Melez kalmpına doğru yürüdüm. Orası yepyeni bir hayat, yepyeni bir başlangıç olacaktı. Kapıda ki melez danışmanı görebiliyordum. Benim gibi birçok çocuk buraya geliyordu. Derin bir nefes aldım ve kampa doğru yürümeye başladım.
Melez danışman beni karşıladı ve büyük bir eve götürdü. Bana kamp hakkında birçok şey anlattı yarışmalar, öğrenciler, annem. Melez danışman kalacağım klübeyi tarif etti ve sonra yanımdan uzaklaştı. Bende tarif ettiği klübeyi aramaya koyuldum. Etrafta birçok kişi vardı ve hepsi bana bakıp ya gülümsüyor ya da hoşgeldin diyorlardı. İnsanların bakışlarına alışıktım bu yüzden hiç bir tepki göstermeden klübeyi aramaya devam ettim. İçimde yaşadığım tek heyecan klübede kimlerle kalacağım ve kardeşlerimin kim olduğuydu. Acaba beni aralarına alacaklar mıydı? Benimle konuşacaklar mıydı? Aralarımız iyi olacak mıydı?
Sorular kafamda dönüp dururken sonunda bir klübenin önüne çıktım. Kalacağım klübenin bu olduğu kesindi. Klübenin rengi pembeydi ve çok hoştu. Tam bana göre bir klübe olduğunu düşünürken orada dikilmekten sıkılmıştım. İçimde ki heyecan artmıştı.
Derin bir nefes aldım ve büyük bir merakla kapıyı açtım. Klübenin içerisi çok hoş bir parfüm kokuyordu. Kokoyu içime çektim ve klübeyi incelemeye başladım. Kardeşlerim bana doğru bakıyorlardı.
''Meraba... Ben Opélia. Kampa bugün geldim.'' dedim. Kardeşlerimin yüzünde küçük bir gülümseme belirdi. Aralarından biri bana doğru bir adım attı.
''Hoşgeldin Opélia.'' dedi. Yüzüme bir gülümseme yapıştırdım ve kardeşlerimle tanışmaya başladım. Hepsi bana çok yakın davranıyorlardı. Bu hoşuma gitmişti burada yanlızlık çekmeyecektim. Bana bir yatak şeçmemi ve eşyalarımı yerleştirdikten sonra kampı gezdireceklerini söylediler.
Arkamda kuyruğpum gibi duran büyük bavulumu pencere kenarında ki bir yatağın yanına koydum ve eşyalarımı yerleştiremeye başladım. Kardeşlerimle beraber dışarı çıktık ve tüm kampı gezdik. Çok canayakınlardı. Gezimiz çok eğlenceli ve süper geçti. Sanırım burası o kadar kötü bir yer değil.