Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Club Harris Açılış Partisi | |
|
+19Diona Arsinoe Stanislaus Clara Thompson Lara Adams Cassandra Masen Ange Morgan Lamartine Mirabella LaPiere Terra M. Winchester Kevin Least Rose Denise Harris Georgina Orwell Lucianna Fackrell Marcus L. Stanislaus Serena Su Hanzadeoğlu David Tyler Tristan Micah Addison Katherine M. von Dorff Edward J. F. Newgate Martin Tudor Robert Harris 23 posters | Yazar | Mesaj |
---|
Robert Harris Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1602 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Club Harris Açılış Partisi C.tesi Mart 19, 2011 9:58 am | |
| Ben yüksek bir merdivenin üzerine çıkmış, süslemelerle uğraşırken Lucy yanıma gelip "Robyn, kendimi Pam gibi hissediyorum." diyerek kahkaha attı. Sırıtarak "O zaman ben de Eric mi oldum şimdi?" dedim. Lucy de gülümsedi ve "Kev de şu son kitapta öldürülen korsan kılıklı barmen." diye ekledi. Birlikte bir süre gülüştükten sonra bar tarafına baktım ve içkilerin hala dizilmemiş olduğunu fark ettim. Kevin ise bar tezgahının üzerine kafasını dayamış, kestiriyordu. Gözlerimi kısarak "Yine mi sızdı bu ayyaş?!" diye sorduğumda Lucy "Hey, kuzenime ayyaş deme." cevabını vererek, bara doğru ilerlemeye başladı. Bugün, benim için çok özel bir gündü. Kendime ait bir barın açılışını yapacaktık. Kevin ve Lucy, mekanın hisse ortaklarıydı ama buraya en çok emek harcayan kişinin ben olduğumu düşünüyordum. Kev'in de hakkını yememeliydim; Onun eşsiz şarapları tanıtımımızı yaparken fazlasıyla işimize yaramıştı. Lucy'nin de içerinin tasarımında epeyce emeği geçmişti. Derin bir nefes alarak merdivenden aşağı indim. Tavan süslemeleri halledilmişti. Disko topları ve ışık sistemleri kusursuz derecede göz alıcıydı. Dans pistine gidip ortaya atılmamak için kendimi zor tutuyordum. Tüm kokteyl masaları güzelce ve titizlikle hazırlanmıştı, tarz sahibi bar taburelerimiz de içerideki diğer her şey gibi kusursuzdu. Geriye çok az iş kalmıştı. Müziklerle ilgili son düzenlemeleri yapmak için, dj kabinimize geçtim. Oradaki işim bittikten sonra, karaoke sistemimizi son kez kontrol ettim. Mikrofon da dahil olmak üzere tüm ses sistemlerimiz oldukça iyi çalışıyordu. Açılış gecemizde dostum Serena beni kırmayarak burada şarkı söyleyecekti. Ona bunun için müteşekkirdim çünkü çok güzel bir sese sahipti. Bara insanların yanı sıra kamptan arkadaşım olan melezler ve hatta Olimpos'taki tanrılar da gelecekti. Las Vegas'a korkunç derecede uyum sağlamış olan Club Harris, eğlence dünyasına bomba gibi bir giriş yapacaktı. ... Saat gece 11'i gösterdiği sıralarda mekandan içeri art arda bir sürü müşteri girmeye başladı. Arada içlerinde tanıdığım yüzlere de rastlıyordum. Kev'in uykusu açılmıştı, kendine açtığı yeni bir şişe şarabı kafasına dikmekle meşguldü. Barın dans pistinde duran, iki yandaki sütunlara tutturulmuş kırmızı kurdeleye doğru gittim ve Lucy'ye gözlerimle bana üstünde makasın bulunduğu tepsiyi tutmasını işaret ettim. Athena kızı gözlerini devirdikten sonra -bazen gerçekten de Pam'i andırıyordu- tepsiyi alarak yanıma geldi. Kev'e içerideki müziği kesmesini işaret ettim. Etraftaki ses bir anda duyulmaz olunca, herkes başını kaldırıp etrafına bakınmaya başladı. Kısa sürede tüm gözler benimle buluştu. Hadesvari bir şekilde boğazımı temizledikten sonra "Sayın müşterilerimiz, sevgili dostlar... Barımızın açılış gecesine hepiniz hoş geldiniz!" diye bağırdım. Bir süre alkışların dinmesini bekledikten sonra da "Vegas bugün harika bir bar ile daha buluştu. Karaoke barımız bu geceden başlayarak her zaman sizlere üstün hizmet gösterecek. İlk gecemizde içkileri bedavaya dağıtmak isterdim fakat ortaklarım cimri ve kurnaz olduğu için bu uygulamaya gidemiyoruz. Keyfinize bakın! Mekanda huzursuzluk çıkaranları parçalarına ayırdığımızı da lütfen unutmayın." diyerek sözlerimi devam ettirdim. Konuşmamı uzun süren bir coşkulu alkış seli izledi. Sonra, Kev tekrar müziği açtı ve herkes kokteyl masasındaki arkadaşlarıyla muhabbete dönmeden önce çok az vaktimin kalmış olduğunu anladım. Tekrar boğazımı temizledikten sonra "Bu açılış gecesini, şimdi barda olmasa bile kalbinin bizimle olduğuna inandığım Rose'a adıyorum." diyerek tepsiden aldığım makas ile kurdeleyi kestim. Suratıma yerleşen şapşal gülümsemeyi insanlardan saklama çabasıyla öne doğru eğildikten sonra, arkamı dönerek dans pistini terk ettim. Pekala, artık ben de kendi ayakları üzerinde duran ve kendi parasını kazanan bağımsız biriydim. Bunun verdiği mutluluk paha biçilemezdi.
(Buyrunuz, mekan sizin! Parti herkesin katılımına açıktır!)
| |
| | | Martin Tudor Küçük Tanrı
Mesaj Sayısı : 555 Kayıt tarihi : 03/01/11
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi C.tesi Mart 19, 2011 10:57 am | |
| Rot Bey lütfedip beni barının açılış gecesine davet etmemişti ama, ben Lucy'den partiyi öğrenip, gece saat 11'i vurduğunda Club Harris'te belirmiştim. Daha önce kampta görmediğim ama melez olduğunu hissettiğim barmenden nektarımı alarak, bar taburelerinin birine yerleştim. İçerisi gerçekten de harika dizayn edilmişti. Gece burada çok eğleneceğimiz de belliydi. Duyduğuma göre benim baldız Sere ilk gecenin şerefine burada sahneye çıkacaktı. Bir süre etraftakileri süzdükten sonra Lucy'nin yanıma gelmekte olduğunu fark ettim ve sırıtarak ayağa kalkıp önünde kibarca eğildim. Yine her zamanki gibi çok güzel ve zarifti. Zamparanın tekiydim ama bu kıza da deliler gibi aşıktım. "Yine her zaman ki gibi etrafa ışık saçıyorsunuz, Leydim." diyerek onu gülümsetmeyi başardım. Lucy ayağa kalkmamı işaret ettikten sonra birlikte bar taburelerine oturduk. Mekanın hisse ortaklarından biriydi ve bugün açılış vakti gelene kadar çok çalışmış olduğu da kesindi ama dışarıya yorgunluğunu zerre kadar belli etmiyordu. Bir süre birlikte sohbet etmemizin ardından, Rot'un çağırması üzerine Lucy yanımdan ayrılmak zorunda kaldı. Ben de eskisi gibi içeridekileri süzme işine devam etmeye başladım. Etrafta mahalleden tanıdığım birkaç tanrının yanı sıra, melezler ve sıradan insanlar da vardı. O menülerdeki nektarı veya bar sahibinin zaman zaman kızaran gözlerini insanlara nasıl açıkladıkları hakkında hiçbir fikrim yoktu ama, tahminim sisin özelliklerinden yararlandıkları yönündeydi. En sonunda Robert Bey yanıma gelme zahmetinde bulununca ona pis bir bakış atıp "Davet ettiğin için teşekkürler." dedim. Bu artist Hades oğlu bir gün ukalalıkları yüzünden elimde kalacaktı. Hatta Lucy'nin yakın bir dostu olmasa, şimdiye kadar onu defalarca kez boğazlamıştım. Rot kabaca "Aslına bakarsan, seni davet ettiğimi hatırlamıyorum." dediğinde ona "Aslına bakarsan, barı bir saniyede yerle bir edebilecek bir tanrı olduğumu hatırlaman yeterli olur." cevabını verdim. Rot bana ateş saçan bir bakış attıktan sonra kalabalığın arasında gözden kayboldu. Hakkını yiyemezdim, gerçekten de güzel bir mekan açmıştı. Artık buranın müdavimlerinden biri olacağım kesindi. Eh, tabii etraftaki güzel kızlar da bunda etkili olacaktı. Kadehimdeki nektar bitince barmene "Biraz da şarap takılsam iyi olacak sanırım. Kırmızı olsun." diyerek sırıttım. | |
| | | Edward J. F. Newgate Apollon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1784 Kayıt tarihi : 21/12/10
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi C.tesi Mart 19, 2011 11:42 am | |
| Bu gün o kadar iş arasından bunu yapmalımıydım. Üzerini giyin falan filan zahmetli işlerdi bunlar. Ama arkadaşlarımın hatrı bendeki aylaklığı bile ortadan kaldırabilecek cinstendi. Hele ki çok kısa sayılabilecek bir süre önce tanıştığım takım arkadaşım Robyn işin içine girince mecburen bu geceyi uyumadan geçirecek olmak zorundaydım. Robyn bir melez için uzun bir yaşam sürmüştü sürmeye devam ediyordu ve umudum sürmesi yönündeydi. Kendi barını bu akşam açacak sanki bir melez değilmişçesine kendi parasını kendi kazanacaktı. Aslında onu kıskanmıyorum desem yalan söylemiş olurdum.
Aldığım habere göre gece 11'de açılacak bara sabahtan itibaren melezler gitmeye başlamışlardı. Benim zamana ihtiyacım yoktu. Hatta oraya ilk gidenlerden biri ben olacaktım. Saat 22'yi bir-iki dakika geçerken hazırlanmaya başladım. Kot pantolonumu giydim. Üzerine sade bir t-shirt üzerine de bir ceket aldım. Hasır şapkamı alıp dışarı çıktım. Kulübeden bir adım dışarı attıktan sonra, bir ışık hüzmesi olarak karanlığın içine daldım. Yönümü şaşırıp Las Vegas yerine önce Kahire'ye gitsemde bir kaç küçük yolculuktan sonra Las Vegas'a vardım. Ve bir yere ilk defa erken geldiğimi farkettim. Saat 1o'u 10 dakika geçe Las Vegas'taydım. Şehrin içine ışık hızında dalamadığım için bir taksi çevirdim ve yeni açılan mekana beni "Club Harris'e" götürmesini istedim. Gerçekten uzun süren bir yolculuğun ardından taksicinin -yeni açılan mekanı bilmediğini anlasamda- sonunda vardığımızı düşünüp indim arabadan. Adama bir tomar ölümlü parası uzattım. Ve tam zamanında kulübe vardım. İçeri girdiğimde Robyn konuşmasını bitirmek üzereydi içimden taksiciye küfür ettim. Ve biten konuşmanın ardından başlayan müziğin ritmine uyarak bir masaya oturdum. Ben daha çağırmadan Robyn yanıma geldi. İlk ben konuştum. "Hayırlı olsun dostum. Sanırım buradan iyi para kazanırsın. Ama para işini Kev' bırakma. Ve ilk siparişi veriyorum bir çay alabilir miyim?" dedim. | |
| | | Katherine M. von Dorff Poseidon'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4525 Kayıt tarihi : 05/03/11
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi C.tesi Mart 19, 2011 11:46 am | |
| Barın kapısında, gelen herkesi gözetlerken, ne zaman içeri gireceğini kafasında hesaplıyordu. Robert, burayı açtığında, güvenlik görevlisi olmak istemişti. Oradaki güvenliği sağlayabileceğinden emindi. En azından iç sesi öyle söylüyordu. Kulübesinde ne giyeceğini düşündüğü saatlere değmişti aslında. An sonunda, saçını düzleştirip, bir tutamını yandan sarkıtmış, üzerine, siyah desenli tişörtünü ve üstüne de spor yeleğini giymişti. Altında kot pantolonu ve belinde, yüzüğe dönüştürmediği kılıcı ile hazır olduğuna karar vermiş ve Vespes'e binip oraya gelmişti. İlahi altından yapılma kılıcı, sorun çıkaranları uyarırcasına parlarken, arkasına yaslanmış, bu monotonluktan sıkılmış bir şekilde ellerini göğsünde birleştirip beklemeye başlamıştı. Robert'ın açılış konuşmasını dinlememişti. Klasik şeyler söyleyeceğini düşünüyordu. Şimdi ise içeride hazırlık yapanların, yerleşenlerin sesleri duyulurken, daha fazla dışarıda beklememeye karar verdi. Yaslandığı yerden uzaklaşıp, üzerini düzeltti. Cebinde taşıdığı küçük aynasını çıkarıp, görünüşünü düzenledi. İçeri geçtiğinde, neredeyse kimsenin gelmemiş olduğunu gördü. Daha önce görmediği bir Tanrı ile Lucy'nin oturduğunu gördü. Evet, onun Tanrı olduğunu anlamıştı. Kampta da bir-iki kez görmüştü. İçeride başka gözetleyeceği bir şey olmadığı için onlara bakmaya başladı. Robert yanlarına gittiğinde, ikisinin konuşmalarını dinlemek için neler vermezdi. Kısa bir süreliğine, yüz ifadelerinden sorun yaşandığını anlamıştı. Ama ciddi bir şey olmadığını düşündüğü için bir şey söylemeden yerinde kalmaya devam etti. Robert onların yanından ayrılırken, Katherine de içeri gelmeye başlayan yeni melezlere baktı. Yavaş yavaş her yer dolmaya başlamıştı. Eğlence zamanı. Diye düşündü. Güvenlik ile ilgilenecek olabilirdi ama eğlenecekti de. Şu ana kadar astığı, ciddi suratında bir gülümseme belirdi. Yapacağı şeyler, aklında şekillenmeye başlamıştı bile. Sorun çıkartacaklara acımayacaktı. Bunu daha bu işi aldığında yerleştirmişti zihnine. Zaten her zaman savaş yanlısı olan bu Amphitrite kızından ne beklenebilirdi ki? Hiçbir şey. Eğer sorun çıkartmaya devam ederlerse de, onları Robert'a götürecekti. Ya da onlara derslerini kendisi verecekti. Derin bir nefes aldı. O anları düşünmek, heyecanlanmasını ve sevinmesini sağlamıştı. Ama şimdi biraz sakin olması gerekiyordu. Bu yüzden, mekanı tümüyle görebileceği bir yer seçip oturdu ve çevreyi gözetlemeye devam etti.
En son Katherine Williams tarafından Paz Mart 20, 2011 12:46 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Tristan Micah Addison Hermes'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 565 Kayıt tarihi : 14/03/11
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi C.tesi Mart 19, 2011 12:19 pm | |
| Derin bir nefes aldıktan sonra cesaretimi toplayarak Athena kulübesinin kapısını çalmayı başarmıştım. Kamptaki bir Hades oğlu Las Vegas'ta kendi barını açmıştı ve ben de tüm kamp gibi barın açılış gecesi partisine davetliydim. Oldukça gelişmiş bir bar kültürüm vardı fakat, melezler ve tanrılarla dolu bir bar, beni az da olsa telaşlandırıyordu. Normal bir barda iki kişi tartışınca, yumruklar konuşurdu. Club Harris'te böyle bir durumla karşı karşıya kalınırsa özel güçler ve büyüler devreye girecekti. Kendime gelme çabasıyla Athena kulübesinin içerisinden gelen seslere odaklandım. Kısa bir süre sonra kapıya doğru yaklaşan ayak sesleri duydum ve kulübenin kapısı açıldı. Karşımda, güzel Athena kızı Serena duruyordu. Partiye benimle gelmeyi kabul etmesine çok şaşırmış ama sonra, bunu iyiliksever biri olduğu için yaptığını düşünmüştüm. Buralarda yeniydim ve henüz bir pegasusum bile yoktu. Serena ise kıdemlilerden biriydi. Bir kızın halime acımış olması gururumu feci şekilde zedeliyordu ama Serena'yı arenada düello yaparken de gördüğüm için, bunu fazla önemsememeye karar verdim. Birkaç ay sonra ben de buradaki her melez gibi kılıç tutmasını öğrenecek ve canavar öldürebilecek düzeye gelecektim. Üzerine kırmızı renk, mini ve kolsuz, dekolteli bir elbise giymiş olan kıza gülümseyerek baktım. Kahverengi dalgalı saçlarını açık bırakmış, yüzüne çok hafif bir makyaj yapmıştı. Bu gece barda sahneye çıkıp birkaç şarkı söyleyecek olmasına rağmen, süslenme meraklısı o kızlar gibi davranmamıştı. Girmesi için kolumu uzatırken ona "Çok güzel görünüyorsun ve partiye benimle gelmeyi kabul ettiğin için teşekkür ederim." dedim.
Yarım saat kadar sonra, bir pegasusla yaptığımız yolculuğun ardından Club Harris'e varmıştık. Mekandan içeri girdiğimizde saat 11:30 olmuştu. Hades oğlu Robert'ın açılış konuşmasını kaçırmış olduğumuz için pek de kahrolduğumuz söylenemezdi. Attığımız her adımda Serena bir tanıdığıyla karşılaştığı için duraksıyorduk ve ben de etrafa göz gezdirmeye vakit buluyordum. İçeride sert görünümlü bir kız barın en köşedeki masalarından birine oturmuş, dikkatle etrafı gözlüyordu. Ortadaki kokteyl masalarının birine, hasırdan bir şapka takmış olan bir çocuk dayanmıştı. Yanında, etrafa dikkat sinyalleri saçan, korkutucu bir çocuk vardı ama dış görünüşüne hiç uymayacak bir biçimde gülümsüyordu. Bar tezgahının önündeki taburelerin birinde, genç bir adam oturuyordu. Nedense bana sıradan bir insan veya bir melezden çok daha fazlasıymış gibi gelmişti. Serena yanındaki arkadaşıyla konuşmasını bitirdikten sonra, içeceklerimizi almak için birlikte bara doğru ilerlemeye koyulduk. Kimseyi tanımıyor olmamın şu anda pek bir önemi yoktu çünkü sonuçta bir bardaydım ve gönlümce içecektim. Bunlar yapmayı gayet iyi bildiğim şeylerdi. Burada kimse bana tanrı ebeveynimle ilgili sorular sormayacak veya düello yapmamı falan istemeyecekti. Sinir bozucu kulübe temizlikleri de yoktu. Sessizce "Rahatla artık, Tristan." diye mırıldandım. Gece daha yeni başlıyordu.
| |
| | | David Tyler Athena'nın Çocuğu/Zeka ve Strateji Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1997 Kayıt tarihi : 17/02/11
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi C.tesi Mart 19, 2011 12:53 pm | |
| Hey bu gece Hades çocuğu Robert'ın klubünün açılış günüydü.Robert'ı hiç tanımıyordum hiç konuşmamıştık am Lucy ortağı serena ise şarkı söyleyeceğinden benide çağırmışlardı.Bu iyiydi çünkü hem dışarı çıkıcam hemde lotus kumarhanesinden beri las vegasda güzel bir gece geçiricektim.Ama bu kadar melez toplanınca canavarlarda bizi takip eder diye düşünüyordum.İnşallah yanılırdım ve bu sefer güzel bir şekilde eğlenirdik.Serena ve yeni gelen hermez çocuğu tristan beraber gidiceklerdi.Bende mekanın yerini bilmediğimden ve Lucy erkenden gittiğinden.Kendi pegasusumla onları takip edicektim.Altıma bir kot pantolon üstüme ise t-shirtle tarım kollu bir gömlek giydim.Sonra pegasus ahırlarına doğru gittim ve carrionite'ı ordan çıkardım.kampın girişinde onları beklemeye başladım geldiklerinde yola doğru koyulduk.
Klubun önünde pegasuslar için bir park yapılcak değildi.Sis yüzünden kimse fark etmezdi.Ama mutlaka 3-4 tane sisin ötesini görebilen birileri olmalıydı.Pegasusları hiç kimsenin olmadığı bir yere bırakıp klube girdik.Koruma katherine'di beni pek sevdiği söylenemezdi.Klupte müzikler kesilmişti şansıma tabiki robert konuşma yapıyordu.Konuşmayı dinlemedim ama şu kadarını hiç anlayamamıştım çünkü dinlemedim ama şunu anlayabildim Bugün içkiler ücretliİşte bu kötü olmuştu bara doğru gidip baktım ve barmen kevin'dı sarhoş olduğu kesindi içkiyi aldım ve drahmiyi ödemedim.Etrafa bakındım melezler,normal insanlar vardı.Hatta küçük tanrılar bile vardı ama ben sadece birini tanıyordum oda Lucynin sevgilisi Martin'di.sonra serena sahneye çıktı ve şarkı söylemeye başladı çok güzel söylüyordu.Tam içki almaya gidicektim ki iyi haber kevin sızmışyı kötü haber onun yerine tristan geçmişti.Bu sefer drahmi ödemek zorunda kalmıştım.ve sonra bir iki tanıdıkla konşmaya başladım | |
| | | Serena Su Hanzadeoğlu Athena'nın Çocuğu
Mesaj Sayısı : 4815 Kayıt tarihi : 07/09/10
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi C.tesi Mart 19, 2011 1:13 pm | |
| Bar açılışı ve benim sahne almam… Bu ikisi güzel haberdi. Garip olan haber ise yeni çaylakla beraber gidiyordum. Neden teklifini kabul ettiğimi bilmiyordum aslında ama iyi olmuş gibiydi. Bunu fazla düşünmemem gerekiyordu belki de. Sadece ona biraz katlanacaktım. Her ne kadar çocuğu gördüğüm yerde öldürmek istesem bile iyi birini olduğunu itiraf ediyordum. Barda çok tanıdık vardı. Hele de bu gece şarkı söyleyecek olduğumu düşününce heyecanlanıyordum. Bu kadar melez beni dinleyecekti ve ben… Ah harika! Belki ünlü olabilirdim değil mi? Tabi annemi bu işe katmıyordum. Kesinlikle beni gebertirdi. Son anda gözüme Robyn takıldı. Tristan’dan özür dileyerek yakın dostumun yanına gittim. Beni görünce sevinmiş gibi davrandı. Ah hadi ama beni o kadar sevdiğini sanmıyordum. Gülümsedim ve konuşmaya başladım. ‘‘Robyn, ne zaman sahneye çıkmam gerek? Unutmadan sahneye çıktığım için bu gecelik içkilerimi bedava istiyorum!’’ Bedava lafını duyunca suratını buruşturdu ama en doğru kararın bu olduğuna karar vermiş gibiydi. Kafasını salladı ve sahneye çıkmam ile ilgili birkaç detayı konuştuk. Sadece oraya çıkıp şarkı söyleyecektim. Evet, bu kadar basitti. İlk söyleyeceğim şarkı bile hazırdı. Bana California’daki acı tatlı her olayı yaşadığım tek insan Andrew’u hatırlatıyordu. Fransızca hoş bir parça… ‘Je T’aime’ Oldukça eski bir parça… Tabi her insan bu parçayı güzel söyleyemez. Fakat güzel söyleyen nadir insanlardan biri olmam beni şimdi şımartıyordu. Lucy’i kısa bir süreliğine gördüm ve el salladım. Buranın sahiplerinden biri olması ve şarkı söylemem için beni önermesi beni o kadar mutlu etmişti ki. Yavaş adımlarla sahneye doğru ilerledim. Beni gören çoğu melez alkışlamaya başlamıştı. Ben ise her zaman gülüşümü yüzüme takmıştım. Şarkıya başlamadan önce konuşmayı düşünmüştüm. ‘‘Merhaba herkese… İlk söyleyeceğim parça benim için çok değerli. Beğeneceğinizi düşünüyorum. Bu arada istek almıyorum.’’ Son cümlemi dilimi çıkartarak söylemiştim. Seyircilerin çoğu gülmeye başlamıştı. Daha fazla uzatmadan şarkıyı söylemeye başladım. ‘‘Je t'aime, je t'aime, comme un loup, comme un roi, comme un homme que je ne suis pas, tu vois, je t'aime comme ça…’’ Hayatımda hiç bu kadar mutlu olmadığımı hissetmiştim. Bir kez daha buranın benim yerim olduğunu anladım. Şarkım bittiğinde hala gülümsüyordu. Bağırışlar ve alkışlar arasında ne yapacağımı şaşırmıştım. Sıradaki şarkımı düşünürken gözüm her zaman ki gibi ona takılmıştı. Kırmızı şarabı ile beni izliyordu. Yeşil gözleri adeta kıpkırmızıydı. Sevgili düşmanım olan Hades kızı Selene… | |
| | | Marcus L. Stanislaus Zeus'un Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 2117 Kayıt tarihi : 07/02/11
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi C.tesi Mart 19, 2011 9:38 pm | |
| O gün büyük bir olay olacaktı işte. Hades oğlu ve sanırım kuzenim olan Robert Harris'in bar açılışı vardı. Bu harika bir şeydi dostum ! Partiyi duyduğuma göre yine Robert ve Lucy hazırlamıştı. Fakat asıl süper olayda bu değildi. Serena şarkı söyleyecekti barın açılış partisinde. Aman tanrılarım ! İşte hiçbir melezin bu olayı kaçırmak isteyebileceğini düşünmüyordum. Üstümü değiştirip çantamdaki bütün drahmileri aldıktan sonra pegasus ahırlarına doğru koştum. Bütün gece içmeyi ve eğlenmeyi düşünüyordum. Tabii Sere'nin de sahneye çıkması apayrı bir olaydı. Eh , bu olayı kaçırmak istemezdik değil mi ? Pegasus'a atladım ve işte son sürat Las Vegas'a gidiyordum.
Las Vegas'a iniş yaptıktan sonra pegasusumu tenha bir yere bıraktım. Aklımdan da "Acaba bu kadar melez hiç mi canavar çekmeyecek ? Umarım bu gece bir facia olmaz ..." diye geçirdim. İçeri girdiğimde bar tarafına yaklaştım ve bir içki söyledim. Yan tarafımda sızmış olan birkaç melez vardı. Yazık... Bütün eğlence birazdan başlayacaktı aslında. Sonra da beklenen şey oldu. Serena yavaş yavaş sahneye çıkıyordu. Serena'yı görünce herkesle birlikte ben de çılgınca alkışlamaya başladık. Sere ise gülüyordu. Sanki rüyada gibiydi ve onu hiç bu kadar mutlu görmemiştim. Melezler Sere'yi dinlerken içkileri de götürmeyi ihmal etmiyorlardı. Serena sahneden indiğinde belki de herkesin düşündüğü şeyi ben söyledim. Kadehimi havaya kaldırıp "Serena'ya !!!" diye bağırdım...
En son Marcus Leon Golden tarafından Paz Mart 20, 2011 3:53 am tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi C.tesi Mart 19, 2011 11:14 pm | |
| Club Harris'in açılış gecesinde her şey dört dörtlüktü. Kev'in arada sızması dışında hiçbir terslik yaşamıyorduk. Parti için süsleme hazırlıklarını yaparken Robyn ile aramızda True Blood esprileri yapmış ve çok eğlenmiştik. Ben ve Pam? Birbirimizden kesinlikle çok farklıydık. Bir kere ben o kurguda en çok Sookie karakteriyle özleşebilirdim. Sonuçta onun gibi zihin gücüne sahiptim, değil mi? Aslında o kitapların yazarının da bir melez olduğunu düşünüyordum çünkü hayal gücü oldukça gelişmiş biriydi. Eh, melez olduğumdan beri sıradan insanları daha aşağıda görüyordum ve bu huyumu değiştirmek gibi bir çabam da yoktu. Robert açılış konuşmasını yaptıktan kısa süre sonra bar taburelerinin birinde erkek arkadaşım Martin'in oturmakta olduğunu görerek, onun yanına gitmiştim. Martin yine her zamanki gibi formundaydı. Bana ettiği iltifatların ardından bir süre birlikte oturup sohbet etmiştik. Bir tanrı olabilirdi ve birbirimizden çok farklı olabilirdik ama onun yanında konuşmak çok kolaydı. Kendimden farklı biri gibi davranmama gerek yoktu, o gerçek ben'i her zaman anlayabiliyordu. Robyn'in yanımıza gelip beni çağırması üzerine onunla konuşmamız sona erdi. Yanından ayrılırken biraz sinirliydim, çapkın sevgilimin bu gece burada rahat durmayacağını biliyordum. Yine de takmamaya karar verdim. Martin, Martin'di ve hep de öyle olacaktı. Onu veya huylarını değiştirmek gibi bir şansım yoktu, en azından şimdilik. Robyn bana barın köşesindeki masalardan birine çekildiğimizde "Ayyaş kuzenin sızıp duruyor. Az önce çocuğun teki oradan parasını ödemeden bir içki aldı, inanabiliyor musun? Derhal bu işe bir çözüm bul Bayan Zihindeşen." dedi. "Rahat ol dostum, hemen hallediyorum." cevabını verirken aklımda ne yapacağıma dair hiçbir fikir yoktu. Robyn bana 'halletsen iyi olur' bakışını attıktan sonra, bardaki müşterilerle selamlaşmak için yanımdan ayrıldı.
Hasırdan bir şapka giymiş olan, sarışın bir çocuğun yanına gittiğinde, kendimi tutamayarak sırıttım. Bu çocuk, benim kendisine 'darling' diye hitap ettiğim sevgili dostum Yon'du. Gözlerini birazcık aralamış olan Kev'e ıslık çalarak bana bakmasını sağladım ve ona "Masa 17'ye bir yeşil çay!" diye bağırdım. Siparişini duymama gerek yoktu, Yon'un burada içebilmesi için menüye o çayı özellikle eklemiştik. Parmağımı çeneme koymuş, bardaki sorunu nasıl halledebileceğimi düşünürken biricik kardeşim Sere sahneye çıktı ve harika sesiyle, harika bir şarkı söylemeye başladı. Zihin kalkanlarımı etkin hale getirdim çünkü mekandaki erkeklerin kardeşimle ilgili düşüncelerini duymak istediğimden emin değildim. Sere'ye karşı fazla korumacı davranıyordum, evet. Onun da buna sinir olduğunu biliyordum ama elimde olan bir şey değildi. En azından Robert gibi kardeşimi kulübeye kitlemiyordum. Ansızın yanımda bitmiş olan bir çocuk bana "Sen Lucy olmalısın. Barınız gerçekten güzelmiş. Bu arada benim ismim Tristan, kampa yeni geldim." dedi. Gülümseyerek ona doğru dönüp elini sıktım ve "Evet, seni tanıyorum Tristan, Hermes kulübesindeydin. Kampa ve bara hoş geldin." dedim. Bir süre barla ilgili şeylerden bahsettikten sonra aklımda yanan ampülle Hermes oğluna döndüm ve "Baksana, sen içkilerden ve müşteri memnuniyetinden anlar mısın?" diye sordum. Tristan bir süre düşündükten sonra "Şey, sanırım evet." cevabını verdi. Bu kadarı benim için yeterliydi. Onu sürükleyerek bar tezgahının arkasına geçirdim ve kuzenime "Kev, yeni barmenimize merhaba de!" diyerek takdim ettim. Eh, sanırım bu sorunu da halletmiştim. Şimdi ne yapabilirim diye etrafa bakınırken, bir gölgeyi kendine siper etmiş güvenlikçimiz Kate'i gördüm. Hemen yanına doğru gitmeye başladım. Ona yaklaşınca, iki elimi de teslim oluyormuşum gibi havaya kaldırarak "Ben dostum, lütfen kılıcını kınından çıkarma." dedim. Birlikte kahkaha atmamızın ardından yanına geçip o mükemmel açıdan içeridekileri gözlemeye başladım. Harika bir dedikodu faslı bizi bekliyordu.
| |
| | | Georgina Orwell Hypnos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 590 Kayıt tarihi : 18/02/11
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi Paz Mart 20, 2011 2:46 am | |
| Eh, kötü bir melezin bile bir partiye ihtiyacı vardır. Bugün çoğu melez Hades oğlu Robert'ın Club Harris adlı barının açılış partisini konuşuyorlardı. Ben de kulağı delik biri olarak konuşmayı dinlemiştim ve kulübün yerini ve partini saatini öğrendiğim gibi soluğu kulübemde almıştım. Bu tür durumlar için bir sürü kıyafetim vardı. Şimdi eminim kendinize yetimhanede büyümüş birinin nasıl pahalı mı pahalı parti giysileri alabildiğini soruyorsunuzdur eminim. Eh, bunu da size söyleyecek değilim herhalde.
İşin özüne gelelim. Partiyi öğrenir öğrenmez soluğu odamda almış ve elbiseleri deneyip çıkarmıştım en sonunda dizlerimin üstünde, sade bir siyah elbisede karar kılmıştım. Hem kötü hem de güzel biriyimdir yani. Elbise boyundan bağlamaydı, ve kesinlikle çok sadeydi. Kendime baktım kesinlikle çok güzel olmuştum.Bu elbisede karar kılarak elbiseyi yatağımın üstüne düzgün bir şekilde bırakıp kulübeden çıktım.
* * *
Sonunda vakit gelmişti. Zaten herkes saat akşamın dokuzu oldu muodalarına çekilmiş ve bir daha da çıkmamıştı. Tabii Afrodit kızlara yarım saat erken odalarına girmişlerdi ve emindim ki şu saate kadar hala giyecekleri şeylere karar verememişlerdi. Oysa ben giyeceğim şeyleri çoktan seçmiştim. Hızla siyah elbisemi üstüme geçirdim ve kullanmadım zaman bir kolye şeklinde olan baçaklarımı taktığım kemerimi aldım. Tabii kemere bıçaklar takılı olduğu için kolye çıkıntılıydı. İp gibi çıkıntılar vardı. Ne olur ne olmaz diye onu da taktım ve şık bir küçük çanta da aldım. Artık hazırdım. Çantanın içinde hem drahmi hem de dolar vardı. Her ne kadar melez de olsak dolarlar işimize yarıyordu.
Hemen Las Vegas'a bir taksi çevirdim. Zaten dolarlar yalnızca şehir içinde seyahat için otobüs parası falan olarak işe yarıyordu. O yüzden taks çevirmekte br sakınca görmemiştim. Las Vegas'a vardığımızda taksi parasını ödedim ve taksiden indim. Club Harris'in yakınlarındaydım zaten. Ama bu partinin bir de dez avantajı vardı. O kadar melez hiç mi canavar çekmeyecekti? Umarım güvenlik koymuşlardır.
Club Harris'e girdiğimde burasının resmen Elysium'dan bir parça olduğunu düşündüm. Robert kesinlikle eğlencenin nasıl olacağını biliyordu. Birkaç melez şimdiden sızmıştı. Yazık, ben tüm gece uyanık kalmayı düşünüyordum oysa. Eğlenceyi kaçırdıklarına emindim. Konser de olacağını duymuştum. Galiba konseri Athena kızı Serena verecekti. Acaba nasıl söyleyecekti?
Herkesin bakışları birden sahneye çevirdim. Ben de ne oldu diye baktım ve Serena'nın yavaş yavaş sahneye çıkmakta olduğunu gördüm. Hakkını vermek lazımdı, kesinlikle çok güzel söylüyordu. Herkes kıza tezahürat ediyordu. Ben hariç tabii. Bunu çok salakça buluyordum. Tabii şarkının bitişine doğru birisinin kadehini kaldırıp "Serena'ya!" diye bağırmasını saymıyordum bile. Onun dışında mekan kesinlikle süperdi. Buraya tekrar geleceğim kesindi.- Georgina'nın elbisesi:
En son Georgina Orwell tarafından Paz Mart 20, 2011 5:14 am tarihinde değiştirildi, toplamda 2 kere değiştirildi | |
| | | Rose Denise Harris Poseidon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1021 Kayıt tarihi : 17/08/10
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi Paz Mart 20, 2011 4:36 am | |
| Zaten eğitimde oldukça başarılıydım. Bir gün de haylazlık edip dersleri assam, ölmezdim. Erkek arkadaşım kendi barını açmıştı ve açılış gecesine gitmemem, çok büyük ayıp olurdu. Robyn'in kendi parasını kazanmaya başladığı ilk gece, onun yanında olmalıydım. İşin kötü yanı, akademiden kaçmamın tek yolu, hileye başvurmaktı. Yüzüğümdeki incilerden birinin dışarı çıkmasını sağladım ve onun üzerine basarak Las Vegas sokaklarını hayal ettim. Gözlerimi kapattım ve açtığımda, gerçekten de Vegas'taydım. Üzerimde eşofmanlarla Club Harris'e gidemeyeceğimi bildiğimden, yakınlarda bir mağaza aramaya başladım. Çok geçmeden istediğim gibi bir yer bularak kendime beyaz, askılı, uzun ve beni olduğumdan daha büyük gösteren bir elbise aldım. Mağazadan çıkınca bir kuaföre giderek normalde düz olan saçlarımın dalgalı bir hale gelmesini sağladım. Hafif bir makyaj yapmayı tercih etmiştim, zaten oldukça gösterişli olan kıyafetimi iyice vurgulamaya lüzum yoktu. Kuafördeki işim de bittikten sonra dışarı çıkıp topuklu ayakkabılarla Vegas sokaklarında yürümeye başladım. Lotus Kumarhanesi'nin önünden geçerken vücudumu tuhaf bir ürperti sardı. Burada hoş anılar yaşamış olduğum söylenemezdi. Mazideki şeyleri aklımdan atarak, gösterişli bir tabelaya sahip olan Club Harris'in kapısından içeri girdim. Karşıma çıkan manzara muhteşemdi. İçerisi muhteşem bir şekilde dizayn edilmişti, her şey kusursuzdu. Birçok insan, melez ve tanrı, keyifle dans edip eğleniyor veya kokteyl masalarının önünde durmuş, içkilerini yudumluyordu. Birkaç tanıdık yüz hemen dikkatimi çekti. Lucy ve üvey kardeşim Kate karanlığın arasına saklanmış, birbirlerini birilerini işaret ederek gülüşüyorlardı. Eh, benim de bu dedikoducu ikili tarafından fark edilmem uzun sürmeyecekti. Gecenin ilerleyen saatlerinde onların yanına gidecektim ama şimdi sahnede şarkı söylemekte olan biricik dostum Sere'yi izlemek ve ona seslice tezahürat yapmak istiyordum. Masalar arasında ilerlerken, sarışın ve hasır şapkalı bir çocuk görerek gülümsedim. İnsanların tarzlarını dışa yansıtmasını cesaret verici bulurdum. Sahneye en yakın kokteyl masalarının birine dayanmış, güzel bir kız vardı. Yanındaki Robyn'i fark edince bu makyaj güzelinin Selene olduğunu anladım. Hemen ikiliye doğru gittim ve Robyn'e sıkıca sarılarak "Sürpriz!"diye bağırdım. Robyn şaşkınlığını atlatmayı başarınca beni, hem anne hem de baba tarafından kardeşi olan Senele ile tanıştırdı. Selene, abartılı makyajı veya süslü kıyafeti olmasa bile çok güzel görüneceğini belli eden bir kızdı. Bakışları ne kadar cesur ve çabuk sinirlenen bir karaktere sahip olduğunu da hemen ele veriyordu. Bana düşündüğümden çok daha az mesafeli davranmıştı ve bu yakınlığı Robyn'e borçlu olduğumu düşünüyordum. İleride aramızdaki ilişkinin nasıl şekilleneceğini bilmiyordum ama ağabeyinin kız arkadaşı olduğuma göre, o kızla aramı iyi tutmalıydım. Sere bana Sel'e kıl olduğunu defalarca kez söylemişti ama ben bu Hades kızını iyice tanımadan önce yargılamamak konusunda kararlıydım. Sorun, şu anda sahnede şarkı söylemekte olan Sere'ye çok pis bakıyor olmasıydı.
- Partideki Halim:
| |
| | | Kevin Least Dionysos'un Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 985 Kayıt tarihi : 24/01/11
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi Paz Mart 20, 2011 5:05 am | |
| Partinin başlamasına yakın son kontrolleri yapıyorduk. Aralarından bazı tanıdığım melezler, küçük tanrılar ve ölümlüler mekana akın akın geliyordu.Rob ve Lucy’nin eksik olmadığını fark ettiklerinden sonra rahatladıkları belli oluyordu.Bende problem yok diye uyumaya başlamıştım. Beni uyandıran ise Lucy olmuştu.Uyandığımda parti çoktan başlamıştı ve yeni barmen Tristan görevi devralmıştı. Rob’un yanına gittim ve ne yapmam gerektiğini sordum. Bana biraz kızgın, biraz şakalı bir şekilde uyumamamı ve konuklarla muhabbet etmem gerektiğini söyledi. Hemen bir şarap kadehi aldım ve küçük Tanrı Martin’in yanına gittim. Onunla muhabbet ederken Sere’nin şarkı söylemeye başladığını fark ettim. Şarkının sonlarına doğru Sere’nin coştuğunu anladığım zaman gülümsedim. Martin’den izin aldıktan sonra club’de gezinmeye başladım. Bir anda gözüm Marcus’a çarptı. Onunla çok iyi anlaşırdık ama sanki bugün biraz üzgündü. Yanına gittim ve onunla bir süre muhabbet ettim. Sanırım biraz daha iyiydi. Ondan izin aldıktan sonra Sere’nin biraz dinlendiğini gördüm ve hemen bir şarkı taktım. Şarkı çalmaya başlayınca herkes muhabbeti kesmiş, dans etmeye başlamıştı. Etrafa bakınırken Rob’u ve Rose’yi gördüm. Onların yanına gitmeyi tercih etmedim ve kendime konuşacak birini aradım. Yon’u görünce Tristan’dan bir şarap aldım ve hemen Yon’un yanına gittim. Beni görünce sevindi ve Tristan’dan bir tane yeşil çay istedi. Yeşil çay geldiğinde, muhabbet etmeye başlamıştık. | |
| | | Terra M. Winchester Hestia Rahibesi/Kılıç Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 749 Kayıt tarihi : 18/02/11
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi Ptsi Mart 21, 2011 8:40 am | |
| Saat dokuz buçuk olunca arenada kılıç sallamayı bırakıp kulübeme geldim. Cluc Harrisin açılış partisi için hazırlanmam gerekiyordu. Bu sabah Georgina bana Club Harris'te bir parti oldğunu duyurmuş, yerini ve saatini de söylemişti. Parti on birde başlayacaktı. Georgina da herhalde şu anda hazırlanıyor olmalıydı. Georgina'yı boşverip dikkatimi kıyafetime verdim. Bu sekizinci sınıftan mezun olurken giydiğim kısa, parlak mor renkli bir elbiseydi. O elbiseyi hala çok beğeniyordum. Bu partiye şıp uyacaktı. O elbiseyi hemen üstüme geçirip fazla abartılı olmayan bir makyaj yaptım. Yanıma dolar almama gerek yoktu. Pegasusumla giderdim nasıl olsa. Sonsuz Karanlık beni çıkışa kadar orda bekler onunla da dönerdim. Bu kadar basit yani. Tamamen hazır olduğuma kanaat getirince Sonsuz Karanlık'ı almak için pegasus ahırına doğru yola koyuldum. Sonsuz Karanlık beni görünce sırtını benim binebileceğim bir yüksekliğe getirdi. "Club Harris'e gidiyoruz Sonsuz Karanlık!"Sonsuz Karanlık beni anlamış gibi kişneyip havalandı. Pegasusla uçmaya bayılıyordum doğrusu. Yarım saat sonra falan tam gelmiş, Sonsoz Karanlık'a beni çıkışa kadar beklemesini söylemişken bir yaşlı ölümlüye çarptım. "Ay, pardon." deyip son hızla devam ettim. En sonunda Club Harris'in kapısından içeriye girdiğimde bir rüyaya giriş yapmış gibi oldum. Cennette falan olmalıydım. İçeride bir sürü melez vardı. Bu kalabalıkta Georgina'yı aramayı daha sonraa erteleyip bir masaya kuruldum ve bir sulu martini aldım. İçkiler paralıydı ne yazık ki. Oysa insan ilk günün şerefine içkileri bedava yapar. Ama sulu martininin tadı verdiğim paraya -drahmiye- değmişti doğrusu. Evet, çıkmadan önce yanıma biraz drahmi almayı son anda akıl etmiştim. Bu arada herkesin bakışları bir yöne kaydı. Doğal olarak ben de oraya baktım ve Athena kızı Serena'nın sahneye çıkmakta olduğunu gördüm. Onu sadece ismen tanıyordum. Ama itiraf etmeliyim ki süper şarkı söylüyordu. Şarkının sonuna doğru bir yerden "Serena'ya!" diye br ses geldi. Dönüp baktım ama sesin kimden çıktığını kestirememiştim. O sırada karşımdaki bir masada tek başına durup içki içen tanıdık bir sarışın kafa gördüm. "Georgina!"Georgina kafasını çevirip bana baktı. Hızla sulu martinimi de alıp onun yanına gittim. Beni son ana kadar farketmemiş gibi görünüyordu. Gerçi bunun için onu suçlayamazdım, ben de onu fark etmemiştim. Georgina kesinlikle çok güzel olmuştu. Siyah bir boyundan bağlamalı elbise giymişti. İtiraf etmeliydim ki elbise benim elbisemden daha güzeldi. "Hey, derhal ebiseni nereden aldığını söylüyorsun," dedim şaka olarak. Georgina güldü. Tek kelimeyle harika bir gece geçirmiştim. - giydiğim elbise:
| |
| | | Mirabella LaPiere Demeter'in Çocuğu/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 863 Kayıt tarihi : 01/11/10
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi Çarş. Mart 23, 2011 11:58 pm | |
| Yeni bir mekan ve peşinden getirdiği keyifli bir zaman… Belki de bir günü farklı yapabilecek birkaç şeyden biriydi. Geç kaldığını biliyordu, bu sebeple seri bir şekilde hazırlanamaya başlamıştı. Her zaman ki gibi sade ve abartısız bir makyaj yapmıştı, giydiği mini elbise mavi gözlerini ön plana çıkarmıştı. Diğer günlerden farklı olarak saçlarını toplamamıştı, onun yerine küçük mavi tokalarıyla şekil vermeye başladı. Aynaya dönüp son bir kez daha baktığında eksik bir şeyin olduğunu fark etmişti, kanatlarının uçları beyaz mavi taşlarla süslenmiş kelebek broşu. Kampa gelmeden önce babası doğum günüde hediye etmişti, kelebekleri sevdiği pek söylenmezdi fakat yakasına taktığı küçük broşun manevi değeri onun için her zaman önemliydi.
İçeri girdiğinde Robert henüz konuşmasını yapıyordu. Ortam oldukça gösterişliydi, lakin her zaman gözüne çarpan disko topları yine mekandaydı. Nedensiz bir nefret duyduğu küçük süslemeleri hiçbir zaman sevmemişti. Seçici biri değildi fakat abartılı süslemeye de her zaman karşı çıkan biri olmuştu, ona göre sadelik her şeyden önce geliyordu ama aklında olan bir şey vardı. Bulunduğu mekan bir bardı. Robert’in konuşmasının ardından Kev’in müzik açmasıyla gece renklenmeye başlamıştı. Masan üzerinde duran kadehlerden birini alarak yudumlamaya başlamıştı, kan kırmızısı şarabın tadı oldukça beğenmişti. İçkilerin Kev’in yaptığını düşünmeye başlamıştı, başkasının hazırladığını düşündüğünde tatmış olduğu lezzeti bulamayacağı düşüncesi beyninde çağrışım yapmıştı. Elinde tuttuğu kadehi neredeyse bitirmek üzereyken sahneye Sere’nin çıktığını gördü. Oldukça güzel bir sesi olduğunu biliyordu, bu gece şarkı söyleyeceğini öğrendiğinde elinde ki kadehi bir kenara bırakıp Sere’ye odaklanmıştı. Düşüncesinden daha da güzeldi, Sere’nin söylediği parça onu eskilere bir an olsun götürmüştü, elini birde broşuna koyup aklından eski günlerini geçirmişti.
| |
| | | Ange Morgan Lamartine Apollon'un Çocuğu/Kulübe Denetleyicisi
Mesaj Sayısı : 1353 Kayıt tarihi : 18/08/10
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi C.tesi Nis. 02, 2011 8:15 am | |
| Sanat ve Zanaat Dersliğinde Lara'yla beraber öğrencilerle ilgileniyorduk.Lara neredeyse bütün öğrencilere yetişmeye çalışıyordu.O zaman anlamıştım aklında birşeyler döndüğünü.Son öğrenciyi de nerdeyse kovarcasına çıkardıktan sonra ben eşyaları toplarken hemen yanıma geldi ve okuluma yapıştı . "Bırak onları.Sabah erken geliriz beraber toplarız." dedi ve çekiştirmeye başladı.Bütün sabah aklımı karıştıran soruyu sordum. "Ne var Lara?" diye sordum.lara kocaman gözleriyle bana baktı ve derin bir nefes laıp ofladı. "Parti var.Las Vegas'ta.Ona gidiyoruz hadiii!" diye bağırdı ve sınıftan çıkıp kulübelere ilerledik.Lara kulübeme kadar bana Robert'in bir clup açtığını ve parti olduğu hakkında ve giyceği elbise hakkında neredeyse herşeyi anlatmıştı.Daha fazla konuşacağından emin olduğum için kaçarcasına kulübeme girdim.Lara bir kaç saat istesede hazırlanmak için,o kadar fazla bekleyemeyeğimizi söyleyerek ben hazırlandıktan sonra onu almaya geleceğimi söyledim. Hemen içeri girdim.Neredeyse kimse kulübede yoktu.Biri koltuğa uzanmış horluyordu ama ona bakacak kadar zamanım yoktu.hemen odama girdim.Ve dolabımı karıştırıp en çok sevdiğim kıyafeti aldım.Hemen üstüme geçirdim.aslında elbiselerimin çoğu rahat giyelecek şeylerdi.lara'nın gitmeden önce elime sıkıştırdığı bir kaç makyaj malzelerini çıkardım ve bildiklerimi sürdüm.Aslında o kadar çok şey vardı kı hepsini bilmiyordum.En sonunda anlamaya çalışmaktan vazgeçip saçlarımı taradım.Aslında pek birşey yapmam gerekmemişti. Aceleyle kulübemden çıktım ve Lara'nın kulübesi olan Afrodit kulübesinin kapısını çaldım.Bir kaç çeyrek dakika sonra lara kapıyı açtı ve dışarı çıktı.Gerçekten harika görünüyordu.Ama ona iltifat edecek kadar vaktimiz yoktu.Pegasuslarımızın yanına gittik ve bindik.Las Vegas o kadar uzak değildi ve fazla uçmamız gerekmeden cub Harris'in yakın bir yerinde pegasuslarımızı durdurduk. "Aferin kızım." dedim ve Lissa'ya bir kaç tane küp şeker uzattım.Hemen ağzına aldı.bizde lara'yla birlikte Club Harris'e doğru koşturduk.botlarımla koşmak gerçekten çok zordu.Ama en kısa zamanda içeri girdik.Ve girer girmez cennette gibiydim.gerçekten,içerde bir çok melez vardı ve hayatımda katıldığım en güzel partilerden biri olacağa benziyordu! - Spoiler:
| |
| | | Cassandra Masen Thanatos'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 4293 Kayıt tarihi : 18/09/10
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi C.tesi Nis. 02, 2011 11:35 am | |
| Bahçesindeki çiçekleri düzenlemeyi bitirirken, hemen hazırlanmak için sabırsızlanıyordu. Üvey kardeşi Robert'ın açtığı mekanı, biliyordu ama, parti olacağını çok geç öğrenmişti. Ama bu, oraya gitmesine engel olmayacaktı tabi ki de. Bir sürü arkadaşı orada olacaktı. Tanımadığı bir çok kişi de orada olacaktı. Bu düşünce ile, açmasını sağladığı çiçeğinden elini çekti. Orkidelerinin güzel kokusu, Olimpos'a yayılırken, artık hazırlanması gerektiğinden emindi. Bir an çevresine bakındıktan sonra, evine girdi. Hızlı bir şekilde, odasına yönelirken, ne giyeceğini düşünüyordu. Aklında en ufak bir fikir olmadığı için, odasının, çiçekten kapısını açar açmaz, dolabına koştu. Elbiseden çok, rahat kıyafeti olurdu. Kızıyordu kendine. Neden elbise almamıştı ki sanki? "Kendine gel Jessica. Sen artık Tanrıça'sın. Ne elbise alması?" Şimdi de, şizofren biri gibi kendi kendine konuşmaya başlamıştı. Kısa süre yaşanan bir iç çatışmadan sonra, elini sallayarak üzerinde, koyu yeşil, mini bir elbise belirmesini sağladı. Yeşil, yapraklı saatini taktıktan sonra, ona uyumlu, yapraklı gerdanlığını taktı. Saçını düzleştirip, göz kalemini sürdükten sonra, ayçiçeği şeklindeki saç tokasını taktı. Hazır olduğunu düşündüğünde, bahçede karnını doyurmakta olan pegasusunu okşadı ve yeniden binlerce çiçeğe dönüşüyormuş gibi hissederek, Las Vegas'taki Club Harris'e ışınlandı.
Gelen müzik sesleri, partinin çoktan başlamış olduğunu gösteriyordu. Kapıdan içeri geçmeden önce, şarkı söyleyen bir kızın sesini duymuştu. Sere miydi bu? Onun sesinin bu kadar güzel olacağını hiç düşünmemişti. Hemen girmek ve devamını bir yere oturarak dinlemek istedi. Ama o içeri geçene kadar, Sere şarkısını bitirmişti bile. Jessica, henüz tanımadığı bir çocuğun, Sere'nin ismini bağırdığından emindi ama aldırmadı. Ortama girdiği anda bakışları, tanıdık yüzleri aramaya başlamıştı bile. Sere'yi çoktan görmüştü. Maria, Robert, Rose da oradaydı. Ange bir an için görüş alanına girse de sonra yeniden kaybolmuştu. Biraz dikkatli baktığında, zor fark edilen koltuklardan birinde, bir kız ile oturmuş, konuşan Lucy'i fark etmişti. Yanındaki kıza dikkat ettiğinde, onun bazı kişilerden duyduğu, Amphitrite'nin romalı kızı olduğunu anladı. Romalı melezler, yunanlı melezler... Bunlar ölümsüz olana kadar Jessica'nın bilmediği bir şeydi. Yine de bu gece bunları da düşünmeyecekti. Tanımadıkları ile tanışacak, diğerleri ile sohbet edecek, eğlenecekti. İlk olarak Robert'ın yanına gitti. "Merhaba üvey kardeş. Evet. Burayı duyar duymaz geldim. Kesinlikle harika bir yer." Bunları söyledikten sonra, gülümsedi. Kısa bir mekan sohbetinin ardından, bara gidip kendisine kırmızı bir şarap aldı. Ne yapacağını düşünürken, aklına dedikodu yapan iki kız geldi. Birden onların yanında belirdiğinde, iki kız da başını ona doğru çevirdi. "Bensiz dedikodu mu yapıyorsunuz. Alınırım ama. Merhaba Lucy." Bunları dedikten sonra, rahat bir şekilde yanlarına oturdu. Romalı melezin rahatsız olduğunu hissetmişti ama umrunda bile değildi. Bunu göstermek için gülümsedi ve sohbetlerine katıldı. | |
| | | Lara Adams Afrodit'in Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1688 Kayıt tarihi : 29/08/10
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi C.tesi Nis. 02, 2011 11:54 pm | |
| Çok felaket bir şekilde arada kalmıştım.Ange birazdan gelirdi.Daha makyajımı bile yapmamıştım.Tanrım gerçekten çok zaman kaybeetmiştim.Elbisemin göz alıcı olduğu kadar sade olmasını da istiyordum.İyice düşündükten sonra sonunda elbise seçebilmiştim.Derin bir nefes aldım ve hızla elbiseyi üstüme geçirdim.Makyajımı da usta bir şekilde yaptıktan sonra hazırdım.Birkaç dakika aynada kendime baktım daha sonra kapının ziliyle irkildim.Sakin bir şekilde kapıyı açtım.Siyahlar içinde beni bekleyen Ange ie karşılaştım.Siyah Ange'ye çok yakışıyordu.Gülümsedim.Birlikte pegasus ahırlarına gittik.Missy'i sevip üstüne bindim.Hafif hafif uçmaya başlamıştık.Yarım saat sonra artık Las Vegas'taydık.Malesef geç kalmıştık.Koşmaya başladık.Ben alışkın olduğum için topuklu ayakkabıyla rahatça koşabiliyordum.Ancak Ange,botla bile beceriksiz bir şekilde koşuyordu onu bir ittirsem yere düşebilirdi.İçeriye girdiğimiz de rahat insanı cezbeden bir sesle karşılaştık.Etrafa baktım.Hey,yiyecekler neredeydi.Ama bozuntuya vermeden etrafı seyretmeye başladım.Elbisemi düzeltip Ange'yi kenara çektim.Belki bildiği dedikodular olabilirdi.Klasik Afrodit kızı ben,dedikodular için yaşıyordum.Malesef hiç kardeşim gelmemişti.Bu kesinlikle haksızlıktı ama daha sonra geleceklerini umuyordum.Afrodit kızları heralde partisiz yaşamazlardı.Ange'ye döndüm.O da benim gibi etrafa bakarak düşünüyordu. "Eee,ne yapıyorsun?" Ange cevap beklediğimi farkedince bana döndü.Derin bir nefes aldı. "Ne yapabilirim?" Bunu soru yerine cevap olarak sayıyordum.Cevap vermedim ve şarkıyı dinlemeye başladım.
- Spoiler:
| |
| | | Robert Harris Hades'in Çocuğu/Kulübe Lideri/Canavarlara Karşı Korunma Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 1602 Kayıt tarihi : 16/08/10
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi Paz Nis. 03, 2011 12:48 am | |
| Barımın açılış partisi tahminimden çok ses getirdiği için sevinçliydim. Açılış konuşmasını yapmamın üzerinden yaklaşık bir saat geçtiğinde, içerideki tüm kokteyl masalarının dolmuş olduğunu fark ettim. Daha ilk geceden iyi bir kazanca sahip olacaktım. Bu geceyi benim için güzel kılan en önemli etken ise, Rose'un burada olmasıydı. Sevgilim bana sürpriz yaparak gelemeyeceğini söylediği halde barımın açılış gecesine gelmişti. Açılış konuşmasını kaçırmış olduğu için üzgündüm ama sorun değildi, önemli olan bizim birlikte olmamızdı. Rose ve Sel ile bir süre muhabbet etmemiz ve birlikte Sere'yi dinlememizin ardından mekana yeni gelen arkadaşlarımla selamlaşmak için barın içinde turlamaya başladım. Gerçekten de birçok tanıdık sima ile karşılaşıyordum. İçeride bir tanrı ve bir tanrıça bile vardı. Hoş, Çiçekler Tanrıçası benim için hala eski üvey kardeşim Jess'ten farksızdı. Güvenlikçim Kate, Lucy ve Jess karanlıkların arasında bir köşeye çekilmiş, dedikodu yapıyorlardı. Kate henüz pek iyi tanımıyor olduğundan Jess'in varlığından rahatsız olmuş gibiydi ama ben kısa zamanda birbirlerine ısınacaklarından emindim. Bir süre kızlarla takıldıktan sonra rahat rahat dedikodularına devam edebilmeleri için yanlarından ayrılıp içeride turlamaya devam ettim. Kev sürekli sızıp durduğu için Lucy, pek iyi tanımadığım bir Hermes oğlunu barmen olarak işe aldığını söylemişti. Benim için hava hoştu, içeride işler kusursuz ilerlediği müddetçe bir barmene daha drahmi ödemekte zorlanmazdım.
İçeride attığım her adımda yakın arkadaşlarıma veya kamptan göz aşinalığımın olduğu melezlere rastlıyordum. Özenle dizayn edilmiş ve Hekate çocukları tarafından çeşitli büyülerle canavarlar için korunmaya alınmış bu mekanı açmış olduğum için kendimle gurur duydum. Yakında genç yaşıma rağmen sevdiğim kız ile evlenip, evimin erkeği olacaktım ve bu işler benim için artık çocuk oyuncağı değildi, geçimimizi sağlamak için ciddi şekilde para kazanmam gerekiyordu. Bu barı sadece arkadaşlarımla keyifli vakit geçirmek için değil, kendi ayaklarım üzerinde durabildiğimi herkese kanıtlamak için açmıştım. Club Harris'ta asayişin iyi bir şekilde sağlandığından emin olduktan sonra bara geçerek yeni barmenimiz Tristan'a yardımcı olmaya başladım. Bir süre sonra ayyaş ortağım Kev, hasır şapkalı Yon ve zampara Martin de karşımızdaki bar taburelerine oturarak konuşmamıza eşlik etmeye başladılar. Şimdi hem müşterilerin servisiyle ilgileniyor, hem de beş arkadaş muhabbet ediyorduk. Bir taraftan da cinimi yudumluyor, gerçekten çok eğleniyordum. Buradaki en kötü günümün böyle olmasını dileyerek gecenin ilerleyen saatlerinde daha kimlerle karşılaşacağımı merakla beklemeye koyuldum. | |
| | | Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi Paz Nis. 03, 2011 7:43 am | |
| Homurdanarak Club Harris'in kapısından içeri girdim. Bu aralar oldukça partiye katılıyordum, sonunda Çörek infilaak etmişti. Ben de buraya kadar otostopla gelmiştim! Kedisi sürücü koltuğuna oturmuş, pembe bir tosbağaya binmiş, yaşlı bir kadınla New York'dan Las Vegas'a kadar gitmek zorunda kalmıştım! Kesinlikle berbat bir deneyimdi, gibip Minator'la bin kere savaşmayı tercih ederdim. Ama sonunda gelmiştim -Robert bana çok şey borçluydu- ve etrafa bakınabilmiştim. Bu sefer Sofie'nin bana seçtiği şeyleri giymiştim, kıyafetin içinde benim hoşuma giden tek şey tavuskuşu tüylü bir toka olmasına rağmen bunu kimseye çaktırmayacaktım tabii. Minik el çantamdan parfümümü çıkarıp kedi kokusu çıksın diye bol bol çıktıktan sonra, tanıdık yüzlere baktım. Herkes birisiyle konuşuyordu zaten, ben de gidip Robert'ı kutlamaya karar verdim. Bar oldukça hoştu. ''Dede!'' Robert hemen başını bana çevirdi. Ona ancak benim dede dediğimi herkes bilirdi zaten. Gülümseyerek onun yanına gittim. ''Tebrikler dede, çok güzel bir yer burası!'' Robert gülümsedi ama hemen başarıyı Lucy, Kevin ve Tristan'a maaletmeye çalıştı. ''Ayrıca beni de davet ettiğin için teşekkürler dede, buraya gelmem bile bir maceraydı zaten. Her şey harika.'' Robert tam bir şey söyleyecekken Rose onun yanına geldi. Ben de anlayışla gülümseyip bara doğru ilerledim. Kev elinde bir şişe, saçma saçma şeyler söylerken -belli ki sarhoştu- ben de ayık gibi gözüken diğer barmene baktım. ''Hımmm... Robert'a şeftali çayı da olsun demiştim. Olmazsa yeşil çay.'' Çocuk başını salladı ve etrafa bakındı. İyi ki şeftali çayı vardı da, sıcacık çayı içip biraz rahatlamıştım. | |
| | | Diona Arsinoe Stanislaus Zeus'un Çocuğu/Parti Organizatörü
Mesaj Sayısı : 269 Kayıt tarihi : 15/12/10
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi Paz Nis. 03, 2011 10:48 am | |
| Lia ile buluşup Robyn'in barının açılışına gidecektik ama her zamanki gibi aksilikler peşimizi bırakmıyordu. Esha ile buluşacağımız yere geç kalmıştım. Buluşur buluşmaz hızla bara doğru yol aldık. Sonunda bara vardığımızda içeri girdim. Etraf beklediğimden de güzel olmuştu. Gülümseyerek içeriye bir göz attım. Bar çok kalabalıktı. Kamptan arkadaşlarım ve bir sürü insan ile doluydu. Gözlerim bir yandan Robyn'i arıyor, bir yandan da Lİa'ya bakıyordu. Çok kalabalık olduğu için onu kaybetmek oldukça kolay olurdu. Ben bir süre bakındıktan sonra sonunda onu bulmuştum. Tam yanına gidip onu tebrik edecektim ki Lia "Esha ben bir bizim kızların yanına gidip geliyorum." dedi. Başımı tamam anladığımda yanımdan ayrılmıştı bile. İç çekip Robyn'in yanına doğru ilerlemeye başladım. Yanına vardığımda beni henüz fark etmemişti. "Hey Robyn! Tebrik ederim barın çok güzel olmuş." dedim ve gülümsedim. Beni gördüğünde o da gülümsedi ve "Sağ ol Esha. Neden bu kadar geç kaldın?" diye sordu. Haklıydı biraz geç kalmıştık ama sonunda gelmeyi başardığımız için benim yönümden sorun yoktu. "Aslında Lia ile buluştuk ve bilirsin benim başıma bir şey gelmeden olmaz, yine o talihsizliklerden birini yaşadım." dedim kıkırdayarak. Bunun üzerine Robyn'de gülmeye başladı. Onunla tanışmamızda zaten bu garipliklerden biri olduğu için bana inanmakta hiç zorluk çekmiyordu. Sonunda Robyn'e döndüm ve "Hadi sen işine bak, bende kızların yanına gidiyorum." diyerek Anna'nın olduğu yere doğru ilerlemeye başladım. | |
| | | Cornelia Fackrell Poseidon'un Çocuğu/Pegasus Binicilik Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 871 Kayıt tarihi : 03/10/10
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi Paz Nis. 03, 2011 10:55 am | |
| Evet bugün Robyn'in barının açılışı vardı ve Esha ile oraya gidecektik. Tabi her zamanki gibi Esha zamanında gelemedi ve geldiğinde başına bir şeylerin geldiği çok belli oluyordu. Bu kız acaba beş dakika rahat duramaz mıydı? İç çektim ve soru sormadan ilerlemeye başladım. Yol boyunca konuşmuştuk ve duyduklarıma karşılık verdiğim tek yanıt Yok artık. olmuştu. Bir süre sonra sonunda eniştemin barına gelmiştik. Açılışı istemesek de kaçırmıştık. Buna karşılık yine de hiçbir şey olmamış gibi bara girdik. Eliesha ilk Robyn'in yanına giderken ben kardeşimi görerek onun yanına uğramaya karar verdim. "Selam kardeşim, sende gelebilmişsin." dedim sevinçle. Rose'nin yeri benim için apayrıydı ve diğer kardeşlerimden çok farklıydı. Sanki gerçek kardeşim gibiydi. "Evet gelebildim kardeşim." dedi gülümseyerek ve sarıldı. Onunla aslında çoğu zaman görüşsekte bir kaç gün görmeyince özlüyorduk. Biz Rose ile sohbet ederken Robyn yanımıza geldi ve "Hoş geldin baldız." dedi. Ona dönerek gülümsedim. "Evet, geldim enişte. Burası çok güzel olmuş." dedim etrafa bakınarak. "Teşekkürler baldız." demesiyle iç çektim ve "Neyse ben Lucy'lerin yanına gidiyorum, sonra görüşürüz." diyerek kardeşim ve eniştemi yalnız bırakarak yanlarından uzaklaştım.
| |
| | | Satellite Morgan Artemis Avcısı/Kulübe Lideri/Melez Danışmanı/Araba Yarışları Koordinatörü/Okçuluk Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 3387 Kayıt tarihi : 24/08/10
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi Ptsi Nis. 04, 2011 6:25 am | |
| Daimi ittifakım Robyn Las Vegas'ta kendine ait bir bar satın almıştı, Club Harris. Barın açılışına bütün kamp davetliydik, daimi ittifakımın barının açılışına gitmemek gerçekten ayıp olurdu. Bu yüzden sabahleyin hazırlanmaya başladım. Pek bir hazırlık denemezdi gerçi, saçlarımı arkadan tutturumuş, perçemleri de öne atmıştım. Pembemsi kırmızı elbisemi de giydikten sonra altıma kahverengi kovboy ayakkabısı geçirdiğimde hazır olduğuma inanmıştım. Diğer avcılardan gelenin olup olmadığını sormuştum ama diğerleri sonradan gelmeyi planlıyorlarmış. Ben de bu seferlik partiye tek başıma gitmek zorunda kalmıştım. Doğrusu biraz alınmıştım ama emindim ki parti ortamına ayak uydurduktan sonra bunları unutup müziğin ritmine ayak uyduracaktım. Kulübeden çıktıktan sonra Las Vegas'a Plüton'la gidebileceğime kanaat getirdim. O Kahire'ye gitmiş pegasus, Las Vegas'a uçabilirdi herhalde diye düşünmüştüm. Ahırlardan Plüton'u alıp bindikten birkaç saat sonra kendimi Club Harris'in önünde buldum. Plüton'un üzerinden indim ve birkaç adım ilerledikten sonra Club Harris'ten içeri girdim. Etrafıma tanıdık yüzler görmek amacıyla bakınmaya başladım. O sırada Robyn ve Rose'u görerek yanlarına gittim. "Selam daimi ittifak, selam Rose. Burası harika olmuş." diyerek çevreme bakındım. Gerçekten de her şey yerli yerindeydi, ilk defa bir bara geliyor olmam bu barın en iyileri arasında yer aldığı düşüncemi değiştirmiyordu. Robyn teşekkür ettikten sonra Lucy'nin yanına gittim. Kathe'yle beraber konuşuyorlardı. İkisine de baş parmağımı kaldırarak, bu mekanın süper olduğunu anlatmaya çalıştıktan sonra Mana'nın yanına giderek oturdum. Kevin içmiş gibi görünüyordu, iki tane barmenden Mana sarhoş olmayanıyla konuşuyordu. Ben de Kevin'den gazoz istedim ve pipeti ağzıma götürerek içmeye başladım. O sırada laflayan Lara ile Ange'ye de el salladım ve Yon'u görerek gülümsedim. Mana'ya döndüm. "Burası harika değil mi?" diye sordum hayranlıkla.- Elbisecik:
| |
| | | Dioné Callidora Persephone'nin Çocuğu
Mesaj Sayısı : 343 Kayıt tarihi : 11/03/11
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi Ptsi Nis. 04, 2011 8:46 am | |
| Dont stop, make it pop DJ, blow my speakers up Tonight, Imma fight Til we see the sunlight Tick tock, on the click But the party dont stop Woah-oh oh oh Woah-oh oh oh!
Ken’in kulübede yankılanan sesiyle, söylediği şarkıyı kesmek zorunda kaldı. ‘Dion! Duşa girdiğinden beri aynı şarkıyı söylüyorsun! Sesinin çok iyi olmadığını söylediğimi hatırlıyorum! En azından şarkıyı değiştir!’ kızarmış pilice dönen suratını banyonun kapısından dışarıya uzattı ve elindeki havluyu Ken’in kafasına fırlattı. ‘Hey! İçimdeki sanat aşkını öldürüyorsun. Rahat rahat bir banyo keyfide yapamayacak mıyım?’ Ken kafasına çarpan havluyu alıp bir kenara attıktan sonra salona doğru yöneldi. Dione ise hiç keyfini bozmadan şarkısına devam etmeye koyuldu. ‘ Woah- oh oh oh, woah- oh oh oh!’ Köpükler içinde şarkı söylerken aşağıda Ken’in yüzünün hangi şekillere girdiğini tahmin ederken iki kat keyif alıyordu.
Akşam karanlığı kendini yavaş yavaş hissettirmeye başlarken kulübede, bütün hücreleri -duşun verdiği rahatlıktan olacak ki- kendini yeni baştan onarıyordu sanki ve o her duşa girişinde tekrar doğmuş gibi hissediyor, kendi benliğinden yeni bir benlik yaratıyordu. Şimdi tam da o andaydı verdiği benliğe ruh üflemeye gelmişti sıra ve o bugün ne gibi görünmek isterse öyle olacaktı. Küçük bir kız çocuğu, vamp kadın, romantik, asi hayalperest, çılgın… Bunları içinde gerçek Dion hangisiydi? henüz bu sorunun yanıtını o da veremiyordu. Ruhunu seçip bedenine üflemişti bile. Çılgın kız olmayı yeğledi bu gece. Çılgınlar gibi dans edecek ve gerçekten eğlenecekti. Saçlarını kendi haline bıraktı, Üzerine etekleri kabarık ateş kırmızısı bir elbise geçirdi, siyah topuklu ayakkabılar ve kırmızı ruj. En güzel yönü çok çabuk hazırlanıyor olmasıydı. Duş faslını saymazsak tabi… O en az iki saat sürüyordu.
Clup Harris’in kapısına geldiğinde ‘vay canına’ dökülebildi sadece dudaklarından. Kapıda Kate’le görüştükten sonra nazikçe içeri girdi. Sevdiği herkes oradaydı bu gece. Üvey kardeşi Robyn’in yaptığı küçük konuşmadan sonra asılan birkaç yüze bakarak kıkırdadı. İçkilerin bedava olmaması can sıkmıştı.’ Karaoke bar mı demişti Robyn! Tanrııım! Daha doğrusu Tanrılarıııım!’ Ken burada olsaydı şuan koşarak kaçıyor olurdu, diye geçti bir an içinden ve gülümsemesini durduramadı. Tanıdığı herkesle selamlaştıktan sonra Sere’nin güzel sesini dinledi. Nasıl olsa Sere’den sonra kim şarkı söylerse söylesin kötü gelecek düşüncesiyle sahneye atladı. ‘evet, aptal gibi göründüğümü biliyorum. Sadece karaoke bar değil mi burası? Tamam, muhteşem bir sese sahip değilim ama bu gece deliler gibi eğlenmek istiyorum. Robyn ve sizler için sakıncası olmazsa bir şarkı söyleyeceğim.
‘Dont stop, make it pop DJ, blow my speakers up Tonight, Imma fight Til we see the sunlight Tick tock, on the click But the party dont stop Woah-oh oh oh Woah-oh oh oh!’
Söylerken o kadar çok eğleniyor ve bir yandan da dans ediyordu ki… Ortamda bulunanlar onun bu haline şaşırmışlardı. Yine de eşlik ediyorlardı. Şarkı bittiğinde ise yanaklarının kızardığını hissediyordu. Sahneden inmeden ‘Kısa süreli işgenceme katlandığınız çin teşekkür ederim. Sadece… İşte öyle. Sahneyi gerçek sahibne bırakıyorum.’ Mikrofonu Sere’ye verirken herkes sanki biraz rahatlamış göründü gözüne ya da ona öyle geliyordu. Kendisini süzen bakışlara aldırmamaya çalışarak kendini bara attı ve tekila istedi. Tek yudumda içerken biraz daha iyi hissediyordu…
Şarkı- Kesha PDidy
| |
| | | Myra Küçük Tanrıça
Mesaj Sayısı : 235 Kayıt tarihi : 26/03/11
| Konu: Geri: Club Harris Açılış Partisi C.tesi Nis. 16, 2011 10:57 am | |
| Kampa daha yeni gelmeme rağmen parti lafını duyduğumda benden kıdemlisi olamayacağını düşünüyordum. Kamptaki birçok melezi daha tanımamama rağmen birçoğunu isimlerini duymuştum melez danışmanlarından. Bunlardan biri de kampın kıdemlilerinden olduğu söylenen Hades oğlu Robert Harris'ti, sevgilisi Rose Denise Sea ile evleneceklerini de duymuştum, ve bir bar açtığını, açılış partisi düzenlediğini. Bu partiye bütün kamp davetliymiş, o halde yeni bile olsam ben de davetli sayılırdım değil mi? Bütün gün kulübede sırf bunun için süslenmiştim, kızıl saçlarımı düzleştirmiştim partiye gitmeden önce. Dudaklarıma kırmızısından ruj sürmüş, gözlerimi belli etsin diye de maskara atmıştım kirpiklerime. Üzerime açık mavisinden tüylü elbise geçirdikten sonra hazırlığımın tamam olduğunu düşünüyordum, aynada kendime bakıp öpücük yolladıktan sonra elbisemle aynı renkteki ayakkabıları ayağıma geçirdim ve kumarhaneler şehri Las Vegas'ın yolunu tuttum.
Uzun süren bir yolculuktan sonra müzikler eşliğinde yanıp sönen ışıkların aydınlattığı Las Vegas'a gelmiştim. Biraz bakındıktan sonra Club Harris'i bulmuştum. Önünde durdum bir süre, şaşkınlığımı gizleyemeden. Ardından içeri girdim, kapıyı açtığımda herkes bana bir süre yabancı muamelesi yaptı, ben de muhtemelen tanıdığım sayılı insanlardan biri olan üvey kardeşim Rose'un yanına gittim. "Burası harika üvey kardeş!" dedim ağzım açık bir şekilde. O sırada karşıdan gelen bir erkeğin Rose'a sarıldığını gördüm, Robyn olabileceğini düşünerek tanışma isteğimi uyandıran bu meleze elimi uzattım. "Sanırım Hades oğlu Robert? Burası harika." dedim, Robert de başıyla onaylayınca bir süre onların yanında takıldım, ardından bara doğru ilerlemeye başladım. "Kola alabilir miyim?" diye sordum muhtemelen içmiş bir melez olan barmene.
| |
| | | | Club Harris Açılış Partisi | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|