Melez kampına geldiğimden beri şaşkındım , yorgundum ve aklımda cevaplanmamış yüzlerce soru vardı.Ama yine de gelmemden kısa bir süre sonra Apollon tarafından sahiplenildim.Vay be ! Apollon ha.Güneş tanrısı..Bu .. bu çok havalıydı itiraf etmeliyim ki..Ama annemi geride bırakmıştım.Kısacası benim için hayatımda en zor gündü.Ama annemin iyi olduğuna emindim.Nerden bildiğimi bilmiyorum ama annem iyiydi.Aklımda türlü düşüncelerle Apollon kulübesine girdim.Burası hayalimdeki gibi değildi.Hayalimde burası sıkıcı ve herkesin kendi halinde durduğu bir yerdi.Ama burası çok eğlenceliydi.Melezler birbirleriyle şakalaşırken bazıları da yaralıları iyileştiriyordu.Ee nasılsa babamız tıbbın da tanrısıydı.Kulübeye girdim ve yatağa oturdum.Anında 2 kişi yanıma geldi.Bunlar kardeşlerimdi.Biraz havadan sudan konuştuk.Gerçekten çok iyi çocuklardı.Tam bunları düşünürken birden "Yastık savaşıı ! " diye bir bağırtı duydum o anda yüzümde 10 tane kadar da yastık patladı.En sonunda şaşkınlığımı üstümden atıp bende bir yastığa sarılıp karşıma çıkanlara saldırmaya başladım.Ama ortalık çok karışıkta ve itiraf ediyim yastıklarda sertti ve artık kafam acımaya başlamıştı.Gözlerimi kapatmıştım ve anı yaşıyordum.İşte o an mutluluktu.Hiçbirini tanımasamda bunlar kardeşlerimdi ve ben onlarla vakit geçiriyordum.Bunları düşünürken etrafın sessizleştiğini farketmedim ve gözlerimi açtığımda herkes aynı anda " Çaylağaaa ! " diye bağırıp saldırdılar bana.Savaş bittiğindeyse herkes yataklarına çekildi.İşte Apollon kulübesindeki ilk günüm böyleydi.