Hızla yürüyordu ıssız ormanda.Rüzgarın saçlarını havalandırması ve yüzünü yalamasından hoşlanmıştı.Bitkiler ve ahengin birleşiminden oluşmuş yeşillik ona huzur veriyordu.Annesinde nefret ediyordu ama özü buydu işte.Bitkiler üzerinde bir etkisi vardı.Her şey öyle hızlı gelişti ki..Ağaçların arasında ki hışırdamalar,Hanna'nın saçlarını savurarak arkasına bakması ve neredeyse beş metre uzunluğunda ki minatorun ortaya çıkması.Hanna'nın eli arka cebinde ki kılıcına kaydı hemen.Minator yeri sallayarak ona yaklaşıyordu bir yandan da.Kılıcın kapağını açtı ve saldırıya geçti.Alışmıştı artık.Bununla baş edebilirdi ancak arkasından gelen küçük minatorları hesaba katmamıştı.'Aman ne şirin' dedi.Kılıcını sert bir darbeyle minatorun karnına sapladı.Hanna,bebek minatorlara koşarken,o kocaman minator ortadan yok olmuştu bile.Ağacın yanında ki bitkilere kaydı gözleri.Ne çok isterdi kızkardeşi Anna gibi onlara komut verebilmeyi..Hemen hallolurdu sorunları.'Ah,sarmaşık oluştursanız da beni içinde bulunduğum zor durumdan kurtarsanız keşke' dedi gözlerini kapatarak.İşte o sırada,bitkiler hareketlenmeye,köklerinden sökülüp havalanmaya başladılar.Hanna ona bakarak tıslayan minatorları unutmuş,ağzı bir karış açık bitkilere bakıyordu.Bitkiler birleşerek minatorlara doğru uçmaya başladılar.Hanna şaşkınlıkla "Vay be" dedi.Ne yapmıştı öyle? Bitkiler minatorları sardı.Onlara bir kapan hazırladılar.Minatorlar kapanın içinde debelenirken Hanna yüzünde ki tebessümle yürümeye başlamıştı bile.Bunu bir daha deneyecekti elbette.Etrafına şüpheyle baktı.Canavar olmadığına göre denemesini yapabilirdi.Gözlerini kapayarak 'Kökünden ayrıl' dedi.Gözlerini açtığında önünde duran çiçek yerdeydi.Gerçekten de bu onun gücüydü.Öylesine şaşkındı ki.Bitkilere komut verebiliyordu.Bunu kuzenleriyle paylaşmalı ve onlara da göstermeliydi.Kökünden ayrılan çiçeği alarak kampa ilerlemeye başladı.Bir Demeter kızına hiç yakışmıyordu çiçekleri koparmak...