Sabahın birinde uyandım.Etrafa baktım,tahmin ettiğim gibi herkes uyumaktaydı.Yatağımın yan tarafındaki düğmeye bastım.Kapanır masam üstündeki yarı tamamlanmış pegasus zırhı ile açıldı.Saatimin kenarındaki düğmeye bastım,elimde babamın verdiği çekiç Spark ortaya çıktı.Çekicin büyüsünü etkinleştirmek için zırhın tamamlanmaya başladığını düşündüm.Çekiç parladı ve ardından çiviler ve bazı mekanizmalar masada belirdi.İşe başladım,bir saat sonra zırh tamamlandı.Etrafıma baktım,kimse uyanmamıştı.Zırhı elime aldım ve ve kapıyı sessizce açtım ve pegasus ahırlarına gittim.Kapıyı açtım tüm pegasuslar uyuyordu.Kendi pegasusum Tehlike`nin yanına gittim.Oda uyuyordu.Kızım,kızım diye fısıldadım pegasusuma.Tehlike yavaşça gözlerini araladı ve beni görünce hemen ayağa fırladı.Kişnedi.Pegasusa yaklaştım ve başını okşadım.Haydi kızım şunu giy,hafif bir metalden yaptım dedim.Pegasus gözlerini kıstı ve kişnedi.Zırhı yavaşça üzerine kurdum ve yandaki panel düğmesine bastım.Zırh pegasusun yarısını kapladı.Rahatsız oldun mu dedim.Hayır dermişçesine kişnedi.Güzel dedim ve ve üstüne atladım.Yavaşça ahırdan çıktık.Tehlike koşmaya başladı ve sonra kanatlarını sabitleyip havalandı.Newyork`a doğru yola çıktık.Bulutların üzerinde yol alıyorduk.Arada bir Tehlike ile bulutların altına alçalıyor ve nerede olduğumuza bakıyordum.Sonunda evimizin bulunduğu caddeye girdim.Caddeki ara sokaklardan birine indik.Seni çağırınca gelirsin dedim Tehlikeye.Hemen ara sokaktan çıktık ve evime girdim.Merdivenleri hızlıca çıktım ve dairemize vardım.Kapıyı çaldım.Kapıyı annem açtı,sanki on yaş yaşlanmış gibiydi.Beni görünce gülmeye ve kahkaha atmaya başladı.Demek artık hayal görmeye başladım dedi ve kapıyı yüzüme çarptı.Beni gördüğüne inanamadığını anlamıştım.Tekrar kapıyı çaldım.Annem kapıyı açtı.Gözleri parlıyordu.Oğlum,senmisin ?
Benim anne dedim,benim.Sarıldık.Beni içeri aldı.Melez Kampı nasıl diye sordu masada sıcak çikolata içerken.Gözlerimi sonuna kadar açtım;sen biliyormusun.Elbette dedi annem,baban bana her şeyi anlattı.Demek öyle dedim.O sırada yer sallanmaya başladı.Masanın yanında dev bir gölge oluştu.Sonra babam Hephaistos ortaya çıktı.Onu plajda yanıma geldiğinde görmüştüm en son.Fakat şimdi üzerinde siyah bir takım elbise vardı.Saçları özenle taranmıştı.Annem kahkaha attı.Merhaba Jack dedi ve sıcak çikolatasından bir yudum aldı.Baba dedim kekeleyerek.Burada ne işin var ?
Annene gelince bende yanınıza geleyim dedi babam.Utanarak gözlerimi yere diktim.Bana kızdın mı diye sordum.Hayır,hayır evlat.Tüm melezler bir kere kamptan kaçar,aslında bazıları canlı dönemez ya neyse.Buraya geldiğimi nasıl bildin diye sordum babama.Gece gündüz kulübeyi gözlüyorum evlat dedi ve Anneme döndü.Merhaba Coney dedi.Evet,demek tekrar burdasın dedi annem.Seni görmek istedim ve bana kızmadığını umuyorum dedi babam.Annem sessizti.Onu nasıl neşelendirebilirim diye bir ses duydum kafamda.Bu babamın sesiydi.İçimden konuşarak şöyle dedim;sanırım ona çiçek verebilirsin.Babamın yüzü garipleşmişti.Sanırım daha önce pek çiçek vermemişti.Elini önce uzattı ve elinde bir demet gül belirdi.Gülleri annneme uzattı.Annem gülleri eline aldı ve kokladı.Teşekkür ederim Jhon.Önemli değil dedi babam.Uzun bir sessizlik oldu.Sonunda sessizliği ben böldüm.Anne nasılsın diye sordum.Annem iyiyim canım dedi ve bana bakmaya başladı.Babam orda yokmuş gibi davranıyordu.Babamın yüzü üzüntülü bir ifadeye dönüştü.O zaman hoşçakalın dedi babam iç çekerek ve ortadan kayboldu.Sana söylediğimde Olimposa gel evlat,şimdilik hoşçakal.Hoşçakal baba dedim içimden.Evet evlat nasılsın,üvey kardeşlerin nasıl?
Kardeşlerimi sorması beni şaşırtmıştı.Aslında kardeşlerimle pek yakın sayılmazdım.Kampa geldiğimden beri durum böyleydi.Fakat anneme iyiler demek ile yetindim.Uzun süre sohbet ettik.Sandığımdan daha mutluydu.Şimdi istersen uyuyalım dedi annem sohbetimiz bitince,sabah erken kalkar kahvaltı edersin ve gideriz dedi.Gülümsedim.O gece eski yatağımda uyudum.Yatağımda rahat edemiyordum,çünkü artık yatağım Melez kampının Hephaistos kulübesindeydi.Sabah annemin bağırmasıyla uyandım.Yardım feryatları atıyordu.Ses mutfaktan geliyordu.Hemen mutfağa koştum,bu aradada arbaletimi çıkarmıştım.Mutfakta üç kanatlı canavar vardı.Anneme
doğru geliyorlardı.Hemen arbaletim ile hepsini vurmaya başladım.Fakat evde arbalet o kadar işe yaramıyordu.Arbaletimi kılıç haline getirerek canavarlara saldırdım.Sonunda canavarlar yok olmuştu.Mutfak dağılmıştı.Fakat bir anda mutfak eski haline döndüm.Elimde bir zarf belirmişti.Zarfı açtım;içinde küçük bir hediye yazıyordu.Altındada Jhon adına imza atılmıştı.Annem gülümsedi fakat hiç bir şey demedi.Az sonra annem kahvaltıyı hazırladı.Birlikte kahvaltıyı yaptık.Sonra annem ile vedalaştım.Binadan çıktım ve çıkmaz sokağa girdim.Kimsenin bakmadığından emin olduğumda saatimin sağ çapraz düğmesine bastım.Az sonra pegasusum tehlike indi.Üstünde hafiflettiğim ilahi bronz zırh vardı.Üstüne atladım ve kampa doğru yola çıktım.Babam işaret verdiğimde olimposa gel demişti.O gün için sabırsızlanıyordum.