"Gelmiş geçmiş en muhteşem su altı öpüşmesiydi." kitabı kapattı,"Şu Percy'de az değilmiş yani." dedi ve gülümsedi,ardından bir ses duydu,"Stef kahvaltı hazır" bu ses amcasının sesiydi.Koltuktan kalktı ve aşağı inmeye başladı çok heyecanlıydı ve gergindi çünkü bugün onun için okulun ilk günüydü, asırlardır okula gidemiyordu bugün ilk defa insan içine çıkacaktı kahvaltı masasına oturdu ve önüne düşen gazetenin manşetini okudu "Vahşi hayvanlar kasabada",amcası ona kızgın bir ifadeyle bakıyordu en sonunda amcasına,"Ben yapmadım amca biliyorsun uzun zamandır dışarıya adımımı bile atmıyorum" dedi.Sonra kapıya doğru yürürken amcası "Nereye gidiyorsun genç adam" diye sorunca sitem etmiş bir biçimde amcasına cevap verdi "Okulun ilk gününden geç kalkmak istemem!" hızla kapanan kapı sonrası çok ince bir bayan sesi "Hala söylemedin mi?" dedi.Zach kadına "Zamanı gelince söyleyeceğim Violet yemin ederim" dedi üzüntülü bir şekilde,arkasını döndüğünde kadın orada yoktu.Stefan okula vardığında hala açlık duymuyordu insanlar önünden geçiyor ama umrunda bile değildi müdürün odasına vardı ve müdür ona "Üzgünüm evlat ama dönem ortasında yeni öğrenci almıyoruz" dedi.Stefan hiç umrunda değilmiş gibi davranıp müdürün gözlerine bakıp ona bir şeyler söyledi ve sonra müdür ona "Kitaplarını ve ders programını 3. kattan alabilirsin" dedi.Stefan minnettar bir şekilde odadan çıktı ve birine çarptı arkasını döndüğünde gördüğü manzara ona o güne kadar yaşadığı her şeyi unutturdu kendini yeni doğmuş bir bebek gibi hissediyordu kız,kahverengi düz saçlı kahverengi gözlü orta boylu genç biriydi.Kendinden geçmiş bir şekilde "Özür dilerim." dedi.Kız ise sadece kafasını sallamakla yetindi ve oradan uzaklaştı dersler onun için çok zevkli geçiyordu özellikle tarih dersi tam onluk bir dersti bir kaç asır önce yaşamakta olan biri için tarih dersi ne kadar kolaydır derslerin dışında basketbol oynuyordu her şey güzel bir şekilde geçiyordu ama Stefan o kızın adını hala öğrenemdiği için çok üzgündü ne zaman o kızı düşünse kendinden geçiyordu.Stefan her sabah gazetede gördüğü hayvan saldırılarıyla kafasını yorarken sakladığı sırrın ortaya çıkmasından korkuyordu.Uzun zaman geçti Stefan hala mutluydu ama bir gece kardeşinin kasabaya geldiğini duyunca her şey altüst oldu,o gece şöyle başlamıştı:
Hafif puslu bir geceydi Stefan evde tek başınaydı kitabının son sayfasına geçmişti pencereden içeri giren rüzgar kahvesinin tüten dumanlarını etrafa saçıp odaya yoğun bir kahve kokusu hakim oluyordu Stefan artmaya başlayan rüzgar dolayısıyla camı kapatmaya gitti arkasını döndü ve kitabının ve kahvesinin koltuğun yanında bulunan sehpanın üzerinde bulunmadığını fark etti,birden arkasında duyduğu ses onu biraz korkutmuştu "Merhaba kardeşim nasılsın?" arkasına döndüğünde yüzündeki kurnaz gülümsemesi ile duran adamı hemen tanıdı o kardeşiydi ona şaşkın bir biçimde bakıp "Damon!" dedi.Kardeşi "Beni hatırlamana şaşırdım Stef" dedi.Sonra konuşmaya devam etti "Duydum ki kasabaya inmeyi tercih etmişsin ve okulun ilk gününde bir kızla tanışmışsın küçük kardeşimin rezil olmasını istemem dedim." yüzündeki alaycı ifade sanki bu sözleri her gece söylüyormuş hissi verdirtiyor.Buz gibi olmuş odadaki dondurucu sessizliği bozan Stefan olmuştu "Eğer ona bir şey yaptıysan seni buna pişman ederim" dedi yüzündeki öfkeli ifade kardeşini daha keyifli yapmıştı Damon'un kışkırtmaları sonucu Damon'a saldıran Stefan kardeşiyle birlikte camdan aşağı uçtu evinin üst katındaydılar ve o şiddetle aşağıya düştüklerinde bile hiç bir şey olmamıştı bunun sebebi ise iki kardeşin de "Vampir" oluşlarıydı en sonunda Stefan "O hayvan saldırılarının sorumlusu sensin değil mi?" diye sordu.Damon ona "Ah! yapma bu kasabada bulunan tek hayvan yan komuşunun küçük tüylü köpeği Stefan tabiki ben yaptım acıkmıştım" dedi,"acıkmak" bu söz ona gurur verici bir şeymiş gibi görünüyordu ancak Stefan için böyle değildi.
Şimdiki zamana dönersek Violet artık Zach'i hiç rahat bırakmıyordu,Damon ve Stefan'a ne olduklarını söyleme zamanı gelmişti Damon zaten bütün gün evdeyken Zach ona söylemişti Stefan okuldan döndüğünde Zach ile konuşmaya başladılar Zach ilk olarak "Bak Stefan şimdi sana söyleyeceklerim çok önemli tamam mı beni dikkaetli bir biçimde dinle" dedi.Stefan başıyla tamam dercesine onayladı ve Zach tam ağazını açtığı zaman dışarıdan "Aaahh!" diye bir ses geldi bu Damon'un sesiydi Zach ve Stefan dışarıya çıktılar Zach o an yunanca bir kaç küfür savurdu Stefan canavardan kaçarken Damon'da canavarın üstüne atlayıp ısırdı ama bu yaratığa fayda etmedi Zach o sırada evden iki tane kılıç aldı ve kardeşlere kılıçları attı kılıçları öylece sallıyorlardı en sonunda yaratık Stefan'ın üstüne atlarken Damon yaratığı kesti,yaratık tozlaştı ve rüzgara karışarak oradan uzaklaştı Stefan Damon'a "Bu şey de neydi?" diye sordu.Damon kafasını hayır dercesine salladı ve Zach'e döndü "Aydınlat bizi" dedi.Zach onlara bu yaratığın adını kısık bir sesle söyledi "Cehennem Tazısı" dedi.Sonra garajdan arabasını aldı kardeşler ile birlikte Long Island'a gitmeye başladı Zach tabelayı görünce rahatladı kardeşler yazıya baktılar ve Zach'e soru sormaya başladıkları sırada elinde uzun bir zinicire bağlı dişlisi bağlı olan robot gibi bir şey geldi Zach "Lanet olsun bu bir otomaton!" diye bağırdı.Kardeşler güçlü bir şey olduğunu anladılar bu otomatonun robot elindeki dişliyi arabay fırlattı kardeşler son anda kaç Stefan bayıldı Damon daha dayanıklı çıkmıştı otomatonda kaçmaya çalışan Damon Zach'in arabadan çıkamadığını anlayınca "Lanet olsun onun boynunu ben kıracaktım!" diye sitem etti ve robota saldırdı refleksleri ona yardım ediyordu ancak otomatonun son darbesinden kaçamayan Damon duvara yapıştı ve gözleri kapanmaya başladı gözleri kapanırken son duyduğu ses "Okçular ateeeşş!" oldu.
Gözlerini açtığında kardeşi ile birlikte bir çadırdaydı ayağa kalktı her yeri acıyordu ancak biraz daha dayanıp çadırın dışına çıktı hava kararmıştı bir kaç kişi yardımıyla kardeşiyle birlikte ateş yakılmış bir meydana geldiler ateş çok kuvvetliydi gelen rüzgarlar onu etkilemiyordu en sonunda yarı at yarı insan birisi geldi Damon Zach'in söylediklerini düşündü "Eğer kampa giderseniz ben yanınızda olmayacağım bu yüzden ben yokken orada yarı at yarı insan tipinde bir adam var ona daima güvenin" Damon bunları düşünürken adamın konuşmasını bitirdiğini fark etti herkes ona ve Stefan'a bakıyordu Damon'un başında ateşten bir çekiç Stefan'ın kafansında ise bir baykuş resmi vardı en sonunda at adam konuştu "Hoşgeldiniz Demircilik Tanrısı Hephaistos oğlu Damon ve Bilgelik Tanrıçası Athena oğlu Stefan kampımıza şeref verdiniz" dedi.