Annalynne Johsson

Öğrencimi görünce kısa bir şaşkınlık yaşadım, bana da hak verin, Afrodit kızları bu sınıfa pek uğramazdı.

"Merhaba Anna, tabii, memnuniyetle öğretirim." dedim ve eline pek keskin sayılmayacak kılıçlarımdan birini tutuşturdum.

Şey, karşımda duran kişi Aşk Tanrıça'sının kızı olduğundan, sıfırdan da öte, eskilerden başlamaya karar verdim.

"Tutman gereken yer yani burası, kılıcın kabzası. Kullanmadığın zamanlarda da kılıfına yani kınına koyacaksın. Kılıcı ne çok sıkı kavraman gerekiyor, ne de gevşek tutman. Kılıcı rahat kullanmanı sağlayacak birkaç pozisyon var, onlar üzerinde çalışarak başlayabiliriz."

Anna kafasını salladı ve gösterdiğim hareketleri tekrar etmeye başladı. Ona peşimden arenaya gelmesini işaret ettim. Bir süre tutuşu üzerinde çalıştıktan sonra, hafif tempolu bir düelloya başladık.

"Kılıcına değil, benim gözlerime bak Anna."

"Dizini biraz daha kır... Çok aşağıdan sallıyorsun..."

"Kılıcımı düşürmeye değil, beni yaralamaya çabala... Evet, bu hiç fena değildi..."

Anna birkaç saat içinde işin temellerini kapacak gibiydi.

Sınıfa ilk girdiğimde gerçekten şaşırmıştı,sonuçta Afrodit'in kızıydım.Ama diğer kardeşlerimden biraz daha farklıydım sanırım.

Aslında biraz zorlanmıştım ama Lucy bu işi becereceğime inanır gibiydi.Elimden geldiğimce söylediklerini yerine getiriyordum.Çünkü,gerçekten kılıcı iyi kullanmak istiyordum.


"Kılıcına değil, benim gözlerime bak Anna."

"Dizini biraz daha kır... Çok aşağıdan sallıyorsun..."

"Kılıcımı düşürmeye değil, beni yaralamaya çabala... Evet, bu hiç fena değildi..."



Sanırım iyi gidiyordum,hiç konuşmuyordum sadece eğitmenimin söylediklerini yerine getiriyordum.

Bir Afrodit kızı olmasına rağmen Anna, kılıç kullanmakta başarılıydı. En önemlisi, çoğu kardeşi gibi dikkat dağınıklığı yaşamıyor, düelloya odaklanabiliyordu. Daha önümüzde onun tam bir kılıç ustası olması için çok uzun bir yol vardı ama temeli kapması pek uzun sürmeyecekti.

"Anna, sana kalkan ile savaşmayı öğretmeden önce, biraz sol elini ısıtsak iyi olacak." dedim ve kılıcını diğer eline geçirmesini işaret ettim.

Bu, istisnasız tüm öğrencilerimi çok zorlardı ama sol el, her zaman çok önemliydi. Bunu Afrodit kızına da anlatabilmek için, kendimden bir örnek verdim.

"Bir defasında Tanrı Ares'i nasıl yendim biliyor musun? Sağ elimle kılıcım Nefesalan'ı, sol elimleyse uzun bir mızrağı kullanıyordum. İnan bana, karşındaki Savaş Tanrısı'ysa, tek silahla işin çok zor oluyor."

Anna verdiğim örnek üzerine gülümsedi. Ben gayet ciddiydim, iyi bir kılıç kullanıcısı olmak için, iki eli de aktif kullanmak gerekirdi.

Lucy bana sol elimle kılıcı tutmayı öğretiyordu.İki elle de kılıcı kullanabilmemin gerekli olacağını düşünüyordu.Dikkatle eğitmenimi dinliyordum.Ama aklıma bir şey takılmıştı,acaba Afrodit kızı olarak onu zorluyor muydum?

"Şey,Lucy bir şey söylemek istiyorum.Bir Afrodit kızı olarak seni zorluyor muyum?Yani bu işte iyi miyim?"dedim.Endişeli bir ifadeyle Lucy'e bakıyordum,acaba ne söyleyekti?

Gülümseyerek "İnan bana bir Afrodit kızına göre çok çok iyisin Anna." dedim. Şu ana kadar gösterdiğim tüm hareketleri ustalıkla yapabilmişti, eli kılıca yatkındı. Tabii sol el işleri biraz zorlaştırıyordu, tam olarak uzmanlaşması için birkaç yıl gerekirdi.

Anna'ya kolaylık sağlamak için ben de kendi kılıcımı sol elime geçirdim. Sonra başımla işaret ettim ve ağır tempolu bir düelloya başladık. Sık sık ara verip Anna'nın tutuşu üzerine çalışıyorduk, işi kapmak üzereydi.

"İyi gidiyorsun Anna!" diyerek biraz daha hızlandım. Şimdi benim ataklarımdan korunmak için kılıcını savunma amaçlı kullanıyordu. Bir süre çapraz tutuşlar üzerine çalıştıktan sonra kılıcını tekrar sağ eline almasını söyledim.

"Şimdi gerçekten hızlı bir düelloya hazır mısın?" diye sordum. Sonra suratındaki ifadeyi önemsemeden hızlanmaya başladım. Anna artık savunmadan yavaş yavaş atak yapma evresine geçiyordu.

Lucy bir düello yapabileceğimizi söylemişti.Bir Athena kızıyla hemde Lucy'le düello gerçekten zor olacaktı.Kendimi hazırladım ona karşı şansım yoktu ama yinede elimden geleni yapacaktım.Lucy ilk hamlesini yaptığımda bende ona karşılık verdim bir dakika boyunca çekişmeli geçen düelloyu tabii ki de Lucy kazanmıştı.Ben hamle yaparken kılıcımı elimden düşürmüştü.

"Eee,Lucy nasıldım?"diye sordum.

Lucy Anna'yı övüyordu.Ben de sınıfa daha yeni varmıştım.Onları izlemeyi planlıyordum ama koşarak gelen Cole Lucy'e telaşlı bir şeyler anlatınca yine ne olacağını anladım.Yanıma geldi ve konuşmaya başladı.

"Sat,Anna'ya yardımcı olur musun?Kulübede sorun varmış".

Bu sefer peki anlamında başımı sallayabildim ve ardından Lucy koşarak uzaklaştı.Anna'nın yanına gittim.Biraz şaşırmış gibiydi.Gülümsedim.

"Bence harikaydın Anna.Haydi biraz da benimle ısın."

Ardından Anna'nın önüne sahte bir gorgon heykeli koydum.

"Kafasını uçurabilir misin?"

İzlediğim kadarıyla çok iyiydi,bu yüzden bu işi yapabileceğine inanıyordum.Zaten bir iki ısınma ve düellodan sonra kalkana geçebileceğimizi biliyordum.

"Bence harikaydın Anna.Haydi biraz da benimle ısın."dedi bir ses bu Sat'ti

Ardından önüme bir gorgon heykeli koydu ve "Kafasını uçurabilir misin?"dedi,evet anlamında kafamı salladım.

Odaklandım ve gorgon heykelinin kafasını uçurdum.Bu beni sevindirmişti.Sat'e dönüp gülümsedim o da gülümsedi ama sanırım daha öğrenmem gereken şeyler vardı.

Anna gerçekten biliyordu bu işi.Afrodit çocuğuna göre mükemmeldi.Zaten kılıçta çok iyi olduğunu biliyordum.Biraz önce de Lucy'le dövüşmüştü.Biraz da benle dövüşmeliydi.

"Düelloya var mısın Anna?"

Anna çok iyiydi,bu yüzden beni yenebilirdi.Zaten kılıcı elinde büyük bir ustalıkla tutuyordu.Lucy'nin veliahtı diyebilirdim.

Sat benim onunla düello yapacak seviyede olduğumu düşünüyorsa gerçekten kılıçta iyiydim.Sonra Sat'in teklifini kabul ettim.Ve düello başladı.

Sat'in karşısında hiç şansım yoktu.Ama elimden gelenin en iyisini yapacaktım.İlk hamleyi ben yaptım,Sat'in kılıcının kabzasını vurarak kılıcı elinden düşürmeyi denedim ama Sat hazırlıklıydı beni geri savurdu.Düellodan zevk almaya başlamıştım.

Anna beni zorluyordu.Kılıcı elinde ustaca sallıyordu.Yenilmemek için zorluyordum çünkü kampta arkamdan konuşulmasını istemiyordum.Yoksa zorlamazdım ve yenilirdim.

Düello uzadı,uzadı.Neredeyse bir saatimizi almıştı.Kılıçlarımız karşı karşıya geldi ve ikimiz de aynı anda birbirimize baktık.

-Yeterli değil mi?

Ardından aynı anda kılıçlarımızı bıraktık.

-Bir iki hareketten sonra mezun olacaksın zaten.İkinci mezunumuz.

"Bir iki hareketten sonra mezun olacaksın zaten.İkinci mezunumuz."dedi Sat.

"Sat şaka yapmıyorsun değil mi?"dedim,mezun olmak süper olurdu.

"Hayır Anna"dedi Sat ve gülümsedi.Heyecanlanmıştım.

"Hadi o zaman ne duruyoruz çabuk mezun yap beni"dedim.