Odamda üstümü giyinip bir şişe parfümü bitirdikten sonra çıkıp aşağa indim. Her şey olağan gözüküyordu. Tabi salon'un arka köşesindeki bira fıçılarını saymassak. Bira fıçılarının yanına gidip,doğru düzgün çalışıyomu diye fıskiyesine baktım. Fıskiyesini açıp,plastik bardağıma bira doldurdum ve biramı yudumladım.''Tamam. Bunda bir sorun yok'' diyerek gülümsedim ve mutfağa yöneldim. İçerde Marcus çeşitli cips ve abur cubur'u kaselere yerleştiriyordu. ''Dostum,bu kadar abur cubura gerek yok. Zaten pizza'da söyledim.''dedim ve kaseden birtane cips aldım. ''Sorun olmaz hepsini yeriz'' dedi Marcus gülümseyerek. Kaseden bir tane daha cips aldım ve ''Sen bilirsin ama gelen melezlerin hepsi formunu kaybederse,Athenayla sen karşılaşacaksın'' dedim. Daha sonra Marcus'la beraber salon'a geçtik.Marcus bir birada kendine doldurup salondaki koltuklarrdan birine oturdu. ''Eh sanırım artık herşey hazır. Mantalonda biraz sonra gelir.'' dedim ve televizyon'u açtım. Mantalonmüziklerle ilgilenecekti. Dün gelip buraya ses sistemini kurduğu için bugün sadece gelip müziğini çalması gerekecekti. Televizyon'da izleneblicek hiç bir şey yoktu. Bu yüzden Marcus'a dönüp ''Sence parti nasıl geçecek?'' diye sordum.Marcus ''Tabiki iyi geçecek dostum'' dedi ve gülümsedi. Bende Marcus'a gülümsedim ve ''Gel bakalım. Sana bir süprizim var'' dedim. Marcus şaşırıp ''Ne süprizi?'' diye sordu. Sorusunu cevaplamadan kilitli olan yatak odama koştum ve dün aldığım elli yıllık Jack Daniel's viskisini kaptığım gibi aşağa indim. Viskiyi göstererek ''Bak burada ne var'' dedimve gülümsedim. Marcus ilk başta şaşırsada tepki vermeden içki bardaklarının olduğu dolaba yöneldi ve iki tane bardak çıkardı. ''Ne duruyorsun açsana şunu''dedi ve dizi sabırsızlıkla titremeye başladı. ''Tamam,tamam. Sakin ol açıyorum''dedim kapağı açarak. Kapağı açtıktan sonra ilk başta Marcus'un bardağına sonra kendi bardağıma viskimizi koydum. Ama içmeden önce özlü bir söz söylenmesi gerekiyordu değil mi? İlk başta boğazımı temizledim ve ''İlk çılgın partimizin şerefine dostum'' dedim. bardakları tokuşdurduk ve günün şerefine ilk içkiyi fondip yaptık. Viskiyi buzsuz olarak içtiğimizden fodip boğazımızı baya bir yaktı. Daha sonra 'Partinin sahibi her zaman sarhoş olmalı!'düşüncesiyle içmeye devam ettik. Daha sonra kapı çaldı. Gidip kapıyı açtığımda karşımdakinin Mantalon olduğunu gördüm. ''Hey Lon! Müzikler hazırmı bakıyım.'' dedim ve viskimin başına döndüm. Marcus'da ''Hey Lon!'' diyerek karşıladı Mantalon'u ''Müzikler hazır hazır olmasınada. Siz sarhoş musunuz lan?'' diye sordu. Bende gülümseyerek ''Evet'' dedim ve Mantalon'a da bir bardak uzattım. ''Güzell''dedi mantalon gülümseyerek. Üçümüz tam viskimizi bitirmek üzereyken kapı çaldı. Gidip kapıyı açtığımda pizzacı ''İtaliano Pizza.'' dedi ve gülümsedi. ''Ha? Evet evet. Pizza değil mi?'' dedim ve cebimden para çıkardım. Adam pizza kutularını elime verdikten sonra parasını alıp gitti. Yaklaşık otuz tane pizza kutusunu yemek masasına koyduktan sonra. Marcus ve Lon yanıma geldi. ikisine bakınca pizza yığınına korkuyla baktıklarını gördüm ve ''Ne var?''diye sordum. Lon ''Bu kadar pizzayı kim yiyecek''diye sordu bir dilim alırken. Bende onu taklit ederek birdilim aldım ve ''Konuklarımız yiyecek tabiki'' dedim. Bir kutu pizza'yı bitirdikten sonra ''O değilde. Keşke Hermes çoçuklarından birine görev verseydik'' dedim yüzümü asarak. Marcus ''Ne görevi?'' diye sordu. ''Ya hırsızların tanrısının çoçuklarından biri Demeter'in tarlasından ot çalsaydı fena olmazdı hani'' dedim gülümseyerek. Marcus ve Lon dediklerimi duyduktan sonra bir kahkaha kopardı. Sarhoş oldukları her hallerinden belli oluyordu artık. Evet artık partinin başlaması lazımdı. Zaten biraz sonra melezler akın etmeye başlardı. Marcus düşüncelerimi yarıda bölerek ''Zack ya...'' diye iç geçirdi. ''Ne oldu?'' diye sordum. ''Bizim kampta çok sap var.O yüzden parti sıkıcı geçebilir diye düşündüm.'' dedi. Gülümseyerek ''Merak etme.Ben onu çoktan hallettim. Parti başladığında bir sürü ölümlü kızlarla dolacak burası. Azıcıkda erkekle.'' dedim. Marcus sevinçli bir şekilde gülümsedi ''Bunu nasıl yaptın peki?'' diye sordu. Marcus'a gülümsedim ve ''Bilmiyorum.Kadınlar bana hayır diyemiyor sanırım'' dedim. Daha sonra tam Marcus cevap verecekken kapı çaldı. Sanırım ilk konuğumuz gelmişti.Marcus'a baktım ve ''Gelmiş geçmiş en iyi parti başlasın bakalım!'' dedim ve kapıya yöneldim.