Skyler Brown Hermes'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 18 Kayıt tarihi : 31/05/11
| Konu: Skyler Brown Çarş. Haz. 01, 2011 8:35 am | |
| Ani bir hareketle yatağımdan doğruldum. Bir yaz gününe oranla soğuk olan havaya rağmen fazla terliydim. Başım ağrıyordu. Gözlerimi kapattım ve aklımı boşaltmaya çalıştım. Bir arkadaşım başım ağrıdığında böyle yapmam gerektiğini söylerdi. Neden aniden uyandığımı ve bu kadar terlediğimi anlayamamıştım. Gözlerimi daha sıkı kapattım. Şu sıralar çok sık gerçekleşen saçma kabusları düşündüm. Muhtemelen yine bir yaratık tarafından öldürülmüş, onun verdiği telaşla yatağımdan fırlamıştım. Gittiğim doktor bunların oynadığım bilgisayar oyunlarının bilinçaltıma yaptığı etkisi olarak yorumlamıştı. Nedense bana öyle gelmiyordu. Her gece uyumaktan korkmama sebep olan bu rüyalarda bir kılıçla antrenman yapıyordum. Ve bir süre sonra gelen antik bir yaratık tarafından resmen katlediliyordum. Bunu düşündükten sonra bu gece başıma gelen olayı hatırladım. Bir akrepadam ha ! Saçmalığın daniskası. Nerede görülmüş bir akrepadamın(!) bir insana saldırdığı. Oynadığım oyunlarlada bir bağlantısı yok üstelik. Ondan önce başıma gelen Hydra ve Cyclops olaylarını daha önce oyunlarımda görmüş ve rahatlıkla öldürmüştüm. Ama akrepadamı ne görmüştüm ne duymuştum. Bilinçaltım gitgide saçmalıyordu herhalde. Belki de bilinçaltım sıkılmıştır. Nede olsa sıkıcı ve rutin olan hayatımdan bir kaplumbağa bile sıkılırdı. Her gün okula git. Sonra geri gel. Yemek ye. Ödev yap ve son olarak uyu. Yaşamım bundan ibaretti doğrusu. Sadece arada hayatım bir renk kazanırdı. Küçüklük arkadaşım Yondaime… Biz ona Yon derdik. 5 yıl önce buradan taşınmış olması çok kötü bir durumdu benim için. Neredeyse tek arkadaşımdı diyebilirim onun için. Bunun nedeni benim anlattığım farklı hikayelere gülmemesi, aynı oyunları oynamamız etkendi. Tabi birde o ilgilendiği kılıç sanatları vardı. Yaklaşık 7 yıl önce bir yazın kendi kılıçlarımızı yapmıştık. Tahtadan olan bu kılıçlarla günlerce hiç sıkılmadan dövüşmüştük. Her dövüşte kaybetsem de bunları yaparken çok eğlenirdim. Benim için hiç sıkılmadan geçen 2 yıl olmuştu. Ama o 2 yılın sonunda aniden ortadan kaybolmuştu. Bir gün okula gelmedi. 2. Gün okula gelmedi. Evlerine gittiğimde ise kimse yoktu. Hayatımda hiç o kadar hayal kırıklığı yaşamamıştım. Sonra fazla yatakta kaldığımı anlayıp kalktım. Üstüme gülük giysilerimi giydikten sonra kapı çaldı. Kapıyı açtığımda Yondaime’yi gördüm. Ben ona doğru şaşkınlıkla bakarak:”Bu zamana kadar nereler deydin ?”dedim. Yondaime:”Bir ara anlatırım ama şimdi gitmemiz gerek.”Ben:”Nereye ?”Yondaime:”Şimdi anlatacak zamanım yok hadi çabuk ol da çıkalım buradan. Artık burası güvenli değil.”dedi ve kolumdan tutup koşmaya başladı. Sokağa çıktığımızda bulutlara baktığımda bulutlardan bize doğru gelen gölgeler gördüm ve bir anda bir sürü gölge bizi takip etmeye başladı. Bunları gördükten sonra korkudan dilim tutuldu. Yondaime ile birlikte bir arabaya yaklaştık , Yondaime arabanın kapısını kırdı ve arabayı düz kontak yaptırarak çalıştırdı. Arabayı zorluyor olmalıyız ki motordan garip garip sesler geliyordu. İlerlerken önümüze yaşlı bir teyze çıktı. Yondaime bir küfür savurdu sonra da aniden direksiyonu kırarak yaşlı teyzeyi geçti. Dar bir sokağa girdik, sokakta yolun ortasında duran üç tane çok çok güzel kız vardı. Birisi uzun kahverengi saçlı, kahverengi gözlü kısa etekliydi. Diğer ikisi bir birine çok benziyordu. İkisi de sarı saçlı, mavi gözlü, askılı bluz giymişlerdi. Altlarında kot pantolon vardı. Yondaime arabayı yavaşlamadan kızların üstüne sürdü. Araba onlara tam çarpacakken üçü de aniden ortadan kayboldu. Üzerimdeki korkuyu yeni yeni atarken Yondaime’ye tekrar neler olduğunu sordum ama cevap alamadım . Arabayla ilerlerken aniden arabanın üstünden bir ses geldi ardından da arabanın tavanı yamuldu. Arabanın tavanından içeri bir kılıç girdi ve arabanın tavanını yardı. Arabanın tavanı yarıldıktan hemen sonra dişleri büyük ve çok sivri bir kadın beni ısırmaya çalıştı. Isırmasına ramak kala koltuğa uzandım ve beni ısırmasını engeldim. Vampir tekrar hamle yapmak için geri çekildi. Tekrar saldırmadan önce Yon elime kır kılıç tutuşturdu. Vampir üzerime tekrar saldırırken kılıcı vampirin tam boynuna sapladım. Vampir bir anda toza dönüştü. Bunu yapmamı sağlayan herhalde Yon ile yaptığımız dövüşlerden aklımda kalan birkaç şeydi. Yon bana döndü ve gülümsedi ardından da:”Birlikte yaptığımız dövüşleri unutmamışsın herhalde.”dedi. Bende içimden iyi ki eskiden kılıç dövüşleri yaptığıma şükrettim. Başıma böyle bir şey geleceğini bilsem her gün antrenman yapardım. Yon’a bunların ne olduğunu sordum.Yon:”Bunlar vampirin atası, empusa,”dedi. Ardından bana açıklama yapmaya başladı:”Bunlar güzel kızların şekline bürünerek erkekleri güzellikleri ile etkilerler, ardından da erkekleri güzelliği ile tuzağa düşürüp kanlarını emerler.”dedi. Arabayla biraz daha ilerledikten sonra kocaman bir ağacın olduğu yeşillik bir yere geldik. Arabadan indik ve ağaca doğru koşmaya başladık, koşarken aniden önümüze dar sokakta karşılaştığımız diğer iki kız geldi. Empusalardan biri “Gelin buraya sizi yakışıklılar gelinde size bir öpücük vereyim.” diyordu. Diğer empusa ise pis pis gülüyordu. Aniden yaratığa dönüşmeye başladılar bunlar şeye beziyordu, ııı aslında pek çok şeye benziyordu. Soluk ten renkleri, kanlı gözleri, sivri ve uzun dişleri, bir bacağı eşek bacağına diğer bacağı ise pirinçten yapılmış insan bacağına benziyordu. Biz Yon ile sırt sırta verdik. Ben onun arkasını o benim arkamı kolluyordu. Ardından kendine de bir kılıç aldı(Bende kılıç vardı. Yon arabada vermişti.). İkisi de hızlı bir şekilde etrafımızda dönmeye başladı. Bir empusaya bir insana dönüşerek bizi büyülüyordu. Birisi aniden önümde belirdi. Ben empusaya büyülenmiş bir biçimde bakarken, empusa bana hırlamaya başladığında büyünün etkisinden kurtularak ona doğru kılıcımı savurdum. Ancak empusa hamlemden kolaylıkla kurtuldu ve eşek bacağına benzeyen bacağı ile bana bir tekme attı. Ben empusanın tekmesi ile yere düştüm. Yon ani bir hareketle arkasını döndü ve kılıcı ile empusanın kafasını uçurdu. Arkasına dönmeden önce diğer empusa Yon’a yaklaştı. Yon’u tam ısıracakken ben empusanın ayaklarını kestim . Yon da arkasını döndü ve kılıcını empusanın karnına sapladı. Sonra bana döndü ve dedi ki : “ Eski zamanlarda ki gibi iyi bir ekip olduk.” Ardından ağacı geçtik rüyamda gördüğüm kampın burası olduğunu fark ettim. Yanıma bir atadam geldi ve bana Yon ile birlikte neler olup bittiğini anlatmaya başladılar.İşte benim hikayem de böyle | |
|
Athena Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Mesaj Sayısı : 5210 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Skyler Brown Çarş. Haz. 01, 2011 9:01 am | |
| | |
|