Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Yeni Biri (: | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Hope Temple Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 571 Kayıt tarihi : 20/04/11
| Konu: Yeni Biri (: Perş. Mayıs 05, 2011 8:01 am | |
| Melez Kampı'nı seviyordum ama arada kaçmak çok iyi geliyordu. Biraz tanrılardan, melezlerden uzaklaşmak, normal bir insan gibi Manhattan'da gezinebilmeyi özlüyordum. Yine kaçmıştım, bu sefer Rüzgar'ı yanıma almadan. İlk önce yetimhaneme uğramış, müdiremi ve arkadaşlarımı görmüştüm. Manhattan caddelerinde geziniyordum. Yüzümde güller açıyordu. Hele bir alışveriş merkezine uğramak, günümü daha da güzelleştirmişti. Param çoktu, istediğim kadar alışveriş yapıp hamburger yedim. İnsan olmayı özlemiştim. Arkadaşlarımla yetimhaneye geri döndük ama benim içimden hep gezmek geliyordu. Yalnız başıma istediğim gibi gezmek. Yetimahanemdekiler anlayışla karşıladılar ve kendimi tekrar caddelere attım. Birden berbat bir kokuyla burnumun direği sızladı. "Al işte" dedim. "Sen misin insan gibi takılmaya çalışan Ho?" dedim burnumdan soluyarak. Yıldızlarımı, saklı oldukları yerden elime aldım ve yavaşça arkama döndüm. Ben sadece 1-2 canavar beklerken önümde kocaman kocaman 8-9 tane canavar görünce elimde olmadan geriledim. Hemen yıldızlarımı fırlattım, 3 tanesini öldürdüm. Bu arada kalanlar beni kovalamaya devam ediyordu. Yıldızlarım bitince küpemi kılıca dönüştürdüm ve 6 tanesiyle dövüşmeye çalıştım. Daire oluşturdular, ortalarında kaldım. 2 tanesini öldürmüş olsam da, çok yorgun düşmüştüm, başım dönüyordu. Kaderime boyun eğmiştim artık. Gözlerimi kapatmış, çabuk olup bitmesi için dua ederken kanat sesleri duydum. Gözlerimi açtım ve bir pegasus gördüm, canavarın tekini öldürüyordu. Ve bir çocuk vardı, elindeki kılıcı deliler gibi sallıyordu. 1 dakika sonra, ortada hiç canavar kalmamıştı. Elini uzattı ve oturduğum yerden kalkmama yardım etti. "Ben, çok teşekkür ederim" dedim. Sesim titriyordu, ellerim de. "Hayatımı kurtardın" ...
En son Hope Miller tarafından Perş. Mayıs 05, 2011 8:14 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | David Killer Hypnos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 534 Kayıt tarihi : 05/02/11
| Konu: Geri: Yeni Biri (: Perş. Mayıs 05, 2011 8:11 am | |
| Pegasusumla gezinmek için Manhattan taraflarında uçuyordum. Aslında kamptan kaçmışım da denilebilirdi. O sırada canavarların etrafını sardığı bir silüet gördüm ve oraya doğru alçalışa geçtim. Düldül beni yere bıraktı. Kılıcımı çektim ve savaşmaya başladım. Kılıcı deliler gibi sallıyordum. Bir süre sonra bütün canavarlar ortadan kaybolmuştu. Ortada bir kız gördüm. Bu çok güzel bir kızdı. Tahminimce bir Afrodit kızıydı. Tabii eğer daha önce kampa uğramışsa bilebilirdi bunu. Ona elimi uzattım. Eli elime değdiğinde kalbim deli gibi atmaa başlamıştı. Uzun bir aradan sonra yine aşık olmuştum. Kızın eli çok yumuşaktı. Tıpkı bir pamuk gibiydi. Kalktı ve "Ben, çok teşekkür ederim" dedi. Sesi titriyordu, elleri de. "Hayatımı kurtardın" dedi. ''Ben sadece şans eseri burdayım. Sen de olsan aynısını yapardın.'' dedim. Bana öyle bir baktı ki birden ürperdiğimi hissettim. Evet kesinlikle aşık olmuştum. Kıza adını sordum. ''Ben Hope Miller. Afrodit kızıyım.'' dedi. Sesi ve elleri hala titriyordu. Hava da soğuktu. Montumu çıkardım ve onun omzuna attım. Başta itiraz edecek oldu; ama gerçekten de üşümüştü. ''Eğer melezsen böyle zorlukların üstesinden kolayca gelebilmen lazım. Korkmuş görünüyorsun. İyi misin?'' diye onu yatıştırmaya çalıştım. Pek beceremezdim. Sanki öyle de olmuştu. Hope bu sefer kekelemeye başlamıştı. ''S-s-sıcak bir şeyler içmeye n-n-e ders-s-sin?'' dedi. Doğru olduğuna inanmasam da kızın kolunun altına girdim;çünkü sendeliyordu. En başta itiraz edecekti; ama halini o da anlayınca vazgeçti. Kalbim yerinden çıkacakmış gibi atıyordu.. | |
| | | Hope Temple Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 571 Kayıt tarihi : 20/04/11
| Konu: Geri: Yeni Biri (: Perş. Mayıs 05, 2011 9:05 am | |
| Deli gibi titriyordum, konuşurken kekeliyordum. Aslında daha önce hiç böyle olmamıştı. Hiçbir zaman ölmekten korkmamıştım. Ama o anı yaşamak çok ayrıydı. Yanımdaki melez gelmeden 1 saniye önce içinde olduğum duygular düşünmemi engelliyordu sanki. Üşüyordum, sendeliyordum. Adını bilmediğim melez bana yardım ediyordu. Yakınlardaki bir kafeye ilerledik. Derin derin nefes alıp kendime gelmeye çalıştım. Çocuk "Her şey geçti" diyordu. Bu kadar yardıma ihtiyacım olduğunu görmek beni biraz üzmüştü. Biraz daha toparlandım. Kafeye girdik, bir anda sıcak bir ortama girince rahatladım. Hala biraz titriyordum ama yardım olmadan yürüyebiliyordum. Bir masaya oturduk ve garson geldi. "Ben bir vanilyalı kahve alacağım" dedim yavaşça. "Ben de cappucino alayım" dedi. Kendime gelmeye çalıştım. "Demek sen de bir melezsin. Ebeveynin kim?" dedim. Daha önceden kampta görmemiştim ama kamp çok kalabalıktı. "Hypnos" dedi. Elimde olmadan gülümsedim. "Uykuyu severim" dedim. "Benden daha fazla sevemezsin" dedi. "Ne zamandır kamptasın? Seni hiç görmemiştim" dedi. "1 ay kadar. Daha yeniyim" dedim. Kahvelerimiz geldi. Hemen bir yudum aldım. Kendimi çok daha hissediyordum. Kafamı kaldırdığımda göz göze geldik. Masmaviydi, sanki beni çeken bir şeyler vardı. Hemen gözlerimi kaçırdım. "Adın neydi?" dedim. "David" dedi gözlerini ayırmadan. "Peki Dave, sana adam gibi teşekkür etmem gerekiyor. Söyle, senin için ne yapabilirim?" diye sordum. | |
| | | David Killer Hypnos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 534 Kayıt tarihi : 05/02/11
| Konu: Geri: Yeni Biri (: C.tesi Mayıs 07, 2011 2:56 am | |
| Göz göze gelmiştik. Yemyeşil gözleri beni delip geçiyordu. Kafede vanilyalı kahve istedi. Bense cappucino içecektim. Uzun süren sessizliği o bozdu. "Adın neydi?" derken kaçırdı gözlerini ama ben ona bakmaya devam ediyordum. Aşık olmuştum ve gözümün gözüne temas etmesini istiyordum. ''David'' dedim. "Peki Dave, sana adam gibi teşekkür etmem gerekiyor. Söyle, senin için ne yapabilirim?" diye sordu. Kısa bir zamanda Dave demesi beni şaşırtmıştı. En başta ''Sen de olsan aynısını yapardın. Bir isteğim yok!'' dedim. Kızın ısrarlarına dayanamayıp ''Tamam o zaman. İyi olduğunu bilmek istiyorum.'' dedim. Kız buna bozuldu. ''Bomba gibiyim.'' dedi. Buna tatmin olmuştum. Kızla tekrar göz göze gelmeyi istiyordum. Sanki kafamdan geçenleri okumuş gibi gözümün içine içine baktı. O yemyeşil gözler.. O pürüzsüz yüz.. Bu güzellik.. İkimiz de içeceklerimizi bitirmiştik.''Artık gitmeliyim. Merak ederler beni.'' dedi. Pegasusum Düldül'ü çağırdım. Sırtına atladık. Önce onu yetimhanesine bırakıp sonra dönecektim. Yolda hiç kimse konuşmadı. Onu bıraktım ve kampa döndüm. Bugünlük bu kadar yeterdi ve artardı. Hemencecik uyudum ve bir İris Mesajı ile uyanmak zorunda kaldım..
| |
| | | Hope Temple Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 571 Kayıt tarihi : 20/04/11
| Konu: Geri: Yeni Biri (: C.tesi Mayıs 07, 2011 6:42 am | |
| Dave'e çok zahmet vermiştim. İlk önce beni kurtarmıştı, sonra da yetimhaneme kadar bırakmıştı. Pegasusu Düldül çok sevimliydi, hayatta olduğum için de seviniyordum. Yolda tek kelime etmedik. Beni bıraktıktan sonra o kampa döndü. Ben de bizimkilerle vedalaşıp, aldığım elbiselerle dönmeye karar verdim. Yetimhanenin kapısından elimde poşetlerle çıktım. Çantamda taksi için drahmi ararken berbat bir koku duydum. "Yine mi?" diye düşündüm. Kafamı kaldırdım, yine aynı şekilde 8-9 canavar karşımda duruyordu. Çantamın içindeki yıldızları kavradım ve 2 tanesini öldürdüm. Tabii onlar da armut toplamadılar, bana doğru koşmaya başladılar. Kılıcımı çektim, yıldızlarla aram çok iyiydi, onlar benim öldürücü silahlarımdı ama kılıçla o kadar da iyi değildim. Yine de 3 tanesini toz haline getirdim. Birden arkamdaki bir canavar gözlerimi bağladı. "Gözlerimi hemen..." çöz demeye kalmadan ağzımı da bağladı. Büyükonuşun bir yararını göremedim. Kılıcımı yine de savuruyordum, önümdeki bir çığlık attı. Daha sonra elimdeki kılıcı aldılar ve ellerimi bağladılar. Beni bir yere sürüklediler, geri dönüşüm kolay olsun diye adım sayıyordum ve nereye döndüğümüzü aklımda tutmaya çalışıyordum, 'Sağ, sol, sol, sol, sağ'. Daha sonra kokudan lağım olduğunu anladığım bir yere indik. Burada adımlar ve dönüşler konusunda daha dikkatli oldum. Ne kılıcım elimdeydi, ne yıldızım kalmıştı. Sadece pusulam cebimdeydi. Nasıl kaçacağımı bilmiyordum ama bir yolunu bulurum diye umuyordum. Beni bir yere attılar, gözlerimi açtılar ve kafes olduğunu anladığım bir yere kilitlediler. Ortada bir ışık vardı, koca odayı aydınlatmaya yetmiyordu. Topraktan duvarlarda böcekler geziyordu. Kafesimse büyüktü ve tam yanımda bir fare duruyordu. Burayı tanıyordum, Bar'la birlikte Müdiremizi kurtarmaya geldiğimizde yine buraya kısılmıştık. Dino adını verdiğim bir canavar bizi kurtarmıştı ama etrafta ne Dino vardı, ne de ona benzer yaratık. Ben etrafı ve canavarları incelerken, en büyük canavar konuşmaya başladı. "Bana bak melez, bugün bize bir kez zorluk çıkardın, arkadaşın liderimizi öldürdü. Eğer bizimle anlaşma yaparsan, buradan çabuk çıkabilirsin" dedi. Canavarın konuşması bende büyük bir şok etkisi yaratmıştı, canavarlar konuşamazdı ki! Benden bir tepki vermemi bekliyordu, sinirli sinirli bakmakla yetindim. "Şimdi arkadaşına bir iris mesajı yollayacağız, o da buraya gelecek. Biraz kendini acındır. Anlıyor musun beni?" diye sordu. Yine tepki vermedim. "Tamam o zaman" dedi ve havaya bir drahmi attı. Ne dediğini anlamadığım bir şeyler söyledi ve karşımda masumca uyuyan Dave'i gördüm. Bir anda gözlerini açtı ve şaşırarak bize baktı. | |
| | | David Killer Hypnos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 534 Kayıt tarihi : 05/02/11
| Konu: Geri: Yeni Biri (: C.tesi Mayıs 07, 2011 7:08 am | |
| Bir iris mesajıyla uyandım. Karşımda rüyamda gördüğüm kız vardı. Aynı zamanda hayatını kurtardığım o kusursuz güzellik… Ama bir şeyler tersti. Kız kafesteydi ve içimi sızlatıyordu. Bir şeyler yapıp onu kurtarmalıydım. Kız bana gülümsemeye çalışıyordu; ama başarısızdı. Canavar araya girdi ‘’Hey sen. Silahını bırakıp şu anda bulunduğumuz lağıma geleceksin. Nasıl bulacağınsa beni ilgilendirmiyor. Eğer gelmezsen ne olacağını arkadaşın söylesin.’’ dedi. Hope’un ağzındakini çözdüler ve Hope bana ‘’Sakın gelme! Ne olursa olsun gelme!’’ dedi. O sırada canavar suratına bir darbe indirdi ve Hope bana döndüğünde dudağı kan içindeydi. Dayanamadım. Kılıcımla iris mesajına bir darbe indirdim ve anında kayboldu. Hemen pegasus ahırlarına koştum. Hayatımın deparını atmıştım. Sevdiğim kız canavarların elindeydi. Pegasusuma atladım ve hemen havalandık. Doğru Manhattan’a gittim. Bütün şehri tepeden gezip bütün lağım kapaklarına indim. Hepsine tek tek girdim. Hepsinde sonuç aynıydı. Boşluk. Şimdiye kadar hep batıya gitmiştim. Sıra doğudaydı. Güneş yeni doğuyordu. Bu saatte ilk kez uyanıktım. Batıda da sonlara yaklaşmış, umudumu kesmiştim. Son birkaç kapağa daha girip deli gibi bağıracaktım. Gireceğim kapağa doğru inişe geçtim. Kapağın kapısındaki canavarı görünce doğru yerde olduğumu anladım. Canavarın arkası bana dönüktü. Kılıcımı arkasından sapladım ve canavarın toz oluşunu izledim... | |
| | | Hope Temple Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 571 Kayıt tarihi : 20/04/11
| Konu: Geri: Yeni Biri (: C.tesi Mayıs 07, 2011 8:35 am | |
| "Hey sen. Silahını bırakıp şu anda bulunduğumuz lağıma geleceksin. Nasıl bulacağınsa beni ilgilendirmiyor. Eğer gelmezsen ne olacağını arkadaşın söylesin." dedi canavar. Konuşabiliyordu ama salaktı bence. Ağzımı açtılar. "Sakın gelme! Ne olursa olsun gelme!" dedim büyükonuş kullanarak. Canavar suratıma elinin tersiyle tokat attı, yüzümü kaldırdım ve elimde olmadan Dave'e baktım, tam 'Gelme' diyecekken kılıcıyla mesaja saldırdı ve ortadan kayboldu. Ağzımı ben daha bir şey söyleyemeden bağladılar. 'Hiç ama hiç iyi olmadı' diye düşündüm. Beklemek, berbat bir şey. Üstelik beklediğin kişi ölüme gelen, aynı gün içinde hayatını kurtaran, hoşlandığını düşündüğün çocuksa saatler ilerlemez oluyor. Etrafı incelemeye başladım. Oda çok büyüktü, iki tane geçit gibi karanlık tüneller vardı. Birisinden sürekli sesler geliyordu, orada da bir şeylerin olduğuna emindim. Odada zaten yaklaşık 10 tane canavar vardı, diğer geçitte başka canavar olmaması için dua ettim. Derin derin nefes alıp ne yapacağımı düşünüyordum. Dave'in buraya gelmesini engellemeliydim kesinlikle. Bu kadar canavarla tek başına baş edemezdi. Bir plan kurmaya çalıştım ama sonunda elimden hiçbir şeyin gelmediğini kabullendim. 'Belki de büyükonuşum iris - ötesidir ve Dave'in buraya gelmesini önler' diye düşündüm. Düşündüklerimi ağzıma tıkar gibi Dave geçitten odaya girdi. | |
| | | David Killer Hypnos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 534 Kayıt tarihi : 05/02/11
| Konu: Geri: Yeni Biri (: C.tesi Mayıs 07, 2011 8:48 am | |
| Uzun mu uzun bir tünelden geçtim. Karanlık, dar ve duvarları nemden aşınmış bir tünelden... Karşımda yine o kız vardı. Bu yüzü asla unutamayacak mıydım? Kafese giderken sadece bir canavar vardı ve kısıtlı bir zamanım vardı. Kafamda stratejimi tasarladım. Önce canavarı kesip sonra Hope'un elindeki ipleri kesecektim. Bunun için atıldım. Canavar sandığımdan da kolay olmuştu. Hemen Hope'a yöneldim. O da kafesin köşesine geldi. Elindeki ipleri kestim. Birden 10-15 canavar üzerime saldırmaya başladı. Rastgele kılıç sallamaktan başka yapabilecek hiçbir şeyim yoktu. Şans eseri 4-5 canavar toz oldu. Kalan 10 tane üzerime üzerime geliyordu. O sırada nasıl olduysa Hope kafesten çıkmıştı. Köşede sıkışmıştım. Hiç değilse o kurtulmalıydı. Bir kız 10 canavara karşı şanssızdı; ama bu sıradan bir kız değildi. Ben konuşarak 2 canavarı uyuttum ve toza çevirdim. O sırada canavarlar birbirine düşmeye başladı.. | |
| | | Hope Temple Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 571 Kayıt tarihi : 20/04/11
| Konu: Geri: Yeni Biri (: C.tesi Mayıs 07, 2011 9:38 am | |
| Dave gelir gelmez karşısındaki canavarı öldürdü ve kafese koştu, ben de köşeye uzandım. Elimdeki ipleri kestikten sonra hemen ağzımdaki ipi açtım. Kılıcımı ve anahtarları elinde tutan canavara "Hemen kılıcımı bana ver ve kafesi aç!" diye bağırdım. İtaat etti, dediklerimi aynen yaptı. Kafesten çıkar çıkmaz Dave'in durumuna baktım. Oldukça şanslıydı. "Hemen gidip arkadaşlarını öldür!" dedim. En yakın canavara ilerledi ve silahıyla onu toz etti. Diğerine ilerlerken ben de hiç vakit kaybetmeden bir kaç canavarı daha birbirine düşürdüm. Dave konuşarak karşısındaki canavarları uyutuyordu, sıkıştığı köşeye koştum ve en arkadakileri birbirine düşürmeye çalıştım. Dave'e "Hadi!" diye bağırdım. | |
| | | David Killer Hypnos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 534 Kayıt tarihi : 05/02/11
| Konu: Geri: Yeni Biri (: Paz Mayıs 08, 2011 8:24 am | |
| Hope'un büyükonuş kullanabildiğini o anda öğrenmiştim. Onun büyükonuşu, benim de hipnoz gücüm bütün canavarlara yetmemişti; ama bir kısmından kurtulabilmiştik. Bütün canavarlar birbirini katlederken Hope bana ''Hadi!'' demişti. Biz de koşarak gelmiş olduğum tünele doğru koşmaya başladık. Buradan sonra ne yapacağımızı bilmiyorduk. Canavarlar peşimizden koşarken döndüm ve ona baktım. O da bana bakıyorudu. Göz göze gelince hemen gözünü kaçırdı ve.. | |
| | | Hope Temple Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 571 Kayıt tarihi : 20/04/11
| Konu: Geri: Yeni Biri (: Paz Mayıs 08, 2011 9:21 am | |
| "Hadi" dedikten sonra koşmaya başladık. Seslerin geldiği tünelden ayak sesleri gelmeye başlamıştı, korktuğum başıma geliyordu. Hemen diğer tünele girdik ve koşmaya başladık. Buradan çıkamayacağımıza dair bir his vardı içimde. Sanki son kez bakıyormuş gibi Dave'e baktım, o da bana baktı. Hemen gözlerimi kaçırdım ve arkamızdan gelen ayak seslerini duydum. Arkama baktığımda bir sürü yaratığın geçitte bize doğru koştuklarını gördüm. Tünelin darlığından ikişerli geliyorlardı. Daha da hızlandım. Dave bir anda durdu, kılıcını çekti ve arkasını dönüp canavarları beklemeye başladı. "Ne yapıyorsun?" diye bağırdım. Bana döndü ve "Sen koş, ben onları oyalarım" dedi. Sonra başını çevirdi ve kendine en yakın olan canavarı toz etti. Ben de kılıcımı çektim ve yardıma gittim. "Ho, gitmelisin" dedi, bir yandan da canavarlarla savaşıyordu. "Sen de hiç gelmemeliydin ama buradasın işte" dedim. Sıra halinde gelen canavarlar işimizi kolaylaştırıyordu, sırası geleni öldürüyorduk ama çok yorulmuştuk... Sıranın bittiğini görünce ilk önce sevindim. Sonra 2. posta halinde gelen canavarları görünce hepsine birden "Durun!" diye bağırdım. Hepsi bir anda durdular. Bu kadar güçlü olduğumu bilmiyordum, hepsine itaat edecek kadar. 3 saniye sonra kendilerine gelip tekrar koşmaya başladılar. Tekrar "Size durun dedim!" diye bağırdım. Tekrar durdular. Dave'e dönüp "Koş" dedim ve kalan son gücümüzle koşmaya başladık... | |
| | | David Killer Hypnos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 534 Kayıt tarihi : 05/02/11
| Konu: Geri: Yeni Biri (: Paz Mayıs 08, 2011 9:30 am | |
| Koşmaya başladık. Geldiğim tünelden gitmeye başlamıştık ama sonra tünel değiştirdik. Koşarken canavar sesleri duymaya başladık. Durdum ve kılıcımı çektim. ''Ne yapıyorsun?'' dedi Ho. ''Sen koş, ben onları oyalarım." dedim. Buna ben de çok inanmamıştım; ama bunu yapmak zorundaydım. Ho'da savaşmaya başlayınca ''Ho, gitmelisin.'' dedim. ''Sen de hiç gelmemeliydin; ama burdasın.'' yanıtını alınca sustum. Arkamı dönerken kılıcımı rastgele savurdum. Tünelin dar olması işimizi kolaylaştırıyordu. Tek tek gelen canavarları kolayca kesebiliyorduk. Bu canavarlar bittikten sonra yeni parti olarak gelen canavarları duydum. Birkaç kez ''Durun!'' demek zorunda kaldı. Ben de o sırada onları uyutmaya çalışıyordum. Tünelden dışarı koşmaya başladık. Çıkınca Düldül'ü gördüm ve sırtına atladık.
| |
| | | Hope Temple Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 571 Kayıt tarihi : 20/04/11
| Konu: Geri: Yeni Biri (: Paz Mayıs 08, 2011 9:58 am | |
| Temiz hava, gün ışığı... O kadar özlemiştim ki. Lağım kokusuna alışmak berbat bir şey. Düldül'le uçmak, bana her şeyi unutturmaya yetiyordu. Dave'e sıkıca sarıldım. Yaşadıklarımızı düşünemeye başladım. Dave olmasaydı, ölmüştüm çoktan. Bir günde iki kere hayatımı kurtarmıştı. Yaşadıklarım gerçekten kötüydü ama artık güvende olduğumu biliyordum. "Dudağımı patlatan o canavarı öldüremedim" diye söylendim. "İnip icabına bakarım ben" dedi Dave. Sırtına başımı koydum ve gözlerimi yavaşça kapadım. O kadar yorulmuştum ki, hiçbir şey düşünemez olmuştum. Havada olduğumu, Dave'le olduğumu... Birden aklıma Dave'in de çok yorgun olduğu aklıma geldi. "Hey, istersen biraz dinlenelim, çok yorulduk. Daha sonra gideriz kampa" dedim. Aslında hemen kampa gitmek istemiyordum, biraz zaman geçirmek istiyordum. Başını salladı ve Manhattan dışında, yemyeşil bir tepeye doğru iniş yaptık. Manzaranın büyüsüne hayran kalmıştım, o kadar güzeldi ki... Her yerde rengarenk çiçekler açmıştı. Nefis kokuyorlardı. "Sen uyu, ben nöbet tutarım" dedim. "Hayır, çok yoruldun. Uykuya benden çok ihtiyacın var." dedi. "Dave... lütfen uyu hadi. O kadar da kötü değilim" dedim. Yavaşça "Uzan ve gözlerini kapa, uyumak istediğini biliyorsun... Uykuya dalacaksın, rüyalar alemine..." dedi. Gücünü kullandığını hemen anlamıştım çünkü sadece uyumak istiyordum "Bu yaptığın haksızlık!" dedim, çimenlerine üzerine uzandım ve derin bir uykuya daldım... | |
| | | David Killer Hypnos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 534 Kayıt tarihi : 05/02/11
| Konu: Geri: Yeni Biri (: Ptsi Mayıs 09, 2011 8:28 am | |
| Pegasusum Düldül'le canavarlardan kaçıyorduk. Ho başını sırtıma yasladı, bana sarıldı ve uyumaya başladı. O bana sarıldığında kalbim yerinden çıkıp aşağıya düşecek diye kokuyordum. "Dudağımı patlatan o canavarı öldüremedim" dedi. ''Ben icabına bakarım.'' dedim ve gülüştük. Gülünce iki tarafındaki gamzesi ona ayrı bir güzellik katıyordu. ''Hey, istersen biraz dinlenelim, çok yorulduk. Daha sonra gideriz kampa" dedi. Hiç itiraz edecek halim yoktu. Hemen inişe geçtim. Yeşillikler içinde bir tepede durduk. "Sen uyu, ben nöbet tutarım" dedi. Hayatta izin vermezdim. Yorgunluktan ölsem dahi.. "Hayır, çok yoruldun. Uykuya benden çok ihtiyacın var." dedim. Bunu söylerken özel gücümü kullanmıştım ve hemen uyudu. Onu uyutmamın asıl nedeni yorgun olması değildi. Onun rüyalarını babam Hypnos'un vermiş olduğu Rüya ile görebilmekti. Rüya'yı taktım ve ona odaklandım. Rüyasında annesini görüyordu. “Bekle Ho, abin gelecektir” diyordu Afrodit. Bunu birkaç kez daha duydu. Ortada bir mekan yoktu, sadece annesi ve sesi vardı. Ho’nun bir abisi olduğunu bilmiyordum. Birden her şey değişiverdi. Afrodit yok oldu. Küçük bir parkta, iki sevimli çocuk kumdan kale yapıyordu. Etraftan başka çocukların neşeli kahkaha sesleri geliyordu. Çocuklar 5-6 yaşlarındaydı. Bir tanesinin Ho olduğunu anlamıştım. Erkek olanı ise tanımıyordum. “Çok güzel oldu Bar” dedi Ho. Diğer çocuk “Büyüyünce gerçeği benim olacak, kral olacağım ben!” dedi göğsünü kabartarak. Ho kıkırdadı. “Sen de benim kalemde, yanımda yaşayacaksın! Kraliçem olarak ama bunu söylediğimi kimseye söyleme olur mu?” dedi parmağını dudağına götürerek. Ho usulca başını salladı. Tekrar mekan değişti. Bu sefer gördüğü kişi bendim ve uyuyordum. Canavarın iris mesajını attığı zamanı, Ho’nun gözünden izliyordum bu sefer. Onun korkularını yaşıyordum. Toprak duvarlar yerini mavi gökyüzüne bıraktı, her yer yemyeşildi, güzel bir çayırdaydık. Ho, elimi tutuyordu. “Seni sevdiğimi biliyorsun” dedim ona - aslında rüyasındaki David dedi. Ho gülümsedi, durdu ve diğer elimi de tuttu. “Biliyorum” dedi ve rüyası bitti. Ani bir şekilde irkildi ve uyandı. O uyanınca ben de uyandım. Gözlük gözümdeydi. ''O ne?'' diye sordu. ''Güneş var diye bir gözlük.'' demek zorunda kaldım. | |
| | | Hope Temple Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 571 Kayıt tarihi : 20/04/11
| Konu: Geri: Yeni Biri (: Ptsi Mayıs 09, 2011 8:55 am | |
| Kalktım ve esnedim. "Garip bir rüya gördüm" dedim. "Güzel miydi?" diye sordu. "Merak ettiğim bir şeyi, çocukluk arkadaşımı gördüm" dedim. Gülümseyerek "Sonu da çok güzeldi" dedim. Nasıl olsa rüyamı bilmiyordu, diye düşünmüştüm. Sanki kendini gülmemek için zor tuttu ve konuyu değiştirdi. "Kampa gelmeden önce babanla mı kalıyordun?" diye sordu. Hayır anlamında başımı salladım gözlerimi manzaradan ayırmadan. "Babam ben doğmadan 2 gün önce ölmüş" dedim güvercin şeklindeki kolyemi tutarak. "Üzüldüm" dedi Dave. Derin bir nefes aldım ve gülümsedim, "Üzülme, ben bunu aştım. Üstelik büyüdüğüm yetimhanede hayatım çok güzeldi. Müdiremiz bana ve Barney adındaki bir meleze daha bakıyordu, bizi canavarlara karşı koruyup kolluyordu. Oradaki hayatım gerçekten güzeldi" dedim. "Barney de kampta mı?" diye sordu. Evet anlamında başımı salladım. "Oraya dönünce seni tanıştırırım" dedim. Bir şeyler mırıldandı ama anlayamadım. "Annenle hiç konuştun mu?" dedi. "Evet, bir kaç kere. Hepsinde de büyük bir gizemle ortadan kayboldu. Ona soracağım o kadar çok soru var ki..." "Ne gibi?" Daha bu sabah tanıdığım birine hayatımdaki her şeyi anlatmak istiyordum. Sarılıp ağlamak, içimi dökmek istiyordum ama bu kadar ileriye gidemezdim tabii ki. Derin bir nefes alıp ona abimi anlattım. Afrodit'in babamın hasta halini bana gösterdiğini, yatağın yanındaki iki yaşındaki çocuğu, beni bir gün gelip bulacağını söyledim. Gözyaşlarımı tutamadım ve hızlıca silmeye çalıştım. "Hey, ağlama" dedi. Kendime gelemeye çalıştım ve "Hep ben anlattım, biraz da sen anlat" dedim. | |
| | | David Killer Hypnos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 534 Kayıt tarihi : 05/02/11
| Konu: Geri: Yeni Biri (: Ptsi Mayıs 09, 2011 9:17 am | |
| "Garip bir rüya gördüm" dedi. "Güzel miydi?" diye sordum. "Merak ettiğim bir şeyi, çocukluk arkadaşımı gördüm" dedi. Gülümseyerek "Sonu da çok güzeldi" dedi. Bunu ben de biliyordum. Gülmemek için kendimi zor tutuyordum. "Kampa gelmeden önce babanla mı kalıyordun?" diye sordum. Hayır anlamında başını salladı gözlerimi manzaradan ayırmadan. "Babam ben doğmadan 2 gün önce ölmüş" dedi güvercin şeklindeki kolyemi tutarak. "Üzüldüm" dedim. "Üzülme, ben bunu aştım. Üstelik büyüdüğüm yetimhanede hayatım çok güzeldi. Müdiremiz bana ve Barney adındaki bir meleze daha bakıyordu, bizi canavarlara karşı koruyup kolluyordu. Oradaki hayatım gerçekten güzeldi" dedi. "Barney de kampta mı?" dedim. Evet anlamında başımı salladım. "Oraya dönünce seni tanıştırırım" dedi. "Annenle hiç konuştun mu?" dedim. "Evet, bir kaç kere. Hepsinde de büyük bir gizemle ortadan kayboldu. Ona soracağım o kadar çok soru var ki..." "Ne gibi?'' Derin bir nefes aldı ve tek solukta abisini anlattı. Ağlamaya başladı. "Hey, ağlama" dedim. Gözyaşlarını sildi ve "Hep ben anlattım, biraz da sen anlat" dedi. ''Soru sor ki anlatayım.'' dedim. ''Kamptan önceki hayatın nasıldı?'' dedi. ''Annemi çok severdim. Beni korumak için bir hayvanla evlendi. O kadar kötü kokuyordu ki benim canavarlara karşı olan kokumu kamufle ediyordu.'' dedim. ''Tabii bunu sonradan öğrendim. Onun dışında bir de koruyucum var. Sergio. Onla aram çok da iyi değil. Ama severiz birbirimizi. Başka?'' diye yanıtladım sorusunu. Ellerini iki yana açtı ve bana bakmaya devam etti. | |
| | | Hope Temple Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 571 Kayıt tarihi : 20/04/11
| Konu: Geri: Yeni Biri (: Ptsi Mayıs 09, 2011 9:34 am | |
| Soracak sorum yoktu, ben de manzaraya bakmaktan vazgeçip çimenlere uzandım. "Burayı çok sevdim" dedim Dave'e bakarak. "Evet, burası benim için her zaman özel bir yer olacak" dedi o güzel mavi gözleriyle bana bakarak. Beni mi kastetmişti, anlayamadım ilk önce. Üzerinde de durmadım. "Sen uyudun mu?" diye sordum. "Biraz" dedi. "Uyumalısın, uykulu uykulu Düldül'e binmene izin vermem. Sonra düşeriz" dedim gülerek. "Merak etme, sana bir şey olmasına izin vermem" dedi. Birden heyecanlanmaya başladım. İçimden geldiği gibi cevap verdim. "Biliyorum" Bana gülümseyince eridiğimi hissettim. Aşık mı olmuştum? Hayır, ben mi? Olamaz. Bunları düşünürken bile gözlerimi ondan alamıyordum. "Buradan ayrılmayı istemiyorum aslında" dedim. "Hava kararana kadar kalsak?" Yanıma uzandı. "Tamam" Uzun bir sessizlikten sonra sordum "Anneni özlüyor musun?" "Bazen, neden?" "Özleyecek birilerine sahip olduğun için şanslısın" dedim. Bir şey söylemedi. Çiçeklerin nefis kokusunu içime çektim. "Çok yoruldun Dave, en azından 1-2 saat uyu" dedim. "Uyumak istemiyorum, yani şuanda" dedi. "Gözlerini kapa lütfen. Bugün senden istediğim son iyilik olsun" dedim. Gülümsedi ve gözlerini kapattı. Ben de nefis kokular arasında Dave'i düşünmeye devam ettim. | |
| | | David Killer Hypnos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 534 Kayıt tarihi : 05/02/11
| Konu: Geri: Yeni Biri (: Salı Mayıs 10, 2011 7:12 am | |
| Çimlere uzandı. "Burayı çok sevdim" dedi bana bakarak. "Evet, burası benim için her zaman özel bir yer olacak" dedim. "Sen uyudun mu?" diye sordu. "Biraz" dedim.'' Uyumalısın, uykulu uykulu Düldül'e binmene izin vermem. Sonra düşeriz" dedi gülerek. Gülünce gamzeleri yeniden ortaya çıkmıştı. "Merak etme, sana bir şey olmasına izin vermem" dedim. "Biliyorum" dedi. "Buradan ayrılmayı istemiyorum aslında" dedi. "Hava kararana kadar kalsak?" Yanına uzandım. "Tamam" Uzun bir sessizlikten sonra sordu "Anneni özlüyor musun?" "Bazen, neden?" "Özleyecek birilerine sahip olduğun için şanslısın" dedi. Bir şey söylemedim. "Çok yoruldun Dave, en azından 1-2 saat uyu" dedi. "Uyumak istemiyorum, yani şuanda" dedim. "Gözlerini kapa lütfen. Bugün senden istediğim son iyilik olsun" dedi. Büyükonuş kullandığını düşündüm; çünkü hemen uyudum. Rüyamda onu ve kendimi gördüm. Bu, havuz başında durmuş olan, gelinlik ve damatlık giymiş olan bizdik. Düğünümüze bütün melezler gelmişti. Herkes çok eğlenirken bir Furya sesiyle herkes o yöne baktı. Ters taraftan gelen cehennem tazısını kimse farketmemişti bile. O anda rüyam değişti. Ben ve Ho yine başbaşaydık. Birbirimizin gözlerinin içine bakıp aşkımızı haykırıyorduk. Sonra irkilerek uyandım. Bu uyanışım Ho'yu da rahatsız etmişti. Ho'ya döndüm. Onu da kendime çevirdim. Ellerini tuttum. Gözlerine baktım. Kalbim delirmişti. Neredeyse ölecektim. Titremeye başlamıştım. Onu ilk gördüğüm andan beri aklımdan geçen soruyu sormak için en uygun zaman belki de buydu. Ağzımı açacak oldum; ama Ho gülümseyince kendimi ona bakarken buldum. Toparlandım. ''B-benimle ç-ç-çıkar, yani, şey, eğer istersen, diyorum ki, s-sevgili o-o-olalı-lım mı?'' Kurtulmuştum. Sonunda sorabilmiştim. Ho ise bana gülümseyerek bakıyordu. | |
| | | Hope Temple Afrodit'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 571 Kayıt tarihi : 20/04/11
| Konu: Geri: Yeni Biri (: Salı Mayıs 10, 2011 7:51 am | |
| İrkilerek uyandı. Rüya görüyordu sanırım, çok merak etmiştim ama sormadım. Kalktı ve beni kendine çekti. Kalbim göğsümden çıkacakmış gibi atıyordu. Şaşırmıştım, ellerimi tuttu ve gözlerime baktı. Bana çok uzun gelen saniyeler geçtikten sonra, gülümsemeye başladım. Soracak mıydı? Soracaktı. Ben ne diyecektim? Ama daha sormamıştı. İçimden çığlık atmak geliyordu, kahkahalar atmak. Kendimi zor tutuyordum. Yine de gülümsemeden edemedim. ''B-benimle ç-ç-çıkar, yani, şey, eğer istersen, diyorum ki, s-sevgili o-o-olalı-lım mı?'' diye sordu. Eridiğimi hissediyordum, kendimi toparladım ve içimden tekrar ettim 'Çığlık yok, çığlık yok' Ne yapacağımı bilemedim. Yapmak istediğim şey basitti; boynuna sarılıp rahatlayana kadar çığlık atmak, seni seviyorum diye bağırmak. Gülümsemem bütün yüzüme yayıldı. Mavi gözlerinden gözlerimi ayırmaya çalıştım, ona bakarken düşünemiyordum. Dave soran gözlerle bana bakıyordu. Tüm aptallığımı bir kenara attım ve "Çok isterim" dedim gülerek.. | |
| | | David Killer Hypnos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 534 Kayıt tarihi : 05/02/11
| Konu: Geri: Yeni Biri (: Salı Mayıs 10, 2011 8:01 am | |
| Sonunda sormak istediğim soruyu sorabilmiştim. Sevgilim olmasını istemiştim. Cevabını bekledim. Benim için saatler gibi geçen saniyelerin ardından "Çok isterim" dedi gülerek.Bu beni sevindirmişti. Hatta havalara uçurmuştu. Ona oracıkta sarılasım geldi. Ne kadar doğruydu bilemem ama oracıkta ona sarıldım. Vücudumun sağ tarafında bir kalp atışı hissettim. O kadar hızlı atıyordu ki bir an benim kalbim sandım. Sonra aynısının benimi kalbim için de geçerli olduğunu hatırladım. O kadar mutlu olmuştum ki buraya hergün, her saat gelecektim ve bu anı hatırlayacaktım. Sarılmayı bıraktım. O yüze bu sefer sevgilim olarak baktım. O yüz bu sefer benim için daha anlamlıydı. Daha sonra aklında bir soru varmış gibi bana baktı. Ben ona her şeyden bahsetmek istemiştim; ama daha rüyamı ve onun rüyasını gördüğümü söylememiştim. Bunları da anlattım. Daha sonra Düldül'ü çağırdım. Kampa doğru uçarken ben Düldül'den de havalara uçuyordum Hele bir de arkadan sarılıp belime kafasını yaslayınca aklım yerinden çıktı. Sonunda da kampa indik ve herkese aşkımı ilan ettim. ''HOPE'U ÇOOK SEVİYORUM!!'' ... | |
| | | | Yeni Biri (: | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|