Alexis ve Ryzell için bir plan düşünmenin zamanı gelmiş de geçiyordu. Ryzell'a son denetlemede kaçtığı ve işi bana bıraktığı için öfkeliydim. Gerçi döndüğüne Alexis ve benden fena azar işitmişti ama bu yeterli değildi. Aklını adamakıllı başına getirmek için bir plan yapmam gerekiyordu. Alexis ise temizlik sırasında temizliğini benden önce bitirmişti ve bana yarıdm etmemişti bitirdikten sonra. İnsan bir kardeşim yeni geldi, ona yardımcı olayım der değil mi? Ne gezer!
O yüzden daha rahat plan kurabilmek için Long Island'e gittim. Burası kesinlikle daha rahat plan kurabileceğim bir yerdi. Hemen gidip banklardan birine kuruldum. Kurulmuştum kurulmasına ama bank bana yumuşacık, kuştüyü bir yatak gibi gelmeye başlamıştım. Yavaş yavaş gözkapaklarım kapanmaya başlamıştı. Kapanmasını engellemek için bir şey yapamıyordum da. Ah baba, sırası mıydı şimdi?
Uykuya dalarken düşündüğüm son şey o oldu.
* * *
"Melez! Burası yatak değil! Git kulübene öyle uyu! Seni buharlaştırırsam görürsün uykuyu!" diyen şirret bir sesle uyandım. Gözlerimi açtığımda karşımda o şirret sesin sahibi olan kadın duruyordu. Kadın gecenin beden bulmuş hali gibiydi. Baştan aşağı simsiyah giyinmişti. Elbisesi siyahtı, saçları deseniz -evet bildiniz!- yine siyah ve snaki hiç taranmamış gibi kıvır kıvır ve karmakarışıktı. Kadın buna aldırıyormuş gibi değildi gerçi. Son derece tehlikeli ve kurnaz grünüyordu. Gözlerinde de acımasız bir ifade vardı. Biraz ürpermiştim doğruyu söylemek gerekirse. Ama bunu göstermeyecek kadar soğukkanlıydım.
"Özür dilerim hanımefendi ama öncelikle bana kim olduğunuzu ve burada ne yaptığınızı söylerseniz memnun olurum." Tam istediğim gibi soğukkanlı ve korkusuz bir sesle konuşmuştum.