Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Barney Awesome

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Barney Awesome
Hermes'in Çocuğu
Hermes'in Çocuğu
Barney Awesome


Mesaj Sayısı : 196
Kayıt tarihi : 23/04/11

Barney Awesome Empty
MesajKonu: Barney Awesome   Barney Awesome Icon_minitimeC.tesi Nis. 23, 2011 2:30 am

Selam size Olimpos Dostları ;
Ben Barney Awesome, biliyorum soyadım çok güzel. Ama hayranlığınızı başka zaman dile getirirsiniz. Şimdi ciddileşelim. Size önce kendimden bahsedeyim sonrada hikayeme bir göz atarız. Ne dersiniz ? Tamam önce kendimi tanıtıyım.
Adım Barney Awesome, New York’luyum ve New York’ta yaşıyorum. Sekizinci sınıfa gidiyorum.14 yaşındayım. Uzun boyluyum, çok fazla olmasa da kaslı bir yapım var, hızlıyım (hem de çok hızlı) ve atletiğim. Siyah saçlıyım, gözlerim ela -aslında bazen yeşil oluyor hem de yemyeşil- tenimse beyaz. Bende DEHB ve dikkat eksikliği var. Çok fazla duygusal değilim ama arkadaşlarıma, gerçek arkadaşlarıma çok fazla değer veririm. Gerektiğinde yalan söyler ve bir şeyler aşırırım ve buna rağmen vicdan azabı çektiğim söylenemez. Pc ve Playstation oyunlarına bayılırım. Sanırım gerekli bilgileri verdim. O halde başlayabiliriz…
Tamam daha önceleri de başıma garip şeyler gelmişti ama bu kadarını hayal bile edemezdim. Yaz tatili yeni başlamıştı. Evde oturmuş Playstation oynuyordum. Annem yeni bir yaz kampı bulmuş ve oradakilerle görüşmek için sabahın köründe evden çıkmıştı ama güneş batmak üzere olmasına rağmen dönmedi. Sanırım çoğunuz God Of War oyununu biliyorsunuzdur. Ben de o oyunu çok severek oynuyorum, daha doğrusu oynuyordum. Tanrılarla karşılaştıktan sonra emin olun onları öldürmek aklınızın ucundan bile geçmez. Oyun olsa bile. Tabii ben bunu bilmiyordum ve o yüzden Poseidon’u öldürürken hiçbir korku olmadı ve Hades’i ve diğer tanrıları öldürürken de hiç rahatsız olmadım. Neyse hikayeye geri dönelim. Hades’i öldürüp yeraltında yoluma devam ederken kapı çaldı. Oyunu durdurup kapıyı açmaya gittim. Kapıyı açtığımda karşımda takım elbise giymiş boyu 1.80 civarı pekte yakışıklı olmayan bir adam vardı. Adam “Merhaba, siz Bay Awesome olmalısınız” dedi. Ben de “Evet, siz kimsiniz?” diye sordum.”Ben banka memuruyum, anneniz içeride mi?” “Hayır ama eminim birazdan gelir” dedim. Nedense adamın yüzünde garip bir gülümseme belirdi.”Girebilir miyim ?”diye sordu.”Tabii ki…” demez olaydım…


Adamı salona götürdüm. Koltuğa oturdu. ”Bir şeyler ister miydiniz ?” diye sordum. ”Aslında biraz açım” dedi. ”Tamam hemen bir şeyler getiriyorum” deyip mutfağa gittim. Bir tabağa biraz kurabiye doldurup geri döndüm ama bir terslik vardı. Bir kere ortada adam falan yoktu, kapı açıktı ve hiç ses yoktu. Kapıyı kapamaya giderken bir ses duydum ve kapıyı kapatmadan odama gidip annemin garip şeyler olduğunda kullanmamı tembihlediği parıldayan ekmek bıçağını –biliyorum çoğu anne çocuklarına bıçaktan uzak durmasını söyler ama dediğim gibi başıma garip şeyler gelir benim- aldım. Şey ekmek bıçağı çok da kullanışlı olmamasına karşın fena değildi açıkçası. Neyse bıçağı alıp aşağı indiğimde her şey normale dönmüştü. Adam ordaydı ve benim Playstation’ımı oynuyordu. Buna müsaade edemezdim. Kimse benim Playstation’ımla oynayamaz arkadaş. Kuzenim bile benim Playstation’ıma benden izinsiz dokunmazdı. Ama bir şey dikkatimi çekti, adam oyunu iyi oynuyordu ve yılan kadını öldürürken pek zorlanmadı. Şimdi de Helios’un kafasını koparıyordu. Bu adam oynamayı gerçekten iyi biliyordu ama tanrılarla gerçekten de bir sorunu var gibiydi. Neyse iyi oynasa da bu kadarı yeterliydi. Ama ne denirdi ki karşımdaki küçük bir çocuk olsa “Kalk oradan seni lanet zenci” gibi bir şeyler diyebilirdim ama bu adam hem büyüktü hem de zenci değildi. Aslında fazla beyazdı. Ben tam ağzımı açacakken adam bana baktı ve içgüdüsel olarak bir çığlık koyuverdim. Karşımdakinin suratı hariç her yeri az önceki gibiydi. Ama suratı 2+1 bas sistemleri gibiydi. İki gözü olması gereken yerdeydi bir tane de alnında. Sanki yoga yapıp üçüncü gözünü bulmuş gibi. Ağzı normal bir insanda olması gerekenden büyüktü, kulakları küçücük, kaşlarıysa yoktu. Az önce normal olan ellerinden şimdi pençeler çıkıyordu, ayağındaki ayakkabılar yok oluyordu. Söylenecek onca küfürün yerine gülmeye başladım. ”Banka memuru mu ?” Kahkaha attım ve “Banka memuru” diye sayıklamaya başladım. ”Ne zamandan beri banka memurlarının üç gözü var ?” “Bende Obama’yım.” Gülmeye devam ettim. Ben gülerken etrafı pek görmem, şimdi de aynısı oldu. Yoksa karşımdakini canavarların bir yerine yirmi kişi olduklarını görebilirdim. Aslında kişi değil canavarlar. Tabii insan karşısında yirmi tane canavar görünce ister istemez gülmeyi kesiyor. ”Lanet olsun” Bu arada ekmek bıçağı hala tişörtümün içindeydi. Ekmek bıçağını çıkardım. Canavarlardan birisi garip garip elimdekine bakıyordu, birinin yüzünden korku, birininkinden şaşkınlık okunuyordu. Bir elimdeki ekmek bıçağıma bir de karşımdaki canavarlara bakıyordum. Aslında ne biliyor musunuz? Elimde ekmek bıçağı yerine döner bıçağı olsa daha çok işime yarardı. Canavarlardan birisi “Elindeki iyi ama bizi onunla yenemezsin” dedi. ”İddia kabul edilmiştir” dedim.Hepsi garip garip baktı bana.“Aaaaa hadi ama hiç mi How I Met Your Mother izlemediniz?” Garip bakışlar devam ediyordu. ”Tamam o zaman bıçağımın gazabından korkun!” diye bağırdım. Hazırlıksız yakalanan bir tanesi toza dönüştü. Toz mu? Kana ne oldu? Bir şey anlamamıştım. Gelen bir pençeden Matrix şeklinde eğildim ama zaman yavaşlamadığı için düştüm. Bir tanesi üstüme çullandı.Tam pençeleri kafama geçirecekken toza dönüştü ama bunu ben yapmamıştım…


Açık kapıdan içeri iki kişi girdi. Elinde parıldayan bir kılıç taşıyan bir erkekle, yine parıldayan bir hançer taşıyan kız. Ama ikisi de kılını kıpırdatmadan canavarlar bir saniye arayla toza dönüştü. İkisi de gözlerini devirdi ve savaşa girdiler. Hançerli kız hançerini canavarın üçüne soktu. Çocuksa canavarla resmen oynuyordu. O anda canavarların neden durduk yere yok olduklarını gördüm. İnanın bana durduk yere değildi. Karşı apartmanın çatısından bir kız okuyla ölüm yağdırıyordu. Ona bakarken canavarlardan bir tanesi beni yere yatırdı. Sonra puf! Toz oldu. Erkek de, kız da ciddileşmiş canavarlarla oynamıyor, öldürüyorlardı. Hepsi bitti derken masanın altından çıkan son canavar üstüme gelirken aklıma benim de silahım olduğu geldi. Elimdeki ekmek bıçağını canavarın aletinin olması gereken yere sapladım. “Toz ol” dedim. Ama ağzımı açmadan canavar toz olmuştu bile. Kızla erkek kendi aralarında bir şey konuşurken ben de camdan karşı apartmana baktım ama kız yok olmuştu. Erkek bana dönüp “Merhaba ben Percy, Annabeth” dedi ve yanındaki kızı gösterdi. Annabeth “Merhaba sen de Barney’sin değil mi ?” diye sordu ama ben o sırada onları incelemekle meşguldum. Percy; siyah saçlı,yeşil gözlü,çok şey geçirmiş gibiydi.Annabeth; sarı saçlı,gri gözlüydü ve zeka dolu bakışları vardı. Annem birden kapıdan içeri girip bana sarıldı. “Anneee yapmaaa” dedim ama dinleyen yok. Sonunda bıraktı ve Percy “Bayan Awesome siz mi anlatırsınız ben mi anlatıyım ?” dedi. “Ben anlatırım” dedi.
Annem ve beni odama götürdü. “Şimdi sana anlatacaklarıma inanmayabilirsin ama bu hayati bu konu.Hani bana babam kim diye soruyordun, bende babanla ilgili konuşmak istemiyorum diyordum sana.O sözlerin bir sebebi vardı.Hem de büyük bir sebep.Baban varya; o bir tanrı” Ben istemsiz olarak gülmeye başladım “Ciddi olamazsın.Benim babam bir tanrı ha.Hangisi peki ?” “Ben ciddiyim” dedi katı bir sesle ama sonra yumuşak bir şekilde ekledi “Sürpriz olsun. Neyse bu çocuklar da melez” Garip bakışlarımı görünce “Yarı tanrı yani Barney, Percy Poseidon’un oğlu Annabeth’se Athena’nın kızı.” “Ya şu çatıdaki ?” “Mia’yı mı diyosun Apollon’un kızı ve süper bir okçu.” “Onu biliyorum zaten.” “Az sonra yola çıkacaksın, hazırlan.” dedi. “Nereye gideceğim” diye sordum. “Melez kampına, senin için en güvenli yer orası.“Eşyalarımı toparlayıp içeri gittiğimde Percy “Hazır mısın ?” diye sordu. Ben de “Bugün için doğdum zaten,ne zaman gidiyoruz ?” dedim. “5 dakika içinde” dedi. “Peki neyle gideceğiz ?” diye sordum. Yüzünde sinsice bir gülümsemeyle cevap verdi “Uçarak…”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

Barney Awesome Empty
MesajKonu: Geri: Barney Awesome   Barney Awesome Icon_minitimeC.tesi Nis. 23, 2011 8:38 am

Rp puanı: 80.


/Admin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
 
Barney Awesome
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Barney Awesome(2)
» Barney Awesome - Görevler
» Barney & Hope
» Barney & Hope

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: