Kampı öğrenmek için gezintiye çıkmıştım. Her melezin bir şeylerle uğraştığını görünce böyle boş boş dolaştığım için kendimi garip hissettmeme neden oldu. Eh, bunda birkaç yakışıklının çapkın bakışlarının etkisi de vardı tabii. Onları görmezden gelmek çocuk oyuncağıydı, çünkü ben bakirelik yemini etmiş bir rahibeydim. Tanrıça Hestia'ya olan minnetimi birkaç erkek bitiremezdi.
Pegasus ahırlarının önüne geldiğimde bir süre olduğum yerde durup yapıya baktım. Kampa geldiğim anda her melezin bir pegasusu olduğunu öğrenmiştim. Daha yeni geldiğim için bir pegasusum yoktu, ancak olmasını çok istiyordum.
Sakin adımlarla ahıra girdiğmde pegasuslar huysuzlaştı. Hayvan -birkaç istisna hariç- benden korkarlardı, babamdan nefret etsem de Thanatos'un kızıydım ve bu nedenle yakınımda olmak istemezlerdi. Sanırım pegasuslarda da bu dürtü vardı. Korkularına aldırmadan pegasusları incelemeye başladım.
Çok yaklaşıp onları iyice korkutmadan ilerlerken sakince bana bakan bir pegasusla göz göze geldim. Bembeyazdı, ancak yelesi altın sarısıydı ve kanatlarının uçları da öyleydi. Masmavi gözleri gökyüzünü andırıyordu ve bana özgürlüğü hatırlatıyordu. Çok sevimliydi, ancak çok da asil görünüşlüydü. Bölmesinin kapısına yapışmış, onu oradan çıkarmam için yalvaran gözlerle bana bakıyordu. Benden korkmaması beni şaşkınlığa sürüklerken birkaç adım yaklaştım ve "Merhaba kızım." diye mırıldandım.
'Merhaba' dercesine kişneyince gülümseyerek "Ben Marcela, benden korkmayan tek pegasussun. Bu çok ilginç ve mutluluk verici." dedim. Gerçekten de öyleydi, şu ana kadar benden korkmayan tek hayvan köpeğim Fairy'di ve bu şirin köpekçik dayımla New York'taydı! Ah, ben kampa geldiğimi dayıma haber vermemiştim ve meraktan deliye dönmüş olmalıydı!
En kısa sürede dayımla iletişime geçmeyi aklımın bir köşesine not ettikten sonra sevimli dostuma döndüm ve "Benim pegasusum olmak ister misin?" diye sordum. Bir sahibi yoktu, eğer sahibi olsaydı pegasusa verdiği isim kapıda adı yazardı. Bana 'Evet!' gibi gelen bir kişnemeden sonra "O halde adın Hayat olsun." dedim.
Bir süre daha yeni arkadaşımla takıldıktan sonra ahırdan çıktım ve koşarak kulübeme gittim. Hemen dayımı aramazsam beni affetmesi için çok geç kalabilirdim.