(Bölüm bir :
Tık!)
Gözlerimin neye benzediği hakkında bir fikrim yoktu. Ablamla göz göze geldiğim anda ikimizde gerilmiştik. Gözlerimin acısı yavaş yavaş dinmekteydi.
Ablam benim elimden tuttuğu gibi kampa doğru koşturmaya başladık. Kampa girdiğimizde soluğu revirde aldık. Fakat sorun şu ki kimse gözlerimin neden kanadığını bilmiyordu. Ablam benim muayene olmam için beni yalnız bıraktı. Kapı kapanmadan önce gördüğüm son şey ablamın bazı arkadaşlarının ona "
Ne oldu?" gibi sorular soruyor olduğu idi.
Muayene bittikten sonra dışarı çıktım. Ablam yine hafifçe dizlerini büküp bana sarıldıktan sonra ben ona
Orada ne oldu.. diye sordum...Ablam hafif bir gülümseme ile dikelip "
Ne olduğunu bilmiyorum Ryz...Ama ne yapacağını biliyorum. Şaşkınlık içinde içinde ona baktım. "
Tanrı Hektor'u ziyarete gideceksin" dedi.