David Tennant

Melez kampına uzun zamandır yeni geldim eve gitmem gerekmişti.Babam her şeyi biliyordu.Geleli 1 hafta olmuştu.Ama sıkılmaya başlamıştım kampta ne yapıcağımı bilmeden dolaşıp duruyordum.Pegasusum carrionite'la ilgileniyordum.Yada kulübede duruyordum.Bazen arenada kılıçla düello yapan çocukları izliyordum kılıçları çok severdim en sevdiğim silah oydu.Ama hiç kılıç eğitimine gitmemiştim.Ve fazla iyi değildim.Neden gitmediğimi düşünüyordum sonuçta eğitmen kardeşim Lucydi bana gel demişti ama gitmemiştim.Şimdi kararımı vermiştim gidicektim.Arenaya gittim ve kardeşim Lucy'i gördüm
Sonunda gelmeyi kabul etmişsin.dedi
Eh biraz öyle oldu.dedim.
Etrafıma baktım ya çocuklar birbirleriyle düello yapıyorlardı.Yada eğitmenler tarafından eğitim alıyorlardı.
Artık eğitime başlayalımmı.dedi.
Sen mi eğitmenim olucaksın.dedim
Evet şimdi şuradaki kılıçlardan birini seç ve başlayalım.dedi
Hemen oraya gidip seçmeye başladım

Kardeşim David kampa yeni gelmişti ve kendini kılıç kullanma konusunda geliştirmek istemesi, beni mutlu etmişti. Ona neredeyse birbirinin eşi olan birkaç kılıç işaret etmiştim ve içlerinden kendisine en uygun olanını seçmesini istemiştim. David birkaç kılıcı eline alıp tarttıktan sonra onun için uygun olduğunu düşündüğü bir tanesinde karar kıldı. Ben de keskin kılıcım Nefesalan'ı kullanmaktansa, sıradan antrenman kılıçlarımızın biriyle ders vermeye karar verdim çünkü kılıcım hataları affetmezdi, can almak için tasarlanmıştı. Üçüncü seviye veya sinir olduğum ikinci seviye öğrencilerinden başka hiçbir melezin karşısına o kılıçla çıkmamıştım. David de ben de kılıçlarımızı seçtikten sonra, birlikte derslikten çıkıp arenanın yolunu tuttuk. Güneşli bir gündü ve bize baharın yaklaşmakta olduğunu müjdeleyen cinstendi. Düello yapmak için de ideal bir havaydı, insanı bunaltmayan bu hafif esintiler için akşam Aeolus'a adak sunsam iyi olacaktı. Kendimize çalışmamız için uygun bir yer bulduktan sonra David'e gülümseyerek "Athena çocukları genellikle kılıç kullanmaya yatkın olurlar, annemiz Savaş Tanrıçası özelliklerine de sahip olduğundan, bizim melez reflekslerimiz diğer kulübedekilerin çoğuna göre daha gelişmiş olur." dedim. Söylediklerim David'in hoşuna gitmişe benziyordu ama henüz sevinmesi için erkendi çünkü her kardeş de kılıç kullanmakta başarılı olacak diye bir kural yoktu. Az sonra ikimiz de onun bu işe ne kadar yatkın olduğunu görme imkanına sahip olacaktık. David'e hızlıca kılıcı tutuş tekniğini ve duruş pozisyonlarını gösterdikten sonra, "Şimdi işe ağır tempolu bir düello ile başlayalım derim." dedim. David sözlerini onayladı ve antrenman amaçlı düellomuzu başlatmak için kılıcımı üzerime doğru savurdu. İlk hamlesini kolayca engelledim ama kardeşim daha ilk eline kılıç alışında, bana kendini kanıtlamak istiyor gibi görünüyordu.

Kılıç kullanmıçtım daha önce ama bir ustayla düello yapmak bu çok zordu.Her saldırdığımda engelliyordu darbelerimi bana bilerek yavaş davranıyor gibi geliyordu.Çok az saldırıyordu ama ben fazla heycana kapılıp daha hızlı saldırıyordum ve hepsini engelliyordu.Reflekslerin annen savaş tanrıçası olunca ama karşındaki hem usta hemde savaş tanrıçasının kızı olunca bu daha zor oluyordu.Bir 10-15 dakka yavaşca yaptıktan sonra
Nasıl gidiyor Daviddedi.Lucy
İyidedim.
O zaman hızlanmaya başlayabilirizdedi.

Ve hızlanmaya başladı.Ben karşılık veremeden.Bir iki darbeden sonra kılıcım yere düştü.

Hadi kılıcı al ve devam edelimdedi Lucy.
Hemen yerden alıp
Hadi başlayalımdedim.
Ve başladık daha hızlı saldırıyordum kendimi daha çok savundum bu sefer daha iyiydim bu sefer biraz daha dayanabildim bir iki denemeden daha sonra lucy'ninkini yere düşürdüm
aferim David iyi gidiyorsundedi

Kardeşim David ortalamanın üstünde kılıç kullanıyordu ve anladığım kadarıyla bunu, daha önceki deneyimlerine borçluydu. İşin teknik kısmında hala sorunlar yaşıyordu ama reflekslerinde bir eksiklik görmemiştim. Kılıç tutuşu ve savurmaları olması gerektiği gibiydi, yaptığımız yavaş tempolu düelloda oldukça iyi iş çıkarmıştı. Tabii, daha yolun çok başındaydı. Belki şimdi karşısına bir empusa çıksa, onu halledebilecek beceriye sahipti ama bir mantikor karşısında ufacık bir şansı bile yoktu. Kılıç kullanma teknikleri sınıfının birinci seviye mezunları arasında yer almayı başarabilirse, bir gün çok daha korkulan canavarlar karşısında bile başarılı olabilirdi. Onun gelişme sürecini en kısa sürede tamamlamasına imkan sağlamak da benim görevimdi. David'e durmasını işaret ettikten sonra, "Savunmanı kılıçla sağlama konusunda kötü değilsin ama bir de kalkanla nasıl olduğunu görelim." dedim. Ona az sonra geri döneceğimi söyledikten sonra derslikten birbirinin eşi olan iki kalkan alıp, arenaya geri döndüm. David ona uzattığım kalkanı alıp bir süre inceledi, ardından ona kalkanı nasıl tutması ve kullanması gerektiğini gösterdim. Başarılı bir kalkan kullanıcısı, Tanrı Ares ile bir düello yapsa bile hiç yara almamayı başarabilirdi. Kalkan, kişinin atak becerisini zayıflatırdı fakat, karşısında ondan daha deneyimli bir rakip bulunan kişiler için resmen cankurtarandı. David tüm gösterdiklerimi anladıklarını söyledikten sonra kendi kalkanımı sol elime aldım ve onun karşısına geçtim. "Şimdi yine yavaş bir düello yapacağız. Benim hamlelerimi kalkanınla engellemeye çalışırken aynı zamanda kılıcınla ataklar yapabilmeyi hedefleyeceksin." dedim. Yeni bir düello yapacak olmak kardeşimi heyecanlandırmışa benziyordu.

Kalkan çok iyiydi ama kılıçdan daha ağır geliyordu.Daha önce hiç kalkan kullanmamıştım.Tekrar düelloya başlamıştık.Yavaşca kalkana vuruyordu.Ben sırf savunmada kalıyordum bu sefer kalkanla saldırmasını bilmiyordum.Lucy'i izleyip öğrenmeye çalışıyordum.Tam vurduktan sonra kılıcı kaldırıp saldırdım ama hemen kalkanı kaldırıp vuruşumu engelledi.
Hadi biraz saldır
Tamam

Dedim ve saldırmaya başladım daha çok kalkanı indirdikten sonra saldırıyordum ama her seferinde ya kılıçla ya kalkanla engelleyip duruyordu.İyice anlamaya başladım nasıl olcağını ve Lucy'de anlamıştı her halde anladığımı o yüzden daha hızlı saldırıyordu ama 1-2 tanesi hariç hepsini kalkanla engelledim öbürlerinide geri çekilerek engelledim.

Dave kalkana düşündüğümden daha erken alışmıştı ama savunmasını genellikle sağlayabilmesine rağmen ataklarda hala çok zayıftı. Bir süre düşündükten sonra ataklarını daha kaliteli hale getirebilmek için ne yapabileceğimizi buldum. Ona durmasını işaret ettim ve sonra "Şimdi kalkanını bırakıp kılıcını sol eline geçir. Biliyorum, o elle kılıç kullanmak her yiğidin harcı değil ama elinden geleni yapmalısın. Bir empusayla savaşırken sağ bileğinin kırıldığını farz et. Sol elle kılıç kullanmayı bilemezsen, ölürsün." dedim. David iç karartıcı örneğimi fazla düşünmeme çabasıyla dediğim gibi kalkanını yere bırakıp ayağıyla biraz uzağımıza itti ve kılıcını sol eline geçirerek birkaç kez salladı. Tutmakta oldukça zorlandığı için kabzayı güzelce kavramasına yardımcı oldum. Ben de ona kolaylık sağlamak için kalkanımı bırakıp kılıcımı sol elime geçirdim. Yıllardır kendimi bu konuda geliştirmekte olduğumdan, sol elimle rahatlıkla kılıç kullanabiliyordum. Kardeşime "Hazırsan başlayalım." dedikten sonra, onun onay vermesiyle tekrar üzerine hücuma geçtim. Sol el refleks ve güç açısından sağ ele göre her zaman zayıf olduğundan, daha yavaş hamleler yaparak kardeşimi fazla zorlamamaya çalışıyordum. "Dave, bileğini çok geniş sallıyorsun." dedim. Bir süre daha düelloya devam ettikten sonra bileğinin çok ağırdığını söyledi. "Gün içinde sol elimizi sağ elimize oranla daha az kullanırız. Onun için daha çabuk yorulur, bu doğal. Ama karşına çıkan bir canavar sol bileğin yorulduğunda sana saldırmayı bırakmayacak." dedim. Fazlasıyla sinir bozucu bir öğretmen olduğumu biliyordum ama yapabileceğim bir şey yoktu. Canavarlar acımasızdı ve ben, onlara yenilmeyecek melezler yetiştirmek için, onlar gibi acımasız olmak durumundaydım.

Sol elim bugün kopunca zaten canavarların karşısında umrumda olmicaktı.Çok kötü ağrımıştı kılıç da çok ağırdı nerdeyse kılıcı düşürücektim zaten Lucy yıllar içinde geliştirmiş ben bir kaç hafta içinde nasıl geliştircektimki iyi ki lucy tutmama yardım etmişti.Ama kılıç elimden kayıp duruyordu.Lucy

Hazırsan başlayalımdedi.
İçimden hayırrrrrrrrrrrrrrr diye bağırdım ama bugün hiç hazır olamazdım bugün.o yüzden
Evetdedim.


Ve kılıcımı daha sert tuttum aslında elime ip bağlasalar yinede düşerdi elimden kılıç.Keşke solak olsaydım o zaman sol elim daha iyi olurdu.Lucy yavaştı ama ilk hamlesinde hemen kılıç elimden kayıp yere düştü.Alıp kılıcı kavramam çok zor oldu.5.den sonra falan bir iki darbe dayanabilmştim.
Hadi David daha iyi kavramalısın kılıcı diyordu Lucy
Tabi eğitmen olan kendisiydi onun için bu işler kolaydı ama ben daha ilk defa eğitim alıyordum.Kılıçla sadece sanırım iki yada 3 kere saldırabilmiştim ama ikisi çok az değdi.Sonuncusuyda elimden kayıp ağaca uçtu.Yanılmıyorsam bir yarım saat geçmişti aradan ve artık o kadar çok düşmüyordu elimden ama hiç hızlanmamıştık hala aynı şekilde düello yapıyorduk.Sonunda Lucy

Dur şimdide sağ eline kalkanı aldedi.
Nediye söylendim Zaten bir tek kılıçla zorlanıyorum birde öbür elime dağa ağır bir kalkan verince nasıl olucak.
Olsun al eline ve başlayalımdedi Lucy

Kalkanı bir dakka sonra elime aldım.Çok zorlanıyordum.Kılıç kalkanıda aldığımdan daha çok düşmeye başlamıştı elimden düşüp duruyordu.Ne yapıcağımı bilmiyordum.Sonra Lucy saldırmaya başlamıştı.Bende engellemeye çalışıyordum ama beceremiyordum elimi zamanında kaldıraymıyordum.İyiki Lucy yavaşca saldırıyordu da çoğunu atlatıyordum.

David'in gözlerinden, fazlasıyla yorulmuş olduğunu anlayabiliyordum ama bu derslikten içeri adımını atarken, onu çok zorlayacağımı göze almış olması gerekirdi. Kardeşimin pestilini çıkarmak gibi bir niyetim yoktu ama onu iyi bir kılıç kullanıcı yapmak benim görevimdi. Başlangıcımıza göre kendini epeyce geliştirmişti ama bu ilerleme birinci seviyeden mezun olmak için yeterli değildi. Belki de yapmamız gereken ona öldürme riski daha az olan alıştırmalar sunmaktı. David'e durmasını işaret ettim ve ben geri dönene kadar oturabileceğini söyledim. Kardeşim minnetle saniyesinde yere çöktü. Ben hiç yorulmamıştım ve bu, yılların getirisiydi. Eğitime yeni başlamış birinin pilinin bu kadar çabuk tükenmesi oldukça doğaldı. Derslikten elimde bir metreden daha uzun boyda bir drakon otomatonuyla geri döndüm. Bu minik bebekler için Hephaistos çocuklarına dünyanın parasını ödüyorduk ama öğrencilerimizin gelişiminde önemli bir yere sahip oldukları gerçeğini de asla göz ardı edemezdim. Ben gelince biraz soluklanmış olan Dave ayağa kalktı ve ne yapacağımızı sorar gözlerle bana bakmaya başladı. Otomatonu yere bıraktım ve onu kardeşimle tanıştırırmış gibi elimi öne uzatarak, "Bu hanımefendinin ismi drakon. Hafife almaman gereken bir iblis kendisi çünkü, sert bir Yunan savaş zırhına sahip. Şimdi düğmesine basarak otomatonu çalıştıracağım ve sen de onu öldürmeye çalışacaksın." dedim. David beni anladığını bildirir biçimde kafasını salladıktan sonra "Şimdi kılıcını sağ elinle kullanabilirsin." diye ekledim. Otomatonun ensesindeki açma düğmesine bastım ve canlanırken hızla kardeşimle iblisten birkaç adım uzaklaştım. David'in bir drakon karşısında neler yapacağını görmek için sabırsızlanıyordum.

drakon otomatonu bile korkunçtu gerçeğini karşımda görsem ne olurdu.Sağ elime kılıcı geçirdim sol elimede kalkanı alcaktım ki bu bir eğitim kalkanıydı fazla dayanabilceğinden emin değildim özellikle benim elimdeyken.
Lucy
Başlayalım mıdedi

Bir saniye Lucy bu kalkan benim elimde fazla dayanmaz kulübeden kendi kalkanımı alabilirmiyimdedim

Lucy
Neden olmasındedi.

Ve hemen eğitim yerinden çıkıp kulübelere gitmeye başladım.Melezlere çarpıp duruyordum ama çabuk olmalıydım.Kulübeye girdim.Ve hemen odama doğru gittim kapıyı açtım ve hemen çekmeceye yöneldim.Saat şeklinde olan kalkanımı aldım.Ve hemen odadan fırladım daha önce kalkanımı kullanmaya gerek duymadığımdan yanımda taşımıyordum.Ama artık yanımda taşımalıydım.Eğitim yerine vardığımda Lucy

Kalkanın nerde Davdedi

Kolumdadedim.

Şaşkın şaşkın koluma baktı ve ben saate bastım ve needle açılmaya başladı.Ve tamamen kalkana dönüştüğünde.Lucy biraz kızmışa benziyordu.

Kalkanın bu kadar küçük şeye dönüşebiliyorken onu yanında taşımıyormusun acil bir durum olduğunda ne yapıcaktın.

pardon takmayı unutuyordum ama artık takıcamdedim

Tamam neyse dedi ve otomatonu çalıştırdı

Kalkanını alıp geldikten sonra David'in otomatonla mücadelesi başladı. Kondisyonunda hiç sorun görmemek beni mutlu etmişti. Kalkanı da onunla oldukça uyumluydu. Karşısındaki rakibi hafife alma hatasına düşmeyerek, otomatonun bir adım önüne geçti. Aralarındaki düelloyu izlemek oldukça zevkliydi. Dave birkaç kez zor duruma düştü ama benim yardımım olmadan hepsinin üstesinden gelmeyi başardı. On dakika kadar sonra, otomatonun zırhındaki zayıflık noktasını keşfederek, darbeleriyle hep orayı hedef almaya başladı. Ben robotun fazla vaktinin kalmadığını düşünürken David kılıcını onun boğazından sertçe geçirdi ve otomatonun başını gövdesinden ayırdı. Yanına giderek onu tebrik ettim ve robottaki hasarın ne kadar büyük olduğuna bir göz attım. Büyük ihtimalle Hephaistos çocukları alacakları bir miktar drahmiden sonra onu tekrar tamir edebileceklerdi. David nasıl olduğunu sorduğunda ona hiç fena olmadığını söyledim. Bir süre soluklandıktan sonra bana sırada ne olduğunu sordu. Gülümseyerek "Eğitimimizin sonuna geldik, David. Kılıç eğitmenin olarak seni birinci seviye kılıç kullanımından mezun ediyorum. Dilediğin zaman ikinci seviye derslerine katılmak için buraya tekrar gelebilirsin." dedim. David bana teşekkür ettikten sonra, arena alanından uzaklaştı.

Ders rp'si bitmiştir,
David Tennant mezun olmuştur.
/L. Fackrell.