| Apollon'un arabasını ödünç (ç)alıyoruz | |
|
|
Yazar | Mesaj |
---|
Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Apollon'un arabasını ödünç (ç)alıyoruz C.tesi Şub. 19, 2011 2:05 am | |
| Bugün çok güzel bir gündü. Güneş ışıl ışıldı. Ama bu gün güneşe bakıp Apollon'a kızmayacaktım. Çok daha güzel bir planımız vardı. Hem de Apollon'un kendi kızıyla! Onun ne kadar kızacağını düşünerek gülümsedim kendi kendime. Hızla üzerime bir şeyler giyip yanıma önlem olarak bütün silahlarımı aldım. Hızla Apollon kulübesine koştum. Apollon'un bizi görmemesi lazımdı ve güneş tam tepedeyken bu mümkün değildi. Apollon kulübesinin kapısı çalmadan Tiffany kapıyı açtı. ''Ah, iyi ki geldin. Dikkat et diğerleri uyanmasın.'' Hızla içeri girdim. ''Tamam, tamam, sen her şeyi aldın mı?'' diye sordum. Başını salladı. ''İki güneş gözlüğü, 50 faktörlü -daha fazlası kamp dükkanında yoktu- güneş kıremi, bir şiir kitabı.'' Onu oyalayabilmek içi gereken her şey vardı. ''Apollon'a bizimle güneş batmadan önce buluşmasını söyledin mi?'' diye sordum Tiffany'ye. ''Evet, bu aralar doğuya biraz takmış. İzmir'de buluşmamızı istiyormuş.'' Gözlerimi kırpıştırdım. Coğrafyam iyiydi, biraz zor da olsa onun yerini hatırladım. ''Türkiye'deydi değil mi?'' Başını salladı. ''O zaman bayağı yolumuz var.'' ''İşte bu yüzden seni sabahın köründe çağırdım.'' Omuz silktim. Mantıklıydı. Tiff etrafa bakıp almamız gereken başka bir şey var mı diye bakıyordu. Tiff'in uyuyan kardeşlerine göz gezdirdim. Apollon kulübesi öyle kalabalıktı ki, her yerden bir ses geliyordu. Kevin ve Roc horluyordu, Thedor ise uykusunda bir şeyler mırıldanıyordu. O an aklıma bir fikir geldi. Bir çalışma masasına gidip elime bir keçeli kalem aldım. Hızla Theodor'un yüzüne bir bıyık çizdim. Onun uyandığındaki halini görmek isterdim. O sırada Tiff her şeyi hazırlamış ve bir çantaya doldurmuştu. ''Maya? Ne yapıyorsun?'' Kalemi hızla bir ranzanın altına atıp ona döndüm. ''Hiiç! Haydi gidelim.'' Tiff omuz silkti ve beraber sessizce kulübeden çıktık. | |
|
| |
Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Geri: Apollon'un arabasını ödünç (ç)alıyoruz C.tesi Şub. 19, 2011 4:25 pm | |
| Babamla görüşme yapmıştım ve İzmir'de onunla buluşacaktık. Her şeyi hazırladıktan sonra Maya'yla kulübeden çıktık. Gayet neşeliydik. Çünkü planlarımız deliceydi ve daha önce hiç gitmediğimiz bir yer olan İzmir'e gidiyorduk. Daha önce ününü çok duymuştum. Görenler süper bir yer diyordu. Bunları düşüne düşüne pegasus ahırlarına gittik. İzmir'e pegasuslarla gitmek en mantıklısıydı. Ahıra girer girmez Sissy'nin yanına gittim. O benim en iyi arkadaşımdı. Sissy'i yolculuk için hazırlamaya başladım. Çantamada bolca küp şeker aldım. Yolumuz bayağı uzaktı. Okyanusu aşacaktık. Maya da Çörek'i hazırladıktan sonra onları ahırdan çıkardık. Önce bir etrafa göz attık. Hiç kimsenin olmadığından emin olduktan sonra pegasuslarımıza bindik ve sessizce Maya'ya "Hazır mısın?" diye sordum. Maya gülümseyerek "Evet!" dedi. Bende gülümsedikten sonra pegasuslar koşmaya başladı. Yeterince hızlarını aldıktan sonra havalandılar. İki saniye sonra gökyüzündeydik ve altımızda kamp vardı. Yukardan kampa kimse var mı diye baktım. Hiçbir yerde kimse yoktu. Her şey yolunda gidiyordu. Bir süre sonra kamp görüş alanımızdan çıktı. Bende babama baktım. Yine her yere ışık ve sıcaklık dağıtıyordu. Biz ise ne yapmayı planlıyorduk. Ama şunu çok iyi biliyorum ki babam yapacağımız şeye başta kızsada sonra bana kıyamayacaktı. Hep öyle olurdu. Zaten çok kötü bir şey yapmayı planlamıyorduk. En azından bize göre kötü değildi. Hele hele o kadar yolculuktan sonra hiç değildi. | |
|
| |
Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: Apollon'un arabasını ödünç (ç)alıyoruz Ptsi Şub. 28, 2011 8:03 am | |
| Sıkıntılı bir şekilde Çörek'e yaslanıp aşağı bakıyordum. Ne zamandır yoldaydık? İki saat? Buluşma yeri olarak İzmir? Ah, kafayı yiyecektim! Apollon bize eziyet çektirmeye mi çalışıyordu? Sıkıntıyla ayaklarımı salladım ve bir şarkı mırıldanmaya başladım. Ama Tiff şarkı mırıldandığımı farketti ve şarkıya o da katıldı. Onun sesinin yanında benimkisi o kadar kötü kalıyordu ki, sustum. Tiff her zamanki mutlu haliyle daha sesli bir şekilde şarkı söylerken, ben de sıkıntıyla çabucak gelmemizi diliyordum. Bü gün hava oldukça sıcaktı, güneş yine beni yakmak amacıyla tam da sırtıma yönelmişti. Artık buna alışmıştım gerçi, sıkıntımı gidermek için cebimden minik bir çiçek çıkardım. Aslında bu bir papatyaydı. Benim için anlamını yitireli çok olmuştu, ama her çiçek gibi onu da çok seviyordum ve atmaya kıyamamıştım. O yüzden düzenli aralıklarla onu elime alıp yeniliyordum. İyileştirme gücüm bitkilerde yenileme gibi işliyordu. Yani solmuş bir çiçeği tekrar açtırmak. Ben de bu çiçeği sürekli yeniliyordum. Özel bir çiçekti, insanların duygularını anlatıyordu. Taçyaprakları şu an çamur yeşiliydi, sıkıldığım için bu rengi almış olmalıydı. Çiçeği elimde çevirdim, biraz daha yeniledikten sonra cebime koydum. Artık Tiff'ten bile ses çıkmıyordu, bu yüzden Çörek'in boynuna sarılıp gözlerimi yumdum. | |
|
| |
Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Geri: Apollon'un arabasını ödünç (ç)alıyoruz Çarş. Mart 09, 2011 5:30 am | |
| Maya uyumuştu. Ben ise hala uyanıkıtım ve aşağıya bakıyordum. Türkiye'ye bayağı yaklaşmıştık ama hala gelememiştik. Bu Türkiye ne kadar uzak bir yer diye geçirdim aklımdan. Çok da merak ediyordum orayı. Acaba gezmeye vakit olacakmıydı. Bunu görücektik. Uzun bir süre daha geçtikten sonra Sissy kişnedi. Nedenini anlamak için ona baktım. O da aşağıya bakıyordu. Ben de aşağıya baktım ve geldiğimizi anladım. Sevinçle Maya'ya "Maya geldik, uyan." diye seslendim. Maya biraz nazlandıktan sonra uyandı ve bana soran gözlerle baktı. Ben de tekrarladım. "Maya geldik." dedim ve aşağıyı işaret ettim. Maya gösterdiğim yöne baktı ve ne demek istediğimi anladı. Artık o da neşelenmişti. Pegasuslarımızı biraz aşağıya indirdik ve onlara babamın istediği yere gitmlerini söyledik. Onalr giderken ben de İzmir'i izlemeye başladım. Gerçekten çok güzel bir kentti. Ayrı bir büyüsü vardı sanki ve bu büyü beni sarmıştı. Burayı çok sevmiştim. Bir süre sonra babamın istediği yere geldik. Burada bir sürü tarihi eser ve insan vardı. Bunlar İzmir halkı olmalıydı. Etrafıma bakındım. Babam ortalıklarda yoktu. Biraz beklememiz gerekiyordu. Bu beim canımı hiç sıkmadı. | |
|
| |
Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: Apollon'un arabasını ödünç (ç)alıyoruz Perş. Mart 10, 2011 4:23 am | |
| Pegasusum yere indikten sonra hızla indim. Ayaklarımın altında toprağı hissettim. Topraktan uzak kalmak hiç hoşuma gitmiyordu. Annemin ekinlerinin yanında kendimi daha rahat hissediyordum. Kollarımı kavuşturup etrafıma baktım. Kış ayında olmamıza rağmen burası sıcaktı. ''Şuraya oturalım mı?'' dedim Tiffany'ye. Başını salladı. Buraya çok turist geliyor olma ki, garson ilk önce bilmediğimiz bir dille konuşup -sanırım Türkçe- anlamadığımızın farkına varınca ingilizceye geçmişti. Yoğun bir tartışmadan sonra ben portakal suyu, Tiffany de meyveli soda istedi. Ne kadar yol katettiğimizi ancak Güneş'e bakarak anlayabilmiştim. Şimdiden batacak gibiydi. Bir an planımız içni geç olacak diye endişelendim ama kış olduğu için ve Dünya'nın öbür ucunda olduğumuz için Amerika'daki saatin farklı olacağını kendi kendime hatırlattım. Parmaklarımı masaya vurarak beklemeye başladım. ''Nerede kaldı ama? Artık sıkılmaya başladım.'' Tiffany durum idare etmeye çalışacakmış gibiydi. Tam ağzını açmış bir şey söyleyecekmiş gibiyken içeceklerimiz geldi. Sinirli bir şekilde portakal suyumu içmeye başladım. Her zamanki gibi meyve suyu sinirlerimi yatıştırdı. Şimdi biraz daha huzurluydum. Güneş ne zaman batacaktı ki? Apollon'u beklemekten yorulmuştum. Bu planımızı uyguladığımız zamanki mutluluğumu daha da arttıracak olsa da şu anda çok sıkılmıştım. Gözümü bir sürü mitolojik olayların yaşandığı tarihi Ege Denizi'ne diktim. Güneş ışınları eğik bir açıyla dalgaları parıldatıyordu. Biraz denizi izleyerek vakit geçirdim. Sonra etrafa meraklı gözlerle bakan Tiff'e çevirdim gözlerimi. Her şeyi belleğinde depolamak istiyormuş gibi bakıyordu etrafına. ''Tiff, eğer baban artık gelmiyorsa beni gidi-'' O sırada kalkıyordum ki Apollon'la burun buruna geldim. Her zamanki gülümsemesi ve güneş gözlükleriyle başımda dikilmişti. ''N'aber kızlar? Maya,'' başıyla beni sinir eden bir selamlama hareketi yaptı ve elimi öptü. Sinirden patlayacaktım ama planımızı düşünüp rahatlamaya çalışıyordum. ''Tiff.'' Gidip kızına gülümsedi ve hafifçe başını okşadı. Yan masadan rahat bir hareketle bir sandalye çekip yanımıza oturdu. ''Şimdi... Konu nedir?'' diye sordu. Tam cevap verecekken garson boşları toplamaya gelmişti. Apollon'u görünce her insan gibi duraksadı. Apollon cebinden bir şey uzattı. Bir kredi kartı. ''Benden olsun içecekleriniz.'' dedi Tiff ve bana sırıtarak. | |
|
| |
Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Geri: Apollon'un arabasını ödünç (ç)alıyoruz Cuma Mart 11, 2011 7:12 am | |
| Babam sonunda gelebilmişti. Tam da aklımdan bizi ektiğini düşünüyordum. Onun gelmesine çok sevinmiştim. Hem de Maya'ya mahcup olmamıştım. Babam her zamanki sempatikliğiyle masaya oturdu ve içeceklerimizi ödedi. Böyle bir babayı kim sevmez ki? Ancak buna daha fazla sevinemeden babam konuya geçmemizi istedi. Hemen konuyu değiştirerek "Baba ben hemen geliyorum." dedim. Sonra Maya'ya göz kırptım ve masadan kalktım. Giderken Maya'nın babamla konuşmaya başladı. Dikkatini üzerimden almaya çalışıyordu. Babamın beni göremeyeceği yere gidip babamı idare edecek bir kız ayarladım. Bu güzel bir kızdı ve babam asla hayır diyemezdi. Ardından babamın güneş arabnasını ne yaptığına baktım. Motosiklet şeklinde 20 metre uzaktaydı. Yani her şey istediğimiz gibiydi. Babamla Maya'nın yanına gidip oturdum. Babam endişeyle "İyi misin kızım?" diye sordu. Gülümseyerek "Evet baba." dedim. Sonra konuya geçtim. "Baba benim biraz paraya ihtiyacım var." dedim. Aklıma ilk bu gelmişti. Başka ne diyebilirdim ki. Babam bana dikkatlice baktıktan sonra "Niye?" diye sordu. "Araba almak istiyorum." dedim. Bu babamı ikna etmişti ve neşesini yerine getirmişti. "Tamam kızım. Ben sana alırım. Sadece modelini söyle." dedi. "Onu bilmiyorum." dedim. Tam bu sırda planladığım gibi kız geldi. Babamın artık ilgisi ondaydı. Kız masaya oturunca "E, baba şurada araba galerisi var. Maya'yla oraya bakabilir miyiz?" dedim. Babam "Tamam kızım." dediğinde Maya'yla masadan kalktık ve hemen oradan uzaklaştık. Maya'yı doğruca Güneş Arabası'nın yanına götürdüm. | |
|
| |
Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: Apollon'un arabasını ödünç (ç)alıyoruz C.tesi Mart 12, 2011 1:43 am | |
| Tiffany'yle bir yandan yürüyor, bir yandan da kahkahadan kırılıyorduk. Apollon biricik arabasının gittiğini görünce ne diyecekti acaba? Ya da şu anda motosikletini? Tiff motosiklete ulaştı. Tabii ki anahtarı üzerindeydi, Apollon gibi kendine güvenen bir tanrı, arabasının çalınmayacağına da güvenirdi büyük ihtimalle. Tiff anahtarı çevirdi ve motosiklet çalıştı. ''Haydi Mana!'' diye seslendi Tiff. Apollon biraz sonra biricik güneş arabasının gittiğini anlardı. Hızla Tiff'in yanına gittim ve arkasına oturdum. Tiffany'yi kontrol paneline ters ters baktı. ''Şeyy, Tiff, sen bunu sürmeyi biliyor musun?'' diye sordum ona. ''Evet, evet.'' Tiff kısa kesip bir şeyler yaptı ki, motosikletin başı yukarı doğru dikildi ve hızla havaya kalktık. Bir hayret nidası attım kendime engel olamadan. Sıkı sıkı Tiff'in beline tutundum. Çörek'le uçmak güzeldi ama bir motosikletle uçmak çok garipti. Beni de korkutmuştu. Zar zor aşağıya baktım. Acaba Apollon ne zaman olayı farkedecekti? ''Tiff.'' dedim. Tiffany yola konsantre olmuştu. ''Hı?'' dedi dalgınca. ''Nereye gidiyoruz?'' | |
|
| |
Tiffany Trully Apollon'un Çocuğu
Mesaj Sayısı : 1885 Kayıt tarihi : 11/10/10
| Konu: Geri: Apollon'un arabasını ödünç (ç)alıyoruz Ptsi Mart 14, 2011 8:26 am | |
| Sonunda güneş arabasını alabilmiştik. Motora bindim ve aklımı kullanarak çalıştırmayı başardım. Böylece uçmaya başladık. Kısa bir süre sonra Mana ''Nereye gidiyoruz?'' diye sordu. Bu soruyu daha önce hiç düşünmemiştim. Tek amacım babamın arabasını çalabilmekti ve bunu Mana'yla başarmıştım. Bir iki saniye kadar düşündükten sonra "Senin aklında bir yer var mı?" sorusuyla cevap verdim. Mana da biraz düşündü ve "Yok. İzmir'i turlayalım." dedi. Bu güzel bir fikirdi. "Tamam" dedikten sonra tüm İzmir'i baştan aşağıya dolaşmaya başladık. Burası çok güzeldi. Hele hele denizin mavisi ayrı bir harikaydı. Beni adeta büyülemişti. Ancak bu fazla uzun sürmeden anlamadığım bir nedenden dolayı güneş arabası aşağıya inmeye başladı. Ne kadar buna müdahale etmeye çalışsam da başaramamıştım. Araba kendiliğinden hareket ediyordu. Mana "Ne oluyor?" diye sordu. Ona "Bilmiyorum." cevabını verdim ve kontrolün bende olmadığını anlattım. Bir süre sonra yer indik. Endişeyle Arabadan çıkınca karşımızda babamı bulduk. Şimdi hapı yutmuştuk. | |
|
| |
Clara Thompson Artemis Avcısı/Melez Danışmanı/Doğa Bilimleri Eğitmeni
Mesaj Sayısı : 4592 Kayıt tarihi : 12/10/10
| Konu: Geri: Apollon'un arabasını ödünç (ç)alıyoruz Çarş. Mart 30, 2011 5:32 am | |
| Tiffany'yle bütün hevesimiz kaçmış bir şekilde arabadan indik. Apollon kaşlarını çatmış -ve böyle yaptığını daha önce hiç görmemiştim- ve kollarını kavuşturmuş bize bakıyordu. Tiff'in kolunu kavradım. Acaba Apollon nasıl bir tepki verecekti? Bize kızmasını veya bağırmasını beklerken, Apollon elini motosiklet şeklindeki arabasına baktı ve Tiff'e gülümsedi. ''Vay, sizden bunu beklemezdim!'' Apollon bize bağırmamıştı, sanki sesi coşkulu gibiydi. Tiff'le sersemlemiş bir şekilde ona baktık. ''Ben de bir şey çalsaydım aynen böyle yapardım, çok akıllıca! Bana bir zamanlar hediye verdiğim bir arkadaşımı hatırlattınız.'' Apollon'un heyecanlı konuşması arasında Tiff'e ''Hermes,''diye fısıldadım. ''Yani bize ceza vermeyecek misiniz?'' diye sordum Apollon'a. Ne olursa çabuk olsun diyordum içimden. ''Ah, belki. Belki de sadece sizi eve ben götürmeliyim.'' Apollon'un hınzır bakışından bu işin hiç de iyi olmayacağını anladım. Korkuyla Tiff'e baktım. Az sonra, Apollon Güneş Arabası'nı gümüş bir spor arabaya çevirmişti. Tiff hemen arkaya kuruldu. Ben de korkuyla ön koltuğa geçtim. Apollon ustalıkla arabayı çalıştırdı. Ve birden öyle bir hızlandı ki kollarımı kavuşturmuş somurturken koltukla bir bütün oldum sandım. Dimdik bir şekilde göğe yükseliyorduk ve gözlerim korkuyla açılmıştı. Zorlukla arka koltuğa baktım. Tiff de koltuğuna gömülmüş, sanki 'Arabayı durdur!' tipi bir şey söylemek istiyormuş gibiydi. Ama ikimiz de ağzımızı açamıyorduk. Hiç bitmeyecekmiş gibi gelen bir zaman sonra araba dimdik ilerlemeyi kesti. Tam ''Sonunda!'' demişken araba bu sefer de dindik aşağı doğru inmeye başladı. Yukarı çıkmak gibi değildi bu, insan kendini sonsuz bir boşlukta düşüyormuş gibi hissediyordu. Her an yere çakılacakmış gibi... Bir çığlık attığımı hatırlıyorum. Gözlerimi açtığımda karşımda ilginç bir şey yoktu. Tanıdık, sıradan gökyüzü. O sırada Tiff meraklı yeşil gözlerle bana doğru eğildi. Sarı saçları sadece yüzümü gıdıklasa da, hemen ayaklandım. ''İyi misin Mana?'' dedi Tiff. Biraz endişeli görünüyordu. Tabii ki iyiydim, sadece bu kadar zayıf olduğum için kendime çok kızıyordum. ''Merak etme kızım, o iyi. Bir şeyi olsaydı iyileştirirdim zaten. Umarım ikiniz de dersinizi almışsınızdır.'' Arkama baktığımda Apollon'un bize sırtını dönük bir şekilde ötedeki Melez Kampı'na baktığını gördüm. Gözlerim öfkeyle kısıldı. Bencil, kötü, benmerkezci... Apollon'un düşüncelerimi duyabildiğini biliyordum, ama hiç tepki vermedi.Belki de kendini biraz suçlu hissediyordu. Yanlızca azıcık. ''Benden bu kadar kızlar, hoşçakalın.'' ''Ne-'' Tiff bir şey diyemeden kendimizi Melez Kampı'nda bulduk. İkimizde gözlerimi öfkeyle kıstık. Bizi niye İzmir'den ışınlamamıştı ki? Ama ikimiz de öyle yorgunduk ki, birbirimize tek bir şey söyleyemeden kulübelerimize doğru ilerledik. Tiffany'nin ekleyeceği bir şey yoksa RP BİTMİŞTİR! | |
|
| |
| Apollon'un arabasını ödünç (ç)alıyoruz | |
|