Beni evimden,New York'tan alan safir "Rourke" beni bu sefer gezmem için yalnız bırakmıştı.Bir kaç saat gezip,Rourke ile bulaşacak sonra da kulübemize gidecektik.
Ben de doğal olarak Artemis'i -daha ne diyeceğime karar veremiyorum- görmeye gitmeye karar verdim.
Rourke'a sordum:
"Rourke,Artemis'le ne zaman,nerede tanışabilirim?" diye sordum.
Rourke bana acayip acayip baktı ve cevapladı:
"Şu an imkansız.Önce kulübene gidip,yerleşmelisin.Athena izin verirse görürsün.Gideceğin yer de şurası." diyip,Empire State Binası'nı gösterdi.Sonra da bana:
"Bir kaç saatliğine serbestsin.Saat 4'te tam burada buluşalım.Sakın geç kalma." dedi ve arkasına bakmadan kalabalığa karıştı.Çok ilginçti.Bir safirden,bir insana rahatça geçip,uyum sağlayabiliyordu.
O kalabalığa girdikten sonra ben de Empire State'e girdim.Resepsiyonist'e gülümsedim ama o bana gülümsemedi.Direk sordu:
"Kimi arıyorsun?Apollon'u mu Demeter'i mi?".Bu soruya şaşırdım ve cevapladım:
"Sanırım çok melez geliyor.Ben Artemis'i görmek istemiştim."
"600.kattadır kendisi.İyi eğlenceler." dedi.Çok soğuktu ve tınmadım.
Asansörü kullanmayı akıl edemeden merdivenlerden koştum.Enerjim hiç azalmıyordu.Koştum,koştum ama hiç bir eksiklik hissetmiyordum.600.kata gitmek için hiç efor sarfetmedim ve ulaşmıştım.
Bu sırada aşağıdan sesler geliyordu.
"Sat,Sat!Neredesin gel!"
Ağzını tutamayan resepsiyonist nerede olduğumu yumurtlamış olmalıydı.Ben de hemen Artemis'in kapısını çaldım.Kapı açıldı.İçerisi dumanlarla kaplıydı.Renk,renk dumanlar..
Artemis'in yüzü gözükmüyordu.Onu görmemi dumanlar engelliyordu.İçeriden bir ses geldi:
"Selam kızım.Ben Artemis.Sen benim kızımsın.Senden çok özür dilerim." dedi.Gözyaşlarına boğulmuştum.Bağırdım.
"Neden peki neden şimdi?Neden büyüdükten sonra aldın beni?Benim kurulu bir düzenim vardı orada!Kopardın beni getirdin buralara!"
Artemis de ağlıyordu.İçim burkuldu ve:
"Lütfen ağlama..Anne lütfen!"
Ağlama sesi kesildi.Konuşmaya devam etti.
"Kızım!Sanırım buraya gizli geldin.O yüzden hemen gitmelisin."dedi.
"Hayır,şimdi gitmeyeceğim işte!" dedim.Güldü.Sonra devam etti:
"İnatçısın,aynen benim gibi." dedi.Güldüm.Sonra uçarak önüme bir alet geldi.Bu bir şeye benzemiyordu.
"Ay bu ne?" dedim refleksle.
"Bu bir kolye kızım.Bu seni korusun." dedi.O sırada içeri Rourke girdi.
"Tanrıçam.Bizim gitmemiz gerek." dedi.Artemis de:
"Kızım,bu kolyeyi zora sıkışınca kullan.Hep boynunda kalsın.Zorda kalınca "Restle" de,kolye gücünü gösterir.Ama mutlaka çok zor durumlarda kullan.Sonra yine gelirsin kızım." dedi.Bağırdım:
"Görüşürüz anne!" dedim.
Rourke kampa gidene kadar sızlandı.Bense kolyem boynumda mutlu mutlu gittim.