Hiç Rusya'ya gittiniz mi ? Sizce güzel biryer mi ? Bana sorarsanız kesinlikle hayır.Neden mi ? O tatlı ve güzel soğuktan eser yoktur...Sert ve tenimi acıtan rüzgarda yürümek ve bir sıcak suyun hayalini kurmak pekde güzel değildir.İlerde gördüğüm ev karanlıktı.Karanlık derken bütün açıdan karanlık diyorum.Pencereler bu kanı donduran soğukta açıktı.Evden hiç ses gelmiyordu.Ne uyku sesi nede yaşam.Bu durumuma hiçde yardımcı olmuyordu.Sabahtan beri beni birinin takip ettiğini düşünüyordum.Normalde böyle düşünmezdim ama bugün gerçekten farklıydı.İnsanlar bana ucubeymişim gibi bakarlardı...Ama bugün hayır...Bugün bana bakmıyorlardı bile hatta bugün birine çarpmış ve özür dilemiştim...Ama o sanki hiçbir şey olmamış gibi yoluna devam etmişti.Peki takip edildiğim düşüncesine kapılmamın nedeni bu muydu ? Tabiki hayır.Bir adam hatta birkaç adam beni takip ediyordu.Onların yüzlerini görüyor ve hemen kafamı çeviriyordum.Yüzlerindeki kemikler derinin altından fışkıracakmış gibi gözüküyordu...Hatta bir tanesinin sırf Kas'tan oluştuğunu gördüğümü sanmıştım.Büyük ihtimalle alaycı soğuk benim zihnimle dalga geçiyordu...Evin yanından geçiyordum ve içimde gerçekten kötü bir his vardı.Sanki onlarca göz beni izliyordu.
İçimde bir korku
Damar, damar
İlik, ilik
Hücre, hücre
Korku ellerimde buz
Korku gözlerimde alev
Korkuyu bulamıyorum
Ona şekil veremiyorum
Kemirilirken beynim kuşkularla
Bir adımda bir korku
Bir nefeste bir korku
Geriliyor damarlarım
Bu şiir şimdi aklıma gelmişti.Bunu daha önce okumuştum ve beni çok etkilemişti...ve şuan...sanki aynısını ben yaşıyordum.Korkutucu evden uzaklaştım...Bu Poryvaevka yolu gerçekten ürkütücüydü buraya pek uğramazdım ama arkadaşımın evinden geri dönüşümün tek yolu buradandı.Uzakta bir suliet gördüm ve bir insan görmenin sevinciyle adımlarımı hızlandırdım.Adamın yanına yaklaştım...
Adam birden yere yığıldı...tabi ona adam diyebilirseniz...Kırmızı ve kastan oluşan yüzü , beyaz ve parlayan karın üstünde bir heykel misali hareketsiz duruyordu...Gözleri yoktu...Onların yerine çukurlar , çukurların içini de kan ve ateş kırmızısı karşımı bir renk dolduruyordu.
Cehennem kabusu gibiydi...Bu...şey resmen cehennemden çıkmaydı...ama onun hakkında birşey biliyorsam bana bakıyordu...sessiz ve korkutucu yüzü bana dönüktü.Ağzını oynattı ama sesler kulağıma birkaç saniye sonra ulaştı...
-Gelinnnn
Bunun anlamını bilmiyordum...şu anda çoğu şeyi bilmiyordum zaten...neden burada bunları dinliyorum ? Neden kaçmıyorum ? ve Neden hareket edemiyorum ?
Bir dakika hareket edemiyordum ! Bacağımı oynatmayı denedim ama olmuyordu.Bacağıma baktığımda gördüğüm manzara karşısında sanki bayılıyordum...
O kas adam benim ayağımı tutuyordu ve gerçekten güçlü tutuyordu...Ama bu benim düşünmemi engellemiyordu.Karın içinde soğuktan neredeyse donmuş olan ayağımı kaldırdım...ve o kas adamın yüzüne indirdim...bir anda sersemledi ve elini gevşetti...Hemen ayağımı çekip yolda koşmaya başladım...Arkamdan geldiklerini biliyordum ama bunu düşünmemeye çalışıyordum...bir anda farkettimki yolun yanlış yönüne yani karanlık evin olduğu yere koşuyordum.Kapıya ulaştım ve en güvenli olmadığını düşündüğüm yere giriş yaptım.
İçerisi karanlıktı ama herşeyi görebiliyordum.Cama koştum ve dışarı baktım...Hiçbirşeyden fazlası yoktu...sonra yere yığıldım ve gözlerimin kısıldığını hissettim...Gözlerim kapandı ve bayıldım en son gördüğüm şey biriydi ve bana bakıyordu...zeki gözleri gururla karışık bir şekilde bakıyordu.Ve birşey farkettim...gülümsüyordum ve mutluydum...
Uyandığımda karanlık gözlerimi karşıladı.Orman merhaba dememi bekler gibi sessizdi ve önümde bir giriş duruyordu
-Melez kampı...
Girişte bu yazıyordu yazıya baktığım anda ne olduğunu ve ne yazdığını anlamıştım...Antik yunancaydı bunu kesinlikle biliyordum çünkü yazı türü kiril alfabesine çok benziyordu...Ama nasıl okuyabildiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu...
-Nerdeyim ben ?
Bu sözleri söylediğim anda cevabımı aldım
-Yeni hayatının başlangıcındasın
Girişin arkasından biri fırlamış zeki ve anlayışlı gözlerle bana bakıyordu...onu gördüğüm anda içimde bir huzur hissettim.Ama nedenini bilmiyordum.
-Gel
Dediğini yaptım ve onu takip ettim , kampın girişine doğru ilerledim ve nedense içimden bir ses herşeyin hem daha iyi hemde daha kötü hale geleciğini söylüyordu.