Olimpos Rpg Percy Jackson ve Olimposlular ile Olimpos Kahramanları serilerinden esinlenilerek oluşturulmuş, zirvedeki rpg forum sitesi. |
|
| Keyifsiz bir günü keyiflendirmenin yolları... | |
| | Yazar | Mesaj |
---|
Stella Fabiano Hades'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 915 Kayıt tarihi : 20/08/10
| Konu: Keyifsiz bir günü keyiflendirmenin yolları... Cuma Eyl. 03, 2010 11:52 am | |
| Uykuluydum, yorgundum ve öfkeliydim. Bu haldeyken beni en iyi arkadaşım Lucy'den daha iyi kim anlayabilirdi? Dolayısıyla sabah antrenmanlardan hemen önce Athena kulübesini basmaya gittim. İçeride Anna hala uyuyor, Lucy bir şeylerin planını yapıyor gibi masasında düşünüyor ve yeni kardeşleri Diana'da yatağının üzerine oturmuş bir dergiyi inceliyordu. "Selam kızlar" dedim. Diana beni gördüğüne şaşırmış olmalıydı ama Lucy beni bekliyormuşçasına ayağa kalktı ve yanıma geldi. "Biraz otur Stell, sana cips stoklarımızdan getireyim" dedi. Ama canım istemiyordu. "İstemiyoum Lucy, yine de sağol" dedim. Lucy şaşkınca bana baktı. Ama babamla kavga ettiğimizden beri tek istedğim şey (bunu Hades'in kızı olduğum için söylemiyorum) ölmekti. "Sen mi cipsi istemiyorsun? Sanırım yanlış Stell'le konuşuyoruz" dedi Lucy gülerek. Bende gülmek istedim ama bir türlü gülümseyemiyordum. "Gerçekten Lucy. Hiç keyfim yok" dedim. (Eee Lucy, hadi beni güldür biraz ) | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Keyifsiz bir günü keyiflendirmenin yolları... C.tesi Eyl. 04, 2010 1:20 am | |
| Hımmm... Bu çok garip bir durumdu. Hani Stell'e 3. dünya savaşı çıkmış, yer yerinden oynuyor desem, konuşmama devam etmeden önce ona cips getirmemi isterdi. Normalde bunu arkadaşlarıma yapmaktan hoşlanmam ama düşüncelerini okumaya başladım. Gerçekten de durumlar cipsten vazgeçirecek kadar vahimdi, kampta duyduğum dedikodu doğruydu ve Tanrı Hades en yakın dostumun fikrini almadan onu ölümsüz yapmak istemişti. "İkiniz de fazla ileri gitmişsiniz." dedim, hafifçe başını salladı. "Artık onu sevmiyorum, hatta ondan nefret ediyorum." dedi ve gözünden yaşlar süzülmeye başladı. Sinirli veya öfkeli değil, sadece bitkin ve mutsuzdu. İşte bu tehlikeli bir durumdu; Stell içindekileri genelde dışarı kusar ve böylece rahatlardı. Şimdi... bunu yapamayacak kadar bezgindi. "Pekala, o zaman kendini öldür ve Elysum'a gitmek için tanrılara dua et. Ne güzel Luke ile sonsuza dek mutlu yaşarsınız." "Ne?" "Beni duydun Stell, babana böyle nefret beslerken yaşadığın her gün seni daha çok yaralayacak. O, senin yaşama amacın gibi birşeydi, ona resmen tapıyordun. Şimdi nefes almanın bir anlamı yok." Stell bana anlamamış gözlerle bakmaya devam ediyordu. Nefesalan'ı elime aldım ve arkadaşıma uzattım. "Al bak, kesin çözüm, çok sivridir." dedim. "Lucy saçmalamayı kes, kafayı mı yedin sen!!!" diye bağırdı Stell. Bunun üzerine sırıtıp derin bir nefes aldım. "Oh, be! İşte klasik bir Stell tepkisi gösterdin sonunda." dedim. Manyakça tavırlarım onu güldürmeyi başarmıştı, arkamdaki tabureyi fark etmeyip yere yapışmam üzerine de kendini tutamayıp kahkaha atmaya başladı. Ona eşlik ederdim... düşerken Nefesalan boydan boya kolumu kesmiş olmasaydı. Stell tişörtümden boşalan kanları fark etti ve şok oldu. Bu sırada Diana çoktan ilk yardım malzemelerini getirmişti. "Alış artık Stell, kılıç eğitmeniyim ama kendi kılıcımı eğitemedim gitti." dedim. Bu Nefesalan ile yaşadığım en az beşinci kazaydı. Sırıttım. "Ölümümün kendi kılıcımdan olmasını isterim, asil bir veda olur." diyerek derin düşüncelere daldım. Stell şakacıktan yaralı koluma vurunca da acıyla bir çığlık attım. Hades kızı artık yere yatmış kahkaha atıyordu, bir çeşit gülme krizine girmişti ve 5 dakika içinde müdahele etmezsem, büyük ihtimalle Luke'a kavuşacaktı. Eh, en azından 'ben transa girmiş bir ölüyüm' modundan çıkmıştı, kolumdaki derin bir kesiğe değerdi. | |
| | | Stella Fabiano Hades'in Çocuğu
Mesaj Sayısı : 915 Kayıt tarihi : 20/08/10
| Konu: Geri: Keyifsiz bir günü keyiflendirmenin yolları... C.tesi Eyl. 04, 2010 4:02 am | |
| Lucy bunu nasıl başarabiliyordu hiç anlamıyordum. En mutsuz olduğum günde beni güldürebiliyordu. Ama canım arkadaşım beni güldüreceğim derken kendini yaralamıştı.
Ona odadaki ambriosalardan yedirirken:
"Keşke bir Apollon çocuğu olsaydım. En azından iyileşmene yardımım dokunurdu" dedim iç çekerek. Lucy gülümsedi.
"Ben iyiyim Stell, sadece eskisi gibi gülümsemeni istiyorum" dedi. Yaralı koluna dokunmamaya çalışarak ona sarıldım.
"Teşekkür ederim Lucy, sen bir insanın sahip olabileceği en iyi arkadaşsın" dedim. Lucy ilk başta biraz şaşırmıştı ama sonradan gülümseyerek o da bana sarıldı.
Hadesle sonumuz ne olacaktı bilmiyordum. Sanırım ikimizde sakinleştiğimizde tekrar bir konuşma yapmamız gerekecekti. Ama o zamana kadar bunu düşünmemeye çalışacak ve Luke'u görme planlarımı sonraya saklayacaktım. Kendimi üzgün, öfkeli ve gerçek bir Hades çocuğu gibi kin dolu hissediyordum. Hades'in kendisinin bile bu kadar kin tutabileceğini sanmıyordum.
Şu an babamdan nefret etmem sonsuza dek edeceğimi göstermiyordu ya! Bunu daha önce de atlattım. Ama henüz mantıklı düşünemeyecek kadar kızgındım. Babamın sinirlerim tepemdeyken gelmemesi için dua ettim, çünkü o zaman işleri daha da batırabilirdim. Umarım yakın zamanda gelmezdi... | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Keyifsiz bir günü keyiflendirmenin yolları... Paz Eyl. 05, 2010 5:05 am | |
| "Bak ne diyeceğim Stell" diye konuşmaya başladım arkadaşımın yine 'trans' moduna geçmeye başladığını fark edince... "Şu Tanrılar yüzünden, ne zamandır sadece adrenalin için canavar avına çıkmadık, değil mi?" "Haklısın da... ne alakası var şimdi?" Sırıttım, sizi temin ederim her Hades çocuğundan daha sinsi bir şekilde. "Kamp ateşinde oturmuş bir hikaye dinlerken, birinden intikam almam gerektiğini fark ettim, bana yardım etmeye ne dersin?" Stell bana biraz endişeli bakıyordu. Eh, intikamlarımı pek hafif almazdım. "Lucy kimden intikam alacaksın? Aklından neler geçiyor?" "Henüz tanışamadığımız Poseidon oğlu Percy ve ablam Annabeth, yeraltında bir çıkış bulmak için Hayaletler Tanrıçası'nın yanına gitmişler. Tanrıça ablama acı çektirmiş ve onu çok üzmüş." "Saçmalama Lucy, bir Tanrıça'dan bahsediyorsun, hem de en korkunç olanlardan birinden!" "Tanrı Hephaistos'un bize verdiği üç kullanımlık madalyonları hatırladın mı?" Stell başını salladı. Suratımdaki sinsi gülümseme yavaş yavaş ona da yansıyordu. "Tanrıça'yı kendi silahıyla vuracağız, ona kendi gücüyle hükmedeceğiz. Ah, ne kadar zevkli olur düşünsene!" Artık heyecandan sesim çığlık atıyormuş gibi çıkıyordu. Stell çoktan olaya kendini kaptırmıştı, hararetle planımızın detaylarını konuşmaya başladık. Keşke ona o zaman şunu söyleyebilseydim: "Ah, Stell... Hayalet Tanrıçası'na gitmek istememin tek bir sebebi var, o da seni kendi iradenle yeraltına indirmeyi başarmak." Arkadaşım herşeyden habersizdi ama ikinci kez arkasından dolaplar çevirmekteydim. Hey, babasıyla arasına ne kadar soğukluk ve mesafe girerse, tekrar eskisi gibi olmaları o kadar zorlaşacaktı. Hem... belki Hayalet Tanrıçası'nı köşeye sıkıştırabilirsek, ondan istediğimizi alabilirdik. (rpout: sanırım devamı Styks Nehri'nde olur ) | |
| | | Lucianna Fackrell Athena'nın Çocuğu/Kulübe Lideri
Mesaj Sayısı : 4356 Kayıt tarihi : 22/08/10
| Konu: Geri: Keyifsiz bir günü keyiflendirmenin yolları... Paz Eyl. 05, 2010 5:07 am | |
| (rpout2: bu macera için süper fikirlerim var, acaba bir kehanet mi yazsak ) | |
| | | | Keyifsiz bir günü keyiflendirmenin yolları... | |
|
Similar topics | |
|
| Bu forumun müsaadesi var: | Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
| |
| |
| |
|