Uyandığımda sanki 1-2 dk uyumuş gibiydim.Bir dakika o da ne olamaz demekki şu melezler felan rüya değilmiş."Zeus aşkına olmaz bu ya."dedim.İnanmıyorum ama Zeus demiştim ve kendi kendime "Oğlum Diatrisi hayatın artık böyle geri dönüşün yok ya alışıcaksın ya da şu mitolojik canavarlardan birinin öğün arası yemeği olacaksın."dedim.O sırada yanıma benden 1-2 yaş büyük olduğunu sandığım bir kampçı geldi.Elinde yay vardı ve bana "Eee yeni melez kampı dolaşmaya nedersin sonuçta burası senin yeni evin."Evet manasında başımı salladım ve onun peşine düşmek için ayağa kalkmayı denedim ama olmadı sanki omuriliğim felç geçirmişti.Melez bana balımsı bir yiyecek uzattı ve "Al bunu ye bu ambrossia tanrıların yiyeceği seni iyileştirir ama eğer melezler fazla yerse kül olur."dedi.Biraz korktum pardon düzeltim çok korktum istemeyerekte osla aldım ve yedim içimin yandığını hissettim ama yaşıyordum derin bir "Oh."çekerek ayağa kalktım hiç ağrım yoktu."Vay canına bu inanılmaz."dedim.Melez sırıtarak"Seni yakmadığı sürece evet."Sonra onun peşinden geldim revirden çıktık ve büyük bir salona geldik.Ordan çıktığımızda da melez kampındaydık ilerden ok kılıç ve metal çarpışma sesleri geliyordu.İlk önce arenaya gittik.Sıradan bir kılıç eğitimi gibi gözüküyordu.Ardından tırmanma duvarı, cephanelik, el işi bölümü, kano gölü ve daha birçok güzel şey vardı ama hiç biri ilgimi çekmiyordu.Asıl kafamı kurcalayan "babam kimdi?" Zeus, poseidon, hades , ares ,apollon, hephaistos, hermes, dionysos, hynos hiç birini kendime yakın hissetmiyordum ama babam bunlardan biriydi.Dayanamayıp yanımdaki meleze "Babamın kim olduğunu ne zaman öğrenebilicem?"Melez düşünceli bir edayla "Demek baban hımm değişiyor genellikle ne zaman olacağını bilemezsin ama akşama kadar sahiplenilmessen akşam sahiplenilme ihtimalin yüksek."Sıkıntıdan patlmaış bir vaziyette "Tamam sırada ne var?"Biraz düşündükten sonra "İstersen sana silah seçmeye gidebiliriz?Annem 3 yaşındayken istediğim oyuncağı alacağını söylediğinde sevindiğim gibi sevinerek sevecen bir ifadeyle"Mükemmel olur."dedim.Melez beni sevindirdiğine sevinmiş bir edayla "Beni takip et cephaneliğe gidiyoruz."dedi.Cephaneliğe vardığımızda içerisi her çeşit ilahi bronzdan silahla doluydu bıçak, kılıç, mızrak, çekiç, balta, yay, bildiğimiz tabancaların ilahi bronzdan olanı bile vardı.Birkaç dakika etrafa bakındım bu sırada melez hiç ses çıkarmadı.Gördüğüm şey mükkemmeldi silah yığınlarının altında kalmış eski bir mızrak yaklaşık 1.5m kabzası dışında her yeri keskindi.Meleze bağırarak "İşte bu bu kesinlikle bu benim olmalı."dedim.Melez yanıma geldi ve silahı uzun uzun inceledi üzerindeki yazıları okuduktan sonra yüzü ekşidi ve bana dönerek "E-Eminmisin bence bu bir melez için hiç de güzel bir silah değil."Kendimden emin bir ifade ile "cık cık"ettim.Melez bir şey anlatacakmış gibi sesini tazeledi ve gayet etkileyici bir edayla "Bu ölümün titanı Iapetus'un ilk mızrağıdır bu mızrak Iapetus'un anlamı olan delicilik gücüne sahiptir ve burda da delici yani Diatrisi yazıyor."dedi.Şaşırmıştım yutkundum ve bir kaç saniye bekledim ve titrek bir sesleBe-Benim adım Diatrisi."dedim.Sözün devamını getirecektim ama sözcükler boğazımda düğümlendi.Melez şok olmuş gibi bir bana birde mızrağa bakıyordu sonra sevecen bir ifadeyle "O zaman yeni silahın hayırlı olsun."
Konu: Diatrisi 2 
Çarş. Mart 23, 2011 3:45 am
