Kulübeme Andy'nin gelmesine çok sevinmiştim. Pek arkadaşım yoktu henüz, o yüzden günlerim bir nevi sıkıcı geçiyordu diyebilirim. Birinin ziyaretime gelmesine alışık değildim, hazırlıksız yakalanmıştım. Andrea "Eee Appz, nasılsın?" diye sordu. Ona anlatacak öyle çok şeyim vardı ki, nereden başlayacağıma karar veremiyordum. En sonunda önce sorusunu yanıtlayıp aynı soruyu ben de ona sorduktan sonra anlatmaya başlamaya karar verdim. Böylesi daha makuldu sanırım. "İyiyim Andy, sen nasılsın?" Bu tür konuşmalar bana çok sıradan geliyordu aslında. Ama iletişimde büyük bir katkısı olduğu yadsınamazdı. Sonuçta çoğu konuşma bu cümlelerle başlardı. Andy'nin cevabı beni kendime getirdi. Ne saçmalıyordum ben böyle? İletişim falan, dikkatim dağılmıştı sanırım. "Ben de iyiyim. Kulübede canım sıkılmıştı da belki birlikte bir şeyler yaparız diye düşündüm." dedi. Ona içten bir şekilde gülümsedim ve "İyi düşünmüşsün Andy, ben de sıkıntıdan patlamak üzereydim." dedim. Bu doğruydu, kulübede hiçbir şey yapmadan boş boş oturmak oldukça bunaltıcıydı. Andy'ye "Ne yapmak istersin Andy?" Andy omzunu bilmem anlamında silkince "Belki önce bir şeyler atıştırmak istersin." dedim. Andy bir şey demedi ama yüz ifadesinden onun da acıkmış olduğunu fark edebiliyordum. Bunun üzerine onu kolundan tutup mutfağa sürükledim. Cornelia'nın da bize katılması için ona seslendim. Ancak Lia bize yapacak birkaç işi olduğunu söyleyip özür diledikten sonra kulübeden çıktı. Şimdi koskoca Poseidon Kulübesi'nde Andy ve ben yalnız kalmıştık. Aslında bu iyiydi, daha rahat konuşabilme ve kaynaşabilme fırsatımız vardı şimdi. Ben dolapları karıştırırken Andy de mutfağımızı inceliyordu. Yüzünde mutfağı beğendiğini gösteren bir ifade vardı. O mutfağımızı incelemeye devam ederken ben de dolaptan iki paket kakaolu bisküvi çıkarıp tabaklara koydum. Biraz çubuk kraker de ekledikten sonra atıştırmalıklarımız hazırdı. Aslında şaşırmıştım, kulübemizde bu kadar abur cubur bulunduğundan haberim yoktu. Neyse, bundan sonra gözümü dört açacaktım artık. Son olarak bardaklarımıza da meyve sularını doldurduk ve salona geçtik. Andy'yle sohbet etmek için sabırsızlanıyordum.