Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Büyülü Gece | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Joel Lhyn Nyks'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 35 Kayıt tarihi : 22/04/11
| Konu: Büyülü Gece C.tesi Nis. 30, 2011 3:53 am | |
| Akşam güneşi yerleri aydınlatmaktan vazgeçerek, gökyüzüne son kızıllığını salıyordu. Gözlerindeki koyu kahverengiyi kızıla çaldığı genç kızın üzerinden kırmızı bir örtü misali sıyrılıp giderken, daha rahat nefes alabildiğini hissetti Joel. Kampa geldiğinden beri, yalnızca kardeşleriyle tanışmış ve mecburen onlarla iyi anlaşmıştı. İçlerinden hiçbiriyle belirli bir husumet yaşamamış olmasını hem şansa, hem de belli başlı benzer kişilik özelliklerine bağlıyordu. En azından herkes kendine özgüydü. Herkes kendince karanlıktı.
Gece gökyüzü kendisini gösterdikçe yüzündeki gülümseme genişliyordu. Uzun saçlarında gezdirdiği ellerini, üzerinde oturduğu ufak taşın yüzeyine sürttü. Soğuk yavaş yavaş çekilen güneşle doğaya hakim olmaya başlamışken, bulunduğu yerde her şeyin hem ne kadar doğal hem de ne kadar yaşadığı hayata yakın olduğunu düşündü.
‘’ Buna devam edebilir miyim, bilmiyorum.’’
Çalılıkların az ilerisinde, oturduğu taşın üzerinde, kendi kendine konuşan bir kız. Delirmeye başlamak için çok erkendi ve kendisini oldukça sakin hissediyordu. Kaybettiği kardeşinin, kendisiyle aynı kulübeye gelmemiş olmasının tek bir sebebi olabilirdi. Gerçekten kardeş olmayışları. Satir onu nereye götürmüştü? Neden hala kendisini almaya gelen yaratıkla karşılaşamamıştı? Soruların arasında, gerilerde bir yerlerde bir çıtırtı duydu. Geceyle birlikte, annesinden aldığı özelliklerle, artan algılama gücü sayesinde kulağına gelen çıtırtının olduğu yöne bakmadı bile.
‘’ Seni duyuyorum. Gizleneceğine, kendini göster.’’
Kamp güvenliydi; yine de eli cebinde hazır saplanmak için bekleyen yıldızlarındaydı.
| |
| | | Mantalon Soluric Hekate'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 97 Kayıt tarihi : 05/02/11
| Konu: Geri: Büyülü Gece C.tesi Nis. 30, 2011 4:50 am | |
| "Mantasalak. Gizleneceğine git görün kıza," diyerek gülmeye başladı Mantadark, sadece dolaştığımı bile bile. Mantadark'a dönüp sert bir bakış attıktan sonra, yavaşça gözden kaybolmasını izledim.Taşın üzerinde seslenen kızı korkutmamak için görebileceği bir yere geldim. Elimdeki hamburgerle önüne çıktığımda yüzünde bir gariplik belirdi. Akşamın bu vakti elinde hamburgerle gezen birini görünce, böyle davranması gayet doğaldı. Hamburgerin tam yarısında kalmıştım. Yanına doğru yürüdüm. Hamburgeri sol elime alarak, sağ elimi cebime koydum. Beklemediğim bir şekilde elini bana uzattı ve "Merhaba, adım Joel," dedi. Yüzümdeki sakin ifadeyi bozmadan ağzımdaki lokmayı bitirdim. Karşılık olarak "Merhaba," diyerek elimi uzattım. "Benim adım da Mantalon." Bu kısa konuşmanın ardından yandaki taşlardan birine oturdum. Hamburgerimi iki elime alıp hızlıca bitirmeye başladım. Kız "Yavaş ol, tıkanıcaksın," diye beni uyarmıştı. Onu dinlemeden yemeğe devam ettim. "Kimin kızıydı acaba?" diye düşünürken hamburgeri bitirdiğimi fark ettim. Yavaşça oturduğum yerden kalkarak kıza "Tanıştığıma memnun oldum," dedim. Kıza arkamı döndüm ve kulübeme doğru yürümeye başladım. Onun da arkamdan geldiğini düşünüyordum. Ne de olsa geç olmuştu. Verdiği tepkiye bakılırsa biraz korkmuştu.
Kısa bir yürüyüşten sonra kulübelerin önüne geldik. Yol boyunca kızla konuşmadım. Zaten konuşmamı gerektiricek bir şey yoktu. Tam kulübemin önüne gelmişken arkadan kızın "Ben kampta yeniyim. Acaba bana kamp ile ilgili bilgi verebilir misin," diye sorduğunu işittim. Onu kulübeme çay içmeye davet ettim. Kuru kuru bir şeyler anlatılmayacağını düşünmüştüm. İlk defa yeni tanıştığım bir kızı kulübeme çağırıyordum. Bakalım kardeşlerim ne diyecekti. | |
| | | Joel Lhyn Nyks'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 35 Kayıt tarihi : 22/04/11
| Konu: Geri: Büyülü Gece C.tesi Nis. 30, 2011 6:22 am | |
| Sürprizlerle doluydu gece. Yaklaşan bir başkasının sesiydi yanına. Kampa geldiğinden beri doğru dürüst kimseyle tanıştığı söylenemezdi. Elinden geldiğince sosyal olmaya çalışıyordu. Yetim ve öksüz büyümüş olmanın verdiği kendine güven ve sosyal alışkanlıklar onu her ne kadar insanların içinde rahat ettirse de, bir nebze farklıydı kamp. Melezlerin, kendisi gibi önceleri kafası karışık insanların dolu olduğu bir yerdi. Kim attığı iki adımdan birinde başında ufak boynuzlar olan satirler yahut bir kısmı at bir kısmı insan centaurlar görebiliyordu ki günlük hayatında?
Yanına yaklaşan genç adamın elindeki hamburgere baktığında kaşlarını kaldırdı. ‘’ Doymak bilmeyen erkeklerden birine benzemiyorsun aslında.’’ Fit denecek atletik vücudunu süzmesi kısa zamanını almıştı. Yavaşça yanına oturan kişinin, hangi kulübeden olduğunu merak ederek, kibarca tanıttı kendisini ve onun adını duymayı bekledi. Fakat öncesinde, ağzına tıkarcasına yediği hamburgerin yok oluşuna bakıp kıkırdayarak seslendi. ‘’ Yavaş ol, tıkanacaksın.’’ Açıkça umursamayan çocuğun yaptığına bakıp omuz silkti. Gökyüzünde beklediğinden az yıldız, daha fazla bulut vardı. Yavaş yavaş aldığı nefeslerin her birinde, biraz daha artan sıkıntısına yenik düşerek, yanından kalkan genç adamın arkasından gitti. Kafasındaki sinsi çarklar dönerken, bir yandan da tanıdığı insan sayısını fazlalaştırmanın mantıklı olacağını düşündü.
‘’ Ben kampta yeniyim. Acaba bana kampla ilgili bilgi verebilir misin? ‘’ Yüzünde sevimli gülümseme, kadife bir paravan gibiydi. Elbette karşısındakine en ufak kötü his beslemiyordu; ancak yine de temkinliydi. Beklerken, kendisini çay için kulübeye davet eden Mantalon’un nazik teklifi karşısında afalladığını gizlemedi. ‘’ Vay canına. Bu nazik oldu işte.’’ Adımları onunkileri takip ediyordu. İlerledikçe yaklaştıkları kulübeye girdiğinde, önce diğerlerinin bakışlarını üzerinde hissetti. Ardından alışmaya çalışarak tek elini kaldırıp diğerlerine salladı. ‘’ Selam, Joel ben.’’ Dönüp Mantalon’un yüzüne baktı. ‘’ Bana bahsettiğin çayı sen mi yapacaksın peki? ‘’ Ondan gelecek cevabın, yüzünde belli belirsiz bir mimiğe dönüşmesiyle dudağının sol kenarı yukarı kıvrılıp gülümsedi. ‘’ Pekala, onu da ben yaparım. Yerini göster yeter.’’
Ailesini hiç görmemiş biri olarak, kendisine yetmeyi öğrenmiş olan Joel, Mantalon’un çayın yerini göstermesini bekledi gözleri onun üzerindeyken.
| |
| | | Mantalon Soluric Hekate'nin Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 97 Kayıt tarihi : 05/02/11
| Konu: Geri: Büyülü Gece C.tesi Nis. 30, 2011 7:47 am | |
| Kız fazla çekinmeden mutfağa girmişti. İyi bir kıza benziyordu. Kardeşlerime gülümseyerek salondaki kanepeye oturdum. Bir kaçı bana niye kızı akşam akşam kulübemize getirdiğimi sormuştu. Kampta yeni olduğunu ve bilgi istediğini, bu yüzden onu kulübeye davet ettiğimi söyledim. Bir kaçı pek sevinmesede diğerleri bir şey demedi. Günüm gayet iyi geçmişti. Mantadark'ın zamansız rahatsız etmelerini saymıyorum. Oturduğum yerden mutfağın girişini görebiliyordum. Joel tepside çayları getirdiği zaman onu görebilecektim. Kardeşlerimden bazıları şimdiden yatak odasının yolunu bulmuştu. Benim de uykum yok değildi. Sadece Joel için duruyordum ayakta. Bir kaç dakika sonra Joel mutfaktan elinde, üzerinde dört tane çay olan bir tepsiyle çıkmıştı. Yavaş yavaş çayları getirirken, bir yandan da ona bakıyordum. Onun gözleri çayların üstünde odaklanmıştı. Yüzünde hafif bir kızarıklık belirmişti. Tepsinin hafifçe titrediğini gördüm. Tam yanımdan geçip ortadaki sehpaya çayları koyacakken ayağı anlamadığım bir şekilde kaydı ve çayların yarısı bacaklarımın üzerime döküldü. "Sıcak!" Diye bağırarak olduğum yerden zıpladım. Arkama bakmadan mutfağa koştum ve buzdolabındaki kap buzlardan bir kaç tanesini alıp bacaklarımın üzerine koydum. Mutfakta bir sandalyeye oturup elimle soğutma büyüsü yaptım. Joel hızlıca mutfağa geldi ve endişeli gözlerle baktı. Bu olayın onun hatası olmadığını biliyordum. Ayağına yapılan büyüyü salonda hissetmiştim. Bunu kardeşlerimden biri bilerek yapmıştı. Joel gittikten sonra bunu yapanı bulup, ona ufak bir ders verecektim. | |
| | | Joel Lhyn Nyks'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 35 Kayıt tarihi : 22/04/11
| Konu: Geri: Büyülü Gece C.tesi Nis. 30, 2011 8:10 am | |
| Yerini gösterdiği dolaba gidip aldığı çay kavanozunu, makinenin gerekli gözüne yerleştirdikten sonra kısa süre bekledi. Ortak alanlarında birkaç kişi saydığından, kabalık etmemek için sadece iki bardak çay yapmayı uygun bulmamıştı. En azından kendisini böyle yetiştirmemişti. Her şey hazır olduğunda bir çınlamayla haber veren makinenin sesiyle, dönüp çayları kupalara aldı. Bulduğu bir tepsiye şeker de yerleştirip oldukça domestik görünmesine rağmen umursamayarak yüzündeki gülümsemeyle ilerledi. Gözler üzerindeydi sürekli. Buradan anladığı, farklı kulübelerde herkesin hoş görülmediğiydi. Girdikleri kulübeyle birlikte bir Hekate çocuğunun yaşam alanında olduğunu anlamış ve bununla birlikte algılarını açmıştı. Büyücüler, sinsi insanlardı.
İlerlerken, olağan dışı bir kas çekilmesi hissetti sol ayak bileğinde. Şimdiye kadar yaşadıklarından çok daha yapay, acısız; fakat onu kesinlikle hareketsiz kılan bir hareket. Ne olduğunu bilemeden bir anlığına etrafına baktı. Tek bir melezin gözleri üzerindeydi; ancak Joel ne olduğunu anlamadan çayı götürdüğü Mantalon’un doğruca kucağına boşalttı. Bacaklarından hala dökülen çayın buharı yükselirken, dudaklarını birbirine bastırıp sinirle arkasına döndü. Gözlerini kısıp geceden faydalanan bakışlarını siyaha bürüdü. Gözlerinin beyazı istem dışı siyaha büründüğünde bir anlığına, hemen kendisine geldi. Garip bir gölge hissetmiş, ardından bundan anında kurtulmuştu. Her büyücünün aurasını görmesini sağlayan gözlerindeki şeffaf perdeyle ilk kez karşılaşmıyordu. Yine de sakinliğini korudu ve Mantalon’un arkasından gitti aceleyle elinde dökülenleri topladığı tepsiyle. Bacağına yaptığı büyüye şahit olduğunda gülümsedi. ‘’ Bu hoş bir yetenek.’’ En azından artık iyi olduğu için rahat hissediyordu.
Çayı yaptığı makineden aldı demliği, sıcak suyla birlikte yeni bir bardağa boşalttı. Bardağa iki şeker attı az evvel ortak alandan getirdiği şekerlikten. İçine temiz bir kaşık atıp Mantalon’un oturduğu sandalyenin yanındaki masaya bıraktı. Olanların doğal olmadığını açıklamasına gerek yoktu. Anlayacağına emin olduğundan mırıldandı. ‘’ Çay için teşekkürler. ‘’ Gülümseyip ardında kokusunu bıraktığı mutfaktan, kulübenin kapısına, ardından da kendi kulübesine yöneldi. Hareketli bir gece geçirmek için henüz erken olsa da, Joel payına düşeni yaşamıştı bile.[ SON | |
| | | | Büyülü Gece | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|