Salonda oturmuş televizyon izliyordum. Birden içeriye Seth ve Luke girdi. Seth sağa yanıma, Luke sol yanıma oturmuştu. Önce Seth konuşmaya başladı. "Bart, sana söylememiz gereken bir şey var" dedi. Sonra Luke "Duyduğumuza göre sen marketi bir kere bile soymamışsın" dedi. "Evet, soymadım. Ne var ki bunda?" Seth kafasına hayali tabanca dayayıp kendini öldürürken, Luke yakamdan tutup "Marketi soymayan bir Hermes oğlu, asla gerçek bir Hermes oğlu değildir" dedi. "Yani şu anda senin kalkıp marketten sekiz kutu kola, beş tane sütlü, üç tane de bitter çikolata alman gerekli" dedi Seth. "Ayrıca yeni PSP oyunları gelmiş mi diye bir bak. Eğer geldiyse al, hangi oyun olduğu farketmez. Nasılsa kazıklayacak birilerini buluruz" diye ekledi Luke. "Peki bu aldıklarımı nereme saklamalıyım sizce?" diye sordum nihayet. Luke, Seth'e kafasıyla bir işaret verdikten sonra Seth odasına doğru gitti. Luke "Seth'in getireceği ceketin içindeki kancalara takarsın aldıklarını ama önce poşete koy tabii ki" "Poşeti almam için kasaya gitmem gerek, kasaya gidersem ne halt edeceğim peki?" "Orasını da sen hallet" dedi Seth ceketle birlikte döndüğünde.
Markete girdiğim de ilk önce PSP oyunlarına baktım. Neyse ki yeni oyun yoktu. Biraz yükten kurtulduk. Daha sonra kolaları aldım ve kolalar elimde çikolata reyonuna yanaştım. Çikolataları hazırlayıp kolaların yanına koydum. Elime geçen 1 drahmilik şekeri aldım ve kasaya gittim. Kasiyer parayı aldı ve dergi okumaya başladı. İşte benim şansım. Hemen üç tane poşet alıp ceketin içine attım. "Lanet olsun! Yine unuttum" dedim ve çikolata reyonuna doğru hızlı adımlarla yürümeye başladım. Poşetleri kola ve çikolatalarla doldurdum. Sonra da poşetleri cekete yerleştirdim. Çikolatalardan birini elime aldım ve tekrar kasaya yöneldim. Kasiyere çikolatanın parasını ödedim. Kasiyer bana baktı ve "Sen az önce daha zayıf değil miydin?" diye sordu. "Ne? Sanırım çok dergi okumaktan gözleriniz bozuldu" dedim. "Sen hangi tanrının oğlusun peki?" dedi kuşkuyla. Tam o anda aklıma Apollon'un Dürüstlük Tanrı'sı da olduğu geldi. Hemen "Apollon'un" dedim. Kasiyer "Tamam o zaman" dedi ve dergisini okumaya devam etti. Marketten hemen çıktım ve kulübeme doğru yola koyuldum.