Ahırın önüne geldiğimde; kendimi bir garip hissediyordum. Yine,yine ve yine. Son zamanlarda ters giden onca şeye rağmen hayatım sanırım bir düzene girmeye başlamıştı. Son zamanlarda gözüme en çok çarpan şey; pegasuslardı. Neredeyse herkesin bir pegasusu vardı ve ben bunu kıskanıyordum. Bunun üzerine pegasus ahırlarına uğramaya karar vermiştim. Yavaş adımlarla ahırdan içeri girdiğimde; çevremdeki pegasusların güzelliğine ve onunla ilgilenen melezlere bir süre baktıktan sonra, yavaş adımlarla ahırın derinliklerine doğru ilerledim. O sırada aynı benim gibi çevresine meraklı gözlerle bakan bir kız gördüm ve yeni bir arkadaş edinmek için bundan daha iyi fırsat olamaz diyerek yanına yaklaştım.
-"Merhaba." Kız bana döndü ve gülümsedi.
-"Merhaba."
-"Ben Nicci. Kısaca Nic. Buralarda yeniyim. Sende öyle olmalısın?" Kız gülümseyerek başını evet anlamında salladı.
-"Peki neden buradasın" diye sordum. "Yani; sende mi bir pegasus arıyorsun?"