Serena yanıma gelip olan bitenleri anlattığında onun için endişelenmeye başlamıştım.Bu kolye onun için çok önemliydi.Kolyeyi bulamazsak Sere'nin ne kadar üzüleceğini düşününce içime bir sıkıntı çökmüştü.Ne olursa olsun o kolyeyi bulmalıydık.Gerekirse kampın altını üstüne getirirdik.Şimdilik elimizden gelen tek şey kolyenin olabileceği her yere bakmak ve umudumuzu kaybetmeyip iyimser kalmaktı.Serena biraz daha soluklandıktan sonra tekrar ormana doğru yürümeye başladık.Ormanın girişinden itibaren her ağacın kenarlarını, ağacın görünen kısımlarını aramaya başladık.Ağaçları yoklamaktan ellerine bulaşan reçineyi bile dert etmeyen Serena işi iyice karamsarlığa bırakmış görünüyordu.''Biliyor musun Andy, sanırım vazgeçsek iyi olacak.'' dediği anda onu nasıl motive edebileceğimi düşünüyordum.Umutsuzlukla bir ağacın kenarına çökmüş olan Sere'yi teselli etmeye çalışarak ''Eminim buralarda bir yerdedir.Sadece biraz daha dikkatli bakmamız gerekiyor.'' dedim.Serena başını iki yana sallayarak ''Kaybettim işte.Ah ne kadar dikkatsizim !'' diye yakınarak başını iki elinin arasına aldı.Bense cevap vermeden çimlerin aralarını kontrol ediyordum.Ellerimi çimlerin arasında gezdirmekten yemyeşil olmuştu.Belki de ormanda değildi.Ellerimi ovuşturarak üzerindeki ot kalıntılarını temizlerken ''Belki de ormanda değildir Sere ?'' dedim.Serena başını dizlerinin arasından kaldırarak ''Eğer ormanda değilse bu bizim için daha kötü.Daha nereyi arayacağımızı bile bilemezsek nasıl bulabiliriz ki ? Ah, neden hep ben !'' diye söylenmeye başladı.Ne yapacağımı bilemez halde bir ağaca yaslandım.Gözlerim hala çimlerin arasında parıldayan bir kolye arıyordu.Ama Sere haklı olmalıydı, sanırım burada değildi.Yerinden doğrularak saçlarındaki yaprakları temizleyen Sere sakin ve solgun bir sesle ''Sanırım kulübeye dönmeliyiz.Yeterince aradık zaten.'' dedi.Elimi Serena'nın omzuna atarak ''Eminim onu bulacağız, umudunu kaybetme.'' diyerek Polyanna kılığıma büründüm.Onun üzülmesini istemiyordum elbette ama sanırım kolyeyi bulamayacaktık.Yavaş adımlarla ormanın dışına doğru yürümeye başlamıştık.Uzun bir süredir ormandaydık ve güneş iyice yükselmeye başlamıştı.Terden üzerime yapışan tişörtümü havalandırmaya çalışırken havanın bu kadar sıcak olmasına lanet ediyordum.Ormandan çıkıp biraz yürüdükten sonra Sere ''Aslında bakarsan kulübeye dönmek istemiyorum.İçerisinin ne kadar bunaltıcı olduğunu tahmin bile edemiyorum.'' dedi.Başımı evet anlamında sallayarak ''Haklısın, biraz dolansak iyi olur.'' dedim.Kampın sınırlarına doğru ilerlemeye başladık.