Kulübemde uyandıktan sonra hemen mutfağa gittim. Kendime ve geceden kalma kardeşlerime kahvaltı hazırlayacaktım. Ama evdeki malzemelerle sadece kendimi doyurabilirdim. Kardeşim Dante’yi uyandırıp markete yollamam lazımdı. Kampa gigantlar girse bu imkansızdı. Nedense bütün işleri ben yapıyordum. Kardeşlerim bana şükretsinler.
Markete doğru giderken Nerissa’yı gördüm. Onunla 20 dakika muhabbet ettim. Nasıl olsa kardeşlerim daha uyanmamıştı. Uyansalar bile umurumda değildi. Çünkü Nerissa ile muhabbet etmek beni her zaman eğlendirirdi. Muhabbetimiz bittikten sonra markete girdim ve her yerinde gözü olan Argos’a selam verdim. Yeni gelenler Argos’tan çok korkardı ama aslında Argos çok iyi birisidir. Argos’a gerekenleri söylerken ona bugün nasıl olduğunu sordum. Argos listede bulunanları alırken sırtındaki gözlerden birini kırptı. Argos’un iyi olduğunu öğrenince daha da rahatlamıştım. Argos listeyi bitirince ona çok teşekkür ettim ve kardeşlerimden aldığım drahmileri ona verdim. Ona para doğru mu deyince eliyle tamam dedi. Ona hayırlı işler dedikten sonra kulübeye doğru yol aldım. Kulübemde kardeşlerimin uyandığını gördüm. Bana kızmış olmalılardı. Ama gülümseyerek Sonunda geldin be kardeşim dediler ve mutfağa gittiler. İşte monoton hayat...