri 3'erli çıktım ve 14 numaralı odanın kapısını tıklattım. David hüzünlü bir sesle "Kimsiniz?" diye sordu. Ona "Ben Peter" dedim. Kapıyı açtı. Gözleri ağlamaktan kızarmıştı. Beni içeri davet etti. Ona bakınca çok üzüldüm. Babasını yani eniştemi ve sevgilisini canavarların saldırısı sonucu kaybetmişti 3 gün önce. Onu son anda ben ve satir Camplee bulmuştuk ve kampa getirmiştik. Ona "Kendini nasıl hissediyorsun?" diye sordum. David kendini toparlamış bir şekildeydi. Bana "Hala hiç bir şeye inanamıyorum ve algılamakta güçlük çekiyorum. Babam öldü,sevgilim öldü ve annem bir yunan mitolojisi tanrıçası ve ben hiç tanımadığım kardeşlerimle aynı yerde yaşamaya başladım. Ne güzel bir sürpriz." dedi. Onu teselli etmeye çalıştım ama başaramadım. Çünkü ne kadar teselli etsem de bu onun için fark etmeyecekti. Kendiminde bir ara onun durumunda olduğumu hatırladım. Annem ve üvey babam ölmüştü. Ona benle dışarı çıkıp biraz gezmesini söyledim ve onunla birlikte kulübeden çıktık.