Merhaba , ben Leonard Jones . Kendimi bildim bileli bir yetimhanede yaşıyorum. Annemle babam ben doğmadan önce ölmüşler. Bir DEHB hastasıyım. Ama bir gün hayatımı değiştiren çok önemli olaylar oldu. Ne mi oldu ? İşte bunlar:
Bir gün her zamanki gibi yetimhanedeki okula gittim. İlk dersimiz matematikti matematik hocamızı hiç sevmiyordum. Ama matematiğim çok iyiydi. 2. 3. ders derken okul bitti. Nordmalde ben de herkes gibi okuldan yetimhaneye giderim ama o gün canım dışarı çıkıp dolaşmak istedi. Dışarı çıktım. Yetimhanenin bulunduğu bölge çok sığ bir yerdeydi. Ama buna rağmen olağanüstü bir manzarası ve bir deresi vardı. Dışarı çıktım. Derenin kenarına gidip biraz oturdum. Ayaklarımı suya soktum. O gün yaşadıklarımı düşündüm. Çok monoton bir hayattı. Ama bugün okula yeni biri gelmişti çocuktan hoşlanmıştım. Gün boyu onunla takıldım. Adı Harry'di. Harry çok iyi bir çocuktu ama engelliydi. Koltuk değnekleriyle yürüyordu. Ama çok iyi birisiydi. Derenin kenarında biraz oturduktan sonra yürümeye başladım. Dere boyunca yürüdüm. Yürürken arkamdan takip edildiğimi hissettim. Arkamı döndüğümde kimse yoktu. Yürümeye devam ettim. Bir süre sonra biri adım adım beni takip etmeye başladı. Arkamı döndüğümde karşımda saçı sakalı birbirine karışmış bir adam vardı. Nasılsın Leo dedi. İyiyim de siz kimsiniz dedim. Adamın tipi hiç hoşuma gitmemişti. Ve bir anda adam biçim değiştirmeye başladı. Kanatları çıkıyor iyice siyah oluyordu. Ve adam değişimini tamamladığında karşımda vahşi bir Furia vardı. Çok korkmuştum. Derken arkamdan Harry'nin sesini duydum Leo hemen buraya gel Hemen Harry'nin arkasından koştum. Harry'nin Furiaya Hemen defol yoksa seni öldürürüm dediğini işittim. Furia üstüne yürüdü Harry'nin ama sonra uçup gitti. Harry beni yanına çağırdı. Burada kalman lazım ben hemen geliyorumdedi ve koşa koşa gitti. 10-15 dk sonra bir araba geldi ve içerisinde Harry vardı. Hemen Yola koyulduk. Harry'e nereye gittiğimizi sorduğumda nereye gittiğimizi söylemek yerine Bak Leo senin baban ölmedi baban bir tanrı sen de bir yarı-tanrı yani melezsin dedi. Ben anın şokunu atlatamadan bir anda arabamız havaya uçtu. Kısa bir baygınlık geçirdikten sonra arabamızın ters dönmüş bir şekilde durduğunu ve benim dışarda yaralı bir şekilde yattığımı farkettim. Hemen ayağa kalktım. Arabamızın üstünde bir ağaç vardı. Ve arabamızın 3 metre gerisinde 2.5 m bir yarı boğa duruyordu. Önünde yatan Harry'i kokluyordu. Bu beni çok sinirlendirdi. Hey koca kafa diye bağırdım. Bu hayatımda yaptığım en aptalca şeydi ama yinede canavarın dikkatini Harry'den başka bir yöne çekmeyi başarmıştım. Şimdi ise canavar bana doğru yürümeye başlamıştı. Tam dua etmeye başlayacaktım ki bir anda vücuduma bir enerji doldu. Kollarım güçlendi. Tam o anda canavar üstüme saldırıya geçti. Bana doğru koşmaya başladı. Tam bana çarpmasına 30 cm kala tam yana atladım. Ve arkamdaki ağaca çarptı. Arkasını döndüğünde sırtında koca bir baltanın asılı olduğunu gördüm. Hemen sırtına sıçrayıp baltayı aldım. Canavar baltanın alınmış olduğunu farketmiş olmalı ki bana döndü. Tam o sırada baltayı canavarın tam göğsünün ortasına fırlattım. Canavar buharlaşmaya başladı. Ve geriye hiçbir şey kalmadı. Hemen Harry'nin yanına koştum. Harry baygındı. Harry'i kucakladım. Etrafıma bakındım. Bir bayırın ucundaydık. Ve aşağıda bir kulübe vardı. Harry'i oraya kadar taşıdım. Ömrümde hiç bu kadar yorulmamıştım. Karşıma alt tarafı at üst tarafı insan olan biri çıktı. Suratında neler oluyor burada ifadesi vardı. Olayları anlattım. Harry'ninde dediği gibi Leo sen bir melezsin babanın kim olduğu belli olmadı o yüzden şimdilik 11. kulübede kalacaksın dedi. 11. kulübeye gittiğimde herkes uyuyordu. Çünkü saatin 4'ü filan olmalıydı. Hemen boş bulduğum bir yatağa yattım ve başımı yastığa koyar koymaz yorgunluğun ve olayın şoku ile uyudum...