Neredeydi bu Eryx ? Umarım başa belada değildir diye düşündüm. Etrafta onu aramaya başladım. Derken inanılmaz bir patlama oldu. Patlamanın şiddeti az kalsın beni yere düşürecekti. Bunu Eryx'in yaptığını tahmin edebliyordum. Sesin geldiği yere doğru koştum. Kırık parmaklıklardan içeri girdiğimde içerisi yanık üzüm kokuyordu. Bu kesinlikle Eryx'in işiydi. Özel gücünü kullanmıştı. Etrafta bir sürü canavar leşi vardı. Birazdan hepsi kum olacaktı. Eryx'i aramaya başladım. Yerde baygın yatıyordu. Onu sarstım. Bir şeyi yoktu ama dinlenmesi gerekiyordu. Ayağa kalkamayacak haldeydi. Onu sırtıma aldım. Tam dışarı çıkıcaktım ki Medusa'nun kahkahası ile irkildim. Suratı iğrenç bir haldeydi. Yavaş yavaş kuma dönüyordu. ''Öleceksiniz Melezler!'' diye bağırdı ve yok oldu. Ne demek istediğini hemen anlamıştım. Eryx'in yaptığı patlama, zeminin temelini oynatmıştı. Ve yavaş yavaş çökmeye başlamıştı. Koşturmaya başladım. Eryx'in yürümeye hali yoktu. Çok güçsüz düşmüştü. Onun sırtımda olması beni oldukça yavaşlatıyordu. Ama ne olursa olsun en yakın dostumu burada bırakacak halim yoktu. Beraber ölmeye hazırdım. Daha önce bir çok kez ölüm ile burun buruna gelmiştik. Hiç birindene Eryx beni nede ben onu yalnız bırakmıştım. Burdan ya beraber çıkacaktık yada ikimizde çıkamayacaktık. '' Beni bırak '' diye sayıklıyordu Eryx. '' Asla buradan birlikte canlı çıkamayız'' dedi çok bitkin bir sesle. '' Kapa çeneni'' diye karşılık verdim. Bir yandan da deli gibi koşuyordum. Kafamıza ufak taşlar sürekli dökülüyordu. '' Eğer beraber çıkamazsak ikimiz de çıkmayız'' dedim. Fakat yavaş yavaş güçsüzleşiyordum. Kollarım titremeye başlamıştı. Babama yalvardım. Çok geçmeden babam duama karşılık verdi. Kaslarım iyice şişmeye başladı. Artık Eryx bir tüğ kadar hafif geliyordu. '' Teşekkürler '' dedim içimden . Çok daha hızlı koşmaya başladık. Az ilerde gün ışığı gözüküyordu. Başarmıştık.
Rp bitmiştir