Bunu yaptığıma inanamıyordum ! Resmen Apollon Çocukları'nın grubunun yanına gitmiş, bağıra bağıra şarkı söylüyordum. Üstelik sesimin berbat olduğunu bilmeme rağmen. Bugün benim üzerimde bir anormallik vardı kesinlikle. İşin garibi, kardeşim Andrea da bana uymuş, o da sahnede bağıra bağıra şarkı söylüyordu. Tek fark benim sesimin berbat, onunkinin ise güzel olmasıydı. Böylece onun sesi en azından benim sesimi biraz bastırıyordu da sesimin kötü çıktığı pek anlaşılmıyordu. Ayrıca melezlerin bizden çok Apollon Çocukları'nın doğuştan gelen harika müzik yetenekleriyle ilgilendiklerini düşünüyordum. Bu yüzden şarkıları daha rahat bir şekilde söylüyordum. Bizim sahneye çıkmış olduğumuzu fark eden birkaç melez, bizi işaret edip aralarında fısıldaştıktan sonra bizim yanımıza doğru gelmeye başladılar. Birkaç saniye sonra onlar da sahneye çıkmıştı. Şimdi şarkıları beş kişi söylüyorduk. Yanımıza gelen melezleri daha önce görmemiştim ama bunun bir önemi yoktu. Nasıl olsa bir gün tanışacaktık. Biraz erken olmuş, bir şey fark eder miydi ki ? Biz neşe ve coşku içinde şarkılarımıza devam ederken Amfitiyatro git gide dolmaya başlıyordu. Birkaç şarkı sonra neredeyse tüm kamp Amfitiyatro'ya dolmuş, herkes şarkılara eşlik etmeye başlamıştı. Bu iş daha gittikçe eğlenceli bir hal alıyordu. Bu sırada hava da kararmıştı tabii. Bizse hala şarkı söylemeye devam ediyorduk. Sesimiz kısılana kadar bağıra bağıra şarkı söyledik. Sonunda Apollon Çocukları da biz de kan ter içinde kalınca artık durmak zorunda kaldık. Gösteri bitmişti. Tüm melezlerden kulakları sağır edici bir alkış koptu. Bu da benim neşemin daha da artmasını sağladı. Gülücükler saçarak sahneden indim. Andy de benimle birlikte inmişti sahneden. Onun da yüzünde güller açıyordu. Evet, biraz yorulmuş olabilirdik ama daha gece bitmemişti. Hem bu alkış tüm yorgunluğumu alıp götürmüştü. Yine de kulübeye dönünce yorgunluğumun geri geleceğini biliyordum ama şu an bu umrumda değildi. Yalnızca anı yaşayacaktım.
Gösteri bitmişti ama henüz herkes dağılmamıştı. Çoğu kişi hala Amfitiyotro'daydı. Anlaşılan burada eğlence henüz bitmemişti. Bunu fark edince kulübeye yönelmekte olan Andy'nin kolundan tuttum ve "Hey Andy, hemen kulübeye mi dönüyorsun ? Önce sırada ne olduğuna bir baksaydık..." dedim sahneyi işaret ederek. Andy de bu teklifimi kabul edince tıklım tıklım dolu olan Amfitiyatro'da boş bir yer bularak oraya oturduk. Bir süre sonra sahneye birkaç melez çıkmıştı. Bir tiyatro oyunu oynuyorlardı. Bu oyunu izlerken gerçekten de çok keyif almıştım. O kadar komikti ki herkes gülmekten yerlere yatıyordu. Sonunda tiyatro gösterisi de bitince Amfitiyatro yeniden alkış sesleriyle dolmuştu. Sanırım bir gün için bu kadar eğlence bize yeterdi. Andy ile yerimizden kalktık ve diğer melezlerle birlikte Amfitiyatro'dan dışarı çıktık. Kulübemize doğru ilerlerken ikimizin yüzünde de mutlu ve huzurlu bir gülümseme vardı. Andy bana dönerek "Harika bir gündü Summ. Bunu en kısa zamanda tekrarlamalıyız." dedi. Ona hak vermiyor değildim. Böyle bir şeyi ben de çok isterdim doğrusu. "Haklısın Andy, gerçekten de çok eğlenceliydi. Bir gün mutlaka yeniden böyle bir etkinliğe katılmalıyız." diye karşılık verdim Andy'ye. Kulübeye vardığımızda birbirimize iyi geceler dileyip odalarımıza çekildik. Hemen üzerime pijamalarımı geçirdikten sonra rahatlamıştım. Son olarak banyoda dişlerimi fırçaladım ve odama dönerek yumuşacık yatağıma yattım.
~Rp Bitmiştir.