Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Ophelia Morgan

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Apollon
Tanrı/Derslik Müdürü
Tanrı/Derslik Müdürü
Apollon


Mesaj Sayısı : 130
Kayıt tarihi : 03/04/11

Ophelia Morgan Empty
MesajKonu: Ophelia Morgan   Ophelia Morgan Icon_minitimePtsi Nis. 04, 2011 2:00 am

Orada, dişlerimin ardında, içimdeki sonsuzluktan, dışımdaki küçük dünyaya hapsolmayı... Sanki özgürlükmüş gibi bekleyen bir şeyler var. Ama konuşamıyorum, zihnimin duvarlarına çarpan ve dudaklarımdan çıkarak kurtulmaya çalışan pek çok kelimeye rağmen susuyorum. Onlar zikzaklar çiziyor, çarpışıyor, milyonlarca kombinasyon oluşturarak çaresizce beni anlatmaya çabalıyor. Beni yıpratıyorlar. Dudaklarımı aralamak için bile mecalim kalmamış ki zaten, oysa eskiden çok konuşurduk biz. İnandırıcı gelmeyebilir belki, harikalar diyarımdan birkaç parça anıdan bahsettiğimi düşünebilirsiniz. Henüz o kadar delirmedim. Ama yapardık bunu gerçekten, sessizliği süslü kelimelerimizle boğardık. Şimdiyse konuşmak yerine sadece derin bir nefes alarak gözlerimi kapatıyorum. Hava soğuk ve gün kasvetli. Rüzgarın uğultusunu duyuyorum bir süre, havadaki nemin boğuculuğu nefes aldıkça daha çok ağırlaşıyor. Yeniden bileklerimi oynatmayı deniyorum fakat bu hareketim halatı biraz daha sıkılaştırmaktan başka işe yaramıyor. Sonra bir kıpırtı olduğunu sanıyorum, kumaş hışırtısı güverteyi ve kulaklarımı dolduruyor.

“Demek bu genç bayanı ambarda saklanırken buldunuz?”

Şüpheyle araladığı dudaklarından, aldığı derin nefesle birlikte neden benden kaçtığıyla ilgili ipuçları yakalamaya çalışıyorum. Beni tanımıyormuş gibi davranmasının bir sebebi olmalı. Ne kadar ince olduğunu düşünüyorum bir an. Çenemi kavrayan elleri sert ve pürüzlü. O kadar uzun süredir oradalar ki, artık kaç dakikadır kıpırtısız beklediğimizi hatırlayamıyorum bile. Kendi çapında acımasızca yüzüme yapıştırıyor şu an gerçeği, beni ne kadar az önemsediğini, bana takılı kalamayacağını. Artık seni istemiyorum demeye çalışıyor basitçe. Söylemiş de sayılır, kullandığı kelimelerin farklı olmasının bir önemi yok. Ellerini çenemden çekmesiyle başımı dayadığım arkamdaki tahta parçasından ayırıyorum, gözlerimi açmak konusunda hala isteksizim. Görmem gereken bir şey yok çünkü. Ne göreceğimi biliyorum. Fakat yine de açıyorum. Simsiyah saçlarının beyaz teniyle zıtlığı. Onu normalde görmeye alışkın olmadığım sakallı hali ve yorgun gözleri. Buna rağmen hiçbir şey kaybetmediği etkileyiciliği, yakışıklılığı, duruşu. Ben onu süzerken o da başını yana eğip beni daha derinden inceliyor. Rahatsız oluyorum, sanki satın alınacak bir kumaş parçasıymışım gibi. Birden aklına geliveriyor, gözlerini lekeli gömleğinin cebine dikip sigara paketini ve çakmağı çıkarıyor. Paketten çıkardığı sigarayı dudaklarına götürüp paketi tekrar cebine koyuyor. Zihnim allak bullak, bir an için çakmağın elini yakar gibi olduğunu görüyorum. Sadece alevi rüzgardan koruyor, fazlası değil. Kendine durduk yere zarar verecek değil. Uzun süredir bir şey yiyip içmediğimden halüsinasyon gördüğümü düşünüyorum. Bakışları üzerimde. Belli ki sorusunun cevabını alana kadar başka bir şey söylemeyecek. Onun yöntemi de bu. Ciğerlerini nikotinle doldurup sigarayı tekrar eline alıyor.

“Tüm kolileri devirmiş. Zaten onun gürültüsüne bakmak için inmiştik. Sonra da onunla biraz eğlensek sorun olmaz diye düşündük.”

Eğlenmek. Arkasında birkaç adam kahkaha atarken bir anlığına gözlerinden hızlıca geçip giden acıyı görebiliyorum. Anlamasının bir yolu yok, ona göstermeyeceğim.Belki de beni düşürdüğü durum için üzülüyordur. Bir geçmişimiz var. Karmaşık falan da değil aslında, anlamak için gayet basit. Beni umursamadığını biliyorum, benden kurtulmaya çalıştığını. Artık. Fakat gitmekte bu kadar gecikmesinin bir nedeni olmalı, benim için endişeleniyormuş gibi yapmasının.Bir geçmişimizin olması onu yanımda tutmaya yetecek kadar önemli bir şey değildi, aldırdığı şeyin bu olmadığından adım gibi eminim. Gözleri sanki hatırladıklarının ağırlığıyla nemleniyor. Sis perdesinin ardında gerçek duygular görebildiğimden emin değilim. Bana ne yapacağını bilmiyorum. Ama bu çok kısa bir ziyaret, hissedebilirsiniz. Sigarasından bir nefes daha çekiyor ve yüzüme üflüyor. Yüzümü buruşturarak yana çeviriyorum ama hala ona bakıyorum. Hüff. Duman etkileyici. Biraz oksijen ve biraz karbondioksitin arasında gelişigüzel desenler oluşturuyor. Ama bu beni etkilemeye yetecek bir şey değil, hemen ardından güçsüzce kayboluyor çünkü. Bana benziyor. Etkileyici ama bir sonu var. Gözlerimden birkaç damla yaş süzülüyor ve sebebini anlayamasam da bu onu sinirlendiriyor. Elindeki çakmağı bir hışımla denize fırlatarak yanındakilere dönüyor.

“Bırakın ben ona ne yapacağımızı düşünürken orada kalsın. Ben yokken daha fazla eğlenmek yok, hepiniz işinizin başına.”

Arka planda olmaktan memnun biriyimdir, dirseklerimdeki dövmeler bile bunu söyler. İlgi odağı olmak istemiyorum ben, benimle uğraşılsın istemiyorum. Şımarık bir çocuk değilim. Beni bırakıp gittiğinde yerlerde tepinip ağlayacak değilim. Ama bilmesini istiyorum. Kolayca kandırılamam. O kadar basit değilim. Bu yüzden benden kaçtığında onu takip ettim, dikkatini çekmek için değil. Ona psikolojik baskı yapmak istiyorum. Gideceğini biliyorum, bundan eminim. Beni yine bırakacağını biliyorum. Fakat bu kez giderken canı yansın istiyorum. Sadistliğim damarlarımda kandan daha fazla yer kaplıyor. Sigarayı yeniden dudaklarının arasına yerleştiriyor. Konuşurken sigarası daha önce öpmeyi denediğim dudaklarında kıpırdayacak, bundan hoşlandığımı biliyor. Bırakıp gitmek istese bile onun da benden hoşlandığını biliyorum. Yine aynı arzuyla dolduğumu hissediyorum. Onu kirletmek istiyorum. Bu benim sevgimi gösterme şeklim. Fakat şimdi kendi gerçekliğime tutunamayacak kadar acizim, öyle ki hangisinin gerçek olduğunu bile ayırt edemiyorum. Gözlerim kararıyor. Daha fazlasına şahit olamam.

xxx


Fısıldıyor. Kelimeleri pek çok şeyi açıklamak için yeterli, bu denizin mezarım olacağı ya da onu sevdiğimi öğrendiği gibi pek çok şey. Gözlerimi açtığımda başımı öne eğsem göğsüne çarpacak kadar yakınımda, üzerime eğilmiş olduğunu görüyorum. Halatları kesmeye uğraşıyor. Sesini duyarak uyanmaktan hoşnut olmadığımı söyleyemem. Tabii, bu ancak uyandığım yer bir yatak olsaydı doğru olurdu. Fakat şimdi rahatsız bir tahtaya bağlı, bilekleri çırpınırken neredeyse parçalanmış biriyim. Açım, susuzluktan ölüyorum. Bu gibi küçük şeylere minnettar kalmamı bekleyemezsiniz. Ne kadar zaman geçti? Hiçbir fikrim yok. Dakikalar ilerledikçe umutsuzluğum da artıyor, fakat halatları kesmesinden en azından burada öylece ölmemi beklemeyeceğini anlıyorum. Beni denize bırakacak ve gözlerinden uzak bir yerde öleceğim.

“Açım.”

Gözlerinin içine sanki delecekmişçesine bakmam hiçbir işe yaramıyor. Ve diğer ipleri kesmek için önümden çekilir çekilmez sessizlik içinde beni izleyen adamlarını fark ediyorum. En ufak bir endişe, merhamet. Hayır. Yok. Ölümümü hep birlikte izleyecekler. Anlayamıyorum. Onunla ilgili anlayamadığım bu kadar çok şey olmasına şaşıyorum. Fakat hiçbir şey bilmiyorum işte, en basitinden bana karşı ne hissettiğini. Gerçekten benden nefret edip etmediğini bile anlayamıyorum. Ki şu duruma bakıldığında beni seviyor olduğunu düşünmek ahmaklık olurdu, öleceğim.

“Biliyorum." Ve ayaklarımı da serbest bıraktıktan sonra ayağa kalkarak dudaklarını tekrar başımın hizasına getiriyor. Sesinin tınısı bana şu zamanda düşünülmesi en uygunsuz kaçacak şeyleri hatırlatıyor. "Onlara her şeyden bahsedemem. Otorite meselesi. Sadece, seni bulacağım, bunu söylemek için buradayım.”

Nefesini sağ tarafımda, boynumda hissettiğim sırada sözleri, belini açıkta bırakan kırmızı bir tişörte sahip, kel bir adamın koşarak gelmesiyle kesiliyor. Adamın yüzünde ne olduğu anlaşılmayan fakat tüm kalbimle iğrendiğimi düşündüğüm bir ifade var. Dişleri sapsarı; tişörtü, yırtıklar ve lekelerle giyilmez bir hal almış. Bağırarak bize yaklaşıyor. Söylediklerinin bir kısmını duyamıyorum. Bayılacak gibi hissediyorum, zihnimdeyse anlamını çözemediğim şeyler yankılanıyor. Seni bulacağım... Adam yaklaştıkça adımları daha güçlü, daha gürültülü geliyor. Gözlerimi açık tutacak kuvvete bile sahip olmadığım halde dimdik ayakta duruyorum. Aslında şuracıkta yığılabilirdim, fakat gözlerimi kapatamam. Kendi ölümümü kaçıramam, bu bir daha yaşanmayacak.


Keltoş hiddetlenerek bana yaklaşıyor. Ne gariptir ki onu durduran kişi az önce denize atılmamı emredenle aynı. Hiçbir tepki vermiyorum. Ölümünü bile bu denli soğukkanlılıkla karşılayan birinden ne beklenirdi ki? Fakat çok geçmeden yeni bir gerçeğin farkına varıyorum. Esirliğim yüzünden kendimde hissetmiyorum, belli ki açlık zihnimi de çalışmaz hale getirmiş. Beni denize atmak, suya değmeden yetişebilirse beni serbest bırakmaya eşdeğer. Ölmeyeceğim. Hepsinin ötesinde, onun açısından en mantıklı seçeneğin bu olduğunu anlıyorum. Şaşırtıcı değil, hep bir şekilde kurtulacağımı düşünmüştüm.

Uzun zamandır bağlı olduğum tahtadan dengemi kaybetmemeye çalışarak ayrılırken, nihayet duruma yavaş yavaş alıştığımı hissediyorum. Onu seviyor muyum, yoksa nefret mi ediyorum bilmiyorum. Fakat korkulacak bir şey yok.

Geri döneceğim. Şimdi bir pegasusun sırtında kaçıyorum. Ama inan bana geri döneceğim…

Birden kalkıyorum.Terler içinde tüm bedenim. Bir rüya evet sadece kötü bir rüya. Hala melez kampındayım. Yarı-eşşeğin biri getirmişti beni buraya..Bir Minotor'dan kaçarken..


OUT: Rp'nin melez kampına geliş ve ilk gün hakkında olacağını rpyi bitirdikten sonra öğrenmiş bulunmaktayım. O nedenlede tekrardan editlemek istemedim ama sonunu bağlamayıda becerdim gibi.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

Ophelia Morgan Empty
MesajKonu: Geri: Ophelia Morgan   Ophelia Morgan Icon_minitimePtsi Nis. 04, 2011 3:00 am

Rp puanı: 95, tebrikler.


/Admin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
 
Ophelia Morgan
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ophelia Morgan
» Ophelia Morgan (2. RP)
» Aradıklarım ~ Ophelia
» Alex Nike vs Androméda Ophélia Ryan
» Satellite Morgan

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: