Lanet olsun ki, benim büyük çabalarıma rağmen kısa sürede kaybettik yarışı. Ben, Hermes Kulübesi ile beraber altıncı yarışta 'Kırmızı' takımda yer almıştım. Başta gayet güzel gidiyordu. Herkes toplanmıştı, kırmıı takımın liderliğini yapan Persephone Kulübe'sinin lideri Jessica planımızı anlatmıştı ve hepimiz yerlerimize geçmek üzere etrafa dağılmıştık. Buraya kadar olaylar gayet güzel biçimde devam ediyordu. O zamanlarda bende yeneceğimizden emindim ve attığım her adımıda yanımdakilere güvenerek atıyordum.
Bir ara bir durgunluk oldu, Hermes kulübesi olarak üç takıma ayrıldık ve ilerlemeye devam ettik. Biz karşı takımın bayrağının başındaki bekleyenleri etkisiz hale getirmek için iyice uyuşmalarını ve sıkılmalarını bekliyorduk. Bir yandan da şaşırtmacalarla onları şaşırtarak oyalıyıp yoruyorduk. Şu ana kadar mavi takıma yaşattığımız tedirginliklerle kendimizi eğlendiriyorduk. Umarım ormana dağılan takım kısa sürede diğer takımdakilerin işlerini bitirir ve bize yardıma gelirler. Bu sırada bizde sıkılmaya başlamıştık yavaş yavaş. Biz ne olduğunu bilmiyorduk fakat bir süre sonra bizim taraftan sesler yükselmeye başladı. Bizde mecburi olarak apar topar yerlerimizden ayrılıp bayrağa doğru koşturmuştuk ki geç kaldığımız söylenebilirdi.
Lanet olsun ki bizim takımımız kaybetmişti. Oysaki ben yarış başladığında kendimden olduğunca emindim. Takımımızdan da olduğunca eminim. Ardından mavi takımın kazandığı ilan edildi ve böylece katıldığım ilk bayrak kapmaca yarışı, bizim aldığımız yenilgi ile sona ermişti.