Olimpos Rpg
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Olimpos Rpg

Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi.
 
AnasayfaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 Felix Antony

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Argon Felix Antony
Apollon'un Çocuğu
Apollon'un Çocuğu
Argon Felix Antony


Mesaj Sayısı : 30
Kayıt tarihi : 27/03/11

Felix Antony Empty
MesajKonu: Felix Antony   Felix Antony Icon_minitimePtsi Mart 28, 2011 10:04 am

Daha doğmadan babam terk etmiş, annem ise doğumda ölmüştü.Ben ise öksüz kalıp bir çocuk esirgeme yurduna alınmıştım ve bu yurttan çıkabilmek için 18 yaşımı doldurup reşit olmam gerekiyordu.Yurt içinde yapabilecek çok bir şey yoktu ve gittikçe büyüyüp gelişiyordum, her şeyi öğrenmek için çabalıyordum.10 yaşıma geldiğimde yurt da çocuklar ile kibrit kutusu bulunca her zaman yakardık ve bunu kağıtlara atıp çoğaltırdık ateşi. Arkadaşım bir kibrit yaktı ve üstüme doğru fırlattı ama kibrit havada çok ağırlık yapamayınca hemencecik elime düştü ve hala yanıyordu, acı veya hiç bir his duymuyordum.Sadece bir kibritin elimde olduğunu hissediyordum.Bütün çocuklar benim etrafıma toplandılar ve şaşkınlıkla izliyorlardı.Gülümsedim ve bunu yapmaya devam ettim.Bir kaç gün sonra tüm çocuklar benimle daha iyi geçinmeye başlamışlardı çünkü; hiç görmedikleri bir şey yapıyordum.Bir daha ve bir daha yapmamı istiyorlardı.Ben ise her zaman daha öteye gitmeye çalışıyordum ve en sonunda giysilerimi yakmaya başladım.Acı hiç bir zaman duymadım sadece biraz duygusal yönüm bastırıyordu ama duygusal şeyleri bazen seviyordum.Genellikle radyonun başına geçip Blues türü müzik dinlerdim ve bunun kişiliğime iyi olacağını düşünüyordum.Aradan 3 yıl geçti ve benim ilgim tüm müzik alanına yayıldı ayrıyetten bir kaç tane ya da aklıma geldikçe oraya buraya yazarak şiir yazıyordum ve bunun yapmak ilgimi çekiyordu.Tüm yurt görevlileri beni sevmeye ve yazdığım şiirleri beğenmeye başlamışlardı.Çocukların ilgisini çekecek şekilde bile şiir yazabiliyordum, şiirden nefret edenleri yönlendirip sevdiriyordum.Artık insanlarla bağım çok iyiydi ve ateşle oynamayı artık pek sevmiyordum ama gerektiğinde ya da canım sıkıldığında öğrendiğim yeni numaraları deniyordum.En sonunda 15 yaşıma gelmiştim ve doğum günümde bana sanatla ilgilendiğim için bir arkadaşım gitar vermişti.Biraz kullanılmıştı, tahtasında bir kaç çatlaktı ama onlar sanatı temsil ettiğini düşünüp gitarı onarmadım veya kimsenin onarmasını istemedim .Zevklerim çok değişiyordu ve şiirden çok müzikle ilgilenmeye başladım, tüm acılarımı ve güzellikleri kağıda döküp bir kaç şarkı yazdım.Bunun üstüne dersleri çalışıp edebiyat dersine ayrıcalıklı önem verdim ve bu benim şarkı yazmakta en büyük yardımcım oldu.Gelişiyordum ve geliştikçe dahada iyi oluyordum her şeyde.En sonunda 18 yaşıma basmama bir hafta kala tek başıma sokağa çıkma izni aldım ve gezmek için yanıma biraz para aldım.Şehri gezip öğrenmek, tüm yolları tanımak istedim ve bu yüzden ara sokakları vs. her yeri gezdim, hepsi aklımda kalmıştı.Akşam olmuştu ve karanlık bastırmış bir sokağın içinden giderken bir kaç ses duydum ama aldırış etmedim çünkü kedi olabilir veya köpek diye mırıldandım.Bunu kimsenin duymadığına emindem ve elimi cebime atıp karıştırdığımda paramı aldım.Parayı saymaya başladım çünkü yurtdan çıkacağım ilk ay bu parayla eve çıkacaktım.Bir anda arkadan rüzgarın sesi kulağımda bir etki yaptı ve ben hızlı bir refleks ile yere eğildim.Arkamı döndüğümde bir adam vardı adam eline bir kesici alet aldı ve şöyle söyledi "Bütün parayı bana vereceksin yoksa kelleni uçururum." bir an korktum ama atlatabilirim dedim ve adamı sakinleştirmek için "Tamam vereceğim ama sakin ol." gibi laflar söylemeye başladım.İçimde korku yok değildi fakat ona saldırıp başımdan kovmalıydım.Ani bir hareketle adamın üstüne atladım ve adam yere yığıldı.Adamı yumruklamaya başladım ve bu hoşuma gitmişti ama durmalıydım çünkü adamdan kanlar akıyordu.O gün direk yurda gittim ve yatağıma girip uyudum.Aradan bir hafta geçmiş ve doğum günüm gelmişti.Valizimi topladım ve küçük bir ev tuttum.Eve taşınalı bir ay olmadan garip şeyler başıma gelmeye başladı.İlk olarak doktora gittiğimde DEHB olduğu ortaya çıktı ama çok fazla önemli bir şey değilmiş.


Okuluma devam ederken yarım gün ise işe gidiyordum.Okuldan erken çıktığım için okuldan eve, evden okula yapıyordum.Biraz zor olsa da hayat şartları bunlar.İlk maaşımı alacağım hafta akşam eve gelirken bir adamın beni takip ettiğini gördüm.Adamı çok ciddiye almadım bir kaç gün ama bunu patronla konuşacaktım.Ertesi sabah patronun ofisine girdim ve bu konuyu konuşmaya başladım.Aynen şunları söyledim "Efendim güvenliğim için eve biraz daha erken dönebilir miyim ?" patrondan gelen cevap ise aynen şu idi "Şirketin verimliliği için olmaz ama bunu bende isterdim." içimden "Kahretsin." ve çeşitli küfür dolu sözler ediyordum.Sinirlenmiştim ve bu adamı kendim alt edebilmeliydim.Bir akşam daha gelmiş işten çıkmış ve evime yürüyordum.Arkama baktığımda o adamı yine o yolda gördüm.Bir süre yürüdüm, yürüdüm arkama baktım ama adam ortalıklarda yoktu.Binanın kapısına geldim cebimden anahtarı çıkarttığım gibi kilide soktum çevirdim ama kapı açılmadı.Bir anda bir ayak sesi duyuldu ve o adam merdivenlerden çıkmaya başladı.Ben ise tedirgin oldum ve adama "Nereye geldiğini sanıyorsun ?" dedim o aptallıkla.Adam tam kapişonunu çıkaracaktıki bir ya da iki merdiven aşağı inip adamın karnına tekmeyi yapıştırdım.Hava yağmurlu idi ve bu yüzden adamın ayağı yerde ayağı kayıp düştü.Adama bir baktım ki pantolonunu ve diğer giyisileri çıkartmaya başladı.Daha da korktum ama pantolonunu çıkarttığında bacaklarının keçi bacağı olduğunu gördüm ve kafasında ise iki küçük keçi boynuzu.Korkudan kaçmaya başladım ama beni yakalamayı başarmıştı.Öleceğimi zannettim ama bana aynen şöyle söyledi "Seni korumak için buradayım.Aslında küçüklüğünden beri seni koruyorum." dedi.Konuşmasına devam etti ve aynen şöyle anlattı."Sen çok özel birisisin güçlüsün,zeki ve sanata çok fazla yatkın birisisin.Sen bir Yarı Tanrı'sın kısacası." "Nasıl yani ?" adam konuşmaya devam etti ve ben hala heyecan içinde onu dinliyordum."Senin baban Apollon.Güneşin ve ateşin tanrısı.Bu yüzden sen özelsin anlasana."dediğim aynen şu idi "İnanmak güç ama sana inanıyorum." aslında ona inanmalıydım.Çünkü bu kadar çok şey tesadüf olamazdı ve mitolojiyide çok severdim.Bana " Gitmemiz gerekli melez kampına çünkü gelişiminin en doruk noktasındasın ve bunu geliştirmenin en iyi yolu melez kampı.Beni izle" dedi.Bir yere doğru gitti bir şey demeden onu izledim ve bir arabaya bindi banada binmemi söyleedi.Nereye gidiyoruz bilmiyordum.Sadece zor bir hayat dan kurtulmak istiyordum.SOrumluluk tabiki almalıydım ama çok fazla zor olmamalıydı.Yolda konuşmaya başladı ve bana bir Satir olduğunu ve benimde bir Yarı Tanrı olduğumu, özelliklerimi anlattı.Melez kampı dediği yere geldik ve oradaki kapı gibi şeyin yazısı yunanca olmasına rağmen okuyabildim.Bunu o Satir'e şöyle söyledim"Az önceki yazıyı neden okuyabildim ?" o da bana şöyle dedi "Yarı Tanrı olduğun için bir özellik." bunu bana söylememişti ama sevindim güzel bir şeydi.Melez kampına girdik ve orada bir zırh,kalkan ve kılıç verildi.Eğitime başlandı ve hayatımda maceralara büyük kapılar açıldı.Böyle bir şeyin olacağını asla bilemezdim ama etrafta oklar uçuşuyordu,kılıçların çarpışmalarının sesleri çıkıyordu ve eğitim parkurlarından atlayıp zıplayanlar çoktu.Heyecanlanmıştım ve soluğum kesilmiş halde kılıç ile eğitim yapanları izliyordum.Satir yanıma yaklaştı ve kolumdan tutup hızlı bir şekilde çekiştirdi.Gülümsedim, yürümeye devam ettim.Kısa bir aradan sonra eşyalarımı bir kulübenin içine koydum ve Satir bana aynen şöyle "Malzeme deposundan kalkan ve kılıcını almalısın.Hadi yürü!" diyerek çıkıştı.Ürkdüm ama onun peşine takıldım.Bir kulübenin önüne daha geçtim.Satir kapıyı açtı ve "İçeri girip gerekli olanları al." dedi.Gerekli olanları aldım ve içeride ki garip kokuyu almıştım.Dışarı çıktım kapıyı kapadım ve açık bir alana gittim.Etrafıma bakınıyordum ve çok normaldim.Herkes bir biri ile bir düello içerisindeydi.Bana hala neden kimse bir şey yapmadı bilememiştim.Bir anda büyük bir nara ile arkamdan tükürükler saçan birisi geliyordu.Korkuya kapıldım.Kılıcımı ve kalkanımı kendime siper ettim ve saldırmayı bekledim.Beni son gücüyle baskı altına almıştı.Yorulmasını bekledim.Kısa bir zaman sonrasında biraz yorulmuştu ve beş ya da on saniye için bırakmıştı.Sinirlenip üstüne sıçradım ama kocaman bir cüssesi olduğu için düşmedi, düşmesi için kalkanım ile kafasına okkalı bir darbe geçirdim.Biraz sersemlemiş gibiydi.Bu aralıkta eline bir tekme attım ve kılıcını yere düşürdüm, kendi kılcımı onun boğazına dayadım ve düelloyu bitirdim.Kolay olmuştu,sevinmiştim ve dinlenmek için kenarda duran bir kayanın üstüne oturdum.Daha sonra Satir geri yanıma geldi ve kulübeye gidip iyi bir uyku çekmemi ve yarına hazırlanmamı söyledi.Kulübeye gittim uyudum ama biraz rahatsızdım nedense.Gözlerimi kapattım ve bir kaç dakika içinde uyudum.Bir ışık bana dopru geliyordu, bu ateş ışıltısı idi.Babamdan bir mesaj vardı sanki, bir ses bana "Korkuyu at içinden." diyordu.Bunu duyduktan sonra burada azim ve hırs ile her şeyi başaracağımı anladım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Athena
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Admin/Tanrıça/Kamp Müdiresi
Athena


Mesaj Sayısı : 5210
Kayıt tarihi : 16/08/10

Felix Antony Empty
MesajKonu: Geri: Felix Antony   Felix Antony Icon_minitimeSalı Mart 29, 2011 3:28 am

Rp puanı: 95, tebrikler.


/Admin.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://olimpos.my-rpg.com
 
Felix Antony
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Felix Darius Nikolai
» Felix Antony
» Felix Antony(Nejat Umut Özkara)
» Felix Felicis Rpg
» Felix Zenger

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Olimpos Rpg :: Karakter :: Karakter Oluşturma :: Rp Puanı Belirleme-
Buraya geçin: