"Hımm, ilginç bir yetenekmiş. Yalnız benim biraz işim var, sana Hektor yardımcı olsa olur mu ?" Çocuk başını "tamam" anlamında salladıktan sonra Athena beni odaya çağırdı. Odaya giderken Tanrıça ile karşılaştık, bana göz kırptıktan sonra yoluna devam etti. Odaya girince içerideki çocuğu gördüm. Çocuk sarı saçlıydı, somurtkan bir tipti. Ona biraz dikkatli bakınca gerçek bir Dionysos olduğunu anladım. Her tarafında üzüm lekeleri vardı, çocuğun baygın bakışları eşliğinde önünde duran koltuğa oturdum.
"Selam ! Ben Hektor, Küçük Tanrıyım" Çocuk bunu duyunca oturduğu yerde dikeldi ve daha düzgün bakmaya başladı. Sanırım bunları Küçük Tanrı olduğum için yapıyordu.
"Bende Kevin, Dionysos oğluyum"
"Tanıştığıma memnun oldum Kev, sana Kev diyebilir miyim?" Çocuk evet anlamında başını salladı. "Eee Kev, özel gücün nedir?"
"Ben şaraptan kalkan yapabiliyorum. Sadece bu kadar, biliyorum biraz saçma bir yetene-" Sözünü bitirmesine izin vermedim
"Saçma yetenek yoktur Kev, sadece yeteneğini kullanmayı bilmiyorsundur. Bence senin yeteneğin şarabı kontrol etmektir. Sadece kalkan yapmakla sınırlı değildir. Hem şaraptan kalkan yapabilen onu kontrol de edebilir" Çocuk bu sözlerimin üzerine biraz düşündü.
"Eee kararın nedir?" Çocuk sıkıştırmam üzerine cevabını söyledi.