Kulübenin eksiklerini içeren bir liste yaptım. Oldukça uzun bir listeydi ve ben bir an önce alışverişi bitirip, yarınki denetleme için etrafı temizlemeliydim.
Kulübeden çıktım ve an yakındaki meleze sadece adını duyduğum bir yer olan marketi sordum. O bana yerini tarif ettikten sonra markete gittim ve almam gerekenlere baktım.
En üst sırada temizlik malzemeleri vardı. Temizlik malzemelerini aldım. Daha almam gereken çok şey vardı ama şimdiden taşımakta zorlanmaya başlamıştım.
Bomboş kalmış buzdolabımız için de bir şeyler aldıktan sonra kulübeyi güzelleştirecek bir şeyler aradım. Tam bizim kulübeye göre duvar kağıtları bulunca, anında kaptım. Bir de oda spreyi aldım.
İnsanın uykusunu getiren bir kokuru vardı. Yani tam kulübeme göreydi!
Elimdekilerle zor da olsa kasaya varabildiğimde adam şaşkınlıkla bakıyordu. Güldüm ve "Ne? Kulübemde tek kalıyorum ve kulübe bomboş!" dedim. Adam şaşkınlığını attı ve "Hypnos kızısın anlaşılan. Senin uyuyor olman gerekmez mi?" diye sordu. Ya anlamıyorum, ben birazcık fazla enerjiksem bunu sürekli suratıma vurmaları mı gerek? Üvey evlat mıyım ben acaba!? Yanlış mı sahiplenildim?
"Uyurum, ama bulaşıkların arasında uyumaya niyetim yok!" deyince sustu. Ben de elimdekileri sürükleye sürükleye kulübeme gittim.