Bells'le bir bankta oturmuş sohbet ediyorduk. Hava önceki günlere göre daha iyiydi. Bu havada boş boş oturuyorduk. Canım bir şeyler yapmak istiyordu ama canavarlarla da uğraşmak istemiyordum. Onlarla dalga geç, artistik bir şekilde öldür...Uğraşamazdım. Daha başka bir şeyler bulmalıydık. Bells'e "Canavarsız bir şeyler yapmalıyız." dedim. Bells kısa bir süre düşündükten sonra "Eğlenmek istiyorsak kamp dışına çıkmalıyız." dedi. Haklıydı. Mutlaka kampın dışına çıkacaktık. Ne yapabiliriz diye düşünürken Bells "Buldum." dedi. Ona baktım ve "Seni dinliyorum." dedim. Sırıttıktan sonra "Nereus'a gidelim. Birkaç bilgi alırız." dedi. İyi fikirdi. Başımıza bir iş geleceğini sanmıyordum. Gülümseyerek "Tamam, ne soracaksn?" diye sordum. Bells güldü ve ayağa kalktıktan sonra "Bilmiyorum. Orada düşünürüm." dedi. Ben de ayağa kalktım ve yanımıza gereken eşyaları almak için kulübelere doğru yürümeye başladık. Kısa bir süre sonra kulübelerin oradaydık. Ben kendi kulübeme, o kendi kulübesine gitti. Kulübeme girdiğimde hemen geniş bir çanta aldım ve içine gereken tüm eşyaları doldurdum. Her şeyim tam olduğunda kulübemden dışarı çıktım ve Hermes Kulübesinin önüne gittim. Burada Bells'i beklemeye başladım.