Saat gecenin üç buçuğuydu. Bir rüya görüp aniden uyanmıştım. Rüyamda Babamı gömüşütüm ve bana 5 kelime tek demişti: “Karl Long İsland Koyu’na gel.” Ne yapmalıydım acaba? Aslında biraz da korkmuştum. Babamın başına bir şey mi gelmişti. Odamın kapısını yavaşça açtım. Sonra Kulübeden çıktım. Kamp bu saatlerde oldukça korkunç gözüküyordu. Şu Ormandan da geçmek zorundaydım. Orman geç saatlerde canavarların mekanıydı. Gidip ablamı mı çağırsaydım acaba? Ama içimden bir ses tek gitmemi söyledi. Ben de düşündüğümden vazgeçerek ormana doğru yola koyuldum. Ormandan hızla geçmeye çalışıyordum ama çok ağaç olduğu için bu koşmamı zorlaştırıyordu. Ormanda kurt ulamaları yankı yapıyordu. Oldukça korkmuştum. Ama en sonunda Long İsland Koyu’na ulaştım. Koyda göle bakan yaşlı bir adam duruyordu. Saçları oldukça beyazlaşmıştı. Ona doğru koştum. Baba diye bağırdım ama o an ayağım taşa takıldı ve yere düştüm. Kafamı yukarı kaldırdığımda babam bana gülüyordu. Hemen ayağa kalkıp dik durdum. Sonra babam bana sarıldı. Muhteşem bir histi bu. Babamın bana ilk kez sarılması. Ben de ona sarıldım. Sonra babama “Beni neden çağırdın? Başına bir şey mi geldi?” dedim. Babam bana “Aslında sana bir hediye vermek için seni çağırdım.” dedi. Çok heyecanlanmıştım. Acaba ne hediyesiydi bu. Babama “Neden bu saatte?” diye sordum. Babam ise “Aslında diğer tanrıların maskarası olmak istemiyorum. Tüm tanrılar çocuklarına hediye verir ama bence böyle ortalıkta verilmesi çok iyi değil bu yüzden çağırdım seni” dedi . Babam cebinden bir tornavida çıkardı. Bana doğru uzattı. Şaşırmıştım. Hediye dediği bu muydu? Ama sonra babamın demesiyle bunun mükemmel bir şey olduğunu anladım. Babam bana bunun 150 metrekare içinde istediğim herhangi bir yere her 5 dakikada bir istediğim bir yere ışınlanabiliyordum. Bu muhteşemdi. Babama çok teşekkür ettim. Babam beni öptü. “Bu senin işine oldukça yarayacak, Hadi şimdi kulübene dönmek için kullanabilirsin bunu” dedi. Sonra babam benden 1 metre uzaklaştı ve el sallayarak gözden kayboldu. Elimdeki tornavidayı sıkarak “Bundan sonra senin adın Işık.” dedim . Sonra odamı düşündüm ve kendimi odamda buldum. Galiba bundan sonra Işık sayesinde ormandan geçmeme gerek kalmayacak diye düşündüm.