Asansörün kapıları açıldı. Olimpos tüm muhteşemliğiyle karşımızdaydı. Ağzım açık bir şekilde etrafa baktım ve "Büyüleyici!" dedim. Olimpos'u anlatabileceğim en uygun kelime buydu sanırım.
Bu sırada gayet alaycı bir ses "Demek benim küçük melez kardeşim sonunda Olimpos'a gelmiş!" dedi. Gözlerimi devirerek sesin geldiği tarafa döndüm ve biricik (!) abimle karşılaştım.
Uykumu getiriyordu, ama ona kapılmadım. Sonuçta ikimiz de aynı babadandık ve ona karşı az da olsa bağışıklığım vardı. Ama Summ benim kadar şanslı değildi. Gözleri kapanmaya başlamıştı. Kolundan tutup ayakta durması için destek olurken "Hey! Kes şunu!" dedim Morpheus'a. Kahkaha attı ve "Tamam, ama birazdan size vereceğim görevi asla babama söylemeyeceksiniz." dedi. Harika! Sanki babam öğrenemezmiş gibi...
Sinirle "İyi, tamam, söylemeyiz." dedim ve Summ birden eski enerjikliğine döndü. Şaşırmıştım, yemin falan istemeyecek miydi?
Düşüncelerimi duymuş gibi "Ah, eğer söylersen sonsuza dek kabuslarınla baş başa kalırsın." dedi. 'Adi!' dedim içimden duyması umuduyla. Pis pis sırıttı.
"Eee? Görev ne?" diye sordum. Morpheus endişeyle etrafına baktı ve "Othyrs Dağı'nın oralarda insanların rüyalarını şekillendirirken yanlışlıkla Atlas'ın rüyasını şekillendirmeye başlamışım. Fark ettiğimde yarı uyur haldeydi. Bir şey yapamadım, çünkü geri alırsam babam anlardı. Şimdi siz oraya gidecek ve onun uyumasını engelleyeceksiniz." dedi.
Summer'la önce birbirimize sonra Morpheus'a baktık. "Şaka mı yapıyorsun?" dedim. Summ da bana katıldı ve "Hiç komik değil." dedi.
Morpheus birden sinirle üstümüze yürüdü ve "Şaka yapıyor gibi mi görünüyorum melezler? Gayet ciddiyim, oraya gidecek ve Atlas'ı uyandıracaksınız!" dedi.
"Ya yapmazsak?" diye sordum. Summer'ı bu işe bulaştırmak istemiyordum. Sonuçta Atlas'tan bahsediyoruz!
Sırıtarak "Eğer yapmazsanız sevgili kardeşim, amcamla karşılaşırsınız." dedi. Yutkundum. Amcam, yani Thanatos, yani ölüm... Summer bana bakıyordu. Amcamın ismi çok geçmezdi. Bu nedenle kimden bahsettiğimizi anlamamıştı.
Gülümsemeye çalışarak "Peki, öyle olsun. Görevi kabul ediyorum." dedim. "Güzel..." dedi ve yok oldu.
Summer şaşkınlıkla bana bakıyordu. "Amcanız?" dedi. Sanırım ona anlatsam iyi olurdu. "Hypnos ve Thanatos. Babamı zaten biliyorsun, uyku demek. Amcamsa, ölüm demek." dedim. Summer'ın yüzü beyazlamıştı. "Sanırım kabul etmekle en iyisini yaptın." dedi.
Kafamı salladım ve asansöre bindik. Adam resmen bizi ölümle tehdit etmişti! Hadi ben neyse de, Summ sadece bana yardım etmek için gelmişti. Şimdi ölümle burun burunaydı.
Devamı Othyrs Dağı'nda...