Gece kötü bir şey oldu. Bir ses duydum hiç duymak istemeyeceğim bir sesti bu. Aslında o sıra tanıyamadım ama benim adımı söyleyip duruyordu. Kimdi bu diye düşünerek yatağımdan kalktım ve odadan çıktım. Misafir odasına doğru gittim ve dışarı çıktım. Dışarı da biraz su birikintisi vardı. Ve o parlıyordu bu bir iris mesajıydı anlamıştım. Peki bu kimdi böyle, oraya iyice bakınca bunun hephaistos olduğunu anladım. “Ben Temple bu senmisin.” Dedi. “Evet ne olacaktı seni pislik.” Dedi. “Normalde bir tanrıyla böyle konuşunca direk ölürsün ama bu sefer sana ihtiyacım var.” Dedi. "6 yıl önceki yardım isteğimi.” Dedim. “Tamam. Yeter artık bu konu sana yardım karşılığında bir silah vereceğim.” Dedi. Aslında belki işime yarayabilirdi diye düşündüm. Karşılığında bir silah alacaktım ve onun için başka bir şey yapmama gerek olmayacaktı. ”Peki kabul ediyorum ama bir daha benimle konuşmayı denemeyeceksin bile.” dedim. ”Pekala anlaştık şimdi benim yanıma geleceksin. Sana görevi anlatacağım.” dedi. ”Tamam. Geleceğim. Peki nasıl geleceğim oraya.” ”Ben seni alacağım.” dedi.Ve birden bayılıyormuş gibi hissettim ve bayıldım.
Uyandığımda farklı bir yerdeydim. Her şeyin benden 5 metre büyük olduğu bir yerdi burası. Ve burasının hephaistos’un tamirhanesi olduğu her yerinden belli oluyordu. ”Eğlendin mi bari daha iyi bir yolu yok muydu bunun.” ”İstersen seni olimposa kadar yürütebilir. Orada ares tarafından yok ettirebilirdim.” ”Yok kalsın bu daha iyiymiş. Peki söz ettiğin görev nedir o zaman.” dedim. ”Medusa önemli bir otomatonu aldı ve onu dükkanının önünü koruması için oraya koydu senin görevin ise medusayı öldürmek ve otomatonları şu elimdeki aleti üzerlerine koyucaksın buraya ışınlanacaklar. Karşılığında ise senin istediğin bir şeyi yapacağım tamam mı.” ”Tamam ama otomatonlar ne otomatonu güçlüler mi yenebilirmiyim ve onları nereden tanıyacağım.” ”Orada bulursun görüşürüz.” dedi. Ve ışınlandım.