Kılıç kullanma teknikleri dersliğinde otururken kapı açıldı ve bugün ders vereceğim ilk öğrenci belli oldu. Gülümseyerek ona içeri girmesini işaret ettim ve "İsmim Lucianna, Athena kızıyım. Sanırım kılıç eğitimi almak istiyorsun?" diye sordum. Yeni öğrencim olumlu anlamda başını salladı ve ardından, "İsmim Leonard, Hermes kulübesindenim. Evet, en kısa zamanda kendimi kılıç kullanmakta geliştirmek istiyorum." cevabını verdi. Yerimden kalktım ve dolaba gidip pek kaliteli sayılmayacak iki kılıç aldım, birini Leonard'a uzattım ve "Tanıştığımıza memnun oldum Leonard. Sabırsız bir öğrenciyi bekletmek istemem, hemen arenaya gidip dersimize başlayalım." dedim. Leonard'ın onaylaması üzerine derslikten çıkıp arenanın yolunu tuttuk. Güneşin tepemizde parladığı ve bize zor anlar yaşattığı o sıcak günlerden biriydi ve arenanın dört bir yanı melezlerle sarılıydı. Kılıca bu kadar rağbet olması beni tabii ki sevindiriyordu ama öğrencilerimi çalıştıracak açıklık bulamamak gibi bir sıkıntımın olduğu da bir gerçekti. Nihayetinde kendimize uygun bir yer bulduk ve derse başlamaya hazır olduğumuza kanaat getirerek "İlk önce kılıcı kavrayışın ve savurman üzerinde çalışmalıyız; yani elini kılıca alıştırmalıyız." dedim.