Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Theodor versus Adyali

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
Theodor Aquila
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Theodor Aquila


Mesaj Sayısı : 710
Kayıt tarihi : 30/10/10

Theodor versus Adyali Empty
MesajKonu: Theodor versus Adyali   Theodor versus Adyali Icon_minitimeCuma Haz. 10, 2011 4:18 am

Arenaya girerken yaşadığım duyguların tarif edilebileceğinden emin değilim.

Öncelikle kendimi tribünlere bakarken bulmuştum. Sanırım burası yüzyıllar hatta milenyumlar öncesinde tıka basa insanlarla dolan bir yerdi. İzleyenler çıldırmış bir şekilde kan görmek için bağırırken esirler korkuyla yaşamlarının son dakikalarına sıkı sıkı tutunmaya çalışırlardı. Karşılarına ya vahşi bir hayvan çıkardı, ya da ondan daha vahşice yetiştirilmiş bir Gladyatör. Bu müsabakalarda yaşanan olaylar çok cani sonuçlar doğurduğu için sanırım kurallar değiştirilmişti. Artık bir hakem gözetiminde, öldürme olmadan karşılaşılıyordu. Belki iyiydi, belki kötü. Şimdi bunu düşünme zamanım yoktu. Çünkü Boreas'ın yönlendirdiği rüzgarlar Arena'nın kumlarıyla çeşitli oyunlar oynarken karşımdaki kapıdan çelik mavisi bir zırha bürünmüş, elinde parlayan bir kılıçla ağır ağır ilerleyen rakibimi gördüm. Babam yine keyifli günlerinden birindeydi sanırım, keza güneş tüm albenisiyle ışık saçıyordu. Gökyüzünde tek tük bulutlar vardı fakat gökyüzü o kadar maviydi ki, bunlar daha çok silik pamuklar gibi duruyorlardı. O an aklıma bir ironi geldi. Gökyüzünün iki sakini Apollon ve Zeus, çocuklarının düelloları için harika bir gün yaratmışlardı. Kim bilir, belki tahtlarında kurulmuş bir vaziyette yapacaklarımızı merak ederek bizi izliyorlardır. Ya da her zamanki gibi hiç umurlarında değilizdir ve o çok önemli işleriyle meşguldürler...

Bu düşüncemden sıyrıldım ve kendimi zamanın akışına bıraktım. Sekiz dokuz aydır bu Kamp'taydım ve neredeyse her Kronos'un günü antrenman yapıyordum. Babama minnettar olduğum bazı şeylerden biri olan okçuluk yeteneğim sayesinde tek bir noktaya odaklanıp oraya saldırabiliyordum. Bu özelliğimi kullanarak antrenmanlarda karşımdaki tahta mankenlerin belli bir noktasını parçalayana kadar ardı arkasına hamleler yapıyordum. Şimdiyse bu yaptıklarımın meyvesini toplama hatta yeme zamanıydı. Gündoğumu'nu kalkan haline getirdim. Üzerindeki Kiklop şeklindeki kabartmanın tuttuğu kılıcımı da çekerek düello için hazır hale geldim. Bileğimi esnetme ve kaslarımı açma amacıyla kılıcımla havayı doğradım. Bu sırada kulağımın çok yakınından geçtiği için kısa süreli ıslık sesleri duyuyordum. Kılıcıma tam olarak alışmaya başladığım sırada birkaç tezahürat duydum. Kafamı çevirip oturma yerlerine baktığım zaman birkaç melezin geldiğini gördüm. Adya'yı desteklediklerini belirten türlü renklerde yazılmış bir sürü sloganları vardı. Bu kendime güvenimi kırmak yerine bana daha fazla kararlılık sağladı. Küçüklüğümden beri hep öne çıkma arzum vardı. Oyunlar oynarken yenmek için elimden geleni ardıma koymazdım. Bir defasında saklambaç oynarken kimse beni bulamamış, gidip anneme haber vermişlerdi. Annemden yediğim azarı hiçbir zaman unutamadım, ama kazanmanın verdiği mutluluk benim için harikaydı. Annem o gün benden fazla hırslı olmamam konusunda söz almıştı, fakat bu sözü bir türlü hayata geçirememiştim. Şimdi de bir Arena'da, karşımda çok iyi anlaştığım bir melez vardı. Ama yine o terk edemediğim hırs beni gafil avlamıştı. Kılıcımla birkaç defa daha hayali düşmanları öldürdükten sonra aklımdan türlü taktikler geçirmeye başladım. Bazılarını beğenip zihnime kaydediyordum, bazılarınıysa eliyordum. Bu sırada Adyali ile aramızda çok kısa bir mesafe kalmıştı. Ona daha çok yaklaştım ve gözlerinin için bakarak
"Hoşgeldin kuzenim. Seninle karşılaşmak benim için bir onurdur." dedim. Bu sırada yüzümde istemsiz bir şekilde alaycı bir ifade belirmişti. Hakemimiz bize yaklaşırken Adya da aynı ifadeyle bana bakıp konuşmaya başladı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Adyali Beckett
Zeus'un Çocuğu
Zeus'un Çocuğu
Adyali Beckett


Mesaj Sayısı : 1657
Kayıt tarihi : 21/10/10

Theodor versus Adyali Empty
MesajKonu: Geri: Theodor versus Adyali   Theodor versus Adyali Icon_minitimePaz Haz. 12, 2011 2:25 am

Parıldayan zırhıma odaklandım bir süre. Koyu mavi güneş ışınlarını yakaladıkça açıklaşıyor, ayrıca etrafa hafif bir ışık saçıyordu. Hephaistos'un elinden çıktığı çok belliydi. Başka kimse böyle bir zırh yapmazdı. Gerçekten de babam Zeus, düello yapacağımı öğrendiğinde Hephaistos'a bu zırhı ve şu an elimdeki kılıcı yapmasını emretmişti. Tabii ki işin içine asla hile girmemişti, bunlar normal bir kılıç ve normal bir zırhtı. Eğer aksi olsaydı asla bu düelloya katılmazdım. Hilelere katlanamazdım, hele de şimdiki rahibim Theodor'a karşı asla hile yapmazdım. O benim en sevdiğim kuzenimdi, oldukça iyi anlaşıyorduk. Zaten bu düelloyu da sadece kendimizi deneme amaçlı yapıyorduk. Birbirimize beslediğimiz bir düşmanlık olmadığı için mutluydum tabii ama, iyi anlaştığım biriyle nasıl düello yapabileceğimi bilemiyordum. Ben biraz farklıydım... Savaşırken bütün öfkemi rakibime salıyordum, ona ne olacağını düşünmüyordum bile. Ama Theodor'a öyle davranmamak için çok çaba harcamam gerektiği şimdi aklıma gelmişti. Gözlerimi kısarak yumruğumu sıktım. Savaşmaya değil, ona kalıcı bir zarar vermemeye odaklanmalıydım. İç çektim. Bu hiç de kolay olmayacaktı.

Gözlerimle arenayı taradım. Çoğunun adını bile bilmediğim bir sürü melez arenayı doldurmuştu. Ellerinde pankartlar, bayraklar ve bizi temsil eden birkaç şeyin maketi vardı. Bir çocuğu elinde maket bir şimşek sallarken görmüştüm. Onu tanımıyordum bile. Gülümsedim. Kardeşlerim buradakilerin yarısını beni tutmaları için tehdit etmiş olmalıydı. Her ne kadar onların bu kadar üzerime düşmesinden hoşlanmasam da, beni düşünmeleri çok hoş bir şeydi. Arenanın diğer tarafında ışıl ışıl parlayan Apollon çocuklarını görebiliyordum. Hepsi kardeşlerine destek olmaya gelmişti. Zaten oldukça fazlalardı, hepsinin yüzü gülüyor, kardeşlerine destek verici pankartlar taşıyorlardı. Benim kardeşlerim de böyle olamazlar mıydı ki, diye düşündüm. Düşüncelerimi dağıtmak için göğe baktım. Güneş bütün ihtişamıyla parlıyordu. İçimden bir ses Apollon'un mutlaka bu yarışta oğlunun kazanmasını istediğini söylüyordu. Kim bilir, belki Zeus'la bir bahse falan girmişlerdir. Onlar için sadece bir bahis piyonuyuzdur. Zeus ise bunu kabul etmiyordu. Beni ne kadar önemsediğini söyleyip duruyordu. Bana bir sürü silah vermiş de, ikizimle buluşturmuş da, Rafael'i öldürmemiş de... Bunların benim için önemi yoktu ki! Neden ailecek böyleydik, neden hep ailem bana yabancı geliyordu? Başımı iki yana salladım. Bu düşüncelerle düelloya başlayamazdım. Konsantre olmalıydım.

Arenaya geldiğimden beri ilk defa rakibime baktım. Theodor da zırhını ve silahını kuşanmış, sabırla beni bekliyordu. Zırhı ve kılıcı benimki kadar abartılı değildi ama yine de düelloda benden çok daha iyi bir performans sergileyeceği endişesi düşmüştü bana. Kendinden o kadar emin gözüküyordu ki... Ben ise elimdeki bu kadar tehşizata rağmen öz güvenimden tam emin değildim. Ona zarar vermemek ve yenilmemek arasındaki ince çizgide yürüyebileceğimden emin değildim. Ama yapabileceğim bir şey yoktu, sözümden geri dönemezdim, bu bana yakışmazdı. Karşımda elimden geleni yapmam beklenen bir düello vardı ve ben de öyle yapacaktım. Derin bir nefes alıp ilk adımımı attım. Tezahuratlar kulaklarımı çınlatırken, ilk adımımı hızlı birkaç adım izledi. Rakibime giderek yaklaşırken onu daha iyi görebiliyordum. Kılıcıyla birkaç manevra yapıyordu, bana bakmıyordu bile. Bunu yapabilirim, diye düşündüm. Yapabilirim. Adımlarımı hızlandırıp tam Theodor'un önünde durdum. Birkaç dakika gözlerimizi birbirimizinkinden ayırmadık. Aramızdaki sessizliği Theodor'un ''Hoşgeldin kuzenim. Seninle karşılaşmak benim için bir onurdur.'' demesi bozdu. Yüzünde benimle alay eden bir gülüş vardı. Yutkundum. Zayıf görünmeyecektim, asla. Yüzüme katı bir maske yerleştirip onun gülüşünü kopyaladım. ''Seninle de, Teddy. İyi olan kazansın.'' dedim gözlerimi ondan ayırmadan.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zellana L. Tyler
Demeter'in Çocuğu/Şifa Sanatı Eğitmeni
Demeter'in Çocuğu/Şifa Sanatı Eğitmeni
Zellana L. Tyler


Mesaj Sayısı : 2331
Kayıt tarihi : 16/12/10

Theodor versus Adyali Empty
MesajKonu: Geri: Theodor versus Adyali   Theodor versus Adyali Icon_minitimePtsi Haz. 27, 2011 9:36 pm

Theodor; Yazım yanlışı hiç görmedim diyebilirim. Uzunluk ve betinlemeler açısından da gayet iyiydi. İlk yazdığın için ekstra puanında eklenicektir. Puanın;7

Adyali; Uzunluk bakımından oldukça iyiydi. Yazım yanlışı sende de görmedim diyebilirim. Betinlemeler ve kurgu da iyi. Puanın; 6




İkinci Tura geçebilirsiniz. * Geç puanladığım için özür dilerim.*
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Zellana L. Tyler
Demeter'in Çocuğu/Şifa Sanatı Eğitmeni
Demeter'in Çocuğu/Şifa Sanatı Eğitmeni
Zellana L. Tyler


Mesaj Sayısı : 2331
Kayıt tarihi : 16/12/10

Theodor versus Adyali Empty
MesajKonu: Geri: Theodor versus Adyali   Theodor versus Adyali Icon_minitimePerş. Tem. 07, 2011 1:12 am

Süre aşımı. Theodor 3 gün içinde yazmadığı için kazanan Adyali ! Smile Tebrik ederim.


Not: İlk önce yazıp neden sildiğini anlıyamadım?
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Theodor versus Adyali
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Adyali Beckett
» Rp Bölümleri*Adyali'nin Odası
» Adyali Zenobia Carter
» Adyali Z. Carter~Görevler
» Adyali Zenobia Carter

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Melez Kampı :: Arena :: Düello Alanı-
Buraya geçin: